bugün

Altyapı'ya önem verilmiyor olması başlıca nedenlerden birisidir. Sonra yalan, dolan çirkef futbol medyamız.. Ardından bilinçsiz taraftar kitleleri.. mütevazilik kavramlarından habersiz olmamız ve mücadele edilecek her kulvarda maçlar bile başlamadan "kesin final oynarız, şampiyon oluruz" tartışmalarının yaşanmasıdır.
parası olan düdüğü çalar mantığının güdülmesi...
buyuk sahalar efendim. ne alaka dediniz duydum vallahi.

soyle ki, o buyuk sahalarda kosan adam, futbolu kosmak olarak ogrenir.
pasmis, adam kacirmaymis, adamdan kacmacaymis bu ve benzeri derslerin egitimi eksik kalir. taktik egitim eksik kalir.

diyeceksiniz ki, adamlar kosmasin mi, kondisyonu var seyi var bunun. kondisyon saha disinda calisilir. sahada kosturarak kondisyon kazanandan adam olmaz.

avrupalilarin koca koca statlari yok mu diye soracaksiniz. var elbet. ama cogunlugu kucuktur. bir kac tane buyuk unludur. futbolcularin cogunlugu kucuk saha da oynar, cok iyiyse oyuncu buyuk sahada ev sahibi olur.
bu ülkenin gelişmemesinin nedenlerine paralellik gösteren nedenlerdir. hepsi aynı kapıya çıkar.
bilumum spor programları.
30 yaşında olan tugay kerimoğlu'na yaşlı deyip göndermek, 24 yaşında ki semih şentürk'e genç deyip oynatmamak olabilir. ulan everton 16lık rooney'i sahaya sürerken ne ayıp etmiş veya milan 40 yaşına gelmiş maldini'yi oynatırken küfürü hak ediyor...
-kulüplerin havuzdaki paylarının adil olmaması, bunun sonucu olarak anadolu kulüplerinin ticarethane zihniyetiyle üç büyüklere futbolcu pazarlama rolünden ileri gidememesi,
-sistemin, sabrın, istikrarın zor bulunması,
-istanbul dışındaki çoğu futbolseverin üç büyük kulüp sevdası, bunun sonucu olarak da 5.ci bir şampiyonun çıkamaması,
-üç büyük kulübün hakemler ve federasyon üzerinde baskı kurabilmesi, bunun sonucu olarak da bu kulüplerin az veya çok bir şekilde kollanması,
-avrupa ülkelerinin türkiye'den zengin olması ve bu sebeple futbollarına daha çok yatırım yapabilmeleri.
(bkz: sabri sağıroğlu)

edürt: sarıoğlu değil, evet sağıroğlu. insan bu kadar kafasına göre top oynar mı? oynarsa böyle olur. eş dost tavsiyesi dinle bari. o da yok. bırak bu işleri mayk.
erkeklere göre maç izlerken bir bayanın televizyonun önünden geçmesi.
o gol hep o geçiş yüzünden atılamaz! *
türk antrenörlerin, (bkz: sabri sarıoğlu) (bkz: ibrahim üzülmez) ve türevleri gibi futbolcumsuları altyapıdan a takıma çıkarmakla kalmayıp, bi de bunları milli takıma dahil edecek kadar yeterli görmesinden kaynaklanan durum.
ülkemizin her alanında görülen koltuk sevdalıları. amaçları hizmet olmayıp sadece işten para kazanmak olan kişiler yani.
minik ve yıldız kategorisinde futbol oynamaya çalışırken, teknik ve futbol zekasından ziyade, kalıp* ve topa sert vurma özelliklerinin aranmasıdır.

örneğin şu anda süper lige son 5 senede damgasını vurmuş asist kralı alex ve galatasaraylı sabriyi ele alalım.*
2sini de 14 yaşında düşünelim. hoca alex'i keser, sabri'ye 10 numarayı verir. amatörde böyle kimse şaşırmasın. ne oldu? 14 yaşındaki futbol zekası futbola küstü.

amatör futbol oynamış herkes bunu farkeder. topa sert vuruyorsan, maç boyunca koşabiliyorsan, ve bir omuzda adamı yıkabiliyorsan amatör futbolun kralısın, aslansın kaplansın.
futbolcuların okulda değil sokakta yetişmesidir. Bu işin okulundan mezun olmayanlar profesyonelliğin farkında olamamaktadır. 10 yaşında okuldan kaçıp sokakta top oynayan tuncayla, bugün premier ligde oynayan tuncay arasında bir fark yoktur. O yüzden chelsea yerine stoke city'de oynamaktadır. Ülke futbolunun hiçbir temsilcisi yurtdışına 10-20 milyon dolarlık transferler gerçekleştirememektedir.

2000 yılında uefa kupasını kazanan bir takımı, 2002 yılında dünya üçüncüsü olan bir milli takımı olmasına rağmen hala futbol okullarını ülkenin dört bir yanına halen kuramamasının nedeni çok iyi araştırılmalıdır. Steven Gerard, Liverpool'un 2 milyon dolara kurduğu futbol okulunun mezunudur.

Bu kadar işsizliğin kol gezdiği ülkede sporu halen istihdam aracı olarak görmeyen zihinlerin yönettiği bir ülkede ne spor, ne de özelde futbol gelişemez. Bugün Diyarbakırspor Ekvatorlu bir kaleciyle ya da haritada yerini bulamayacağımız bir ülkeden bir forvetle oynayacağını hakkarili seyitle, bingöllü zeki ile oynasa bu ülkenin hem sporu gelişir hem de daha birçok sorunu aynı anda çözülmüş olur.
taraftarı, futbolcusu, yönetcisi, hakemi, federasyonu hatta malzemecisi, sağlıkçısı ve bu çarka, bir şekilde dahil olan herkesin katkısı sonucu türkiye'de futbolun gelişmemesi durumudur. önce beyinlerde; futbolun ne için oynandığı, nasıl oynandığı tanımlanmalı. sonra da kurallar bilinmeli. insanların hırsları, arzuları, bir disipline sokulmalı. ve insanlara ne olursa olsun, bunun bir oyun ve eğlence aracı olduğu hatırlatılmalı.
devamlılık sorunu oyunun bir bölümünde yüksek bir bölümünde temponun düşmesi.
savunma sıkıntısı.
doldur boşalt.
(bkz: rejenerasyon)

sade futbolda değil diğer sporlarda da.
Bu ülkenin beden eğitimi ve spor yüksekokullarında tamamen bilimsel yöntemlerle yetiştirilen spor yöneticileri ve antrenörler yetiştirilmektedir. Bu okullardan mezun olan alannda uzman kişiler yerine futbol'u bırakan bi sporcunun hemen bir takımın başına geçirilmesi ve ya parası var die futbol' dan anlamayan birinin bir kulüpte yöneticilik yapması türk futbolunun gelişmeme sebeplerinin başını çekmektedir.
(bkz: sabri sarıoğlu)*
(bkz: şark zihniyeti)

Kimse kusura bakmasın. Bizler batıyı kıskanır, doğulu gibi hareket ederiz. Peki böyle hareket edince ne olur? Birden bir parlama olur, herkes "evet şimdi oldu" der ama, devamı gelmez. Zira alt yapı değil üst yapıyla ilgilenilmiştir.

Batılı zihin; düşünür, icraate geçer, geri bildirimler doğrultusunda tekrar düşünür
Doğulu zihin; harekete geçer, o an işler yolundaysa devam eder, olmadıysa bir de şöyle yapalım deyip gene harekete geçer. Arada bir yerde durup düşünür mü, meçhul.

Yani bizde bu kafa oldukça anlık, devamı gelmeyen/olmayan başarılar yakalanır. Milli takımda yabancı ülkelerde futbola başlamış olanlar olmasa, bu kadarı da hayal. Devamlılığı en çok olan oyuncumuz Mehmet Aurelio gerisini siz düşünün artık.
alt yapıya gerekilen önemin verilmemesi, yabancı futbolcu hayranlığı, 30 yaşını geçmiş oyunculara astronomik ücretler, ve fazlaca verilen tavizler türk futbolunun gelişmesine engeldir. bunları aşabilirsek avrupa liglerindeki statüye ulaşabiliriz.
Eric Gerets’e Marsilya’ya gittiği zaman ilk basın toplantısında, Fransa’daki medyanın eleştirisinden korkmuyor musunuz diye sorulan soruya, “Ben Türkiye’de çalıştım” diye cevap vermesi ülke futbolumuzun gelişememesinin sebeplerinden birini kısaca açıklıyor.
profesyonel olarak yetişmemesine rağmen profesyonel denilen futbolcular.
her futbol takımının iyi futbol değil de şampiyon olma arzusu.
(bkz: sabri sarıoğlu)
(bkz: aziz yıldırım)*
güncel Önemli Başlıklar