bugün

iki yıl önce israil büyük elçilik danışman bayanının tarafıma bizzar sorup beni utandırdığı durumdur.
muhalif düşünceyle kalkınmayı ve yeni fikirleri desteklemeye katkısı olmayan bir eylemdir.

zira her halükarda desteklemek, oluşumun kendi hatalarını sorgulamasını engeller. iyiye doğru değişimin dinamiklerinden biri sorgu mekanizmasıdır, eleştiridir.
lider demokrasisinin sonucu durum. takım tutar gibi parti tutmaktan da öteye geçti artık bu durum bu ülkede.

takım tutan adam hiç olmazsa 10-15 kişi sayar takımından ve o kişilerle ilgili ayrıntılı fikri olur, ya partililer seçtiği milletvekilllerini bırakın tanımayı ismini biliyorlar mı acaba?

takım tutar gibi parti tutanlar olsa keşke...
belediye başkanlığı seçimlerinde düşük oy alan partilerin, küme düşüp bir sonraki seçimde muhtarlık için aday çıkarması, muhtarlık seçiminde en yüksek oy alan partinin, şampiyon olup bir sonraki seçimde belediye seçimlerine katılma hakkı kazanması.

veya

belediye seçimlerinde yüksek oy alan partilerin milletvekili seçimlerine katılma hakkı kazanması.

olabilir mesela...
(bkz: yaratıcı chp taraftarı)
yanlış bir davranıştır zamanla sizinle ters düşen partiyi tutmak akıl karı değildir. diğer alternatifleri de değerlendirmek gerekir.
seçim öncesi her yere bayrak asıldığı düşünülürse çok da garipsenmeyecek durumdur.
bir örneğini eski çalıştığım dükkana su getiren adamda gözlemledim. adam "ben dededen mhp liyim, mhp nin başına apo da geçse ben mhp liyim" şeklinde saçmalıyordu. cahil diyip, gülüp geçiyorduk.
faşizanlıktır. fanatizmdir. hizipçiliktir. *
(bkz: sik tutar gibi parti tutmak)
bir nevi fanatikliktir.

seçimlerden önce;

bu sene iktidar görelim sizi
ölmeden mezara koymayın bizi
korkutmaz bizleri tayyibin parti
ölümüne seviyoruz biz partmizi

yada;

ne zaman gelecek o büyük gece
turlar atacağız meclisimizde
bir elde rozetimiz bir elde yeminimiz
güzel olacak o gece zaferimiz...

yahut;

seçimleri kazanacaksın
sen iktidar olacaksın
ölsün
seni sevmeyen ölsün
ölsün...

gibi tezahüratlarla dolaşılabilir ortalıklarda.
anneden-babadan chpli, ailecek mhpli, sülalecek akpli olmaktır. sadece yazeysel birkaç şey bildikleri ideolojiler ya da kurucusu şu veya bu diye bir partinin taraftarlığını yapmak, mitinglerinde diğer partiler aleyhine sloganlar atmak. partinin genel başkanı ya da herhangi birşeyini doğru ve ya yanlışlarını kabullenerek değil mükemmel olduğuna inanarak tam bir fanatizimle tutmaktır. hatta bazen işi holiganlığa kadar götürüp olaylar çıkaracak insanlara zarar verecek ve bazen ölümlere yol açacak boyutlara ulaşır. fakat çoğu partinin ideolojisi sadece bir paravandır. artık eskide kalmış insanların isimlerini kullanarak ya da onlara hala süregelen sevgi ve saygıdan yararlanarak bir yerlere gelmeye çalışırlar.
bir de taraftar grupları vardır.

çarşı, ultraslan, gfb, teksas, hodri meydan vs. gibi bu kulvarın da büyük taraftar grupları vardır.

ancak, türkiye'deki en büyük taraftar grubu tartışmasız gülen grubudur.

reee-ceppp tayy-yyiiiiip er-do-ğan, re-cep tayyip er-do-ğan
yüzeysel olmakla itham edilen davranış.

oysa yüzeysel bakarsanız, takım tutar gibi parti tutmak yanlış, işin derinine biraz inerseniz gayet de doğrudur.

ideolojisi olan insanlar için;

siyasi parti, ideolojisinin politikadaki temsilcisidir. siyaset sahnesindeki partiler, bir gün bir ideolojiyi, ertesi gün daha başka bir ideolojiyi savunmazlar. dolayısıyla bu alan statiktir. Kişinin ideolojisi değişmediği sürece, o siyasi partiye destek vermeye devam edecektir.

idealist insan, desteklediği partinin iyi yönetilmediğini düşündüğünde, buna karşı da mücadele etmekle kendini görevli sayar. ideolojik temsilcisinin doğru temsili meselesi, o ideolojiyi savunmasını engellemez.

ideolojisi olmayanlara ne diyeğiz peki?

aslında bizim ülkemizde, henüz ideoloji seviyesine gelmemiş, geniş halk kitlelerinin yaşam tarzları ve inanç dünyaları üzerinden politik duruş sergileyen siyasi profiller vardır.

genelde ideoloji partilerinden daha çok, merkez partisi denilen bu partiler iktidara gelirler.

siyasetin istikrarlı oldğu dönemlerde, merkezde genelde iki kutup olur. yanlışlık payı da olsa "sağ-sol" kavramları bu durumu en basit haliyle özetler. dolayısıyla gündelik yaşam tarzı ve inançları üzerinden hangi partiyi yakın görürse, seçmen o partide kalıcı olur. iki kutuplu bu siyaset tarzında, diğer partiye oy vermek, biraz da yaşam tarzı ve inanç önceliği değişimi demek olur.

dünya konjonktürüne bağlı olarak, ideolojik yapılanmanın taşıdığı stres artarsa, merkez ideoloji partileri tarafından da işgal edilebilir. burada yine dikkat çekici olan şey, sağ merkez partilerden sağ ideolojik partilere oy kayması olduğudur.

yine genel hatlarıyla ifade edecek olursak, ülkelerin sağdan sola veya soldan sağa merkez eğilimlerinin değişmesi çok sancılı ve ender görülen olaylardandır. dolayısıyla merkez partileri ve ideolojik parti geleneği yerleşmiş demokrasilerde, hep aynı partiye oy veren insanların çokluğu hiç de şaşırtıcı değildir.

dahası hiç de cahilce değildir.

gelin burada bir seziyi de paylaşalım. genelde takım tutar gibi parti tutmakla itham edilenler, cahillikle, tutuculukla vs. itham edilir. aydınlanması, bilinçlenmesi salık verilir. kimin ne olduğunu anlaşıldı mı? Anlayan anlamayana anlatır artık.
holiganlıktır.

"hadi amcalarına pipini göster" süreci ile başlayıp, mahalle arkadaşlarının konuştukları ile netleşip tutulan takım ismi, ölene dek götümüzün dibinden nasıl ki devam edip geliyorsa, bırakılmıyorsa yarı yolda, takım değiştirmek döneklik, ibnelik addediliyorsa,
siyaset ile ilgili renk seçilip, ben sağcıyım, ben solcuyum denilerek, başkanına, üyelerine, bakılmazksızın arkasından koşturulan durumdur.

bu siyasi holiganlar, genel seçimlerde oy verdiği parti için, yerel seçimlerde dahi olayı partisel düşünerek hareket edip, oyunu belediye başkan adayına göre değil, tuttuğu partisine oy vererek holiganlığını ortaya koyar. çünkü tarafını seçmiştir bir kere. dönüşü yoktur onun için. körü körüne bağlanma budur efenim. tutmuş olduğu parti mensubu vekil, banka hortumlasa dahi bu holiganın bahsi geçen vekili aklamak için konuşacağı bişeyler çıkar. ray-ban at gözlüğü sponsorluğu ile düzenlenen mitinglere katılıp, içinde ki ukteleri döker. bir nevi günah çıkarmıştır. içinde bir gram ukte kalmamıştır partisi hakkında. hiç bir surette sebeb-sonuç ilişkisi aramaz. savunur da savunur.

yapmayın efendiler. akp-chp-mhp ve diğer parti holiganı arkadaşlar. geri çekilip neyi ve kimleri savunduğunuza bir bakın. unutmayalım, barış getiren ideoloji yoktur.
saçmalamanın danikasıdır. türkiye'de daha çok "kin" tutar gibi tutuluyor partiler ve o partilerin aslında sahip olduğu ve savunduğu fikirler. liderler ise aile şirketi işletirmiş gibi hitap ediyorlar halka. ne garip!
(bkz: solcu zihniyeti)
(bkz: sağcı zihniyeti)
parti tutar gibi takım tutmaktan iyidir. zira 2 seneye bir takım degistirip; gelecek, basarı ve istikrar vaad eden takımın yanında olmaktansa parti konusunda boyle geldi, boyle gitsin demek daha kabul edilebilirdir.
çok uzaklara değil, meclis tv'ye baktığınızda karşılaşacağınız olay.
meclis tv seyrederken, yoklama sırasında, tutulan partinin milletvekillerinin ismi okunurken "oley" çekilir.
Kömürcü bunlar.
bu memleketin başına ne geldiyse bu yüzden gelmiştir. o partinin lideri kim olursa olsun, o partiyi desteklemekten vazgeçilmez bu ülkede. o parti yöneticilerinin karıştırdığı dolaplar da değiştirmez bu aşkı. sorsan asgari ücretle geçiniyordur, sağa sola borç diz boyudur, çocuklarını nasıl yetiştireceğini kara kara düşünüyordur ama iş partiye gelince anlayamadığım bir salaklıkla toz kondurmaz yurdum insanı. bilmez ki o deliler gibi savunduğu partidir içinde bulunduğu durumun nedeni. partisindeki herkesi kendi gibi bilir böyleleri. bu türk milletinin saflığı mıdır, iyi niyeti midir, yoksa salaklığı mıdır çözemiyorum sözlük.
(bkz: fc akp)**
bir dede yle tanıştım seçim öncesi konu geldi çattı seçimlere,

-dede kime vereceksin oyunu dedim
dedem aynen şöyle dedi
-benim oyum 60 yıldır kır ata gider.
(bkz: baykal için açlık grevi yapan chp gençlik kolları)