bugün

dönüşü olmayan bir yola girdim sözlük. uzun zamandır istediğim şey oldu ama şimdi istemiyorum. ama geri de vazgeçemem. mahvoldum ben sözlük. mahvoldum.
Beni sigara değil galatasaray kanser edecek en sonunda.
hergün profiline giriyorum.beğendiğin sayfalara ,kiminle arkadaş olduğuna tek tek girip bakıyorum.aslında hergün feyste seni bekliyorum girdiğinde belki yazar diye..sen yazmadan çıkınca ben bok gibi kalıyorum.bana karşı birşey hissetmediğini de biliyorum ama nedense sana aşiğim
16 17 senedir patlıcan yemeyen adamım. annemin "patlasın amcan" sözünden dolayı üstelik. o kadar çok sevdiğim amcam, pazartesi beyinde oluşan kitle sebebiyle ameliyat olacak. doktoru ise, 3 sene önce bende yeri başka olan kişiyi masada bırakmış kişi. amcama da bir şey olursa o doktoru bu sefer sikerim sözlük.
gecenin köründe ton balığı konservesi bulabilmek için gitmediğim market kalmadı. ben ton balıksız yaşayamazmışım meğer. meğer o benim için ne değerliymiş. buzdolabında her zamanki köşesinde dururdu..bugün bir baktım yok yemiş hainin birisi..eve gelen kadın olmalı..insan benim balığımı yemeye utanır ya..kısacası ben ton balıksız bir hayat düşünemiyorum onu çok seviyorum...
derbi yüzünden kendimi troll gibi hissettim sözlük. naparsın zafer sarhoşluğu, neyse yarın normale dönerim. iyi geceler sözlük.
her insanın yeni bir hikaye olduğunu biliyorum. her hikayeden de uzun bir roman çıkabileceğini... sadese sorun şu ki; madem biliyorum e neden bildiklerimi baştan yazıyorum?
vicdan azabı, pişmanlıklar, heyecan, umut ve korku. duygu durumunu maksimumda karışık tutmayı başarabilen kendimi tebrik ediyorum.
O kadar alkol taraftarıyım ki eğer lugano'nun yerinde ben olsaydım kesin dibinde var mı diye kontrol ederdim o şişeyi.
Ve içerdim evet yapardım bunu.
içim kıpır kıpırdı. kazanmışız üniversitesi ama kayseride okuyacaz işte. gittik sıcacık memleketimizden buz gibi memlekete, ruhumuzda buz kesilmişti. zor gelir ya adana insanına soğuk memleketen harbiden öyleymiş. dayımla kayda gitmiştik, üniversiteye kayıt tamam, ben bekliyorum ki devletimin mavi demirli yurduna kaydolacam. paşamın çok feci planları varmış. kulakarkasi biraz adam olsun diye, aldı götürdü yazdırdı cemaat yurduna. vay amkkkkkkkkkk. neyse gel zaman git zaman, yurt iyice bunalttı adamı. sigara yok, king yok, eeeeee ne var, halı saha maçı var. saolsunlar top gibi oynadım alayıyla ama zaman iyice sıkıcı hale geliyordu. ne yapacaktık? artık firar dönemine girecektik. masumca kola almaya kaçardık, yanında çekirdeği unutmadan. birgün adanalı arkadaşlarla kafa kafaya verdik, viski almalıyız.

işte gaz cümleleri.

"kardeşşşş ne zamandır içmiyoruz ya"
"abi bira mira kesmez, canlarım benim, konyak abi konyak"
"ne yapacaksınız konyağı tık diye bitiyor"

kulakarkasi kurban olur size, jb, jack, jw. seçin birini.

"adanlıyız biz jb olsun yaksın mübarek" diyerek son gazıda verdik ve 23:00 sularında firara başladık.

o ne lan!.
kapatmışlar kazan dairesi kapısını.

ne yapacaz? camdan atlayacaz.
o camdan atlanacak, kaçarın yok.

pat pat pat pat, bot sesleri ordu misali karaya ayak basar ve sivas caddesine doğru yola koyulur.

yolda bişey olmadı kayda değer yurdun bahçesine geldik.

baş şakirt "malatyalı bello ismail" yatıyor. (mbi olarak adlandırılacaktır.)

herkez birbirine bakar atlamasına atladık ama nasıl çıkacaz. hikayede ki gibi ereğlililerden takviye destek geldi. çarşafları bildiğin bağlamışlar. sarkıttılar. 4 metrelik.

tırmandık zafere uzanacak komandolar gibi.

odaya gittik bi güzel içtik. kendimize geldik. sabah "mbi" "tarafından acil toplantı var" denilerek uyandırıldık.
bize göre herşey normal.

başladı "mbi" konuşmaya
"aranızda bir kaç öküz var".
adanalılar
"allahalla"

ve buraya dikkat!
"o öküzler kazan dairesine yakın pencereden, yukarı tırmanmışlar. fakat o öküzler görmemişler o karanlıkta, bastıkları yerdeki siyah yağı"

"kim bu öküz arkadaşlarımız?"

senin o öküz arkadaşların tabi ki "benim benim" diye atlamayacaklar.

malatyalı bello ismail o arkadaşları sen hiç bulamadın ama ben söyleyim. saçları jöleli adanalı, demirspor formasıyla dolaşan adanalı, "birgün karşında marlboro yakacam" diyen adanalı ve senin yemeğine müsil koyan adanalı.

sevgili bellocum bu itirafımı sen okumayacaksın ama okursan numaram değişti haberin olsun. mail adresim aynı.
fenerbahçe ile galatasaray arasında şu sıralar sözlükte olan sidik yarışından kurtulmak istiyorum ama kurtulamıyorum. yazdıkça yazıyorum.
(bkz: biri beni durdursun)
son 3 saatte, çevremde kimsenin kalmayışına şahit oldum sözlük. kimse yok. tek başımayım.
son 3 yılda bütün karakteristik özelliklerim ters yüz oldu sözlük. önceden gamsız olan ben şimdi rüzgar esse kafaya takar oldum. en ufak bir şeyde melankolilere sürüklenir oldum. ne kadar kendime kızıp nefret etsem de eski halime dönemiyorum. ne yapacağım bilmiyorum.
şunu farkettim ki göğüs kılı bir erkeği en çekici kılan etkenlerden biri. ameliyat için göğsümü traş ettiğimde, ayna karşısında tütsülenmiş tavuğa döndüğümü farkettim. evet hanımlar bu tezimizden anlıyoruz ki erkek dediğin göğsü kıllı olmalı lütfen biscolata reklamlarına aldırış etmeyin. tüysüz erkek olur mu lan yoo dostum yoo.
dördüncü katta oturuyorum sevgili sözlük. geçtiğimiz sene bir gece mahalledeki bir kadının arabasının alarmı ötmeye başladı, arabayı da sahibini de uzaktan da olsa tanıyorum. yarım saat boyunca sabrettim, yetmedi, yarım saat daha bekledim. sabah ezanı vakitleri neredeyse. bir saattir aralıksız öten bir araba, kimseden tepki de yok anasını satayım. tarif edilemez bir sinir topuna döndüm, yatakta kıvranıyorum; yastığın altına giriyorum, yorganın altına giriyorum ama nafile. kadının evini ya da telefonunu da bilmiyorum tam olarak. ağlamaklı oldum artık öfkeden, akşamdan kalma soda şişesini arabanın üstüne nasıl bir öfkeyle salladım bilmiyorum. camı kurşun yemiş gibi çatladı. araba susmadı. ben de sinir krizleri içinde bir köşeye kıvrıldım. artık bedenim pes etti herhalde ki uykuya daldım. sabah araba ortada yoktu.

yüzde elli pişman, yüzde elli pişman değilim.
artık ulu sözlükten, senden zevk almıyorum sözlük. yazamıyorum bu yüzden. okuyorum, oyluyorum ancak yazamıyorum. yazdıklarım da içime sinmiyor zaten, neden bilmiyorum...
sevgilinin ölmesi başlığında, bir yazı gördüm ve çok duygulandım... aslında bir değil, yüzlerce yazı gördüm. ve ağladım... yazdıkları yazılar için tam "pekiyi pek güzel" oyu verecektim ki vazgeçtim.

artı ve eksi oylarına baktıklarında, verilen artı oyu görüp hatırlamalarını istemedim...
üç senedir yazarım hala bazı zamanlarda sözlüğe giriş yaparken talakative yazıyorum.
insanlar strese girince sigara falan içer ya işte ben strese girince yemeğe dadanıyorum . Duba gibi oldum ve çok mutsuzum.
itiraf edecek ne cok seyiniz varmis, oku oku bitmiyor.
dünyaya gelirken de tektim bu lafı kullanmış olmayı çok isterdim be sözlük.
sanki insana yalnızlığından doğan bir güç veriyormuş gibi geliyor.
ben hep tektim kardeşim;
ebem olucak kişi kıçıma tokatı basarken
daha yeni adımlarımı atmaya başlamışken o fena düşüşün etkisiyle süt dişlerim kırılırken
kasap görünümlü sünnetçi benim ham meyveyi dalından koparırken
okula yeni başlamam şerefine alınan bisikletle mahalleden arkadaşlara hava atıcam diye yaptığım saçma hareketler yüzünden top misali yuvarlanırken
sınıf başkanlığı seçiminde oyların büyük çoğunluğunu omuzlarken
en sevdiğim necla s.rtüğü beni daha iyisini bulacağım diye bırakıp giderken
askere giderken
kazandığım okula gitmek için hazırlandığımda , elimdeki tek bavulla otogarda otobüs beklerken

ama ben bunların hiçbirini yaşamadım be sözlük;
gözlerimi dünyaya açtığımda yanımda olan diğer yarımla çığlığımı aynı anda bastığımdan
daha yeni adımlarla başlarken hayatıma o benden önce yürümüş olduğundan , avuçlarımda hissettiğim sıcaklığından
ben , sünnetçinin şeref kazanmış , sırıtık bakışlarından korkarken canı yandığı halde ilk benim elime verdiği lokumdan
sınıf başkanı olmayı istediğimi bildiği için , yardımcım olmayı yeğlediğinden
necla şerefsizi beni bıraktığında teselli bulduğum omuzlarından
askere aynı zamanlarda gittiğimizden
ben elimdeki tek bavulla beklerken otobüsü, kendi kazanamsada bütün arkadaşlarımızı toplayıp otogarı bastığından...
yani ben hiç tek değildim.
diğer yarımla , canımın diğer parçasıyla bir bütün oldum hep.o olmadan hep eksik kaldım.
ama iyikide değilim.çünkü olmasını istediğim (bkz: güç) o yanımdayken varoluyor...
ilk ticari deneyimim tam bir fiyasko oldu, üstüne birde ailemin güvenini kaybettim ki kaybettiğim parayı bile düşünemez oldum bu yüzden.

kıssadan hisse; ne kadar bilirseniz bilin bir bilene danışın. hayatımda keşke demişliğim yoktur pek, ama bu sefer dedim.

ilk duyduğumda çok arabesk gelmişti ama şu gerçeği anladım bir de ;

dost ararsan cebine bak.
mutlu olmaktansa mutsuz olmayı daha çok seven bir bünye olarak, yüzeye deoğru değil dibe doğru yüzüyorum gururla.
kendimi ne anne ne de bir eş olarak hayal etmediğimden, evlilik fikrinden oldukça uzağım.
zaten aile kavramı ebemi sikti yıllar yılı, bu kadar delik deşik bir kalbe sahipken neden evleneyim?
hele çocuk benim neyime onu hiç bilmiyorum. olsa diyorum bazen, ne de güzel olurdu. sonra koşullara bi bakıyorum, kendime sövüyorum sınırsız bir hayal gücü ile.
- buraya yazdığım şeyi silmeye karar verdim. pardon erteledim. yakında bir editle karşınızda olabilir. coming soon... -
alkol hayatımda sahip olduğum en güzel şey, ha bi de sigara. bazen reenkarnasyona inanıyorum sanırım. hatta galiba ben tanju okan' ım...

ha bi de bi zamanlar yaprak dökümü diye bi dizi vardı, üniversite 2. sınıftaydım ben o ara. o ilk bölümlerinde ne ağladım anasını satayım.
ben ağladıkça köpeğim göz yaşlarımı yalardı. bazen düşünüyorum da insanlar hayvanlardan daha haysiyetsiz.

ha bi de ''ağlamayı sevmem ben, kendimi pek üzmem. şarkılarda mutluluğu yaşarım ben.'' sözlerine sahip o malum yavuz çetin şarkısı beni hayata bağlıyor sanırım.
şayet o adam o gün o köprüden atlamamış olsaydı, günün bu saatlerinde o köprüden onunla beraber atlama planı yapıyor olabilirdik.

son olarak ''göt'' demeyi seviyorum. ö harfinde garip bi inceltme yapınca, pek bi hoş geliyor kulağa. göt lan. göt işte. göt göt göt göt göt...
a hey a hey...
yarın 22 senedir yaşadığım şehrimden, işimden, annemden, kardeşimden ayrılıyorum sözlük. yepyeni bir şehirde, yepyeni bir hayata başlamama yaklaşık 36 saat kaldı. 2 gün öncesine kadar gitmeyi o kadar çok istiyodum ki, Şimdi ise içimi garip bir hüzün kaplamış durumda.*

Her dakika aynı şeyi düşünmek öyle bir koyuyor ki insana, kardeşimden ayrılacağım o son saniyeler aklıma geldikçe gözlerim doluyor. bazen s*kerim işini deyip vazgeçesi geliyor insanın ama yapamam sözlük, 36 saat sonra gidiyorum.

elveda izmir, umarım ileride yollarımız yine kesişir.

p.s.: Ölüme gidiyorum gibi anlattım ama hakikaten o kadar koyuyor...
Yaralarımın kabuklarını yemeye bayılıyorum.
güncel Önemli Başlıklar