Eskiye özlem duyuyorum. Bazen bir koku bazen bir tat ateşliyor fitilini. Dün patlıcan yemeği yaptım uzunca bir zamandan sonra. Benden başka kimse sevmiyor evde. Çocukluğuma gittim .
Annem , mutfakta ; üzerinde mutfak önlüğü; altında siyah dar badisi kolları yarım ve hafif tombik kollarını sıkan . Elime bir parça ekmek almışım yalvarıyorum: " anne ne olur patlıcan koy iki parça " diye.
" kızım olmaz , bunları yemege koymak için biraz kızartıyorum ciğ bunlar karnın ağrır" diyor. Ikna ediyorum ama her zamanki gibi. Dünyanın en leziz yemeğini yiyorum sanki. " karnını doyurma bak !" Diye ikinci ikaz geliyor. Dünde annem gibi yaptım yine patlıcan yemeğini. Ailecek yiyecekmiş gibi. koydum tabağa , oturdum. Düşündüm. Hem ağladım hem yedim. Tabakta duran çocukluğumdu sanki.
Üzüntümü asla beli etmedim bu yüzden duygusuz yaftası yiyip buna göre davranıldım. Aldığım en kötü haber bile beni sekteye uğratamadı. Çünkü üzülmek değil bunu belli etmek zayıflıktır. Ama bu yüzden terk edilmek çok çok kötü.
Mutsuz bir evlilik yapacağım, çocuk odaklı, vasat bi tiple.

Ya kendi hayatımı karartıp bir kişinin de başını yakacağım, ya da ölene kadar bi semt dolusu kadının canını kısa vadelerde yakacağım.

Sanırım hayatı en az hasarla bitirmeyi becerebilmek için mühendislik vardı kaderimde.
Bir insanın tek bir kelimesi gün boyu mutlu edebilir mi diye düşünüyordum hep, ediyormuş..
Enerjili mutlu uyanınca yine tek bir kelimesi ile yıkılabilir mi? Yıkılıyormuş..
Viraneye dönmüş halde gelip yine güzel bir söz söylese gönlünün kapıları sonuna kadar açılır mı? Açılmak ne kelime..
Ve bir gün..bir gün seni öldüresiye üzse, sen yine yüzsüz gibi güzel bir kelime söylesin diye bekleyeceksin..

Çünkü biliyordur ne kadar ve nasıl sevildiğini, çünkü biliyordur onun karşısında savunmasız olduğunu..
Bugun ekg ve eko cekildi yarin tahliller falan yapilacak. Canim sikildi bu duruma 5 yasinda apandist ameliyatim disinda hastanede oturmuslugum yok. Yikilmadim ama ayakta da degilim sozluk.
Neden böyle dengesizsin anlamıyorum. Bir ondasın bir bunda. Hayır o kdr insan içinden nasıl oldu da en yakın arkadaşımı buldun onu da anlamıyorum. Demek ki sen de böyle bir varlıksın. Ne diyeyim. inşallah herkes hak ettiğini yaşar.
Bazen her şeyi bırakıp gitmek istiyorum, çoğu zaman.
Umutsuzca çabalıyorum.
yukarıdaki entryi okurken farkettim ki ben de birkaç gün sonra 32 yaşına giriyorum. ama son iki yıldır 30 yaşındayım. 32 çok büyük lan oha. daha çocuk bile yapamadan 32 olunur mu?
Bugün uzun süreden beri ilk defa içime gönül meseleleriyle ilgili olumlu bir his düştü. Nedense bi an da olsa hoşlandım ilgi görmekten. Hem de hiç tanımadığım bir insan tarafından. Keşke muhabbetin sonu böyle ilerlemeseydi ve aklımda olumlu kalsaydı. Şu an ikimizde olumsuz hissediyoruzdur eminim. Ama zamanla bi şey olabilir mi diye geçti aklımdan. Mantıksal olarak kendime uyumlu buldum. Ama başta herkes kendini güzel tanıtmaz mı?
SAVAŞMAK iSTEYEN GÖTÜNE GÜVENEN EKLESiN 8 SENE BORDO BERE EĞiTiMi 6 AY KOMANDO iHTiSAS 4 SENE HAVAN TOPÇULUĞU KESKiN NiŞANCI BROVESi VARDIR HER TÜRLÜ SiLAHLA TEKE TEK ÇIKILIR KARŞI TARAF DiLERSE 2 ŞARJÖR DAHA FAZLA KULLANABiLiR. ÖLMEK iSTEYEN EKLESiN HEMEN ORACIKTA ALAYIM CANINI.

NOT: CENAZE MASRAFLARINIZ VE BiR ADET ŞEHiT NAMIRIN TABELASI TARAFIMCA KARŞILANACAKTIR.
yeni türkünün şarkılarını dinlemek beni başka diyarlardaymış gibi hissettiriyor.
Kendisi de anlamı da değişik olan bir sürü rüya gördüm. Her rüyadan sonra uyanmış da olabilirim.
seçimlerin sonuçları umrumda değil.
çok kindarım sözlük, yapilan en ufak bir hatayı bile unutmuyorum 3 ay 5 ay 2 sene üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin intikamımı alıyorum hemde en ağır şekilde gram vicdanım sızlamıyo
yapılan hatanın büyüklüğüne göre intikam alıyorum can alma dışında herşeyi yapabilirim.
Yanıyor içim..zehir gibi ilaç içmişim de su bulamamış gibi yanıyor. Şu an yangınım zirvede, karlı dağların suyu bile dindiremezmiş gibi geliyor. Nasıl bi yangın bu aklım kalbim almıyor! Ya bilmediğim bir hastalığım var, ya da onsuzluk hasta etti beni.
aşık olmak pişmanlıktır.
inanmak istiyorum; güzel günlerin geleceğine bir daha içinde bulunduğum durumdan daha kötülerini yaşamayacağıma vs ama genelde hep daha kötüleri olur çünkü hayat böyledir cümlesinin arkasına sığınmak bunu gerektirir.

Kaç kişiye daha el sallayacaksın? Kaç kişiye daha gitme diyeceksin ey kadınz? (Kendime taş attım, off hiç de canım acımadı)

Daha ne kadar saklamacağım ne kadar daha aynı yalanlar sürecek? Bebeğim sen herşeyi unutuyorsun da neden 6-7 sene öncesini unutamıyorsun ha?

Kim kapatıyor ağzımı? Doğruluğuna inandığım gerçekler nerde? Hani etik kurallarım hani ahkam kesmelerim, hani benim asla yapmam dediklerim? Nevrim döndü nevrim! Başkalarının mutsuzluğuna sebep olamam ama ya benim mutsuzluklarım yarıda kalmışlıklarım tükenmişlik sendromlarım (!), yitip giden bir daha da geri gelmeyecek şeyler nerede?

Bakın şurada son sigaramı içiyorum yarın markete uğrar yine bir paket alırım. Nerde ulan benim aldığım ama uygulamaya koyamadığım kararlar? Hani benim bilmem kaç kilo almış şişko çirkin sıfatım?

Noluyor abi bana? Nereye gidiyorum? Olmayacak kimi bekliyorum ben? Kimin hayalini kuruyorum? Yıldız ablanın da dediği gibi "içimde öyle güzelsin ki kirletmeyeceğim onu seninle!" demelerim nerde? Niye o telefon belli bir kişi tarafından çalsın diye bekliyorum? Yok işte anam babam imkanı yok, yolu yordamı yok bu kaosun.
Allahın ıslah edemeyeceği kişilerden miyim neyim?? Haşaaa!
dengeyi yakalayamıyorum.

ya aşırı güveniyorum, ya hiç güvenmiyorum. hem aşırı iyimser olabiliyorum ama karamsar olduğum zaman dibine kadar kararıyorum. hızlı mutlu olup hemen üzülebiliyorum. hem sakin kalıp hemen köpürebiliyorum... böyle gider. bundan çok sıkıldım, tamamen kendimi değiştirmek istiyorum ama bunun için en ufak çaba harcamıyorum. ben nasıl bir adamım aq.

ve evet ikizler burcuyum.
Sevgilim olsun istiyorum. Beni seven benim de onu sevdiğim biri. Yanındayken hiçbir kaygı gütmeyeceğim yok ne konuşsam, nasıl davransam, saçımda, yüzümde bir şey var mı gibisinden. Ve bu sevgilisizlikten de yakınıyorum ama bulmak için hiç çaba sarfetmiyorum. Belki çabalasam yine bulamayacağım ama hayal ediyorum ufaktan mutlu oluyorum sonra benim niye yok diye üzülüyorum. Sevgili bulma kapasitemin olduğunu da düşünmüyorum ama ne yapayım fakir bir çocuğun kaliteli bir bisiklet istemesi gibi bir şey bu normal şartlar altında olmasının zor olduğu ama olunca da çok mutlu hissettiren belki çoğu isteği sonucununda olduğu gibi sıkılınan. Ne biliyim, sevgili istiyorum ama ne konuşulur nasıl davranılır bilmiyorum, ciddi anlamda olsa bile onla yan yana geldiğimde bir gerilme hissedeceğim hayalimdekin çok uzak olacağını da biliyorum. Bunlara rağmen keşke olsa diyorum ne yapayım.
Bakireliği siktir et benden önce bi erkeğe yarım metre yaklaşmasını küfür sayarım. Dokunmuşsa bitmiştir hatta yani sen kimsin ki benim karşıma kirlenmiş olarak çıkıyorsun, o saatten sonra en fazla arkadaşım olabilir, fazlası değil. Temiz aile kızı olmayan her kız en fazla fakbadim olabilir yani. Folofoş a.cıkları eşimiz yapacak kadar uçmadık. Benim adım Batuhan yani iyiyle kötüyü ayırt eden demek. Ben erkek olarak bi milyon kadını s.ksem bi milyon çocuğum olur, kadınınsa 5-10 çocuk kapasitesi var maksimum, be hey am.na koduğum, sen bu sınırlı kapasiteni bana saklamayacak kadar aptalsan ve benimle tanışacağın günü beklemeyecek kadar sürtüksen senin hayatını s.keyim, banane senden. Beni en etkileyen şey bi kızın namuslu, sadakatli, itaatkar ve fedakar olmasıdır. Benim kafam demokratik çalışmıyor birader, ben ortaçağ adamıyım, aranana hoşumuza giderse çakar geçeriz ama kimse kullanılmış kızları evimizin kadını yapmamızı beklemesin amk. Bakire olmayanı üstüne bi de ben s.ker çöpe atarım, öyle leş bi şeydir yani o. Dellendim şu an. Dünyada evlencek kız bulmak, imkansızlıkların içerisinde hayallerimizde saklı bir umut gibi artık.
Bir kere olsun mutlu olupta burada paylaşacak kadar bir şey yaşamadığımı farkettim.
Çok fena küfredesim var yokmu şöyle çılgın bi arkadaş kulaklarını şenlendirip ruhuna üfleyeyim.
olaylara, acılara, değerlere karşı takındığınız temelsiz, yapay ve ikiyüzlü popülist duyarlarınızdan midem bulanıyor.
Aşk acısı çeken kişileri aptal buluyorum.