bugün

onu o kadar çok seviyorum ki.
korktuğum test sürüşüm çok başarılı geçti sözlük. hatta sürücü kursunun arabasının olduğu yere ben babamla birlikte arabayı kullanarak geldim ve adayların önünde artistik bir duruş sergiledim. neyse diğer arabaya geçip sıram bana geldiğinde babam da peşimden geliyordu motivasyon amaçlı. bir yerden u dönüşü yapıp babamı görünce kornaya basıp bir artistik selam da ona verdim. hoca da, sen iyisin aşmışınız artık falan dedi. babamdan öğrendiğim bütün teknik ve pratik bilgiyi de sergileyince başarılı olmamak pek mümkün olmadı. babam sağolsun.*
bir kere bile star wars, the lord of the rings, harry potter ve lost'u izlemedim.
yurdun çöpündeki bira kutularını ve vodka şişeleri odacak biz atıyorduk.

artık mezunum itiraf edip vicdanımı rahatlatabilirim sanırım.
kesme şeker kabının dibindeki toz şekerin arasına karışan kocaman bacak kıllarından kendimi sorumlu tutmak istemiyorum.

ama nasıl oluyorsa, nasıl beceriyorsam o kabın içine kıl giriyor ve ben her seferinde şekerin sonu gelip, bakkala şeker almaya gitmekten üşenip o kabın içindeki küçük bir parça toz şeker ile idare etmeye kalksam hep aynı sahne...
Basketbol maçında rastladığım bir galatasaraylı kıza "tutku" nun adını sordum. Bilemedi. Üzüldüm. Zira yanlış bilmekten öte bir şeydi durumu.
an itibarıyla yanımda kimse yokken okuduğum veya izlediğim bir şeye "ehehe" diye güldüğümü fark ettim.
kendimi ruhen tabanı üçgen olan prizmaya benzetiyorum..
şu an ankara'ya varmış babaannemin evine giden minik otobüsten sizlere yazıyorum.*
geldiğim andan beri milletin yüzüne mal mal bakıyorum belki bir tanıdık çıkar da eşek ölüsü valizimi taşıtırım diye. kısmetsizim ki hiç kimseyi tanımıyorum.
çok sürprizli bir şekilde babaanneme gitmenin sevinci bir yana bu sefer ki ziyaretimde internetim olması apayrı bir güzelllik. bunun için babama milyon kez dua ettim. hatta geçen sabah sevgimden ağladım lan. bilmiyor tabi bunu; bilmesin zaten.
şimdilik heyecanlıyız. hadi hayırlısı..
bu aralar içimde liseli bir kız besliyorum sözlük. facebookta duygusal sanıp laf sokan özlü sözlerden paylaşmak istiyorum. sevgilim o kadar çok canımı yakıyor ki ona haykırmak için bu yolun aklıma gelmesini kendime yakıştıramıyorum. eşşek kadar insanım neticede sözlük. saygılar.
hayattan ve her şeyden bir anda soğutan şeyler başlığında gördüğüm bir entry için ''ahanda aynı benim gibi düşünmüş lan helal olsun'' diye düşünerek artı oylamak amacıyla uygun butonu ararken olmadığını fark ettim, tam neden olmadığını düşünürken yazan kişinin ''bubbagump'' olduğunu fark ettim. kendimi çok kötü hissediyorum sözlük, sanırım bir miktar safım. *
çok okuyunca midem bulanıyor.
4. sınıfta pırıl pırıl bir kız çocuğuydum. O gün, okul bizi günübirlik bir geziye götürmüştü. Tüm gün çişimi tutmuştum. Niye ben de bilmiyorum, üşendim sanırım neyse. Öğretmenler çişi olan yapsın bir daha durmayacağız deyip duruyorlardı. Ben de tam bu son fırsat bari gideyim demiştim ki, o zamanlar sevdiğim çocuk bana bakıyordu. Tuvalete gitmeye utandım sözlük, ben ya ben utandım. Aynen yerime oturdum. Sonra yol boyu kıvrandım tabii, altıma yaptım yapacağım. Neyse okula geldik, istikal marşı töreni var. Ben daha fazla dayanamadım ve herkesin içinde altıma yaptım sözlük. inanabiliyor musun? Yaptım. Çok utanıyorum sözlük. Hala... Sevdiğim çocuğun yanında ki kız bir anda bana dönüp ne yaptın .......? dediii. Ben de su döküldü dedim. Tüm bunlara rağmen en kötü olan ne biliyor musun sözlük? yediler sözlük. yemin ederim yediler. su döküldü dedim inandılar.

(bkz: aramızda)

edit:böyle masum bir hikayeye kim eksi veriyor lan?
şuan sevgilimin yapmaya çalıştığı sürprizin bi kısmından haberdar oldum sözlük. boş boğazlı arkadaşım tarafından farkında olmadan hem de. parçaları birleştirdim, sonucu bulmak zor olmadı. ama üzüldüm bilmek istemezdim çocuğun yapacağı ilk sürprizdi şaşırmak isterdim.
az önce sigaramı yakıp bilgisayardaki fotoğraflarına üfledim sözlük. ne olduysa 1 saat önce oldu amına koyım. 3 yıldır görüşmüyorduk, ne güzeldi, unutmuştum. ara ara rüyalarıma girerdi ama gülümseyerek uyanır sonra da unuturdum, bu sefer de öyle olsun be sözlük. dün 8 aydır halısahada maç yapmamanın ceremesini çektim, sabah kalktığımda heryanım etkesmişti. neyse küfür ede ede kalktık gittik. 5 gibi çıktım işten normalde yürürdüm eve kadar ama bugün yorgundum, hem annem de evde yoktu erken gider film izlerdim.*dağılmayalım..

neyse caminin ordaki durakta beklemeye başladım, normalde pek beklemezdim ama 5 tane otobüs geçti benimki gelmedi. neyse vardır bi hayırdır dedim bindim. hemen kapının kenarına oturdum. içime doğmuştu sanki onu göreceğim, gerçi hergün arıyodu gözlerim ama.. düşün o kıbrıs'ta ben istanbul'dayım, sarıyer'de gördüğüm birini ona benzetiyorum koşuyorum hemen yanına ama yaklaşınca anlıyorum ki o değil.. neyse amına koyım bi sigara daha yakayım..

neyse otobüse bindik gidiyoruz, bendeki de umut, arıyorum belki gelmiştir memlekete görürüm belki diye içten içe düşünüyorum.. sonra harbiden gördüm onu sözlük, hareket eden dolmuşun içinden onu seçebildim. bi an şaşırdım, napsam diye düşündüm. özlemiştim de. düşünsene amına koyım 3 yıl oldu görüşmeyeli. 3 yılda toplasan 20 sms, 5 kere de msn'den görüşme. evet aşık olduğum kızla olan muhabbetim budur aga. yeri gelmişken söyleyeyim bu kız benim ona aşık olduğumu bilmiyo, söylemedim en azından anladıysa o başka.

neyse amına koyım, tüh bu sigara da bitti. dur kanka hemen yakıyorum.. heh, o an napacağımı şaşırdım, şöför de yardırdı gidiyo o yürüyo biz farkı açıyoz dolmuşla. neyse adım atıcak halim olmamasına rağmen dedim, abi müsait bi' yerde indir beni diye. indim dolmuştan, ters istikamet yürümeye başladım. bi' an heyecan kapladı, üstümü başımı düzelttim. ama bi sorun vardı. ne diycektim.3 yıl geçti aradan ne konuşucaktık, hem yanında bi kız daha vardı. allah'tan kızdı aga, dayanamazdım amk. neyse kütüphaneye gidiyorum, kitap almıştım onu vericektim diye bi yalan uydurdum, hatta 'hadi ya hangi kitabı' derse çantamdaki Faust'u çıkarıcaktım.

başladım ters istikamet yürümeye, acele etmeliydim yoksa başka yola sapabilirlerdi. bi yandan hızlı hızlı yürüyodum bi yandan da üstümü başımı düzeltiyodum. neyse görüş açıma girmeye başlıyorlardı. önce yanındaki kızı gördüm, tanımıyodum da yanında biri daha vardı ama ağaçtan göremiyordum. 2 metre kalmıştı sözlük. beni gördü gibi görmedi gibi, tam bilemiyorum beni tanımadı ya da farketmedi. yanındaki kıza bi'şeyler anlatmaya devam ediyordu. kafaya koymuştum, konuşacaktım. aynı hizaya geldiğimizde 'pişt' dedim. işte bu kızla neden çıkamadığım belli oldu, insan hoşlandığı kıza 'pişt' der mi amına koyım. neyse, baktı bana, 'aaa kabileee' dedi. elimi uzattım o da yanağını uzattı.

+napıyosun?
-iyidir, sen?
+ığhkk(dilim kurudu amına koyım heyecandan) şey ya staj, staj, staja başladım.
-hım öyle mii, erken başlamışsın. nasıl iyi mi.
+iyi iyi ığkkhjh bi'gün gel ofise çay ısmarlayayım.
-heheheheh.. (olur bile demedi amına koyım ya, gelmiceğini biliyorum da tamam de bari, vicdansız)

biraz daha ayaküstü konuştuktan sonra biz kaçalım artık dedi, tamam görüşürüz dedim. arkama bakmadan kütüphaneye kadar yardırdım. nolur nolmaz göte gelmeyelim, anlamasın.. ayaklarım da açılmıştı bu ağrı sızı hissetmiyordum.

ama sözlük sana şunu söyleyeyim, eğer hayatta bir kişinin düşüncelerini öğrenebilme hakkım olsaydı, onun benim hakkımda ne düşündüğünü öğrenmek isterdim..
bu başlığa sık sık bir şeyler itiraf etmek için giriyorum. sonra itiraf etmeden çıkıyorum. *
itiraf ediyorum;
*etrafımdaki bütün fenerlilerden nefret ediyorum ama onlar centilmen görünüyorum
*avrupadan yada şehir dışından gelen akrabaların evine hoşgeldinize gittigimde banamı geldiniz amına koyim demek istiyorum.
*cnbc-e dizileri izleyip orhan gencebay dinliyorum.
*genç ve kaprisli geç kızlardan degil olgun akıllı kadınlardan hoşlanıyorum.
*ekşi sözlük okumuyorum ve bunun bi eksikilk hissetmiyorum.
*iki teyzemin kocasından nefret ediyorum
*hiç çalışmayıp gezmek kafama göre yaşamak istiyorum ama bunu aileme söyleyemiyorum.
Nina Simone'nin kadın olduğunu şimdi öğrendim sözlük! Bu nasıl iş lan, adam sesi lan bu?
bilmediğim o kadar çok şey var ki. bir sürü terim, bir sürü olay, bir sürü işaret, bir dolu bilgi. araştırmak, öğrenmek istediğimden beri öyle bir açlık içerisindeyim ki ama nereden başlayacağımı bilmiyorum. çok eksikmişim ve boşa geçmiş bu seneler sözlük.
- şimşekten ve gök gürültüsünden hala ve hala korkuyorum.
- birşeye sarılmadan uyuyamıyorum. bu yüzden yatağğımda bir kaç yastık bulunur. onlara sarılarak uyuyurum. eğer sarılacak yastık yoksa cenin haline gelir kendime sarılırım.
- sarhoşluğun psikolojik olduğu kanısına varanlardanım.
- şuana kadar hiç ah etmedim. ama bana eden sağlam buluyor.
- insanların özel alanlarına istediğim anda pat diye girebiliyorum.
- çok ukalayım ama şımarık değilim.
- sokakta deli gibi şşarkı söyleyen ve canı sıkıldığında dans eden kesimdenim.
- alkolle sarhoş olmuyorum ama vişne suyunu çok içince kafa yapıyor bende.
sabah uyandığımda daire kapımın önünde iki tane boş bira şişesi vardı sözlük *, biri normal efes pilsen, diğeri efes limon aromalı fıçı bira . birileri bana mesaj mı veriyor anlamadım ki. *
8. sınıftaydım. sınıftaki bir kaç kız bana çıkma teklifi ediyordu ama kabul etmiyordum.*çünkü benim gönlüm c'lerdeki bir kızdaydı. her neyse, okul bitiyor ya balomuz var. bizim sınıftaki kızlardan bir tanesi bir tenefüs yanıma geldi.

-channing naber?
+ iyiyim sen nasılsın?
- iyi ben de. ya şey diyecektim bizim balo var ya...
+ ee?
- kavalyem olur musun diyecektim.
ve ömrü hayatında kavalye kelimesini duymamış olan ben,
+ kavalye mi? ahaha o kavalye değil bi kere şövalye!!!
yemin ederim yalan değil, kız neye uğradığını şaşırdı. bense kültürlü birisi olduğumu zannederek oradan götü kalkık bir şekilde uzaklaşmıştım.
yapmadıklarımdan pişmanlık duyacağıma yaptıklarımdan pişmanlık duyayım diyorum, bundan daha çok pişman oluyorum; demiyorum yapaydım ulen diyip pişman oluyorum.

arkadaş, pişmanlık kaderim olmuş anasını satiym.
yağmuru gördüğümde dışarı çıkıp sırıksıklam ıslanıyorum. bu sayede ruhen temizlendiğimi hissediyorum. ve artık eskisi gibi yazamıyorum, ilhamımı kaybettim sanırım.
bir hafta sonra evleniyor ve ben öylece oturmuş onun nikah hazırlıklarını izliyorum. her şey son derece normalmiş, evlenen aşık olduğum adam değilmiş gibi. şu anda arka odada işlemlerle ilgili bi konuşma yapıyor.
bir hafta sonra hayatında başka birisi yer alıcak. onsuz napıcağımı zamanı nasıl geçireceğimi ve bu acıyla nasıl yaşıyacağımı bilmiyorum. onun gibi birisini bir daha bulur muyum, bu sancıyı içimden atabilir miyim ? kalbimin kırıldığını içimin acıdığını hissediyorum. bir mucize olsun ve evlenmesin lütfen!