bugün

Silahlı kuvvetlerde asteğmenden orgeneral veya oramirale kadar rütbedeki asker.
kemalin askerleridir.
(bkz: subaylarla aynı evde kalmak)
rus tarih kitaplarında, barbaros hayrettin paşa''nın büyük bir harbi, * kazanması sonucu su-da bay olarak ortaya çıktığı yer almakta olan rütbedir.
tsk da teğmen rütbesinden general rütbesine kadar olan kısım. kurmay olanları harp akademisi mezunudur. bir anlamda tsk nın beyin kısmını oluşturur.

herhangi bir sıcak munasebet durumunda düşmanla direkt çatışmaya girmez, cephe gerisinden emir verirler. en azından kağıt üzerinde böyledir. çatışma esnasında şehit olan subaylarımız da yok değildir.
eşleri, ortamlarda (kendi işyeri-orduevi vs.) kocalarından bir üst rütbededirler...
beyaz zambaklar ülkesinde petrov'un tanımlamasıyla;
subay askerin sadece ağabeyi değildir. aynı zamanda öğretmenidir de. askerin sağlığı, kafası, kalbi, karakteri, vicdanı, hayat anlayışı, insanlara ve hayata davranışı bütün bunların hepsi subayın sorumluluğundadır.
asker eğitmem için anavatının bana gönderdiği, yeteri kadar eğitimli olmayan kardeştir. ve o eğitimini bitirip, eve döndükten sonra vatan bana soracak: sen kimi hazırladın? sana emanet ettiğim bnlerce genci nasıl yetiştirdin.
şiddetin uygulayıcısı olmasının yanında şidedete yön veren insandır. askerine abi, kardeş gerektiğinde en yakın akrabasından bile daha yakın olan kimsedir. subay herşeyden önce son kaledir. omzunaki yıldız ona yüklenen bakayı teminat altına alma görevini yerine getirmek için varolan kişidir.
omuzdadir bunlarin karizmasi.
olmak için götümü yırttığım şey.
subay rütbeleri yüzbaşıdan başlar...
özel hayatlarında çoğu tam bir control freak'tir. kendilerini subaylığa ve emir vermeye fazla kaptırıp sevdiklerinin kalplerini kırabilirler.
bilişim konusunda fazla geri bırakıldılar. fan-page kuruyorlar, ama grup formatında.
http://www.facebook.com/h...d=541959522.3662707154..1
ergenekon ile artık değerini, saygısını yitirmeye mecbur bırakılmış meslektir.
(bkz: subaşı)
rütbeli askerdir.

--spoiler--

sınıfta bi çocuk sürekli subay olacam derdi, lakabı yumuşak subay oldu. subayında yumuşağı hiç çekilmez ki aga.

--spoiler--
azerice bekar anlamına gelen kelimedir.
omuzlarındakilere ve üniformalarına fazla güvenen askerlerdir. fakat iş vatan kavramına gelince hiçbir eleştiri kabul etmeden sonuna kadar savunurlar. onlardan başka bu kadar savunan bulunmaz.
beyin takımıdır. her işi yapmaz, yaptırır. organize eder, koordine eder, yönetir. işi budur. savaşmayı da bilir, sevişmeyi de * iş yapmayı fiziksel olarak algılayanların, yan gelip yattıkları yanılgısına kapıldıkları insanlardır.

bir çatışma esnasında kimin nerede, ne zaman, nasıl, ne yapacağını söyleyen subayın vurulduğunu düşünün. o birliğe ne olur?

bilinmesi gereken şudur; er beş barfiks çekiyorsa, bu adam on barfiks çeker. er g3 ile ateş etmeyi biliyorsa, bu adam g3, mg3, law, rpg 7, kannas, m16, kaleşnikof vs. silahla ateş etmeyi bilir. er sağa dön, sola dön, rahat, hazır ol biliyorsa, bu adam o komutların kitabını yazar. erin cebinde parası yoksa, bu adam çıkarır askerinin cebine para koyar. en düşük rütbelisinin emrinde en az yirmi adam vardır ve her birini öz kardeşi gibi sever bu adam.
hakkında bolca yanlış fikir edinilmiş meslek. özellikle türkiye şartlarında.

şimdi subayların güneydoğu'da orada burada soğukta nöbet tuttuğu, vatanı müdafaa ettiği filan yazılmış ancak atlanan bir nokta var. subay bunu sevabına değil işi olduğu için yapıyor. hiçbir subay görevini layıkıyla yapan bir polisten, bir savcıdan ya da bir öğretmenden daha şerefli değildir ya da daha fazla saygıya değer değildir. "vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır" sözü unutulmamalı. asker üniformasıyla kutsal bir şey yapılıyorsa onu da daha 20 yaşında gencecikken hiçbir maddi karşılığı ve gönüllülük esası da olmadan görev yapan askerler yapıyordur. kısa dönem ya da yedek subaylar da değil. erler yapıyor bu işi. eve o nöbet tutulan üs bölgelerindeki dikenli telleri de inşaat ustaları değil yine o mehmetçik taşıyor sırtında silahı ve mühimmatının üstüne.

konuyu dağıtmadan subay mevzusuna döneyim. bu adamlara peşinen kahraman sıfatı yakıştırmak ancak ordudan medet uman, asker yalakası insanların işidir. ele avuca gelir bir başarısını görsek herhalde biz de övgüyle bahsederdik. ama şöyle bir bakıyorum yakın geçmişe, heronların pkk'ya çok zarar verdiği için düşürülmesini isteyen subayların konuşmaları, askerin eline ceza diye pimi çekilmiş el bombasını veren şerefsiz teğmeni, şehit yakınlarını "vatan sağolsun"dan başka bir şey dersen diye tehdit edenleri, bu ülkenin bir gerçeği ve değeri olan başörtüsünü görünce bulunduğu mekanı bombardıman varmışcasına terk edenleri, başkomutanı davet ettiği halde ki bu teorik olarak emirdir davete icab etmeyip o sıkı sıkı sarıldıkları iç hizmet kanunu'na "emre itaatsizlikten" muhalefet ettikleri, yine iç hizmet kanununda tabur komutanı (binbaşı) rütbesinden aşağısı için posta tutamayacağı belirtildiği halde yüzbaşısından, üsteğmenine, teğmeninden, hatta astsubayına her biri bir askeri köle niyetine kullandığını hatırlıyorum. inanın askerlik mesleğine hayranım ama tsk'nın da bir realitesi var bunu görmezden gelemem. botunu askerine boyatan alçakları gördükten sonra ben bu adamların yaptığı iyi şeyleri artık savunamam.
kelimenin kökü sü'den gelir
sü atlı demektir bayda insan anlamına gelir zaman içinde halkın arasına karışan bu kelime eriyip anlamını yitirmiştir.
benim yaptığım iştir, ameleliktir.

not: kötüleme anlamlı değil, o da bir meslek...
(bkz: #9868039)
ay'ın altında yaşayan insanlara denir. (sub-ay) * *
asıl anlamı evlenmemiş/bekâr olan türkçe sözcük.

bir dönem devletlerin askerlere evlenme yasağı koymalarından dolayı günümüzdeki anlamına evrildiğini düşünüyorum.
bütün cisimlerle,kişilerle ve durumlarla kavga edebilen insandır.
misal;

-bu masa niye burada?

-bu adamlar burada ne yapıyor?

-kim dedi?

-bu ağacı buraya kim dikti?

-bunun sorumlusu kim?

-yaptınız mı, ettiniz mi, biliyo musunuz?

-niye böyle yaptın?

-esas duruşunu düzelt.. vs...