bugün

iktisat öğrencileri için ironik bir kavramdır sosyalizm..
zira üniversite sıralarında boy gösterirken, tek taraflı eğitim sistemimizin katkılarıyla kapitalist düşlerde gezen öğrenciler, sosyalizm hakkında demediğini bırakmaz. uygulanması imkansız, artık geçmişte kaldı, insanları tektipleştiriyor. bunun gibi binlerce bıdı bıdı işte.
lakin davanın yönü mezun olup da gerçek hayata adıma atmaya doğru değiştiği zaman, tek kurtarıcı olarak devreye girer sosyalizm.
iş bulamamanın, dahası özel sektörde asgari ücret ile sürünmenin verdiği çözülme ile kapitalist ve bencil düşler yerini sosyalist ve toplumcu gerçekçiliğe emanet eder.
köklerini sanayi devrimi sırasında aydınlanma sürecinde almıştır. Siyasal ve sosyal eşitlik düşüncelerini dile getirmiştir. toplumun bir azınlığa hizmet etmek yerine dayanışma prensiplerine bağlı kalarak kendisine hizmet etmesini söyler.
işçilerin bireysellikten çıkarak, kolektifliğe, yani çoğulluğa geçerek, artlarına halkın kendi iktidarlarını kurmalarıdır. bazı kişiler için ise, sadece toplumculuktur.
sosyalist toplumun gelişmesi sırasında hiç bir çelişki ortaya çıkmayacağına dair safça görüş, sosyalizmi cennetin yeryüzünde gerçekleşmesi sanan dinsel bir sosyalizm anlayışının ifadesidir...
sosyalizm bi melekti yavrum...
insanların bencilliklerinden kurtulmasıdır.
uygulanmaya çalışıldığı ve de uygulandığı yerlerde (mesela bulgaristan, romanya, çekoslavakya vb) insanların korkusuzca ve emeğinin karşılığını alarak yaşamalarını sağlamış güzelim sistem.. şimdi sosyalizm iyi olsaydı hala uygulanıyor olurdu diyebilirsiniz, hadi diyin.. evet sosyalizm de diğer bütün ideolojiler gibi eksikliklere sahiptir, işçi partisinin başındaki adamlar bir zaman sonra bu güzelim sistemi kendi lehlerine de kullanmaya başlamışlardır.. işte bu yüzdendir ki sosyalizmin başarısızlığı sistemin şeklinde değil onu uygulayan insanoğlunun doymak bilmez egosunda ve açlığındadır..

sosyalizmin içinde yetişen bir bireyin* anlattıklarından yola çıkarak bu yazar siz arılara bunları aktarabiliyor.. bir kadın gecenin 12sinde, 1inde başına bir iş gelecek mi diye korkmadan yürüyebiliyorsa, insanlar hırsızlık nedir bilmediklerinden camlarına ne korkuluk yaptırıyor ne kapı kilitliyorlarsa, sabah işe gidip akşam döndükten sonra çalıştıklarının gerçek karşılıklarını alabiliyorlarsa, kimse kimsenin ekmeğine göz dikmiyor, zengin sayısı az ama fakir sayısı da çok çok çok azsa, herkes orta halliyse eğer getirsinler sosyalizmi her yere.. kapitalizm, liberalizm, demokrasi var da ne bokunuza yaradı sanki? zenginler zengin oldu, çalışmadan insanlar milyon dolarlara sahip oldular, yoksulluk gün be gün arttı.. ee bunun nesi güzel? neymiş sosyalizmde lüks içinde yaşamak yokmuş.. o da vardı efendim.. (bkz: yugoslavya) etnik, dini, milli karışıklıkları olmasa ekonomik anlamda sosyalizm ile dış ticareti en iyi şekilde birleştirip uygulayan tek devlettir dünyada.. tito ölmeseydi belki de bambaşka bir devlet olacak, belki hiç dağılmayacaktı.. ama işte her canlı ölümü tadıyor maalesef.. hem burası yeri değil doğu avrupa ülkelerinin neden sosyalizmi yıktıklarını anlatmak için.. onu başka bir giride dile getirebilirim kanımca..

demem odur ki, sosyalizme bok atanlar onu yaşamamış, hakkında en ufak bir bilgiye sahip olmayanlardır.. sosyalizm ile komünizmi karıştırıp tüü allah belanızı, bunların hepsi komünist diye yafta vuranlardır.. bilinmelidir ki dünya üzerinde hiçbir ülke komünizmi yaşamamış, yaşatmamıştır... çünkü komünizm devlet sisteminin ortadan kalkmasıyla erişilecek devrimin son safhasıdır...
seveni bol olan sistem. arkadaşımla şöyle bir konuşma geçmişti aramızda hemen aktarayım;

- sosyalizm şöyle bıdı bıdı, böyle rererö...
- iyi de bla bla bla, böftröf snf snf
- ya pia'cım şöyle anlatayım, herkesin mercedesi olacak düşünsene, mercedes'e binenle otobüse binen gibi bir ayrım olmayacak
- hmm, güzelmiş aslında... peki ben mercedes sevmiyorsam, mustang istiyorsam ne olacak?
- boşver mustang'i, mercedes güzel değil mi?
- yavrum cevap versene bana, mustang istersem alabilecek miyim?
- hayır, ama mercedes çok güzel değil mi?
- ya güzel tamam ama ben istemiyorum, allah allaaah, mustang istiyorum, bu özgürlüğüm olacak mı?
- ı ııhh olmayacak.
- anladım.
Sosyalizm;doğaya karşı gelmektir,insanın artık doğaya ait bir canlı olmadığını göstermektir."Büyük balık küçük balığı yer". Bu doğanın,yaşamın bir kanunudur. Kimse eşit değildir ve asla eşit olmayacaktır. Ama asla okuma durumundan yada maddi refahtan veya kılık-kıyafetten değildir bu eşitliğin bozulması. Herkesin aynı akciğeri,aynı kalbi,aynı beyni vardır. Ancak bizi ayıran tek net ve doğru şey düşüncedir. Şimdi size bu fikirle yola çıkarak sosyalizmin bir çözüm olmadığını göstermek istiyorum.

iki insan düşünün, bunlar karşı komşu ve birbirleri ile rekabet içindeler. Çünkü insanlardan biri düşünen,araştıran,bilen,öğreten,öğrenen,dinleyen biri iken. Diğeri hayatında eline kitap almamış, önyargılı, sabit düşünceli ve körcahil(Kasıtım okumamışlık değil. Kasıtım burnuna sokmuşsun bilgiyi ama o herseferinde sümkürmeyi seçmiş birey) biri.

ilk adamımız basit, sıvaları dökülmüş ve kötü görünümlü bir evde otururken. ikinci adamımız lüks arabalar, bolca paralar, pahalı evler, satın alınmış kadınlar ile geçiriyor hayatını.

Şimdi ilk adamın aklına gelen fikir şu oluyor: Mademki ben bu adamdan daha çok biliyorum, anlıyorum. O zaman bu adam nasıl olurda benden daha üstün olabilir? Örgütleniliyor,fikir birliği,harekat derken inkılap yapılıyor ve sosyalizm yeni rejim biçimi oluyor. Artık herşey eşit. ikinci adamla aralarındaki tek fark düşünceleri oluyor.

Şimdide ilk adamın aklına gelen fikir şu oluyor: Mademki ben bu adamdan daha üstün ve yaratıcı düşüncelere sahibim. O zaman bu adam nasıl olurda benimle eşit olabilir?

işte size Sovyetlerin çöküş öyküsü....
dünya üzerindeki en sağlam ekonomik sistemdir. bugün abd bile devlet müdahalesi ile bankalarını kurtarmıştır
götten sallamayım amk. okuyun bir bok öğrenin
(bkz: sosyalizmin abc si)
bir hayal midir, yoksa bir ütopya mı! bilmiyorum ama gözlerimi kapatıp hayalini kurmak bile mutlu ediyor...
(bkz: fordizm)
gömleğim atletim kirlenmiş
boynumda atkım
saçım sakalım uzamış
ama herşeyimli bir sevdadır umut
herşeyimlidir sosyalizm
geçmiş ve gelecek ...
Sosyalizm :
insanların eşite yakın sosyal haklardan yararlandığı yönetim sistemidir.
Yararları :
Kimse açlıktan ölmez.
Sokak çocugu diye birşey olmaz.
Hastaneye gittiğinizde sigorta priminiz yatıyor mu diye sormazlar.
ilaç için, eğitim için, ulaşım için para ödemezsiniz.
Acaba iş bulabilecek miyim, yarın karnımı nasıl doyururum, çocuklarıma nasıl bakarım diye düşünmenize gerek kalmaz.
Binbir zorlukla bulduğunuz işinizi kaybetmemek için patronun götünü yalamak zorunda kalmazsınız.

Zararları :
Sayısal loto diye birşey oynayamazsınız. Çünkü loto olmaz.
Lig Tv'den mahrum kalırsınız çünkü maçlar ücretsiz halk kanallarında gösterilir.
Asla bir sürü işçi çalıştırıp az maaş verip zengin olamazsınız.
Zengin olamazsınız.
Grand Cherokee ile hava atamazsınız çünkü eğer sizde varsa herkeste buna benzer bi araç vardır.
*Birçok ülkede olduğu gibi sosyalizm denince akla ilk gelen dinsizliktir. sosyalist müslüman olabileceğini savunan kesim de vardır ki ilk örnek olarak cemal süreyya'yı verir.
*Komünizmin doğal sonucudur.
özgürlüksüz olduğu zaman, şiddet ve köleliktir.

(bkz: mikhail bakunin)
kapitalist sistemin şov programlarında kendine yer bulan düşünce sistemi. Saçma sapan dizilerde, saçma sapan rollerde oynayan insanların ağzına yakışmıyor sosyalizmden bahsetmek. Aynı kaynım.
savunucularinin samimi olmadiği, sırf sisteme karşı gelmek için tutundukları idea bütünü,
samimiyetsizlikleri şu şekil anlaşilabilir; "bende seninle çalişayim sonra arabani ver biraz gezeyim" sorusuna siktir ordan şeklinde cevap veren, kısaca komünizm'in torunu olan ütopya.
ilk defa spartada uygulandığı söylenegelir. likurgos yasaları az biraz bu esintiyi taşır, amenna. fakat tutmamıştır. çünkü sosyalizm, doğduğu andan beri bir şeyi yadsıyor: insan doğası. kapitalizm gibi bir girdabın içinde savruluyor ve sosyalizm dalına da tutunamıyorsak, bu doğamız yüzündendir.
sosyalizm, bilindiğinin aksine herkesin eşit olması değil, her aynı işi yapanın eşit olmasıdır aslında. "nasıl herkes eşit olabilir ki? insanların hepsi birbirinden farklı." gibi düşüncelerin sosyalizm konusu altında tartışılması mantıksızdır o yüzden. öyle bi şey yok be kardeşim. aslında sadece meslekle ilgili de değil. daha fazla çalışan her zaman bir şekilde karşılığını alacak, korkulacak bi şey yok yani.

kısaca şöyle diyelim;
bütün doktorların, bütün öğretmenlerin, bütün "özellikle aynı şey için alın teri dökenler"in maaşları eşit olacak. böylece yaşam standartları eşit olmuş olacak. bütün doktorlar aslında aynı işi yaparken neden yaşamları veya kazandıkları para birbirinden çok farklı? işte sosyalizm bunu gidermek için. insanlar arasındaki uçurumlar hiç bir zaman demokrasi, kapitalizm, liberalizmde olduğu kadar büyük olmayacak. özel sektörde insanlar harcanmayacak. yıllar boyunca öğretmenlik eğitimi alan adam, artık işini yapmak için bir eleme sınavına daha girmek zorunda olmayacak mesela. çünkü sosyalizm her zaman arz talep dengesine göre işler. ne kadar ihtiyaç varsa o kadar öğretmen yetiştirilir daha en baştan. araştırıldığında insana en çok değer veren sistemin sosyalizm olduğu görülür.

ülkedeki zengin ve fakir sayısının çok çok az olduğunu düşünsenize... herkes hakettiğinin tam karşılığını alıyor. insanların yaşamlarının, hayat standartlarının, sahip oldukları şeylerin birbirlerininkine çok benzer olduğunu düşünün. böyle olunca; paylaşılan duygular, insanlar arasındaki bağ da çok güçlü olmaz mı...

her şey bir yana, hayalini kurmak bile beni mutlu ediyor.
tek başına faşizmden öte pek birşey ifade etmeyendir.

(bkz: liberter sosyalizm)
özellikle ülkemizde komünizm ile çok karşılaştırılan fikir sistemi.
komünizm ve sosyalizm arasında çok belirgin farklar vardır.

komünizm; milliyet, din, ahlak,töre aile, mülkiyet vs gibi insanı insan yapan tüm değerleri yok sayar. hatta bunları önemseyenlere düşmanlık eder.

sosyalizm ise tüm insani değerleri kabul eder, hatta benimser ve korur.

sosyalizm sadece marks yahudisinin ekonomik anlamdaki öğretilerini benimser. bunun komünizm ile alakası yoktur. mesela bende ülke ekonomisinin marks yahudisinin öğretilerine göre yürütülmesi taraftarıyım; komünist miyim?

adolf hitler 'in partisinde de sosyalist, işçi gibi kelimeler vardı. bunda hafif de olsa bir maskeleme olduğu gibi, alman milleti en parlak günlerini hitler zamanında yaşamıştı. ve adolf hitler sosyalizmin; halkı toplum ve birey olarak yükseltmek amacı güttüğünü nazi almanyasında ispatlamıştır.
şimdi sosyalizm genel olarak eşitlikçi bir felsefe ya da kapsayıcı bir ad. özgürlük-eşitlik karşıtlığını bilirsiniz. bazıları özgürlüğün ve eşitliğin aynı anda birbirlerinin alanını daraltacağını düşünür. bazıları da ( sosyalist gelenek gibi) eşitlik olmadan özgürlük olamayacağını düşünür. ben açık söyleyeyim ilk gruptayım. bunu da sıkmazsam felsefe ile ilgili olarak açıklayayım:

şimdi nietzsche: putların batışı ya da çekiçle nasıl felsefe yapılır adlı eserinde, sokrates'in sorunu'ndan bahseder. çok kısaca: sokrates'in zamanında yunan medeniyeti tutkulara, içgüdülere aşırı bağlı, taşkınlıkta her anlamdan beş adım ileri gitmiş bir medeniyetti. sokrates te bu medeniyete karşı ters yönde şiddetli bir etki uygulayarak( mutlak akılcı sistemi. akılcılık, ahlakçılıkla çok kol kola yürümüştür tarihte. zaman zaman sokrates'in peygamber olduğu iddialarının( gerçi, tarihi, mistik bir figür olmasından da kaynaklı olabilir bu ama.)kaynağı da bu. akılcılık, ahlakçılık, dindarlık, inanç, bağlılık, irade...)) onları tedavi etmeye çalışmıştır. ben de nietzsche'nin bakış açısı ile benzeşim kuruyorum ve marx'a da o perspektivden bakıyorum. çünkü bence marx da bir dönem için aynı anlamı taşıyor.

önemli parantez: nietzsche sokrates'in yaptığı şeyi bir tedavi değil dekadansın sadece bir başka ifadesi, anlatımının değiştirşlmesi olarak görüyor. ben de böyle görüyorum marx'ı. yani onu ve sosyalizm ide dekadansın bir ifadesi olarak görüyorum. zaten prtaki de komprodor burjuvazinin asla sosyalizm için çırpınmadığı, devlet kapitalizmi, uygulamalarından kaçınmanın mümükn olmadığüını göstermiştir zaten var olan örnekler.

şimdi tekrar konuya dönelim: marx da ondan önce burjuvazinin önderliğinde gerçekleşenm özgürlükçü hareketin( özgürlüğün ve eşitliğin birbirilerinin alanını daralttığını hatırla) yarattığı aşırı eşitliksiz toplumu, tedavi etmek için bir yol bulmuştur. ama pratikte yozlaşmanın bir anlatımı olmuştur. ondan öteye geçememiştir.

işin teori yanının gerçekleştiğini var sayarsak bile benim sosyalizme, o teorik ve bakire haliyle bile bir tomar eleştirim olurudu.

not: sallama, üstün körü bir yazı biliyorum. mesajlaşmamdan aldım zaten.
herkesin gelirinin eşit olduğu kolejlerin olmadığı sistem.
(bkz: asosyalizm)