bugün

metallica' nın st. anger albümünde yer alan şarkı.

sözleri;

These are the eyes that can't see me
These are the hands that drop your trust
These are the boots that kick you around
This is the tongue that speaks on the inside
These are the ears that ring with hate
This is the face that'll never change
This is the fist that grinds you down
This is the voice of silence no more

These are the legs in circles run
This is the beating you'll never know
These are the lips that taste no freedom
This is the feel that's not so safe
This is the face you'll never change
This is the god that ain't so pure
This is the god that is not pure
This is the voice of silence no more

We the people
Are we the people?

Some kind of monster
The monster lives

This is the face that stones you cold
This is the moment that needs to breathe
These are the claws that scratch these wounds
This is the pain that never leaves
This is tongue what whips you down
This is the burden of every man
These are the screams that pierce your skin
This is the voice of silence no more

This is the test of flesh and soul
This is the trap that smells so good
This is the flood that drains these eyes
These are the looks that chill to the bone
These are the fears that swing over head
These are the weights that hold you down
This is the end that will never end
This is the voice of silence no more

We the people
Are we the people?

Some kind of monster
The monster lives

This is the cloud that swallows trust
This is the black that uncolors us
This is the face that you hide from
This is the mask that comes undone

Ominous
I'm in us
st.anger albümündeki en iyi iki parçadan biri. diğeri için (bkz: st anger)
metallica nin st anger albumundeki bombasi. sarkinin sozleri enfestir. james hetfield beste yetenegini bir kez daha gostermis. ayrica belgesellerinin adidir.
"guvenini yitiren bu eller,
beni goremeyen bu gozler,
bu artik olmayan sessizligim sesi"
(bkz: sessizligimin sesi) *
st. anger albümünün en güzel şarkısı. diğerleri için;
(bkz: sweet amber)
(bkz: frantic)
ve belki
(bkz: st anger)
toplam 141 dakikalık, iki adet dvd'den oluşan bu belgesel; joe berlinger ve bruce sinofsky adlı iki çılgın yapımcının imzasını taşımaktadır. belgeselin hazırlanması aşamasında çok defa yapımından vazgeçilmiş, ancak tamamlandıktan sonra yayımlanması uygun görülmüştür. metallica'nın yakın geçmişi hakkında yapılan ilginç bir videodur...
(bkz: joe berlinger)
(bkz: bruce sinofsky)
Metallica üyelerinin kisiliklerini gözler önüne seren belgesel.Kirk grup icerisinde mülayim ve uyumlu bir durus sergilerken,lars uyuzlugun sınırlarını zorlamaktadır.James ise her zaman oldugu gibi cooldur.belgesel jason newsted'in gruptan ayrılmasından sonra metallica'nın psikoterapist phil towle'u "performans iyilsetirme kocu" olarak tutmasıyla baslar.
metallica nın st. anger dan değilmiş gibi duran harikulade şarkısı. bana her dinlediğimde master of puppets a aitmiş gibi hissettirir. majesteleri james hetfield ın sesine, yorumuna, yazdığı sözlere ve performansına laf atan cahillerin bu parçayı ve özellikle remastered versiyonunu dinlemeleri, ve günde 3 öğün ağlamaları tavsiyemdir.
metallica'yı fazla sevmiyor oluşuma rağmen belgeselin kalitesi sayesinde başından sonuna dek kendisini ilgiyle izletmesini başarabilen bir yapım olmuş. ayrıca metallica'nın artık nasıl da tıkanmış olduğunu ince detaylar ile göstermektedir.
iki akademik ödüllü bir metallica belgeselidir. st.anger albümü sırasında grup elamanları arasında yaşanan ego çatışmalarını sergiler. grup olrak beraber aldıkları terapilerde vardır. çok paralı büyük egolu küçük adamlar...tapılası yaratıklar...sevilesiceler.
bence albümün en iyi parçasıdır çünkü eski metallica soundadır.belki daha çok sevilmesinin nedenide budur. ne zamanki metallica ticari başarı için 15 yaş grubuna ait çocuklara şarkı yazmayı bırakır ozaman belki bütün albümleri bu tür şarkılarla yine dolar.
ismini görünce bu belgeselle ilgili hatırladıgım ilk şey : lars ın bir şarkı provasında hızlı çift kros gitmesi gerekiyor, deniyor deniyor; ısınıyor eleman; sonra yapıyor çalıştığı yeri. Olay bittikten sonra "ulan çok zordu bu be, yedi bitirdi beni!" gibi bir şeyler söylüyordu. "oha lan" demiştim, "bu mu yedi bitirdi!".
belgesel olan some kind of monster egoyu birçok sanat filminden daha iyi anlatıyor.
metallica'yı black albümüyle birlikte dinlemeye başlamış biri olarak bunca zamandır
bir 'grup' dinlediğimi sanırdım ama anladım ki iki kişinin merkez olduğu, kirk'ün kendi halinde takıldığı, maymun kılıklı olan yeni elemanın ise belgeselin bir yerinde
bob rock'ın söylediği
-sen gelirlerden yüzde 1'lik pay alıcaksın (matematiksel olarak 100/4=25 olmalı)
dediğinde bile zevkten dört köşe oluşuyla, acı gerçek kabak gibi ortaya çıkmıştır.
metallica'dan bundan sonra bir bok çıkmaz diye düşünmekten kendimi alamadım.
ayrıca son albümün de neden bu kadar boktan olduğu anlaşılmış oldu.
kendini defalarca izlettiren güzel belgesel ama bir yandan da 'bu belgesel de mi para için yapıldı, bütün bunların hepsi oyun mu' dedirten bir belgesel.
some kind of monster videosu. live olup çeşitli konser kesitlerinden derlenmiştir.

http://www.youtube.com/watch?v=ffdaIIswVv8
metallica'nın akıllara zarar parçalarından bir tanesidir.özellikle müziğin giriş kısmı ve devamında gelen hız ile insanın ister ister istemez çıldırası geliyor.

(bkz: ben yaptım güzel oluyo)
http://www.youtube.com/watch?v=EKAYTQVKtzk
gelmiş geçmiş en kilometre taşı metal grubunun düşeceği durumun medyatik dvd' si. hepsi rol yapıyor. sonra lars ulrich adlı davulcunun bir tablosunu 3 milyon dolara satıldığı ile gurur duyan bir dvd' dir. yazık. yok yok değil. bunlar amerika' lı herşey mümkün.
edit: evet metallica fanları kötülemeye başlamıştır...tamam peki..nerede bir dyers eve o zaman?
grup performansını artırmak için görevlendirilmiş psikiyatrın belgesel sonuna doğru karizmasının nasıl sıfıra indiğini, o dik oturan, koyu renk elbiseler giyen bilim insanının nasıl kamburlaştığını rahatlıkla görebilirsiniz. bir de belgeselin sonuna doğru koskoca psikiyatra "sen kendini bizim aramızdan biri zannediyorsun" diyerek işten çıkarmışlardır. tereciye tere satıyor herifler.
billboard türkiyenin geçen sene dağıttığı metallica belgeseli.
metallica ya st. anger albümünden dolayı bok atanların mutlaka izleyip ondan sonra konuşması gereken bir belgeseldir. o kadar şeye rağmen güzel bir albüm olmuş bile diyebilirim. adamların bassçıları bile yoktu biraz insaflı olun yaw.
dinledigim her sarkidan sonra james hetfielde giyabinda yonelttigim 'insan misin sen ulan' sorusuna cevap niteliginde olan sarkidir. ben biliyordum zaten senin some kind of monster oldugunu*. ayrica sarki o tencere tava gurultusunden ibaret albumun dinlemeye deger 2 sarkisindan biri.
digeri:
(bkz: st anger)
grubunun aslında james kirk kirk ve cliff'ten oluştuğunu söyleyen bir adam var orada. bob rock !

(bkz: helal yiğidim aslanım)
harika ritimlere sahip metallica şarkısı.
ölümcül rifflere sahip güzel bir şarkıdır. ayrıca aynı adlı belgeselin sonunda çalar.
These are kısmını "birdaha" olarak anladığımız şarkı.