sabri sarıoglu'na hayran oldugu dusunulen (!) yeni nesil yazar.*
-sabri , sabri , sabri kaleyi dusundu suuttttttttt ve tac.*

edit : caylaklıktan yazarlıga gecmis hayırlı olsun efendim tekrar hosgelmiş.
sabri nin düşünebildiğini gösteren durum. *
(bkz: sabrinin kaleyi düşünebiliyor olması)

+ Fatih terim
-sabri

+ne düşünüyorsun dertlisin yine.
-sorma hoca sahaya çıkmadan önce 200 kere bi kağıda kaleyi düşün yazdım. hep maçtan önce hatırlamak için uğraşıyorum ama maça çıkınca unutuveriyorum.
+ehe sabri sen de savunma yönünü geliştir.
-öyle de hocam ben paflardayken yeni emre diye bi sürü haber yapıldı genç yetenek dediler şimdi kimse beni sevmiyo. kaleyi düşünemiyorum. kafam karışıyor kaleyi düşünürken. ben de kale yerine taç çizgisine doğru şut atıyorum. hocam aslında bileklerim iyi.
+iyi o zaman sen bu maç yedek soyun kafanı toparla. düşünebilince oynatayım seni.

fotomaç: sabrinin tüm sezon boyunca oynatılmaması sorulması üzerine fatih terim hazır olduğunda oynatıcam dedi. taraftar şaşkın. bu arada unutmadan fenerbahçe ronaldinho yu alıyor. kendisi de zaten fenerbahçe hayranı. maldonado ile takas edilen ronaldinho bu sene asistler benden dedi.
efenim aynı zamanda beşinci nesil çaylaktır ve hoşgelmiş yazardır.
kucak açıyoruz kendisine.
(bkz: insan düşünen bir hayvandır)
(bkz: düşünce suçu)*
ilkokul çocukları için hazırlanmış, "ayşe teyzesine gitti", "ali nezarethanede" gibisinden miniminik öykü kitabıdır sabri kaleyi düşündü.
(bkz: sabri iyiydi de düsüncesi kötüydü)
hoşgelmiş beşinci nesil yazar.
nickiyle tebessüm ettirmiş yazar.

(bkz: sabri kaleye bakti ve tac)
...lakin top taça çıkıyor.
yeni bir ulu yazar.
(bkz: hoşgeldiniz)
yeni bir galatasaraylı yazar.*
o gün sıradan bir gün ve sıradan bir maçtı. tüyleri diken diken oluyordu aklına gelince. hayalleri, umutları, istekleri ve arzuları kabarıyordu, kabına sığmayan bir çocuk gibi hissediyordu. sıradan bir gündü, maça çıkacak, duşunu alacak ve evine gidip, uyuyacaktı. tekdüze hayatından gayet memnundu.
şekilsiz saçlarını düzeltti ayna karşısında, o halinden, saçlarından memnundu.
maç başlamıştı, disiplinli çalışmasının verimini her daim alır ve güçlü fiziğiyle, sahayı bir maratoncu gibi arşınlardı.
fakat o anda bir şey oldu. daha önce hiç hissetmediği gibi hissetti kendini.gizemli bir güç kontrol ediyordu sanki onu. hayatında ilk kez kaleyi düşünüyordu...
hayallerinin, gelecek planlarının, kariyer hedeflerinin birer birer çöktüğünü hissetti. kendine ihanet etmişti. "atmıycam attırıcam abi" felsefesini yıkmıştı, günah saydığı şeyleri yapıyordu adeta.
sabri kaleyi düşünmüştü...

benzer bir başarı öyküsü için:
(bkz: maldonado nun ataga cikmasi/#4040249)
(bkz: düşünmeyen sabri istiyoruz)

sabri kale yok, yok kale yok.
26 subat 2009 galatasaray fc bordeaux maci gibi maçlarda gol ile sonuçlanmasından ötürü bazen mutlulukla devam edecek söz.
sabri cidden kaleyi dusunur ve vurur o andan sonra ali samiyen yıkılır hikaye devam etmektedir.*
düşünülen kalenin arkasındaki tribünlerin siper almasını gerektiren eylem.
(bkz: gerçekçi ol imkansızı iste)
(bkz: düşünüyorum yine de yokum)
konrolsüz güç, güç değildir.
sabri aslında kaleyi düşündü ama top taca gitti, buna sinirlenen sabri yarattığı tacı kullanmak üzere olan emre'yi boğazladı.

bu adam bi melek mi yoksa bi şeytan mı? sabri*
çoğu kez sadece düşünmekle kalmıştır.
sabrinin teorik bi insan olduğunu gösteren cümle.
galatasaray fanatikligini her daim gosteren 5.nesil yazar.
genelde şuuuut ve taç şeklinde sonlanan anlatım biçimi.