bugün

ünlü darwinci zoolog. 'gen bencildir' kuramıyla olay yaratmıştır. (bkz: gen bencildir). kendisi nairobi doğumlu bir ingilizdir. cennetten akan irmak, kor saatçi türkçeye çevrilen diğer kitaplarıdır. dikkat çok fena inancı sorgulattırır.
Çok başarılı bir bilim adamı olmasının yanında, espri yeteneği de oldukça gelişmiştir; Öyle bildiğiniz "inek" tipli bir adam değildir, güzel bir eşi vardır.

Alın size bir alıntı:

"The God of the Old Testament is arguably the most unpleasant character in all fiction: jealous and proud of it; a petty, unjust, unforgiving control-freak; a vindictive, bloodthirsty ethnic cleanser; a misogynistic, homophobic, racist, infanticidal, genocidal, filicidal, pestilential, megalomaniacal, sadomasochistic, capriciously malevolent bully."
http://richarddawkins.net/
Kör Saatçi, Gen Bencildir ve Tanrı Yanılgısı (the God Delusion) kitaplarının yazarı zooloji profesörü...
Oxford Üniversitesi'nden bir evrim biyoloğudur. "Gözlemlediğimiz evren, temelinde ne bir tasarım, ne bir amaç, ne iyilik, ne kötülük; sadece kör, acımasız bir kayıtsızlık varsa tam da beklememiz gereken özelliklere sahiptir." der.
gen bencildir'de öne sürdüğü evrim işleyişi okullarda ders diye öğretilmelidir. türün hayatta kalması zırvasına tokadı basar çünkü.
çok serttir bu adam ayrıca. elime alıp okuyamayıp bıraktığım zamanlar çok oldu eskiden. okuduktan sonra ise bambaşka bir kafa ile düşünmeye başlarsınız ayrıca.
yalnız dikkat, en iyi tat için çok sıcak yenmelidir, bedeli de ödenmelidir.
allah'a, dine ya da vs. inanmamanın da tıpkı bunlara inanmak gibi aslında bir inanç olduğu gerçeğini kaçırdığını düşündüğüm; bugün harun yahya'nın benim gözümde temsil ettiği radikalin tam aksi tarafındaki radikaldir. Bu gerçeği kaçırmasını takiben karşı tarafı gereksiz yere ezerek kendi tarafını yukarıda göstermeye çalışan bir fikir geliştirme anlayışına sahiptir. Bu yüzden din konusundaki zihni pratikleri açısından gözümde Harun yahya zihniyetinden çok farkı yoktur.
akil insani nasil guzellestirir adli tez calismasinin basina fotofrafi konasica. cok iyi bir konusmacidir. militan ateist der kendine. pesinden cehenneme giderim butun inanclarla el sallayarak.
nevzat tarhan'a göre artık bazı şeyleri sorgulamaya başlayan şahsiyet.

"Ben şahsen bir köpek ya da bir insan gibi kompleks bir canlıyı salt tesadüfün ortaya çıkarabileceğini düşünemiyorum. . . Eğer bu bir tesadüf teorisi olsa, o zaman bunun işlemeyeceğini en akılsız kişi bile bilir. "(Al Jazeera Televizyonu ile 21 Temmuz 2008 tarihinde yaptığı röportajından)

"Eğer rastgele olsaydı o zaman gördüğümüz fevkalade karmaşık ve mükemmel formların oluşmasına neden olamazdı... Evrimin kendisinin rastgele bir süreç olduğu fikri oldukça gülünçtür. insanların gerçekten bu akıl almayacak saçmalığa inanıp inanmadıklarını merak ediyorum. Darwinizm gerçekten tesadüfleri anlatan bir teori olsaydı işe yaramayacağı, ezici, ses getirici ve kesin biçimde açıktır."
(http://richarddawkins.net...ticle_body.php&id=170 )

"Bu durum söz konusu donanımların tesadüflerle biraraya gelmiş olamayacağını göstermektedir ve elbette mantıklı hiçbir bilim adamı bunun böyle olabileceğini söylememiştir."
(http://richarddawkins.net...ticle_body.php&id=170 )

"Rastgele mutasyonların zürafanın boynu ve elbette diğer her şeyin evrimi için iyi bir açıklama olmadığını çok doğru söylediniz."
( http://www.simonyi.ox.ac.uk/dawkins/FAQs.shtml )
gördüğüm kadarıyla konuşmaları ya da yazılarının arasından cımbızla çekilmiş cümlelerle fikrini değiştirdiği iddia edilen adam.

şu mesela: "Ben şahsen bir köpek ya da bir insan gibi kompleks bir canlıyı salt tesadüfün ortaya çıkarabileceğini düşünemiyorum. . . Eğer bu bir tesadüf teorisi olsa, o zaman bunun işlemeyeceğini en akılsız kişi bile bilir."

bu yöntem, evrim karşıtlarının sıklıkla kullandığı bir yöntem, "bakın bu bilim adamı da itiraf ediyor bu teorinin saçmalığını" diyerek upuzun bir yazıdan, ana yargıdan farklı bir fikir içeriyormuş gibi görünen cümleleri cımbızla seçip kanıt diye sunmak. hani bektaşi'nin sarhoşken namaza yaklaşmayınız hikayesi gibi.

benzer örneklerini şurada bulmak mümkün: http://www.evrim-teorisi.org//content/view/53/72/

dawkins'in bu cümlelerinin benzerlerini kör saatçi isimli kitabında sıklıkla bulmak mümkün. hatta sanırım chapter 1 bununla başlıyor. evrim teorisi ile ilgili en büyük yanılgılardan birisini, rastgele tesadüflerle gerçekleştiği saptırmasını anlatıyor bu bölümde. okuyun, ne demek istediğini anlayacaksınız, çünkü ilkokul çocuğuna anlatır gibi anlatıyor.

koskoca richard dawkins'in bir anda 180 derece döndüğünü iddia etmek cahil cesareti olsa gerek.
resmi web sitesine erişim engellenmiş bilim adamıdır.
bu adamın web sitesi engellenmiş. lan zaten bu adamı takip eden adam sınır tanımayan adamdır. sen kimsin ki bu adamı engelliyorsun. sikip geçerler o engelleri..
çektiği belgesellerde sıklıkla yobaz ve kör cahil insanlarla muhatap olmak zorunda kalandır. ve ne üzücüdür ki bu insanlar ait olduğu topluluklarda büyük saygı gören insanlardır. onlarla mümkün mertebe polemiğe girmez, sadece sorular sorarak bolca konuşmalarını ve düşünce yapılarını ortaya dökmelerini sağlar. karşısındaki ne kadar aptalca argümanlar ortaya sürse de her daim saygılıdır, fakat yüzünün ifadesinden dilinin ucuna kadar gelen cümleleri güçlükle içeride tuttuğunu anlayabilirsiniz.
paranoid şizofreni tanısı konmuş "masonlar siyonistler bana komplo kuruyor!" idiialarıyla bir aralar ortalarda dolanan bir kişinin(adını yazınca mahkemelik olabilirsiniz, dediğim gibi, yedi kez paranoid şizofreni tanısı konmuş adama) hışmına hedef olmuş bilim adamı. ayrıca (belki de bu yüzden kim bilir? malum şimdi nedenini söylersek bu kişiyi de çok rahat bulabilirsiniz, sonra mahkemelik olmayalım) türkiye'de internet sitesi kapatılmıştır. ee, matbaayı yüzlerce sene sonra türkiye'ye getiren devletlularımızın zihniyetinde pek bir değişiklik yok anlayacağımız. (devletlUlarla alakası ne derseniz, kadro madro geyiği yaparım, sonra iki kez mahkemelik olabiliriz.)
http://richarddawkins.net...-of-Ex-Muslims-of-Britain

adnan oktar'ın "yaratılış atlası" kitabı üstüne yaptığı konuşma linkten izlenebilir. dawkins'in oktar üstüne bi iki esprisi var ama buraya yazamıyorum. burası da kapanır.

yine de konuşma içinde iki tane önemli şeyden daha bahsediyor.

birincisi harvard'da (sanırım orasıydı) ve bi tane daha kaliteli bi üniversitede eğitim almış bi bilimadamından bahsediyordu. bu bilimadamı bi gün eve gelmiş ve bu üniversitelerde aldığı eğitimin incil'de anlatılan hangi kısımlarla çeliştiğini görmek istemiş. eline bi makas almış ve incil'deki bilimdışı yerleri kesmeye başlamış. iş bittiğinde elinde incil'den bi iki sayfadan başka bi şey kalmamış. o anı sonradan anlatırken şöyle demiş: "işte o an çöpe atıverdim"

incil'i değil ama.. bilimi. bakmış bilim incil'le neredeyse hiç uyuşmuyor, o zaman artık bilimadamı değilim ben ve bundan sonra dinim ne diyorsa sadece o bana yol gösterecek demiş.

dawkins bu hikayeden sonra ekliyor. işte bu derece yoğun telkin ve inancın, iki kaliteli üniversitede bilimsel eğitim almış bi insana bile yaptırdığı şeyi gördükten sonra kendimi o kadar güçsüz hissediyorum ki.. bilimsel gerçeklerin dinin ileri sürdüklerini çürüttüklerini kanıtlasak bile dine inanan insanların çoğu inançlarından vazgeçmeyecekler. çünkü telkin bi insanı hiç kıramayacağı sabit fikirlere mahkum ediyor.

bizim memlekette de mantığa uygun olmayan dini hükümler karşısında inananların "ben anlamasam da bi hikmet vardır, zaten inanç mantıkla kavranmaz" savunması benzer örnek olarak verilebilir.

sonuç, din (ve aslında son günlerde örneklendiği üstüne, inanç ile kabullenilmiş hiç bi fikir - burada ulusalcılıktan bahsediyorum) üstüne tartışarak hiç bi savunurunun fikirlerini değiştirmek mümkün değildir.

umudumuz yeni nesillerin daha bilimsel metodlara meyledecek şekilde yetişmelerinde.
adnan hoca üstüne yaptığı konuşmada bahsettiği ikinci önemli şey de şuydu.

seyircilerden biri soruyor, oktar sizi tartışmaya çağırmış ama siz reddetmişsiniz, neden?

dawkins'in cevabı:

sadece oktar'ın değil, bütün yaratılışçıların tekliflerini reddediyorum. çünkü eğer tartışırsanız fikirlerine meşruiyet kazandırmış oluyorsunuz. seyredenler o zaman "ha burada iki farklı fikir var ve kendi aralarında tartışıyorlar" diyecekler ama ben yaratılışçıların savunduklarını fikir olarak bile görmüyorum. hatta tartışma ortamına girince, karşılıklı eşit sürelerle argümanlarınızı sunma zorunluluğu sizi güçsüz düşürüp, savunduğunuz fikre zarar bile verebilir.

dawkins'in şansı yaratılışçıların tartışma isteklerini geri çevirdiğinde kendi fikirlerinin yok olmaması. kastım şu.. benim de tartışmaya bile tenezzül etmek istemediğim, karşılıklı tartışarak sadece karşımdaki deli saçmalıklarına meşruiyet kazandırmaktan başka bi iş yapmadığımı düşündüğüm fikir bozmaları var ama şöyle bi sorun var. bu deli saçması dediğim şeyler ne yazık ki benim memleketimin ezici çoğunluğunun savundukları şeyler. yani dawkins gibi "sizi kaale almıyorum, saçmalayın istediğiniz kadar" deyince yok oluyorsunuz burada ve onların saçmalıklarını dinleyen, okuyan genel popülasyon onlara hak veriyor.

dawkins bu saçmalıklara meşruiyet kazandırmamak için tartışmama lüksüne sahip. çünkü en azından avrupa halkları bu saçmalıklara bakıp "evet bunlar saçmalık" diyebilecek insanlarla dolu. ama burası ırkçıların, dincilerin hezeyanlarını ne yazık ki paylaşan milyonlarla dolu. o yüzden o lüksümüz yok.

yine de bugünden sonra saçma bulduğum fikirlere karşı kendi dediklerimi dedikten sonra tartışmaya devam etmemeye çalışacağım. bi gün bu saçmalıklara karşı savunma yapmama lüksünü kazanacağımız umuduyla.
adnan hoca'nın büyük bilimsel deha kabul edildiği yerde muhakkak ki burun kıvrılacak kişidir. tam tersi de aynen geçerli tabi.
sitesi hala erişime kapalı olan yazar, bilimadamı, düşünür. üstüne; "eğer türkiye'deyseniz, bunu okuyamazsınız. yok türkiyeliyseniz, şimdi ikimiz de neden artık orada yaşamadığınızı biliyoruz." diyerek ayarı vermiştir.
uludağ sözlükte yazar olsa, haftanın en kötü entrylerinde yerini parselleyecek ve ışık hızıyla -500 karmaya sahip olacak yazardır.
sitesinin çetecilik ve engizisyonculuk mentalitesiyle kapatılmasıyla ilgili en güzel yorum yine sitesinde bir forumdan gelmiş olan insan. -hani o kafayı takanların 2 milyon yıldır olmaya uğraştıkları canlılardan-:

"Turkish people will now be clamouring to see what they're not supposed to see.
Tell a teenager that having pre-marital sex is bad. Guess what happens? "

edit: oovv! çok hızlısın ayetullah!
Karikatür krizlerine, Muhammed maketi yakmalara hiç girmiyorum, ne kadar anlamsız (hatta zayıf ve içeriksiz antitez üreterek tezi kuvvetli kilmak anlamında -tersine anlamlı-) oldukları ortada... Daha entellektüel, seviyeli hesaplaşma yöntemlerine de bir bakmak lazım... Son günlerde Amerika'da pek popüler bir abimiz var, bildiğim kadarıyla bir evrimbilimci, Richard Dawkins... çok "satan" (Hail Satan!) kitabı "The God Delusion" Turkçe'ye de çevrilip "piyasa"ya suruldu;

http://www.kuzeyyayinlari.../pgs/bookdetail.asp?ri=13

Dawkins "Tanrı" ile "Din" ile mücadele ederken olayı sosyal ihtiyaçlardan, altyapı-üstyapı ilişkisinden tamamen ayrı tutarak dinlerin ne kadar saçma olduklarını, ne kadar "inanılmaz" olduklarını gözönüne sermeye çalışıyor... En tehlikeli bulduğum yaklaşımı ise şöyle bir şey; "Biz ateistler şimdiye kadar hiç Haçlı Seferi yapmadık, kadınların kafalarını zorla örtmedik, 9-11 planlamadık, olmayan tanrımız adına kimseyi öldürmedik..."

bu argümani öne sürersek örneğin koloniyalizm esasen hristiyanlığı yaymak için yapıldı tezini kabullenmiş oluyoruz ve emperyalizmin kapitalist altyapısını göz ardı edip ideolojik üstyapısına (tabiri caizse) kitlenmiş oluyoruz. Kaldı ki ateizmin egemen olduğu SSCB, çin gibi ülkelerde hükümetler kan dökmek bağlamında hiç günahsız değildi eğer kriter bu olacaksa, ki olmamalı.

Diyeceğim o ki, din ile hesaplaşmada bunun gibi zırva argümanlarla yola çıkıldığı sürece varılacak yer yeni bir din olur ancak... ilk bakışta çelişik gibi görünen başka bir durumla karşılaşmamız da olasıdır, söz konusu "ateist bakış" ya da "tanrısız dinler" kendilerine din algısının totalinde bir kıçlık yer açarken eleştirdikleri kadim dinleri de tahtlarindan etmeyip, aksine kıçlarının rahatını daha da arttirabilirler...

özünde olaya bakarken, analiz ederken ve ardından mücadele belirlerken ne "Kalpsiz dunyanın kalbi"ni ne de "Kitlelerin afyonu"nu akıldan çıkarmadan yol almak gerekiyor kanımca...
tayyip erdogan la kankidir.
islam dünyası ve evrim teorisi ile ilgili şu makaleyi :

http://www.newscientist.c...ning-a-hold-in-islam.html

okumanın,- ki kendisi her ne kadar saygıdeğer bir bilimadamı olsa da,- aslen radikal ateist yönteminin, dindar insanları, düşmanı olduğu insanların yapmak istedikleriyle aynı seviyede bilim düşmanlığına sürüklediğini düşünmeye sevk ettiği bilimadamıdır. bu da belki de tek ve en büyük yanlışıdır kanımca.

burada amerikan jesusfreak tipler gibi "ateizm kötüdür allah vardır bahhın bu da kanıtları ahan da burda" diye bir şey söylemiyorum, ama dinin bir inanç meselesi olduğu hem kendisi, hem de düşmanları tarafından unutuluyor. nasıl bir teoloğun biyoloji ve fizik konusunda bırakın teori çürütebilecek kadar birikim kanıt ve kapasiteye sahip olduğunu iddia etmesini, yorum yapması dahi yanlışsa, bir bilimadamının teolojik ve dini konularda yorum yapması da kanımca o kadar yanlıştır. sezar'ın hakkı sezar'a şimdi.

neyse, o kadar övgüden sonra, sanırsam bu haklı yergiyi hak etmekte kendisi.
harun yahya'nın sitesine girilebilirken, ülkemizden, resmi sitesine girişin yasaklandığı kişi.

(bkz: yaşadığın ülkeden nefret etme sebepleri)
sitesine erişimin engellenmesinin bünyemde yarattığı aşırı öfke, kendimi ergen gibi hissetmeme yol açmıştır. kıbrıs'ta girebildiğimden ötürü ** bir sorun yoktu, ta ki türkiye'den girmeyi deneyip o kırmızı fontu görene kadar. hangi mahkeme, hangi numaralı karar, hangi hede hangi hödö hiç bir bilgi yok tabi. adamın biri -ismi yazmayayım yoksa önünde tehlikeli sıfatlar belirecek-, ki bu birinin 2008 yılında 3 yıl hapis cezası aldığı biliniyor, bir yerinin keyfine göre site kapattırıyor, neredeyse kitap yasaklattırıyor (bkz: the god delusion), koca ülke bu kaynaklardan mahrum kalıyor. tabi, ülke bu kaynaklardan mahrum kaldığından haberdar mı, ya da umrunda mı orası tamamen ayrı. ancak bırakın ülkeyi, 3-5 kişi bile bundan olumsuz etkileniyorsa bu bir skandaldır. kim ki bu adam, nüfuzu nedir de bu denli bir yetki, güç barındırıyor elinde? soru işareti koyduğuma bakmayın, cevapları biliyorum, aklımca söz sanatı, vurgu falan yapıyorum. ben de bir sitedeki herifin tipini beğenmesem, kapatın lan bu siteyi desem olacak mı? kişilik haklarına sanal ortamda güya yapılan saldırılar*, koca siteyi tüm bir ülkenin erişimine kapatmayla mı cezalandırılıyor? ceza da değil ki bu, siteye türkiye'dekiler giremiyormuş, kimin s.kinde? tazminat talep et, başka şeyler yap, adamın şahsına falan dava aç. ama tabi, o pis zihniyet var ya, işte onu meşrulaştırmak için belli makamları kolayca ayartıp sorunu kökünden halletmek varken kim uğraşacak? yav suçluluğu kanıtlanmış adamlar ülkenin gündelik yaşamına, bilgi alma hakkına kastediyorlar! o yaratılış atlasları... "yaratılış atlası" adlı edebi eserleri basarken yok edilen ağaçlar tarafından kovalanasıcalar, spor manyağı yapılasıcalar!