bugün
- arkadaşlar biri var23
- suriyeliler suriye'ye dönsün9
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı15
- anın görüntüsü19
- erkeğe ne hediye alınır32
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri14
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız17
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi8
- nickli başlık açanlar çaylak yapılacaktır8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması12
- kanınıza rengini verir misiniz15
- uzağı göremeyen insan18
- türkiyede çok abartılan arabalar21
- icardi190516
- icardi1905 silik olsun kampanyası35
- icardiyi tokat manyağı yapmak9
- futbolcu ismiyle nick almak9
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak19
- evlilik12
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım29
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi12
- ideal duş alma sıklığı12
- integralin müfredettan kaldırılması15
- patiswiss9
- artificialintelligence11
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı18
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı51
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz14
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olsun19
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- kent lokantası niye bedava değil demek9
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- istanbul suriyenin başkentidir12
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- aristoteles'in orta yolu10
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
entry'ler (1015)
(bkz: yortu)
patronu hizli motor taktirmi$ dogum gunu sebebiyle sanirsam. dokunmadan geliyor entry'ler.
mercan dede'nin 800 albumundeki en guzel parca. http://www.youtube.com/watch?v=Xe5o-owjugk
insanin aklini ba$indan alan bir erkek sesi, hayrullah ersöz'un yalınayakbaşıkabak $iirini okumaktadir ki, o sesin pe$inden cehhenneme bile gidilir...
doldur sûfi kadehleri aşk ile
kadehimiz candır, hepimiz bir can
içelim de aklımız çıksın baştan
doldur sûfi kadehleri aşk ile
diyar-ı masivadan geliriz biz
evvel tek idik şimdi bir olduk biz
duyardık, uyurduk, uyandık aşka
doldur sûfi ahh yanıyor içim
gel dedi sultanımız geldik işte
üfle de neyden etmesin şikayet
şükür biz de aşık olduk nihayet
doldur dede yürekleri aşk ile
insanin aklini ba$indan alan bir erkek sesi, hayrullah ersöz'un yalınayakbaşıkabak $iirini okumaktadir ki, o sesin pe$inden cehhenneme bile gidilir...
doldur sûfi kadehleri aşk ile
kadehimiz candır, hepimiz bir can
içelim de aklımız çıksın baştan
doldur sûfi kadehleri aşk ile
diyar-ı masivadan geliriz biz
evvel tek idik şimdi bir olduk biz
duyardık, uyurduk, uyandık aşka
doldur sûfi ahh yanıyor içim
gel dedi sultanımız geldik işte
üfle de neyden etmesin şikayet
şükür biz de aşık olduk nihayet
doldur dede yürekleri aşk ile
bir inan temelkuran filmi. AVRUPAYA gocen turk'lerin hikayesi anlatiliyor. ufak butceli ama odullu bir film. onbeşinci altın koza film festivali'nde en iyi yönetmen ödülünü kazandirmi$ yonetmenine. ayrıca film, yılmaz güney özel ödülü'ne de layik gorulmu$.
yeni bir yonetmenimiz. Ece temelkuran'in karde$i. madrid'de sinema egitimi gormu$. ogrenciyken cali$tigi kebapcida ya$adigi olaylardan esinlenerek made in europe diye ufak bir butce ile ve de belgesel tarzinda bir film cekmi$. avrupaya gocen turk'lerin hikayesi. bu sene onbeşincisi yapilan altın koza film festivali'nde en iyi yönetmen ödülünü ve buyuk juri, yılmaz güney özel ödüllerini almış. adina baktim da, inanasim geldi...
bir biket ilhan filmi. NAZIM HIKMET'IN bursa hapishanesinde gecen gunlerini anlatiyor, piraye aski cercevesinde. film icin secilen mekan hapishane olunca, sınırlanmı$lık kacinilmaz elbette. bu sınırlanmı$lıktan siyah beyaz gecmi$e donu$ sahneleri ile kurtulmaya cali$mi$ yonetmen.
nazim'in bursa hapishanesinde, hapishane muduru tarafindan ozel muameleye tabi tutulmasi oylesine abartilmi$ ki filmde, mevzunun gectigi yer bana mapushane degil de, celik palas oteli gibi geldi! tamam, anladik nazim'a ayricalik tanimi$ mudur ama bunu niye bu kadar gozumuze sokumu$lar ki? nazim ve diger butun karekterlerin odadan odaya istedikleri gibi girip ciktiklari, nazim'in yalniz kaldigi odasindaki tahta yatak ve yemegini bile kendi pi$irdigi kucuk tupuyle rahatsiz eden bu rahatlik, bence fena siritiyordu.
senaryo sekiz kez yazildi dedi filmin sonunda sorulari cevaplarken biket ilhan, bence bu da yirtilip, yenisi yazilmaliymi$. nazimi bursa hapishanesine hapsedip, hayatinda muhim yeri olmu$ uc kadinla anlatmaya kalkmak, onun komunist yanina hic vurgu yapmadan fena halde eksik olmu$ elbette.
nazim'a cok benzemi$ dogru yetkin dikinciler ama beni nazim olduguna inandiramadi. hep kameraya oynayan tiyatro oyuncusu gibiydi. fazla kasmi$ kendini. hakli belki, cok zor bir i$ yaptigi ama olmami$ bu haliyle.
kiyafetler kimin eseriyse nazim kiyafetleri icin hakkaten tebrik etmek lazim kendisini. kafamin icindeki nazim hikmet fotograflarinda ne varsa nazim'in ustunde, onlari cok guzel kopya etmi$ ama filmin diger karekterlerinin kiyafetlerinde sorun vardi. piraye ve cocuklari ve munevver ve annesi nazim'in, tamam $ik kadinlardi buyuk ihtimal de cok goz alan, cok goze batan bir $iklik filmdeki. hapishanedeki mahkumlarin kiyafetleriyse tam bir abarti. 1940'larin sonu, 1950'lerde memlekette ne cok beyaz gomlek giyen mahkum varmi$ diye bakmaktan dikkatim dagildi. nazim'in kendi odasinda komur utusuyle utuledigi beyaz gomlegi, nasil da gunumuz kolay utulenir turlerinden! o yillarda pamuklu beyaz gomlekler, komur utuleriyle nasil acilmaya cali$ilirmi$, nasil kolalanirmi$ bilmeyen bir gencin i$leri olmali. tiril tiril utulu beyaz gomlegi nazim'in ve mahkumlarin. hapisde o yillarda belli ki, beyaz ya da acik renkli gomlek giymek modaymi$! kovadan sicak su dokerek yikanilan, takunya giyilen yillarda gomlekler, kasketler, yelekler pek bir piril piril nedense!
nazim'in insan yonune vurgu yapmak, onun ince $air ruhunu bize gostermek icin gosterilen gayret de gozume batti. hapisteki tav$an yetmemi$, bir de kanarya katmi$lar hikayeye ki, benim gibi mesaji asla anlamayacak gerizekalilara kolaylik olsun! niye bu kadar kaba bu filmleri yazanlar? ya da seyirciyi mi cok kaba saba saniyorlar? luzumsuz olmu$ tav$an da, kanarya da. ya da ic bayan oranda fazla katilmi$lar hikayeye. oyle ince bir ayrinti koyarsiniz ki, seyircinin ici erir $airin ruhundaki o derinligi gordugunde. eee, zor elbette oyle incelikler bulup, onlari i$lemek, ver $ablon tav$ani, oldu gitti degil i$te...
munevver fena halde harcanmi$. hikayeye yamama duruyor varligi.
piraye bir evde iki cocuguyla kalmi$ eyvallah da, filmde ikide birde o iki cocukla dertle$mesi, cocuklarin ustunden derin mesajlar iceren $iirler falan okumasi bence cig kacmi$. bir masada iki satir mektup yazarken aklindan gecebilecek $eyleri, cocuklari esir almi$, bir koltuga oturtmu$ da onlara anlatiyormu$ gibi cekmi$ler.
final sahnesi ise evlere $enlik olmu$. zirtdadanak biten, biterken de bir sakiz reklami vardi yillar evvel, falimdi galiba, ordaki gibi mahkumlar nazim'in $iirini soyluyorlardi yukariya bakarak. kendimi m.o. 200'de pergamon'da hissettim sayelerinde! sahnede yunan tragedyasi!
nazim'i anlatmak kolay degil! bana anlatamadi bu film. kivircik saclarini, geni$ alnini, kollari kisa ceketini gordum, lakin ruhunu, aklini goremedim...
unutmu$um ilave;
filmin bir muzigi yoktu! muziginin olmamasinin eksikligi cok hissediliyordu ba$indan sonuna kadar. bir de guzelim nazim $iirlerinin ya ayari az kacmi$, ya da $iir secimleri cok iyi degildi.
yazdiklarimi okudum gene ilave;
evet zor begenirim!
nazim'in bursa hapishanesinde, hapishane muduru tarafindan ozel muameleye tabi tutulmasi oylesine abartilmi$ ki filmde, mevzunun gectigi yer bana mapushane degil de, celik palas oteli gibi geldi! tamam, anladik nazim'a ayricalik tanimi$ mudur ama bunu niye bu kadar gozumuze sokumu$lar ki? nazim ve diger butun karekterlerin odadan odaya istedikleri gibi girip ciktiklari, nazim'in yalniz kaldigi odasindaki tahta yatak ve yemegini bile kendi pi$irdigi kucuk tupuyle rahatsiz eden bu rahatlik, bence fena siritiyordu.
senaryo sekiz kez yazildi dedi filmin sonunda sorulari cevaplarken biket ilhan, bence bu da yirtilip, yenisi yazilmaliymi$. nazimi bursa hapishanesine hapsedip, hayatinda muhim yeri olmu$ uc kadinla anlatmaya kalkmak, onun komunist yanina hic vurgu yapmadan fena halde eksik olmu$ elbette.
nazim'a cok benzemi$ dogru yetkin dikinciler ama beni nazim olduguna inandiramadi. hep kameraya oynayan tiyatro oyuncusu gibiydi. fazla kasmi$ kendini. hakli belki, cok zor bir i$ yaptigi ama olmami$ bu haliyle.
kiyafetler kimin eseriyse nazim kiyafetleri icin hakkaten tebrik etmek lazim kendisini. kafamin icindeki nazim hikmet fotograflarinda ne varsa nazim'in ustunde, onlari cok guzel kopya etmi$ ama filmin diger karekterlerinin kiyafetlerinde sorun vardi. piraye ve cocuklari ve munevver ve annesi nazim'in, tamam $ik kadinlardi buyuk ihtimal de cok goz alan, cok goze batan bir $iklik filmdeki. hapishanedeki mahkumlarin kiyafetleriyse tam bir abarti. 1940'larin sonu, 1950'lerde memlekette ne cok beyaz gomlek giyen mahkum varmi$ diye bakmaktan dikkatim dagildi. nazim'in kendi odasinda komur utusuyle utuledigi beyaz gomlegi, nasil da gunumuz kolay utulenir turlerinden! o yillarda pamuklu beyaz gomlekler, komur utuleriyle nasil acilmaya cali$ilirmi$, nasil kolalanirmi$ bilmeyen bir gencin i$leri olmali. tiril tiril utulu beyaz gomlegi nazim'in ve mahkumlarin. hapisde o yillarda belli ki, beyaz ya da acik renkli gomlek giymek modaymi$! kovadan sicak su dokerek yikanilan, takunya giyilen yillarda gomlekler, kasketler, yelekler pek bir piril piril nedense!
nazim'in insan yonune vurgu yapmak, onun ince $air ruhunu bize gostermek icin gosterilen gayret de gozume batti. hapisteki tav$an yetmemi$, bir de kanarya katmi$lar hikayeye ki, benim gibi mesaji asla anlamayacak gerizekalilara kolaylik olsun! niye bu kadar kaba bu filmleri yazanlar? ya da seyirciyi mi cok kaba saba saniyorlar? luzumsuz olmu$ tav$an da, kanarya da. ya da ic bayan oranda fazla katilmi$lar hikayeye. oyle ince bir ayrinti koyarsiniz ki, seyircinin ici erir $airin ruhundaki o derinligi gordugunde. eee, zor elbette oyle incelikler bulup, onlari i$lemek, ver $ablon tav$ani, oldu gitti degil i$te...
munevver fena halde harcanmi$. hikayeye yamama duruyor varligi.
piraye bir evde iki cocuguyla kalmi$ eyvallah da, filmde ikide birde o iki cocukla dertle$mesi, cocuklarin ustunden derin mesajlar iceren $iirler falan okumasi bence cig kacmi$. bir masada iki satir mektup yazarken aklindan gecebilecek $eyleri, cocuklari esir almi$, bir koltuga oturtmu$ da onlara anlatiyormu$ gibi cekmi$ler.
final sahnesi ise evlere $enlik olmu$. zirtdadanak biten, biterken de bir sakiz reklami vardi yillar evvel, falimdi galiba, ordaki gibi mahkumlar nazim'in $iirini soyluyorlardi yukariya bakarak. kendimi m.o. 200'de pergamon'da hissettim sayelerinde! sahnede yunan tragedyasi!
nazim'i anlatmak kolay degil! bana anlatamadi bu film. kivircik saclarini, geni$ alnini, kollari kisa ceketini gordum, lakin ruhunu, aklini goremedim...
unutmu$um ilave;
filmin bir muzigi yoktu! muziginin olmamasinin eksikligi cok hissediliyordu ba$indan sonuna kadar. bir de guzelim nazim $iirlerinin ya ayari az kacmi$, ya da $iir secimleri cok iyi degildi.
yazdiklarimi okudum gene ilave;
evet zor begenirim!
dogmami$, dogurmami$ falan diye duydum ben. sordum $imdi sag omzumdaki melege, bir kutlama filan yapmiyoruz ama bir yerlerde kaydi olacakti, insanin aklina ilk tanri fikri du$tugu gunun dedi...
gani mujde yazmi$, ata demirer oynami$, kahpe bizans benzeri bir film gorecegim diye gitmeyin bence. osmanli cumhuriyeti fikri cok guzel bir fikir, ancak bu guzel ve kiymetli fikre yazik edilmi$. harcanmi$ resmen. bundan sonra ayni turden film cekmeye kalki$amaz kimse, bunun taklidi olur. bu yuzden yazik olmu$ i$te. halbuki nasil da trajedi, komedi ya da dram cikardi bu fikirden diye film boyunca kendini yiyen bir gelecegin muhim yonetmeniyle seyrettim filmi. acisindan gozleri ya$ardi garibimin filmin sonunda.
kotu, cok kotu hem de. senaryo dandik, ne diyor film, ne demeye cali$iyor belli degil. her tarafindan parca bolukluk akiyor. tarih bilinci bu kadar kit bir milletin, tarihten hic anlamayan bir yonetmeni ancak bu kadar kotu bir film yapabilirdi tarihi olaylardan, mekanlardan, $ahislardan esinlenerek. halbuki bilseydi gani mujde tarihi biraz daha iyi, tarihi $ahsiyetleri ve tarihi mekanlarin icindeki hayati ne malzemelerle dolardi cepleri. koskoca osmanli sarayindan, saray geleneklerinden ne hikayeler cikardi halbuki.
londra'da ottoman empire adiyla gosteriliyor. kim, nicin orijinali cumhuriyet olan film, imparatorluk olarak cevirmi$ $iddetle merak ediyorum. hayir, imparatorluk ve cumhuriyetin farkinda olamayacak bir bitkinin hatasi olabilecegine inanamiyorum ve israrla belki de yonetmeni bu isimle anilmasini istemi$tir diyorum da buna da mana veremiyorum. adinda sakli butun espriyi mahfeden bir cevirmen mi anlamadim? bir de, film tanitimlarinda gordugumuz sahneler filmde yok. resmen kandirilmi$ hissediyorsunuz kendinizi. hakkinda kiymetli beynimi ve elimi bundan fazla yormak istemiyorum. harcanan emege, paraya ve de o guzelim fikre yazik. olmami$ gani mujde, on uzerinden bir, otur...
kotu, cok kotu hem de. senaryo dandik, ne diyor film, ne demeye cali$iyor belli degil. her tarafindan parca bolukluk akiyor. tarih bilinci bu kadar kit bir milletin, tarihten hic anlamayan bir yonetmeni ancak bu kadar kotu bir film yapabilirdi tarihi olaylardan, mekanlardan, $ahislardan esinlenerek. halbuki bilseydi gani mujde tarihi biraz daha iyi, tarihi $ahsiyetleri ve tarihi mekanlarin icindeki hayati ne malzemelerle dolardi cepleri. koskoca osmanli sarayindan, saray geleneklerinden ne hikayeler cikardi halbuki.
londra'da ottoman empire adiyla gosteriliyor. kim, nicin orijinali cumhuriyet olan film, imparatorluk olarak cevirmi$ $iddetle merak ediyorum. hayir, imparatorluk ve cumhuriyetin farkinda olamayacak bir bitkinin hatasi olabilecegine inanamiyorum ve israrla belki de yonetmeni bu isimle anilmasini istemi$tir diyorum da buna da mana veremiyorum. adinda sakli butun espriyi mahfeden bir cevirmen mi anlamadim? bir de, film tanitimlarinda gordugumuz sahneler filmde yok. resmen kandirilmi$ hissediyorsunuz kendinizi. hakkinda kiymetli beynimi ve elimi bundan fazla yormak istemiyorum. harcanan emege, paraya ve de o guzelim fikre yazik. olmami$ gani mujde, on uzerinden bir, otur...
yirminci yuzyil turk $airi, cevirmeni, entellektueli. *
datca'da yilki atlari var beyaz beyaz,
gormedim ama biliyorum, ayaklari kekik kokan,
can babanin ruhu kacmis iclerine,
oyle esrikli, oyle ozgur, oyle guzeller,
hani atlasaniz sirtlarina, sizi cennete goturecekler...
datca'da yilki atlari var beyaz beyaz,
gormedim ama biliyorum, ayaklari kekik kokan,
can babanin ruhu kacmis iclerine,
oyle esrikli, oyle ozgur, oyle guzeller,
hani atlasaniz sirtlarina, sizi cennete goturecekler...
okan bayulgen'in ntv'deki programi. yalniz bir iki baktim ve de anlamadim sade vatandas kimdir? ya da programin adi sade vatandas nereden gelmektedir? tamam okan bey cok zeki, ben cok aptalim $ippadanak anlayamam da, yine de...
en son gordugum bolumunde, okan bayulgen alip da sazini eline tingirdatmaya baslayinca, metin üstündağ'in yuzundeki neredeyim ben, ne anlatiyor bu adam bicimindeki ifadeyi unutamam asla. sade vatandas kismini bilmem ama okan bayulgen'in siyasi mevzularda agzini acmamasi kendi sohreti acisindan iyidir gibi geldi bana. gerci yurdumda ne kadar bos konusuyorsan, o kadar hos gorunuyorsun o renkli camda da yine de ne bileyim ben iste? bir turlu karar veremedigi, hangi sinifin agziyla konussam acaba yalpalamalari komikti fikrimce.
bence acilen o icinde yasadigi balondan cikmali! yoksa, tutmus bir tv formatindan kazandigi paralari, bu sade vatandas gibi formatlarla harcamaya devam edecek. hem nedir ki, bu her seyi yapabilirim ben ukalaligi? bir seyde iyi olan biri, neden cesaretle atar ki kendini meydana onu da yapacagim, bunu da yapacagim diye? sade vatandas he? bir bakkal, bir firinci, bir ev kadini gormek istiyor benim canim o programda bu adi duyunca mesela...
en son gordugum bolumunde, okan bayulgen alip da sazini eline tingirdatmaya baslayinca, metin üstündağ'in yuzundeki neredeyim ben, ne anlatiyor bu adam bicimindeki ifadeyi unutamam asla. sade vatandas kismini bilmem ama okan bayulgen'in siyasi mevzularda agzini acmamasi kendi sohreti acisindan iyidir gibi geldi bana. gerci yurdumda ne kadar bos konusuyorsan, o kadar hos gorunuyorsun o renkli camda da yine de ne bileyim ben iste? bir turlu karar veremedigi, hangi sinifin agziyla konussam acaba yalpalamalari komikti fikrimce.
bence acilen o icinde yasadigi balondan cikmali! yoksa, tutmus bir tv formatindan kazandigi paralari, bu sade vatandas gibi formatlarla harcamaya devam edecek. hem nedir ki, bu her seyi yapabilirim ben ukalaligi? bir seyde iyi olan biri, neden cesaretle atar ki kendini meydana onu da yapacagim, bunu da yapacagim diye? sade vatandas he? bir bakkal, bir firinci, bir ev kadini gormek istiyor benim canim o programda bu adi duyunca mesela...
Itır saksısında artan koku,
denizlerde uğultular
ve işte dolgun bulutları ve akıllı toprağıyla sonbahar...
Sevgilim,
yaş kemâlini buldu.
Bana öyle gelir ki
belki bin yıllık bir ömrün macerası geçti başımızdan.
Ama biz hâlâ
güneşin altında el ele yalnayak koşan
hayran gözlü çocuklarız...
denizlerde uğultular
ve işte dolgun bulutları ve akıllı toprağıyla sonbahar...
Sevgilim,
yaş kemâlini buldu.
Bana öyle gelir ki
belki bin yıllık bir ömrün macerası geçti başımızdan.
Ama biz hâlâ
güneşin altında el ele yalnayak koşan
hayran gözlü çocuklarız...
git basimdan azrail!
cekirdekten yetistirdigim $u keciboynuzu meyve vermeden olmaz.
hem erguvan agaclarim cicek acacaklar daha,
zeytin fidelerim de minnacik.
git dedim duymadin mi?
daha degil, simdi degil...
tirpanin ceviz agacimin dalina degiyor,
cabuk biraz egil!
cekirdekten yetistirdigim $u keciboynuzu meyve vermeden olmaz.
hem erguvan agaclarim cicek acacaklar daha,
zeytin fidelerim de minnacik.
git dedim duymadin mi?
daha degil, simdi degil...
tirpanin ceviz agacimin dalina degiyor,
cabuk biraz egil!
her sabah kalkip sicak yataktan, i$e gitmek. ba$ka turlu bir dunya benim istedigim, offf yaa selim...
japon'lar kiraz cicekleri kadar pempe ve hafiftirler. cin'liler bildiginiz kutukturler. *
tavani neredeyse dort metre olan, bu enaz yuzelli yillik victorian binanin en ust katindaki, guneye bakan sash dedikleri cinsten pencerenin onunde ayakta duruyordu. lanet olasi sehirde, yazdan sonra gelen butun mevsimler karanlik, yapis yapis ve islakti. uzerindeki, annesinin pofuduk yunden ordugu kirmizi hirkaya sarildi, tipki annesine sarilir gibi. birden, butun ege'nin gunesi dogdu sanki karsi binanin ustunden. sonra titredi, o kemiklerine isleyen civi gibi soguguga kufur etti utanarak birilerinin sesini duymasindan. elindeki sicak adacayi fincanini kiracak gibi tutuyordu. hem sicakligi, hem kokusu nasil da iyi gelmisti simdi icinin usumesine. incecik kesilmis limon dilimini batirdi, sonra da cevirdi usul usul, beyaz porselen fincanin icinde. ruhumuz kadar ozgur olsaydi keske bedenlerimiz de, dedi mirildanarak kendi kendine. genzini yakan bir zeytin kokusu duydu, adacayindan bir yudum aldiginda. ezilmis, taze zeytin kokusu da nereden cikti simdi diye dusunurken daire kapisinin acildigini duydu...
toprak altinda yasayan bir aile bunlar. danaburungiller pek sever kislari bunlari kemirmeyi. makbul olanlari siyahlaridir. eczacilikta kullanilir diye salliycam kulaktan dolma bilgilerimle. dogru degilse bile, bence en azindan hazimsizlik ilaci yapiminda kullanilmalidir derhal.
gunun sozu, dunun sozune eglenerek bakiyor ama yarinin sozu de ona eglenerek bakacak bilmiyor daha... *
obama icin kurban kesip, fotograflarina kanini surmus van'li yurttaslarimizin bugunku gazetelerdeki haberi. bu nasil guzel bir espri anlayisidir! nasil absurd ve komik bir sey! kimin aklina geldiyse, yanaklarindan opmek lazim. nasrettin hocanin bu topraklar uzerinde yasayan torunlari yapmislar gene yapacaklarini...
her ay sozlukte bir tanriyi kurban edelim derim ben. tanrilar insanlara kurban olsunlar...