bugün

uçak kazasında 3 çocuğunu, karısını ve köpeğini kaybeden biri ile onu seneler sonra bulan üniversiteden oda arkadaşı arasında geçen bir öykü.

Adam Sandler'ın kendisini aşım aşım aştığı bir film olmuş. şey gibi Jim Carrey'in Eternal Sunshine of the Spotless Mind'da oynaması gibi bir şey olmuş. bir de filmde Don Cheadle var ki daha ne olsun.
adam sandler ve don cheadle'i yanyana görünce "kesin izlerim ben bu filmi" diyip emule'den indirdiğim film. lakin filmi indireli bir hafta olmasına rağmen halen divx sitelerinde** altyazısını bulamadım. izleyemesemde konusu ve iki büyük oyuncusu ile izlenmesi gereken bir film kanımca.
bir rivayete göre süper bir senaryoya sahip olan ve adam sandler'ın muhteşem bir oyunculuk çıkardığı dram filmi:
http://caglaryildiz.blogs...reign-over-me-sinema.html
liv tyler ile saffron burrows oynuyor, gül yüzlü, iyi kalpli, içleri temiz mükemmel oyuncular bunlar, izleyin çekinmeden.
donald sutherland bile oynuyor.
Ailesini bir anda kaybetmiş bir insan ve bu şok üzerine kendisini tamamen bu olaydan soyutlayarak yaşamaya çalışması. Yaşama devam etmeye çalışmak ve iletişim üzerine bir film denemesi.

Beğendim; yer yer güldüren de sahnelere sahip ve hiç sıkmayan bir filmdi. Filmin ilerleyişi çok karmaşık gözükmese de "şununla bunun ne alakası vardı ki yahu?" dediğim sahne sayısı birden fazladır açıkçası. Zoraki olarak biraz uzatmışlar gibi de geldi.

Saffron Burrows filme bambaşka bir hava katmış, rolüyle de kendi asaleti ile de.

Çok geniş ve kaliteli bir kadrosu var filmin, konusu da güzel yani iyi bir seyirlik.
Charlie Fineman'ın oynadığı oyun için;
(bkz: Shadow of the Colossus)

Filme cuk oturan bir oyundur ayrıca. Oyunda, sevgilisi colossuslarca öldürülen bir adamın intikam hikayesi anlatılır.*
senaryosu tom cruise için yazılan, ancak rolü zorluğu nedeniyle reddetmesinden sonra brad pitt'e dönülen ve ondan da yoğunluğu nedeniyle red cevabı alınan film. üçüncü seçenek olan adam sandler'ın da "rol çok zordu, o yüzden uzun süre rolü alacak bir başkasının çıkmasını bekledim; çıkmayınca da oynamak zorunda kaldım" dediği film. bana göre kendisinin en iyi performansını sergilediği film olmasının yanında, bir who şarkısını çekilebilir kılan ender şeylerdendir.
adam sandler'ın muhteşem bir oyunculuk sergilediği,2007 yılı yapımı film.Adam sandler'ın şu ana kadarki en ciddi olduğu rolüdür.Duygusal bir filmdir ancak komik unsurları da vardır.liv tyler'ı da psikolog rolünde izliyoruz.
liv tyler' in filmde ki varlığı filme muhteşem bir tat katmıştır. adam sandler oyunculuğu ile tekrar gönüllere taht kurmuştur.
11 eylül saldırılarında kullanılan uçaklardan birinde karısı ve üç çocuğunu kaybeden dişçi charlie fineman rolündeki adam sandler in muhteşem oynadığı, sıkılmadan izlenebilecek güzel bir film.
bu arada baktıkça insanın içini açan güzellikteki liv tyler psikolog rolünde ve sanırım senaryonun da yönlendirmesiyle oldu ama bana göre filmde saffron burrows çok daha dikkat çekiciydi.
türkçeye hayatı yakala olarak çevrilen adam sandler ve don cheadle'ın başrollerini paylaştığı filmdir.

--spoiler--
canını yakan hayata karşı kulaklıklarını takıp, geçmişini müzikle bastırmaya çalışan bir adamın öyküsü aslında reign over me. unuttuğu ve ısrarla kendisine hatırlatılmaya çalışılan geçmişinde kendi de kaybolmuş bir adamın öyküsü; önüne ısıtılıp ısıtılıp konulmaya çalışılan acılarını yok sayarak, kendini yok sayan birinin kendisini yeniden bulma çabası...
--spoiler--

eğer kış günü, kahve eşliğinde sıçacık izlenecek filmler listesi yapılsaydı, reign over me ancak ilk 25'te yer alırdı.
muhteşem bir dram. Adam sandler benim kanımca kendisini kanıtlamıştır hatta aşmıştır. Ayrıca Don cheadle nin de hakkını teslim etmek gerekir. Hotel rwanda dan sonraki en iyi performansıydı bence filme 10 üzerinde not verilecek olursa 8.5/10 veririm.
başta 11 eylül olayının demagojisi gibi görünse de dakikalar ilerledikçe bunun bir önyargı olduğunu gösteren film. bir komedyen için komedi dışı bir filmde iyi iş çıkarmak yeni taşındığı mahalledeki ilk sokak arası maçında 3 gol atan çocuk olmak gibidir.
mesela (bkz: eternal sunshine of the spotless mind)& (bkz: jim carrey)

Adam sandler bana göre bu filmde hat trick yapmakla kalmamış Don cheadle'a al da at dercesine paslar da vererek maçın adamı olmuş.
geçmişi silip atmaya çalışmanın acıdan başka bir şey vermeyeceğini gösterebilen filmdir aynı zamanda.
(bkz: bende hüküm sür) olarak çevrilebilecek film.
tanım: Adam Sandler'in hiç de alışık olmadığımız bir rolde görüldüğü güzel bir dostluk filmi.
Tanımı boş verin. Bu vcd nin kapağındaki tanım. Bu film ise o tanımdan çok daha fazlası.
Romantik filmler sevgiliyle izlendiğinde daha güzeldir ve komedi filmleri dostlarla izlendiğinde daha güzel olur ya da ne bileyim korku filmlerini ve ya gerilimleri yalnız izlerseniz daha çok etkilenirsiniz. Bu film ise her türlü izlenebilir. Her şey var çünkü içinde. Dostluk, sevgi, aşk, hüzün, eğlence... Aynı anda çok farklı duyguları tattırıyor izleyiciye ve bir yerden sonra o karmaşık duyguların girdabına kapılıyorsunuz ve film boyunca bir bir duygudan diğerine savruluyorsunuz. Bu kadar farklı konuları bir potada eritmiş yönetmen ve buna rağmen sıkılmıyorsunuz, kafanız karışmıyor.
Karısını ve çocuklarını 11 Eylül terör saldırısında kaybetmiş bir adam her sahnede bir şey öğretiyor izleyiciye. Bir sahnede aşkı öğretiyor mesela, bir sonrakinde cesareti ya da bir sonrakinde pişmanlığı ama bunu yaparken vermek istediği dersi izleyicinin gözünün içine sokarcasını vurgulamıyor, izleyicinin yorum yapmasına izin veriyor. Adam sandler ise filmin başından sonuna kadar bu öğretmenlik işini yaparken her sahnede biraz daha büyüyor ekranda.
Filmin ismi the who nun söylediği Love,Reign Oer meden gelmekteymiş.
bittikten sonra bulunabilecek bütün sarkıları indirilesi film.
Graham Nash- Simple Man
Jackson Browne - The Birds of St. Marks
adam sandler lı, liv tyler lı muhteşem film.

--spoiler--
adam sandler ın ağlarken dudaklarının, çenesinin titrediği görmek... en vurucu sahne.
--spoiler--
bir çok komedyenin yaptığı gibi adam sandler da ciddi bir filmde oynayabileceğini göstermiştir.
film genel anlamda durağan ama izlemeye değer.
değişik bir senaryo, farklı bir bakış açısı ve en önemlisi de adam sandler'ın komedi filmleri haricinde de gösterebildiği müthiş oyunculuğu ile film özetlenebilinir. biraz yavaş bir film olmasına karşın kesinlikle izlenmesi tavsiye edilebilir. ayrıca liv tyler ile insanın gözünü gönlünü açar. *
Türkçe dublajı çok hoşuma gitmiştir.
Charlinin hoşlandığı kız için ''Kimsenin bu kadar güzel olmaya hakkı yok, bu herkes için sorun olur.'' demesi de acayip hoştu.***
Adam Sandler bu filmde karşımıza Charlie Fineman karakteriyle çıkıyor.
Ailesini uçak kazasında kaybeden bir adamın dramını anlatan bu filmde
Adam Sandler'a Don Cheadle ve Liv Tyler eşlik ediyor.
Filmin müzikleri de konusu kadar iyi.
Brucu Springsteen' den Drive all Night
Jackson Brown'dan The birds of St. Marks en dikkat çeken parçalar.
izlenmesi gereken filmler listesinin başında olan bir filmdir. yüzeysel bir şekilde övmek gerekirse, mükemmel, aşmış vs sıfatları kullanılabilir.

film insanı içine alıyor resmen, izlerken hep tedirgindim charlie fineman'ı kızdırır mıyım diye, film boyunca korktum ağzımdan bir şeyler kaçıracam da sinirlenip sağa sola saldıracak diye. film boyunca alan johnson'ın yakın arkadaşı oldum öğütler vermek istedim. genelde bu tarz filmler insanı bayar her zaman izlenmez, fakat bu filmde öyle bir şey yaşanmıyor. çünkü en az iki karakter üzerinden tahliller yapılıyor. karakterler o kadar ince işlenmiş ki, charlie fineman'ın çektiği acılar sonucu girdiği tramva, alan johnson'ın mutsuz evliliği bunlar ana noktalar, ama bir yandan doreen fineman'ın annesi ve babasının açısından, alan johnson'ın karısı bakımından da bol bol bakabiliyoruz olaylara ve hatta saksocu bayan remar açısından bile.

en başarılı sahnelerinden biri de, yerden bitme ukala avukatın, charlie'nin önüne ailesinin fotorafını atmasıydı, çığlıklar ve reign o'er meeeee..
gülmek ve ağlamak ne kadar uçlarda ise her ikisini 5'er dakika arayla önünüze sunan film.
adam sandler'ın yaptığı ailesini kaybetmiş ve bundan sonra kafayı sıyırmış olan diş hekimi rolüyle yıldızlaştığı, ve kanımca izleyenlerin kafasından "asla vazgeçmemek gerek" lafını geçirten filmdir.