bugün

"eternal sunshine of the spotless mind"
jim carrey ve kate winslet'in başrolde olduğu 2004 yapımı film. içinde jim carrey olmasına rağmen komedi filmi olmaması kıyamet alameti klasmanına taşır filmi.
yönetmenliğini Michel Gondry'nin yaptığı, hafızadan istenilen hatıraları sildirme gibi leziz bir konunun işlendiği, soundtrackleri arasında beck'in everybodys gotta learn sometime'ının da bulunduğu es geçilmemesi gereken film.
Jim carrey'nin gerçekten iyi oyuncu olduğunu gösterdiği filmlerden biri. Oscar'a aday da olmuştu yanlışım yoksa. lekesiz zihnin sonsuz günışığı desek daha doğru çevireceğimizi düşündüğüm filmdir.
"neden bana azıcık ilgi gösteren her kadına aşık oluyorum" repliğiyle de beni bitirmiştir jim carrey.
sevgilisinden ayrılan her insanın "ah keşke zihnime bi format çekebilsem" lafının ne kadar boş ve de anlamsız olduğunu söyleyen süper ötesi bir film.
ayrıca joel'in hafızasındaki anıları sildirirken "bari bu kalsın, bunu silmeyin" deyişi adamı bitirir.
ilginç bir kurgusu vardır bu filmin:
14 şubat tan tırsan bir adam
zihnini resetleyen bir kadın
zihnini resetlemeye çalışan bir adam
zihin resetleyicileri
How happy is the blameless vestal's lot!
The world forgetting, by the world forgot.
Eternal sunshine of the spotless mind!
Each pray'r accepted, and each wish resign'd;
aşk ancak bu kadar çarpıcı bir öyküyle işlenir diye düşündüren, amerikan filmi olmasına rağmen avrupa filmi tadında ve kalitesinde izleyebileceğiniz ki zaten fransız bir yönetmen tarafından çekilmiş, defalarca izlenesi bir film. oyunculuklar çok iyi, kurgu çok iyi, çekimler süper.

"everybody's gotta learn sometime"* adında da güzel bi soundtrack parçası var.
unutmaya çalışmak için teknolojik olayları deneseniz bile aklınızın en ucra köşelerinde mutlaka hayatınızda en çok sevdiğiniz kişinin kalacağını ve onu o kalan küçük yaşanmış zamanlarla hatırlamaya çabalamanın anlatıldığı Jim carrey'nin tarzı dışında olduğu halde beklenmedik muhteşem bir performans sergilediği 2003 yılı amerikan yapımı filmdir.
süper bir film. müzikleri ayrı güzel, konusu ayrı güzel, oyuncular ayrı bi güzel daha nediim. bittiginde 5 dakka ekrana bakakaldım.
kate winslet ve jim carrey ikilisinin kesinlikle kendilerini bile aşarak performans sergiledikleri mükemmel bir aşk filmi.. sanırım yönetmen, "birbirini deli gibi seven iki kişiyi canınız nasıl isterse öyle canlandırın" demiş ve kamerasını ikilinin yanına bırakıp gitmiştir.. doğallıkları parmak ısırtmış, yürek sızlatmış ve ayakta alkışlatmıştır.

--spoiler--
son sahneden bir öncekinde klementine duvara yaslanmış, joe'nun "bekle, nedenini bilmiyorum sadece biraz daha bekle" deyişinin ardından öyle bir tepki verir ki, adeta suratınızda patlar o ifade. bu olayları gerçekten yaşamış olan insanlar bile bu kadarını beceremezdi heralde dedirtir insana.. oyunculuklar acilen örnek alınmalıdır *
--spoiler--
anasini satanist efektiyle fellik fellik aradigim film olmustur kendileri.. vizelerden sonra vip ye alinacaktir.
''lekesiz zihnin sonsuz ışığı'' olarak çevirilen ve herkesin kesinlikle izlemesi gereken,dünyanın en güzel aşk filmi...
aşkın çoğu fiLmde oLduğu gibi herşeyi yine aLtüst ettiği fiLmdir.
aşktan kaçamiyacağımızı bu fiLmde yine öğrenmiş oLduk.
jim carrey'nin perfomansı süper oLup konusu bakımındansa muhtesem bir fiLmdir.
müsLüm gürsesin yorumLadığı bir türk sanat müziği şarkısı geLiyo akıLLara bu fiLmin sonunda...
eLeLe tutuşup gezdiğim anı.
unutursun diye çok korkuyorum.
yeni bir sevgiLi buLunca beni.
unutursun diye çok korkuyorum.
siyah saçLarını okşadığımı.
her gece kapını yokLadığımı.
aşkını kaLbimde sakLadığımı.
unutursun diye çok korkuyorum...
izlediğim ve bir numarama yerleşmiş harika film.
jim carrey'nin ne kadar iyi bir oyuncu olduğunun bir kere daha kanıtlandığı, kendisinin de yaptığı en iyi film olduğunu söylediği sanat eseri.
senaryosu ve müzikleri ile aşmış yapım.

-----spoiler-----
Clementine: Joel, beni utancına sakla!

Clementine: kalabilmeni dilerdim.
Joel: ben de kalabilmeyi dilerdim. ŞiMDi keşke kalabilseydim. keşke birçok şeyi yapmış olsaydım. keşke... keşke kalabilseydim... keşke.
-----spoiler-----
Doğru insanı bir kere bulduysanız şartlar her ne olursa olsun onu bir daha kaybedemezsiniz.zihinler resetlense bile kalpler birleşmiştir bir kere...
sountrack'inda beck' in ve polyphonic spree'in sarkilarinin bulundugu, ask'a felsefi bir bakis acisi ile bakan, trailerinda gorundugunden cok daha fazla surrealist olan, focus features tarafindan sinemalara dagitilmis, tam olarak anlanmasi icin birden fazla izlenmesi gereken bir sanat yapitidir.
filmde anlatılmak istenen insanların bildiği ancak bir türlü sözcüklerle birbirlerine söyleyemediği, yalnızca içlerinden dile getirdikleri karşı tarafa duydukları * olumsuzlukların dışa vurumu sonucunda kişinin farklı seçeneklere * yönelebileceğinin ancak bu her ne şekilde olursa olsun aşk ın galip geleceğinin etkileyici bir anlatımı. Tabi olağanüstü görselliği ve kurguyu unutmamak lazım.
birbirine aşık olan 1 erkek bir kadın. sonra her zamanki gibi mutlu gitmemeye başlar bu ilişki, psikolojik 1 tedavi şekli vardır bir de, insanların zihinleri resetlenir. kadın yapar bunu önce, sonra da adam, ama işler hiç de planlandığı gibi gitmez.
belki orjinal 1 fikir ama acı ve tatlılarıyla bu hayata "benim hayatım" diyebiliyoruz. bolca acılar yaşıyoruz, aşk kırıklıkları da üzerine tuz biber ekiyor. eğer tüm bunları silme gibi bir şansımız olsaydı, hayatımızdaki aşkları, kırgınlıkları, mutsuzlukları silebilseydik geriye ne kalırdı? senden eser kalır mıydı geriye? 1-2 mutlu anıdan mı ibaret olacaktın yani sen? acılarımı seviyorum, ben onlarla öğrendim hayatı ve onlarla varım.
hayatta her zaman herşeyin güzel gitmeyecegini bazen kötü şeylerde olabileceğini ama iyisiyle kötüsüyle hayattaki herşeyi yaşamak gerektiğini anlatan güzel derslik bir film.herkes izlesin herkes ders alsın.eğer acı cekilmezse mutlulukların kıymeti bilinmez zaten.
2003 yılında çekilmiş olmasına rağmen ülkemizde ancak 26 mayıs 2006 gibi çok geç bir vakitte vizyona girecek ve ismi "sil baştan" olarak çevrilmiş, oysaki "lekesiz zihnin sonsuz ışığı" olsaydı keşke ismi dedirten film.
çok kere izlememe ragmen (hatta bir gecede iki defa) bir kez de sinema izleyecegim hayrani oldugum film. turkiye'ye cok gec gelmistir ama gelmistir. bircok mukemmel bagimsiz filmi ulkemize getiren bir film'e sonsuz saygilar ve sevgiler.

how happy is the blameless vestal's lot!
the world forgetting, by the world forgot.
eternal sunshine of the spotless mind!
uzatmalarda berabere biten bol göllü maç edasında bir ilişkiyi konu alan, şu ana kadar yaşadığım hayattaki en anlamlı film. finaldeki everybody's gotta learn sometime filmi bütünlemiş.
2005 yılında Online Film Eleştirmenleri Derneği tarafından yapılan geleneksel film ödüllerinde; Michel Gondry'e En iyi Yönetmen, Kate Winslet'e En iyi Kadın Oyuncu, Charlie Kufman'a En iyi Orijinal Senaryo ve en iyi kurgu ödülleri'ni kazanan film.
bir film tarafindan türkiye'de dagitilacak olan süper film.

(bkz: bir film)
bugün itibariyle artık türkiyede de sinemalarda izleme şansına sahip oldugumuz film.