bugün

--spoiler--

- "bu diziye bok atinca kizlar size vermeyecek !!!"
- "bu diziye bok atinca erkekler kapinizda kole olmayacak !!!"

--spoiler--

yukarida bahsi gecen faktorler goz onune alindiktan sonra yorum yapilmasi gereken dizidir.
aslında sadece çamur atmak değil mesele, mesele eleştirmek. Mesala 4.sezon 15. bölüm sezonun en mükemmel bölümüydü.

--izleyenler için--
Scylla'nın içindekilere girildi bu bölümde. Şirketin ve generalin neden scylla için bu kadar uğraştığını öğrendik. Michael ile sara'nın konuşması müthişti. Bor madeni rezervinin dünyada en çok türkiye'de bulunması ile erol tabak ilişkisi bile kurulabilir bence. Sara'nın "gitme michael" diye haykırmasında bir kadın için neden ölünür? sorusunun cevabı bulunmuştur.
--izleyenler için--

Artık diziye renk gelmeye başlamıştır. Senaryo ciddi anlamda kabuk değiştirecektir.
entel görünmek adına bok atılan şimdiye kadar yapılmış en iyi dizi. evet ulan iddia ediyorum televizyon tarihinde lost dahil bu diziden daha kral kurgusu ve oyunculuk performansı olan dizi yoktur. ilk iki sezonu zaten tamamen ayrı incelemek gerekir, son iki sezon da biraz sıçmış da olsa prison break bir fenomendir. şahsi kanaatime göre 2 sezonda bitmeliydi ama napalım para tatlı geldi ibnelere.
(bkz: prison break ne lan)
beğenmeyenlerin linç edilmeye çalışıldığı, 24'ten hiçte farklı olmayan , senaryosu itibariyle doğum yapanların çakma ölme sahneleriyle bir sezon diziden ayrı kaldığı , sonra acaba nasıl olduda geri döndü diyenler için haha şaka yapmıştık , lincoln zaten miyop kutudaki kafayı göremedi kedidir o kedi diye saçma sapan bir açıklamanın yapıldığı kaç baba kaçalım amerikan dizisidir.Kurtlar vadisinin amerikan versiyonudur.Tek beğendiğim baş aktör karakterindeki adamdır.Nedeni de alışılmamış bir tipinin olmasıdır ,yakışıklı değildir ama krizmatiktir.

Diziyi beğenmeyen insanların bence dizinin sarpa saran senaryosuyla sorunları vardır , entel olmak , hele de dizi eleştirisi ile entel olmak gibi saçma fantezileri yoktur.Ayrıca başlık altına yazılan her negatif yorumda , eksi bombardımanına tutulacağınızdan insanın aklına sözlükteki bu cengaverlerin dizinin prodüktörü ile yakın akrabalık bağları mı var sorusunun gelmesine sebep olmaktadır. Azıcık eleştri kaldırın yahu babanızın oğlu mu michael?
kurtlar vadisi gibi oyunculuk ve teknik yoksunu bir dizinin amerikan versiyonu olarak tanımlanmış dizi. buna oha derim ben. fox river hapishanesinde dizi boyunca sadece bir repliği olan adam bile özenle seçilirken, kurtlar vadisi'nde bir kaç bölümde gözüküp sonra polat ağabeyinin maytap saçan tabancasından çıkan kurşunla can veren figüran bir kap yemek parasına rolu kapan bir vatandaştan başkası değildir. bu oyunculuktan uzak oyuncu kadrosuna necati şaşmaz ilk sıradan girer zira lincoln'ün allah vergisi karizması kaşları çatarak hele de başkası tarafından seslendirilerek edinilemez. amerikan hayranı, türk olmaktan utanan bir tip değilim ama adamların hakkını verin lan.
16. bölümüyle birlikte sonbahar tatiline çıkacak dizidir. artık gelecek bölüm martta mı nisanda mı yayınlanır o da foxa kalmış birşey..
--spoiler--
elinde silah olan herkesin scylla'yı hiç zorlanmadan araklayabildiği dizi. bond çantalı elemanı nasıl bulacaklar merak konusu. ayrıca sucre ve lincoln ikilisinin, don self ve gretchen'ı yere yatırmak yerine scylla'yı alan elemanın peşinden gitmediklerini anlamış değilim. aslında diziyi hiç anlamamaya başladım. alex kaçıyor fakat nereye kaçıyor? sucreyi polis aramıyormuydu? elini kolunu sallayarak lincoln'le vedalaşıp ayrıldı eleman. general neden bu kadar babacan? daha bir çok soru var aslında...
--spoiler--

dizi gittikçe gereksizleşiyor. sanırım çoğu insanın ortak görüşü bu.
hiçbir şey göründüğü gibi değildir, ayağını yorganına göre uzat, kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyeceksin sözleri ile bağlantılı dizidir ve aşağıdaki spoiler ı izleyen izlemeyen okumasın lütfen. kendim için yazıyorum..

--spoiler--
scylla yı almak isteyen kişi michael ile lincoln un annesidir. lisa tabak da olabilir. belki lisa tabak michael ve lincoln un annesidir. general, michael in babası bile çıkabilir. ya da lincoln t-bag in kardeşi. hiç belli olmaz..
--spoiler--
o my name is earl'deki hıyarın don self karakterine olmadığı dizi. vallahi olmamış abicim. onlar earl'le hapishane arkadaşıydılar lan, olur mu?
--spoiler--
maykılın annesi kesin yaşıyor, sara ile general konuşurken de bahsedilen, ameliyattan sonra mutlu ve uzun bir yaşam süren kişi de maykılın annesi diye tahmin etmekteyim.
--spoiler--
fall finalesini yapmis dizidir. daha cekeceklermis diyorlar.
3. sezonu, sürükleyicilik bakımından 1. sezonu aratmamış belki de geçmiştir.

edit: yoğun mesaj trafiği ve sol frame takibi sonunuda "3. sezon" olarak belirtilen ifadenin aslında "4. sezon" olduğunu siz değerli uuserlara bildiririm.

(bkz: hafıza-i beşer nisyan ile maluldur)
(bkz: kurtarmaz abi)
5. sezon Miami'de geçecekmiş gibi gözüküyor (en azından başlangıçtaki bazı bolumleri).
"Acaba gelecek sezon Dexter'da ekibe katılır mı?" diye bir soruyu akla getiren dizi.

her sezon ordan oraya savrularak Final sezonun Istanbul'da çekilmesini umduğumuz dizi.

S04E16 'da kullandıkları Hybrid araba çok şık gözüküyordu.
ilk 2 sezonluk efsanesi son 2 sezonda yapımcılar tarafından sikilen dizi.
--- spoiler 4x15 ---

bölümdeki olaylar bir yana da don self 'in taktığı saat iyiydi.

http://img233.imageshack....233/7420/bscap0007kl5.jpg

--- spoiler 4x15 ---
en son 4x09 izlediğim, ilk 2 sezonu özlettiren dizi.
(bkz: scylla nın içinden ergenekon belgesi çıkması)
ohannes burgerlerden ardı ardına yedirtmiş 4. sezonun sonlarına doğru izleyicisini hiç ummadıkları yerden vurmaya kalkışan dizidir.izleyenler için spoiler tadında bi kaç tahmin de benden olsun;

--spoiler--

şimdi maykılın anasının hala yaşıyor oluşu onca ekşından alavere dalavereden sonras çokta şaşırtmamış sadece ufak bi hımmm hadi ya dememize sebep olmuştur..bunun dışında bana göre maykılla abisi olucak denyonun kardeşlikleri sadece annelerinin bir olması olabilir.zira generalin gözlerinin mavi oluşu, maykıl ameliyata hazırlanırken baygın olduğu bi sahnede çaktırmadan ( kamera sadece bir eli maykılın elini tutarken gösteriyor ) tutması ve hayatını kurtarması onun gerçek babası olduğunu düşündürttü bana..linc' in babasıysa şu mahone nun vurduğu adam..yani bu iki kardeşin sadece anneleri ortak..ayrıca greçında elektra kopleksi varsa generalin kızı mı yoksa ortada ensestlikten doğan bi çarpılık mı var ( bide bu ilişkiden kızları mı var yok artık yuuh ) anlayamadım..umarım bi yanlış anlama vardır yoksa harbiden çüşünüz..

ayrıca syla yı ele geçiren uzun boylu dallama herifi bi kadının araması, aldın mı? şimdi ne yapıcanı biliosun demesi de acaba bu maykılın anası mı ki? dememe sebep olmuş, sonradan kadın hala şirket için çalışıosa neden böyle bi atraksiyona girişsin, şimdi hainlik yapası mı geldi ki? die beynimin içinde devrelerin yanmasına neden olmuştur..hayırlısıdır..

burdan bi kaç karaktere de seslenmek istiorum..

sarah: aferin kız çok vefalı çıktın helal olsun sana donuk ama iyi rol kesen mal bakışlarına kurban sarah..

mahone: zekisin, karakterlisin, çaktırmadan sevimlisin de fakat sittin sene o ilaçlarım olmadan ben bi hiçim bakışını üzerinden atamadın bi..neyse biz seni böyle sevdik kaç kaçabildiğine..

linc: dallamasın olum sen..bunu sen de biliosun bu boşa kürek çekerek zaman kaybetmen de bundan hatta..şimdi sen iki şirket için çalışıoruz imajı vericem die bizi de şirket yanlısı mı yapıcanı sandın..yemezler koçum yürü de o kalın enseni görek..

maykıl: sana lafımız yok beyim herşeyi düşünme konusunda tefal gibisin fakat zaman zaman pişirdiklerini yakıosun gibi geldi ya neyse..

gretchen: gadın dediin böyle olur..azıcık kenavir bakışlı olabilir ama hem güçlü hem şerefsiz hem de anne duygusunu bize ani geçişlerle şok etkisi yaparak yaşattığın için helal olsun..ama sonun iyi değil gretchen bence sen bi an önce bi süpermarkette kasiyerlik yaparak hayatına devam etmelisin..

don self: pislik nedir sorusuna verilen cevaptır..

sucre: papiiimm benimm..yavru köpek bakışlım..kuçu kuçum..kara gün dostu güzel insan..bi yerlere kaçtın gittin sen de ya hadi bakalım belki en doğru kararı sen verdin..o linkten kurtulduğunda iyi oldu..klavuzu karga olanın burnu boktan kurtulmaz..

bellick: rahmetli pek bi domuzcuktu ve ben onu her gördüğümde beeeliik kıçııı deeelik die naralar atar evdekilerin şaşkın bakışlarına maruz kalırdım..en baba karaktermişsin haberimiz yokmuş..

t-bag: ekranların en kendine has psikopatısın.. ha bi kere de öleydin ya doksanbin canın mı var anlamadık...kafan kıçına giricek nerdeyse hala hayattasın geber be adam..

general: betonarme bi kalıbın üzerine konulmuş 2 mavi gözden oluşur bu..serttir, akıllıdır..ne istediğini bilir..

--spoiler--
an itibariyle 4. sezonun yerel kanalda * yayınlanmamış olan son 8 bölümünün, hiç utanmadan rapidshare den 3 günlük premium üyeliği alınmasıyla indirilmiş * ve yarın gece orgazmdan daha zevkli anlar kapsamında 1 oturumda * * * * * izlenecek dizidir.

3 gb lik kotanın 2,8 gb ının bir gecede tüketilmesine sebep olan dizidir.
4. sezonuyla adamı dvdye kitleyen şaheser.
4. sezonuyla t bag'i daşşak oğlanına çevirmiş şaheser.
bitimine 6 bölüm kalmış olan amerikan dizisi.*
dünya'da pek tutulan türkiye'de de çok sevilen, türki cumhuriyetler'de ise soluksuz takip edilen güzel bir dizi.

ben bu yaz, elimde 2 yıldır mevcut olan -zamanında arkadaşımdan almıştım- bu süpersonik diziyi izledim.

2 yıldır üşengeçliğimden izlemediğime üzüldüm. gerçekten güzeldi.

buraya gelirim yine ama şöyle bir şey var: çok istenilen bir şeyi yaptıktan, elde ettikten sonra gelen rahatlıkla o şeyi hayatında kullanamamak.

mesela ben yıllardır, istediğim bu prison break dizisini -arkadaşlarım övdüydü zamanında- elde etmek için çok çaba sarfettim, dvd'lerin sahibi olan arkadaşıma yapmadığım yavşaklık kalmadı, kopya verdim, yaptığı bir espride kimse gülmese de ben güldüm, ödevlerini yaptım, kıçını yıkadım. ama şeref yoksunu vermiyordu ve ben bu angaryaları sadece dvd'leri elde etmek için yapıyordum.

verdi sonra dvd'leri bana. bir daha yüzüne bakmadım. dvd'ler de halen bende. oh girsin.

neyse; ben bu durumda 2 rahatlığa sahip oldum. bir dvd'ler elimdeydi. iki arkadaşımın yaptırdığı eziyetlerden kurtulmuştum.

işte efendim ben bu rahatlama ile izlemedim uzun süre.

vardır böyle bir üşengeçlik benim hayatımda.

misal yıllardır izlemek istediğim filmleri indirdim, bir yerden buldum ama hepsi duruyor, download bölümünde masumane bir bebeto şeklinde.

misal truman show, the zeitgeist movie, family guy sezonları, son dönemdeki güzel filmler.

hepsi belgelendi ve belgelerimde yatıyor.

cmylmz de öyleydi. onu izledim allah'tan.

işte prison break maceram da temmuz ayının sıcak günlerinde, canımın sıkıldığı bir anda başladı.

ilk sezon yaklaşık 5 gün sürdü. yıllardır her söyleyene "sallama götoş" şeklinde tepki vermeme yol açan "bir günde 8 bölüm izledim" lafının gerçek olabileceğini kontrollü deneylerle gördüm.

bildiğin macera dizisiydi. macera bir an bilem durmuyordu. her bölüm çok şerefsizce bir yerde bitiyordu ve bir hafta sabretmek zorunda kalanların ısdırabını bana hissettiriyordu.

gerçi ben de 13 ay onay bekledim ama şans bu işler. kader zaten di mi?

işte demin benim de yaptığım gibi bu dizi hakkında herkes bir yorumda bulunuyor izlediğinden mütevellid.

ama bir görecililik var tabi.

her dizide var bu.

misal lost, heroes, 24.

herkes diyor ki: güzel.

tamam güzel ama sen benim beğendiğim gibi mi beğendinmi acaba?

prison break de öyle, belkim her şey öyle.

kimi macerayı seviyor, kimi başrol çok yakışıklı deyu izliyor, kimi "yabancı dizi manyağıyım izlemeliyim" anlayışıyla hareket ediyor, kimi "konu çok güzel bizim bir tanıdık da hapiste zaten" şeklindeki ben her şeyi yaşayan bir efradın mensubuyum şeklinde düşünüyor, kimi de konudaki bağlantılara bakıyor.

işte böyle beğenilen yönler farklı ama beğeni ve beğeni cümlesi hep aynı: "güzel".

ben çok anlayışlı değilim ki anam babam, ben herkes güzel deyince herkes benim beğendiğim gibi beğeniyor gibime geliyor.

ama güzel dizi.
"yuh artık, bir hikaye bu kadar mı uzatılıp berbat edilir" denilesi dizi olmuştur artık.