bugün

ilginç olaylara gebe meyhaneler sokağı.

bir gece önce taksim - nevizade'de oturmuş arkadaşlarla sohbet halinde iken, masamıza gelip para isteyen kanuncuya, şaka ile karışık "abi biz seni dinlemedik ya" diyen maksat muhabbet, beklemediği tepki alır.
adamın güleceğini düşünen maksat muhabbet'in aldığı tepki, aklllara zarardır.
"o zaman sen sokaktaki kızlara da bakmazsın. gay'misin olm sen?"

ya istanbul, ya sen hakkaten çok büyüksün, ya da maksat muhabbet çok küçük. galiba büyük olan sensin. pes ediyorum artık.
(bkz: imroz)
harika bir eglence yeri. hizmet ve kaliteden taviz vermeyen bir yer. tek sorunu, milleti taciz eden travesti müsterileri.
yol üstündeki müşteri toplayıcıları susturulursa çok daha güzel hale gelecek sokaktır*. bir de hafta sonu akşamları çok kalabalık olur, erken gidilip geç kalkılmalıdır.
şu sıralar lolipop gençliğiyle dolup dolup taşmasıyla gerçek müdavimlerini soğutan yerdir.
(bkz: imroz)
eski zamanlardaki meyhanelere sahip sokak..ortam harika, muhabbet harika sazlar sözler..eeee daha ne olsun.. (bkz: bade) (bkz: saki)
bira ve rakı kokusunun midye ve kokoreç kokusuna karışıp sarhoş olduğu yerdir. yaz akşamlarında terasları, soğuk kış akşamlarında ise içerde cam kenarı bir yer tavsiye edilir. ayrıca içecek adam bulamayanlar online ise vasifsiz isci ye başvurabilirler. *
bir beyoğlu nostaljisi. Aşk'ların başladı'ğı ilk noktalardan en güzeli.
anıların sıkştığı sokak...mutlu anların...geçmişte kalanların...bi entry girerken ağlatabilecek şeylerin başladığı ve sonlandığı mekan..alkolün mekanı... içindeki insanı dışarıya çıkarabildiğin mekan tüm duygularını umarsızca serdiğin...yarım kalan cümlelerini kurup tam bir hayat hayal ettiğin sarhoş olduğun... sahte mutlulukları ve gerçek mutlulukarı yaşadığın... çoğumuzun hıçkıırıkları hala o sokakta yankılanıyo...unutulamayan sevgililer...bitmiş dostluklar...bunları açığa çıkarabilecek cesaret hepsi bu sokakta saklı...
nice haftasonlarımın içki, muhabbet, neşe kaynağı; ara sokaklarında dakika ilerleme hızının 2 metre olduğu ve sıkış tepiş oturmanın zevk verdiği nadir mekanları barındıran barlar sokağı, eski balıkçılar çarşısı. barların teras katları ve giriş katları pek bir piyasa olup ara katları genelde sakin insanlara ve kaçacak yer arayan alkolik çiftlere uygundur.

aslında nice anılar vardır hakkında yazılacak, duygular, insanlar... bir de insan herhangi bir barın ortamına alıştığında* nedense diğer barlarda rahat edemez, ya koltuğu rahatsız gelir ya garsonları huysuz. yine mest in her katı sanki ayrı bir ortama müsait gibidir mesela, ortadaki minderli kat yayılıp içerek sızma katı gibidir, terası minik ve samimidir derin ve aynı zamanda geyik dolu muhabbetler çevrilebilir. bu böyle gider...

(bkz: uzatmak)
en çok akdeniz'in dip dibe sıkıştırılmış minik taburelerinde sarhoş olup nereden getirdiklerini bilmediğim o müthiş paçanga böreğine hasta olduğum, hatta gecenin şu vaktinde "istanbul'a gidiceeeeem!" diye çığlık atmama sebep olabilecek kadar özlediğim minicik ama heryeri hatıra dolu sokak.
08.08.2007 tarihinde yeni rakı festivali yapılmış caddedir. uludağ sözlük adına yapılan incelemede zaten kalabalık olan caddenin insan seline dönüştüğü tespit edilmiştir. hele o kalabalıkta çevre binaların balkonlarından atılan balonlar ve yanımızdan sürtünerek geçen dansöz gecenin tadına tad katmıştır efendim. millet yıkılıyor.
kimsenin kimsenin şeyinde olmadığı mekan. herkes ayrı telden.. öyle bir atmosfer var ki konuşmayı sevmeyen, çekingen, hayatında hiç fırlamalık yapmamış olan adam bile dile gelip bülbüller gibi şakıyor. kışın gidilirse mutlak surette sobanın yanında yer bulunmalı. aksi halde kaba etler, buz dolabına koyulmaksızın 1 hafta ferasetini koruyabiliyor.
cumartesi iğne atsanız yere düşmez... içki içmiyorsanız pek size göre bir yer değil.
rivayete göre türkiyedeki alkol tüketiminin % 5 ini tek başına karşılayan, keyif mekanı.
ilk gittigimde çok şaşırdıgım binlerce insanın sokakta aşagı yukarı gittigi, ortamın güzel oldugu, kış günü bile dışarıda oturulabilen mekan. neden oldugunu bilmiyorum ama herkes ingilizce konuşuyo kendimi yurt dışında zannetme me neden oldu. cuma günleri bütün haftanın yorgunlugunu alabilecek yerdir.
ilk gidenler için biraz heyecan ve şaşkınlık yaratan ancak eğlenmesini bildiğin zaman üzerine mekan tanınmayan yer.
bira kokan sokaktır. havanın güzel olduğu günler, yollara konulan masa ve tabureler insana geçit vermez. ayrıca bu sokakta, sokakla aynı adı taşıyan, bitmek bilmeyen, dik merdivenli bir mekan vardır. duvarlarında işletme sahibinin ünlülerle çektirdiği resimler bulunur. içerken çok dikkat edilmesi gerekir zira bir avuç fıstık ödenecek ücreti 2'ye katlar.
(bkz: akdeniz)
(bkz: aslanım)
(bkz: nevizade restoran)
(bkz: imroz)
adı duyulduğunda istanbula gitme isteğinin kabardığı yer.
ramazan ayındaki tam kapasite doluluk oranıyla cehennemde aynısında inşa edilmesine karar verilmiş ulvi mekan.orası olmasa taksim taksim olmaz idi.ya öğrencilerin hali nice olurdu ??? turistleri de unutmak olmaz tabii... faydası çok oldugu için zararını nötrleyen mekan...nev-i zade bey de bir bira içme keyfi başka nerde var...
insanin damaginda tad birakan yer. kalabalik olmayan saatlerde ayri bir guzelligi vardir.
müzik, yaz, beyoglu, daracik sokaklardaki kücük masalar, kalabalik, acik hava, icki kombinasyonu halinde istanbul'a asik olmamak mümkün degil. ey istanbul ahalisi, degerini bilin yasadiginiz sehrin... o ortam dünyanin baska yerinde bulunmaz!
beyoğlu nun akciğeri.