bugün

Şu anda mecliste bekleyen 5510 sayılı (Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigorta...sı (SSGSS) yasa tasarısı eğer yasalaşırsa pek çok hakkımızı kaybedeceğiz.

Sağlık ve sosyal güvenlik haklarımızda oluşacak kayıplardan bazıları şöyle:

Ø Zaten kadınlar için 58, erkekler için 60 olan emeklilik yaşı hem kadınlar, hem de erkekler için 65'e çıkarılacak. (Madde 28)

Ø Emekliliğe hak kazanabilmek için yakın zamanda 5.000'den 7.000 güne çıkarılan prim ödeme zorunluluğu 9.000 gün prime çıkacak. (Madde 27)

Ø Emekli maaşları % 23 ila % 33 arasında düşürülecek. (Madde 29)

Ø Yıpranma hakkı gasp edilecek

Ø Aylık geliri 139,6 YTL'den fazla olan bütün vatandaşlar her ay 73 ila 475 YTL Genel Sağlık Sigortası primi ödemek zorunda kalacak. (Madde 88)

Ø Sadece ayakta tedavi olununca değil; hastalık, kaza, ameliyat gibi nedenlerle hastaneye yatmak gerekince de 'katılım payı' adı altında para ödenecek. (Madde 68)

Ø 'Katılım payı' gerektiğinde beş katına kadar arttırılacak. (Madde 68)

Ø Bütün sağlık hizmetleri paralı olacak.

Ø Sağlık hizmeti alabilmek için bu ülkenin vatandaşı olmak, üstelik vergi ödemek, dahası Genel Sağlık Sigortası primi yatırmak, hatta bir de 'katılım payı' ödemek yetmeyecek. Şimdi bir de 'ilâve ücret' adı altında para ödemek gerekecek. (Geçici Madde 5)

Ø Bütün dünyada anne sütünün önemi yeniden anlaşılır ve emzirme teşvik edilirken Türkiye'de 'sigortalının çocuğuna bir ay anne sütü yeter' mantığı geçerli olacak. Daha önce doğum yapan sigortalılara altı ay süreyle verilmesi öngörülen emzirme yardımı bir aya düşürülecek.

Ø Hastalanan sigortalılara verilen iş görememezlik ödeneği % 16 azalacak. (Madde 18, 19, 80)

Ø Emekli Bağ-Kur'lularının maaşından 10 yıl süreyle % 10 oranında Genel Sağlık Sigortası primi kesilecek. (Madde 88)

Ø Primini ödeyemeyen vatandaşlar sağlık hizmeti alamayacak, hastane kapılarından geri dönecek. (Madde 88, 89 ,90)

Ø Primini ödeyemeyen çiftçilerin pamuğuna buğdayına, üzümüne tütününe el konulacak. (Madde 87)

Şu anda sadece Türkiye'de değil dünyanın pek çok ülkesinde benzer politikalar uygulanmaya çalışılıyor. Devletler sosyal güvenlik ve sağlık harcamalarını azaltma çabasındalar. Fransa ve Yunanistan'da büyük grevler ve yürüyüşlerle bu yasalar engellenmeye çalışılıyor. Şu an yasanın getirecekleri ile ilgili yeterli farkındalık yok. Biz de bu yasayı engelleyebiliriz. Biz karşı koyarsak bu yasayı geçiremezler!
cevabı oldukça net olan bir sebep için şeklinde cevapladığım iki kelimelik soru kalıbı.
http://willienelsonpri.com/wp-content/uploads/2010/06/Recep-Tayyip-Erdogan.jpg
"insanları hazıra alıştrdılar" vaveylası koparan zihniyetlerin bu tür nedenlerden dolayı hayır demeleri, nedenin aslında tamamen gıcıklık olduğunu gösteren nedenlerdir. madem bunlar böyle olacak o zaman evet...
(bkz: referanduma hayır cephesi)
[null http://www.facebook.com/v...41027215920000&ref=mf]
http://www.facebook.com/?...26474610727854&ref=mf
hayır bok rengi olduğu için. başka nedeni yok.
(bkz: evet hayır boykot çünkü/#9019866)
(bkz: evet hayır boykot çünkü/#9020020)
(bkz: evet hayır boykot çünkü/#9043681)
(bkz: why not)
Bir ülke bagimsizligini ancak yargi, sinir güvenigi ve toprak bütünlügü ile koruyabilir. Bunun örnekleri yillar öncesinden yasanmistir.
1- Fransiz inkilabi:
a) Ekmek fiyatlari arttigi icin halk pasta yapmak zorunda kalmis ve bu da isyan sebeplerinden birisi olmustur.
b) Yargi kralin elinde oldugu icin, istedigini asmis, istedigi haksizlik yapani serbes birakmis, istedigini de basa gecirmis halkin canina okumustur.
c) Din yarginin ve yönetimin üstünde gelmistir ki; din sadece kisiseldir, sadece bireysel olarak algilanmalidir. Dinle toplumsal bir amac güdülemez.
d) Asker kralin dedigini yapmak zorunda kalmis ve ingiltere tarafinda saf tutmustur, kaybedecegi bir savas icin bosu bosuna yatirimlarla halkin ic savas cikarmasina sebep olmustur.

2-) Ikinci dünya savasi ve Hitler:
a) Din her ne kadar cok büyük bir rol oynamamis gibi gözükse de ilk siralarda yer alir (bkz: yahudi katliami). Su anda Almanya bu katliam sebebiyle Israil´e milyonlarca euro ödemek zorunda.
b) Asker tamamen hitler´in elinde oldugundan önüne gelene savas acmistir. Kazanirken kaybetmistir ve su anda Almanya bununla utanc duymaktadir. Sirf bu sebepten dolayi Almanya´nin bir Anayasa´si (Verfassunggesetz) yok, bunun yerine Temelyasa (Grundgesetz) ismini verdikleri temel yasalari var. Sebebi ise Almanya´yi basi bos birakmamak, istedigi zaman istedigi seyi yapamasini önlemek icin. Söyle diyebiliriz. Adam akilli bir kullanma klavuzu olmayan bir icat.
c) Hitler yargiyi eline aldiginda ona engel olarak herkesi öldürttü. Böylece kendi yolunu acmis oldu. (bkz: bana bir gün tam yetki verin)

Su anda AKP hükümetininde bunu yapmiyacagi ne mechul? Ilk basta bagimsiz bir devletin toprak bütünlügünü neredeyse kaybettirmek üzere olan bir hükümet benim güvenimi sarsmisken, asker ve yargiyi da ele gecirdiginde dikdatörden farkli olamaz.
Askerin görevi toprak bütünlügünü ve sinirlari korumak.
Yargi ise bagimsiz kisinin hakkini korumak ile hükümlü.
Benim hakkimi baskasi aldiginda ve haksiz kisi saliverildiginde yarginin etkisi nerede kalir?
Peki asker kalkip ona buna savas actiginda veya poliscilik oynamaya kalktiginda onu da gecelim sirf hükümet istiyor diye amerika´nin savasacagi ülkelere asker gönderdiginde ve buna yatirimlar yaptiginda ve sirf bu yüzden ekmek fiyatlari arttiginda ic isyan cikmamasi elde olmaz.

Iyi düsünmekte fayda var. Benden size söylemesi. Ayrica diger degistirilecek olan maddeler arasinda gayet hosuma giden kanunlarin da oldugunu söylemeden edemiyecegim. Fakat bagimsizligimi kaybetmek yerine o hosuma giden diger maddelerden de vazgecer, eskisi gibi kalmayi yeylerim.

Solcusunun da sagcisinin da hayir demesinin sebebi özgürlüklerini kaybetmek istememelerinden dolayidir. Oysa en cok canlari yananlar yine solcusu ve sagcisidir, yoksa neden evet demesinler? Neden istemesinler canlarini yakanlarin yargilanmasini? Cünkü adlari gibi Kenan Evren´in vb kisilerin öylede böylede yargilanmiyacaklarini bildikleri icindir.

Hayir denilmesinin sebebi kisaca monarsiye "hayir" demek icindir, diktator yönetimine ve cahillige "hayir" demektir.
Kral, padisah veya bir diktator yönetimi istemiyoruz diye "hayir" denilmelidir.
- gaflet ve dalalet içinde olanların ülkeyi tamamen ele geçirmemesi için,
- yargının devletin temel erklerinden olduğunu bildiğimiz ve tam bağımsız olmasını istediğimiz için,
- sahte belgelerle içeri atılan vatanseverler için,
- ab, abd projelerinin ülkemiz üzerinde daha fazla oynanmasına son vermek için,
- devleti ve milleti ile bölünmez bir bütün olan türkiye cumhuriyeti için,
- haburun hesabını sormak için,
- şehitler için, gaziler için
- türk ismine alerjisi olanlara fırsat vermemek için,
- tüm işçi ve kamu çalışanlarının grevli toplu sözleşme hakkının gerçek anlamda verilebilmesi için,
- kak mesutla, mam celal a buranın türkiye olduğunu ve sahipsiz olmadığını, onlara abi diyenlere de " abini de al git " demek için.

hayır diyeceğiz.
referandumda akp ye artık yeter demeye katkı saglaması acısından hayir oyu kullanıcam. zaten evetle hayır arasında derın ucurumlar oldugunu düşünmüyorum. akp nin türk halkının cehaletinden faydalanması hoşuma gitmiyor. Herşeyi bir yana bırakıp referandumun yapıldığı tarihe bakın: 12 Eylul. Neymiş kısıtlanan özgürlüklerin intikamı için, aynı günü seçmişler. iki cahil iki cahildir diyen bir zihniyet. Arkadaş bu hükümet değil mi, darbe yaptığı aleni şekilde belli olan adamlar dışarda gezerken, yapma ihtimali olanları hapse atanlar, soruşturanlar... iki apolitik, iki apolitiktir düşüncesiyle ufak nöanslarla sözde hür iradelere baskı değil de nedir bu tutum. Demedi demeyin, AKP referandum günü sandıkların oldugu okullarda birer çuval da kömür dağıtır. Milletin cehaletini kullanan insanlardan oldum olası nefret ederim. Cünkü cahil bir topluma hükmetmeyi isteyen lider ya da siyasi parti önce o cahil, aciz toplumu daha doğrusu sürüyü yaratır.

Söyle bir hikaye hatırlıyorum; Sanıyorum 86 seçimleriydi, bazı siyasetçiler o dönem ki Turgut özalın ve anavatan partisinin hegomonyasından nemalanmak için "Banap" ( büyük anadolu partisi) adında bir parti kurup pusulada insanların kafa karışıklığından faydalanmak istediler. Daha sonra anap ın itirazları sonuc verdi ve partinin adını "Bap" olarak, amblemini de tepki göstermek için "davulu delen bir jaguar" olarak değiştirmişlerdi : ) Bunun sebebiyse turgut özalın o dönemki davulcu damadı ve kızına jaguar marka bir otomobil almasına atıfta bulunmaktı : ) (tabi gugıla sorarsanız konuyu daha doğru ve ayrıntılı anlatacagına eminim…)

Sözün özü, siyaset ülkemizde yıllardır bir rant kavgasıdır. ülkesine fayda için çalışma fırsatı ve yetki isteyen insanlar bu kadar hin fikirlilik yapıp aciz durumlara düşer mi? haliyen her aydın bu iğrenç düzenden uzak durmak için kendini özerk ilan ediyor. bazıları da “ben değiştirebilirim” umuduyla halaya girip, başı dönene kadar mendil sallayanlara eşlik ediyor. Boşuna kimseyi savunmayın, sevmeyin, desteklemeyin siyaset kadar kirli bir suya girip te temiz kalabilmek imkansız çünkü.
nihat doğan'ın referanduma evet demesi ve onunla ilgili şarkı yapması en büyük hayır nedenlerinden biri olabilir.
bu soruya verilen mantıklı cevapları es geçip, beyaz gömlekli yobazların gazına gelen evetçi insanlara sesleniyorum.
(bkz: çünkü eşeğin zikinden dolayı)
(bkz: evet evet meeee eeee evet meee)*
bok sıçarak sıvanmaz da o yüzden.
hükümetin kadrolaşmasını önlemek gibi ulvii bir amaç uğruna oyum hayır.
demokratik ve atatürk ilkelerine bağlı cumhuriyetin devamı için hayır.
Yargıyı yargıdan başka kimse denetleme hakkına sahip değildir.bunun gerçekleşmesini sağlayan maddeleri koyan kişiler herkesin bildiği üzere yargıyı ele geçirme aşamalarından birini tamamlamak için yapıyolar.sadece bununla bitmiyor tabi.anayasa mahkemesi üyelik süresinin 3 yıl daha uzatılması, yargıyı elde tutmak için yapılması gereken hareketlerden biridir sadece.ayrıca parti kapatma hakkındaki değiştirilen maddelerde bu olayla burun buruna gelen partinin korktuğunu,ve hemen buna bir önlem alınması gerektiğini anlamış bunu da paketin içine yerleştirmiştir.araya da çocuklarla,özürlülerle ilgili madde konulsun ki insanların bu durumları suistimal edilsin. (bkz: 12 eylül le hesaplaşma)
neden hayır? çünkü bundan dolayı hayır;
görsel
Facebook'ta rastladım, Cumhuriyet yazarı Ali Sirmen anlatmış aslında..

"Cumhuriyet yazarı Ali Sirmen, bugün köşesinde referandumda vereceği oyu açıkladı. Kendisinden bekleneceği üzere "Hayır" oyu verecek olan Sirmen'in yazısında ilginç olan şey ise Sirmen'in Hayır gerekçesini
Tayyip Erdoğan'dan almış olması.

Eşinin okuduğu ve bunu yaz dediği, Erdoğan'ın bir açıklamasını köşesine taşıyan Sirmen, yazısında neden "hayır" vereceğini şöyle anlatıyor.

Son zamanlarda, artık "evet mi hayır mı?" sorularından bıkmaya başlamıştım ki, Mine cumartesi günkü gazetelerden birinde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bir açıklamasını okudu ve hemen buyurdu:
- Her şeyi açık açık anlatıyor. Sen de bunu yaz da herkes görsün!
Bir köşe yazarı, karısı yaz deyince, yazmaktan başka ne yapabilir ki? Ben de yazıyorum.
Bakın Tayyip Erdoğan perşembe günü katıldığı iftar yemeğinde ne demiş:
"inanın ayaklarımızda pranga var. Biz prangaları çözemediğimiz sürece, sizler belki dışarıdan zannediyorsunuz ki, parlamentonun yüzde 65'ine sahipsin çöz de git! Neyi çözüyorsun?
Türkiye'de parlamentonun da, yürütmenin de üzerinde bir yargı gücü var. Seni engelliyor. Ben bugün vali ataması yapamıyorum. Seni engelliyor. Atadığım valiyi geri iade ediyor aynı anda. 23 kere bir müdürü geri iade ediyor (geri iade ediyor denmez ama üslup Başbakan'ındır aynen koruyorum A.S.) Ben bir yürütme ve hükümet olarak, istediğim müdürü istediğim yere atayamazsam, istediğim valiyi istediğim yere atayamazsam, bu ülkede ben nasıl icrai faaliyet yapacağım? Halkın karşısına o mu geliyor, ben mi geliyorum?.. Yarın beni siz yargılayacaksınız, vatandaş yargılayacak. iyi yaptın kötü yaptın diye bana diyecek olan kim. Onlar halkın karşısına çıkmıyor ki, ben çıkıyorum halkın karşısına. Hesabı veren ben, ama gelip bana zulmeden de o. Bu böyle yürümez. Onun için bu anayasa değişikliğine evet istiyoruz."
***
Tayyip Bey'in 23 Nisan 2010 yılında koltuğunu sembolik olarak küçük bir çocuğa bırakırken söyledikleri de şuydu:
- Artık mühür sende, ister asarsın, ister kesersin!
Tayyip Bey'in bu iki konuşması 12 Eylül'de anayasa referandumunda neden hayır oyu vereceğimi gayet iyi açıklıyor.
Görüyorsunuz Tayyip Bey kendi sözleriyle açıklıyor ki, 12 Eylül oylamasının asıl gerekçesi kendi astığı astık, kestiği kestik yönetiminin önündeki yargı engelini kaldırmak. Tayyip Bey'e bu açık sözlü konuşmasından dolayı çok teşekkür ederiz. Bütün aldatmacaların ardında, gerçek niyetin ne olduğunu şimdiye dek hiç kimse, bu kadar net bir biçimde anlatamamıştı.
Teşekkürler Tayyip Bey! "Hayır"ın en güzel en açık gerekçesini bizzat siz verdiniz."
neden hayır?
çünkü bu anayasa paketi kaostur, çünkü bu anayasa paketi kanun değil kanunsuzluktur.

işte madde madde bir vatanseverin, bir milliyetçinin, bir ulusalcının bilmesi gerekenler;

madde;
herkes kendisi ile ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahip olacak. bu hak, kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirmeyi, bu verilere erişmeyi, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etmeyi ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsayacak. kişisel veriler ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızası ile işlenebilecek.

neden hayır?
"kişisel veriler ancak kanunda öngörülen hallerde" cümlesine dikkatinizi çekerim. özellikle "öngörülen" kısmına daha bir dikkatiniz çekerim. bu madde, baştan aşağı milleti salak yerine koymaktır. sizin bir suç işleyebileceğiniz ön görüldüğü takdirde her halükarda "dinlenebilmenizin" veya kişisel her türlü bilginizin alınması serbest bırakılıyor.

madde;
yurt dışına çıkma hürriyeti, ancak suç soruşturması veya kovuşturması nedeniyle ve hakim kararıyla sınırlandırabilecek.

neden hayır?
adam hakkında suç duyurusu yapıldığı anda yurt dışına çıkmasına kimse mani olamayacak. çünkü cümlenin bağlacı "ve", "veya" değil. yani; suç soruşturması açıldığı zaman hakim kararıyla sınırlandırılabilecek diyor. bu da bir başka, başı ayrı sonu ayrı cümle tuzaklı madde.

madde;
aynı iş kolunda birden fazla sendikaya üye olunabilecek.

neden hayir?
sendikalar resmen kaos ortamında işlevsiz hale getiriliyor. ve bazı kötü niyetli insanlara gün doğuyor. bütün sendikalara üye olsun, hangisi grev yapıyorsa onunla beraber olsun? birisiyle anlaşsın, diğeriyle anlaşmasın? böyle mantıksız, böyle gereksiz kaos ortamı yaratabilecek kanun olur mu? olsa olsa kanunsuzluk olur.

madde;
memurlara ve diğer kamu görevlilerine toplu sözleşme yapma hakkı tanınacak. toplu sözleşme yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması halinde, taraflar kamu görevlileri kuruluna başvurabilecek. kurul kararları kesin ve toplu sözleşme hükmünde olacak. toplu sözleşme emeklilere de yansıtılacak.

neden hayır?
kamu görevlileri kurulu denilen şey; t.c. başbakanlık kamu görevlileri etik kurulu. yani; anlaşma olmazsa, başbakanlığın dediğine razı olacak. kurul kararları kesin ve toplu sözleşme hükmünde olacak diyor. anlaşmazlık durumunda eskiden görevlilerin elinde olan grev vesaire gibi güçleri elinden alınıyor. başbakan ne verirse ona razı olunacak deniyor!

madde;
greve katılan işçilerin ve sendikanın kasıtlı veya kusurlu hareketleri sonucu grev uygulanan iş yerinde neden oldukları maddi zarardan sendika sorumlu tutulamayacak. siyasi amaçlı grev ve lokavt, dayanışma grevi ve lokavtı, genel grev ve lokavt, iş yeri işgali, iş yavaşlatma, verim düşürme ve diğer direnişlere ilişkin yasaklar kaldırılacak.

neden hayır?
bu madde olduğu gibi işçi çalıştıranlara tehdit niteliğindedir. her türlü provakasyona açıktır. siyasi amaçlı grev ve lokavt ile alakalı yasaklar kalkıyor! ve bir kişi her türlü sendikaya da üye olabiliyor. iş yeri işgali" serbest birakiliyor! "grev yapilan iş yerinde neden olunan maddi zarardan ki;mse sorumlu tutulmuyor" bu maddenin sonu bir yunanistandır, bir ispanyadır (hatırlayın günlerce süren yıkım ve yağmayı). kaostur, anarşidir. bunun adı da kanunsuzluktur! kanun değil!

madde;
milletvekilliğinin düşürülmesi uygulaması kaldırılacak

neden hayır?
biz dokunulmazlığın kaldırılmasını beklerken, beyfendiler kazık çakmaya hazırlanıyor! adam milletvekili olduğu takdirde isterse bütün türk milletinin anasına sövsün yerinden olmuyor. e yurt dışına da çıkabiliyor. oh lan ne ala memleket.

şimdi bu anayasadan evet çıkarsa gelsin kürtçe yeminler, gitsin eyalet sistemi tartışmaları, apo nun serbest bırakılmasına kadar yolunuz var!

madde;
yüksek askeri şuranın terfi işlemleri ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma hariç, her türlü ilişik kesme kararlarına karşı yargı yolu açılacak.

neden hayır?
askeriyeden gerek mason, gerek fetucu, gerekse başka bir şeyci olduğu için atılanların hepsine geri dönüş yolu açılıyor! işte ittihat terakkinin osmanlıyı yıkma eşiği de tam olarak bu bölünmedir!

madde;
siviller, savaş hali dışında askeri mahkemelerde yargılanamayacak.

neden hayır?
bu madde askeriyenin içerisini tayyip baba çiftliğine döndürür. bunu herkes biliyor.

madde;
hakimler ve savcılar yüksek kurulu (hsyk) yeniden yapılandırılacak. hsyk'nın halen 7 olan üye sayısı 22'e, 5 olan yedek üye sayısı ise 12'a çıkarılacak. hsyk 3 daire halinde çalışacak.

neden hayır?
hsyk bir tür atama organıdır. ne kadar çok üye, o kadar çok seslilik demektir. otoritede çok seslilik iyi bir şey değildir. atamalarda sıkıntı ve kaos yaratır.

madde;
kurulun, 4 asıl üyesi, yüksek öğretim kurumlarının hukuk dallarında görev yapan öğretim üyeleri ve avukatlar arasından cumhurbaşkanınca; 3 asıl ve 3 yedek üyesi, yargıtay üyeleri arasından yargıtay genel kurulunca; 2 asıl ve 2 yedek üyesi, danıştay üyeleri arasından danıştay genel kurulunca; 1 asıl ve 1 yedek üyesi, türkiye adalet akademisi genel kurulunca kendi üyeleri arasından; 7 asıl ve 4 yedek üyesi, birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş adli yargı hakim ve savcıları arasından adli yargı hakim ve savcılarınca; 3 asıl ve 2 yedek üyesi idari yargı hakim ve savcıları arasından idari yargı hakim ve savcılarınca dört yıl için seçilecek. süresi biten üyeler yeniden seçilebilecek.

neden hayır?
bu madde hukuka siyaset karıştırır. bu hakim ve savcıların birbirleri arasında çekişmesine yol açar. bu insanları birbirleri arasında böler. ne demiştik? işte ittihat ve terakki nin osmanlıyı yıkma raddesi tam olarak budur.
-- son söz

maalesef türkiye cumhuriyetinde tayyip rejimine (pkk teröristlerini davul zurnayla karşılayan, milletin vidyosunu çekip ses kaydını alan) karşı durabilecek medyanın gözü önünde bir lider yok. maalesef bu kaypak ve satılmış medya özellikle bunu beceremeyen chp ve mhp liderlerini göz önünde tutuyor. bu da tayyip e yarıyor. bu mesmenetsizler sayesinde oylarına oy
katıyor.

yazık.

http://hurolarda.blogspot.../2010/09/neden-hayir.html
sabırlı bir okuyucu iseniz, öncelikle şu ana kadarki referandum süreci ile ilgili durum tespiti yapmak, sonrasında hayır deme sebeplerini yazmak isterim kendi düşüncelerimle.

öncelikle şunu belirtmek isterim ki; hayır politikası yanlış yürütülmekte ve sokaktaki halka inmemektedir. hayır mesajı yanlış örneklerle verilmektedir.
halk havuzlu villa polemikleri ile, altın musluklu evde oturuyor diye hayır vermez, hatta tam tersi bizim halk güçlüyü sever. "herkes yemiş, o da yesin, yeter ki krizler çıkmasın ekonomi iyi gitsin" diye düşünür. bu yüzdendir ki cem uzan'a bile "adam amerikayı bile dolandırmış, helal olsun" diye düşünenler tarafından çok oy çıkmıştır. zaten yeme olayı akp ile de başlamamıştır.
halk anayasa mahkemesi, hakimlerin durumu, generallerin hapse girmesi ile de ilgilenmez. "şimdiye kadar sefasını sürdüler, aha şimdi hesabını versinler der. biz açız bize bir yararları mı vardı" diye düşünür, ama öte yandan "adam kasımpaşalı abi güzel konuşuyor" diye sempati duyar.
halk kendisine dokunmayan yılana laf etmez, kendi günlük yaşamına dokunan ile ilgilenir. maalesef bu böyledir, ama bu yüzden toplumu halkı hiç suçlamıyorum, kolay yönetebilmek için bilerek halkı eğitimsiz bırakan hükümetlerdir bunun sorumlusu. ve bu akp'nin değil, önceki hükümetlerin suçudur. 12 eylül'ün getirdikleridir. akp bunu fazlaca ve dengesizce kullanmaktadır sadece, kullanacaktır da.

peki o zaman neden hayır? hayır propagandası nasıl yürütülmeli idi?

halka anayasa mahkemesi şöyle olacak, akp böyle zenginleşecek demek yerine, bu anayasa değişikliğinin halkın günlük hayatına nasıl olumsuz etki edeceği anlatılmalıdır.

şöyle basit bir örnek verelim:
mesela iki köylü tarla kavgası yüzünden mahkemelik olsun. şu ana kadar ağır aksak ta olsa yürüyen bağımsız bir yargı sistemimiz vardır. köylüler birbirini mahkemeye verirler, ve hakim kanunlara göre kararını verir. bir taraf mutlu olur, diğer taraf mutsuz. ama iki taraf ta mahkeme kararının arkasında art niyet, partizanlık aramaz.
ama referandum da evet çıkarsa, bundan sonra hakimler atamaları akp tarafından gerçekleştirilecektir (hsyk üyelerinin seçimi). beğenmediği hakimi doğuya sürecektir, bu yüzden de hakimler maalesef akp'nin huyuna gitmek zorunda kalacaklar, merkezi hükümete bağımlı olacaklardır (olmayanlar da bertaraf olacaktır).
aynı senaryoyu ve örneği referandumda evet çıktıktan sonra ele alalım bir de:
iki köylü tarla kavgası yüzünden mahkemelik olsun. akp'ye oyunu veren, veya akp ilçe başkanına yakın olan köylü doğrudan akp ilçe başkanlığına koşacak, şu bizim işi bir halletsek diyecektir. akp ilçe başkanının da -her yerde örneğini gördümüz, ama şu ana kadar sadece yargıda örneğini görmediğimiz şekilde- davaya bakan hakime "hamili kart yakınımdır, bu işini halledelim, bülent arınç bey'in ilçemizi ziyaretinde konunun gündeme gelmesini istemeyiz değil mi" demesi yetecektir. hakim isterse yapmasın, bir sonraki görev yeri şırnak olabilir. böylece yargı partizanlaşacak, hukukun değil hükümetteki partinin görüşleri üstün gelecektir. diğer köylü de duruma içten içe "kendi yandaşı ya, o yüzden kazandı" diye sitem edecek, yargıya inancı iyice azalacaktır. belki bir sonraki davasında kazanmak için kendisi de akp'ye üye olacaktır. belki de bu akp ilçe başkanları tarafından bağış yapmaya dönüştürülecek, çok bağış yapan, parayı veren dava kazanacaktır.
vatandaş arkasında hiçbir güç yokken dahi mahkemelere başvurabilir, hatta vatandaşın arkasında mafyaya karşı bile devlet ve mahkeme kararı güvencesi vardır ülkemizde. demokratik devletin vatandaşına verdiği en büyük hak ve destek budur. ama yeni anayasa ile bu halkın elinden alınmış, en azından yargıya güven azaltılmış olacaktır.

bence bu şekilde bu anayasanın halkın günlük hayatına nasıl olumsuz etkiler yaratacağı belirtilerek hayır propagandası yapılmalı idi. inanıyorum ki halk o zaman bu elindeki son hakkı da kimselere kaptırmazdı.

bu tabi basit bir örnek. öte yandan, sade vatandaş hükümetin haksız uygulamalarına bile dava açabiliyor, ve mahkeme kararı ile bunu durdurabiliyor şu anda.
mesela alinaoi bu şekilde durdurulmuştur. orman arazilerinin otel yapımlarına açılması, limanların israil'e satışı bu şekilde durduruldu. çiftlik belgesi olmayana da tarımsal destek verilmesi uygulaması çiftçilerin davası ile bu şekilde durduruldu. tekel, şeker fabrikalarının satışı işçilerin mahkemeye başvurusu ile bu şekilde durduruldu.
peki evet çıkarsa akp'nin atadığı hakimler hükümeti mi haklı bulur, işçiyi mi?
unutmayın bu örnekler sade vatandaş olarak sizin de başınıza gelebilir, birgün siz de bağımsız yargıya ihtiyaç duyabilirsiniz.
karar sizin.
2 saniye önce recoyu sattığım durum.evet derseniz kardeşlerim ,binbir güçlükle girdiğiniz youtube'a artık giremezsiniz.bu yobazlar adama barışı da unutturlar her bokuda. evet dersek barış abi yerine ilahiler dinleyecez elhamdürüllah.
çok basit bir anlatımı için.
(bkz: http://www.facebook.com/v...video.php?v=1384472534021)
ayrıca; darbe anayasasına ve askeri diktaya da hayır. ama kimse bana bu seçimin demokratik olduğunu söylemesin.