Yüzyılın en boş ve cahilce iddiasıdır.

Bu iddiada bulunan bünyenin hiç araştırma yapmadığı ya da olaylara görmek istediği gibi baktığı ortadadır.

Çünkü:

1. Allah; islam'ın ana kaynağı olan Kur-an'ı Kerim'de, öncelikli olarak hem yaşamı, hem insanları, hem de bizzat kendisini "bir eğitim tekniği olarak" bizzat kendisi sorgular!

Örneğin Kur-an'ı Kerim'in sorgulandığı ve Kur-an'ı, didik didik edercesine araştırmaya davet eden Nisâ Suresi 82. Ayette bakınız ne deniliyor: "Onlar Kur'an'ın mânası üzerinde kafa patlatırcasına derinliğine durmuyorlar mı? * Eğer o Allah dışındaki bir kaynaktan gelmiş olsaydı, elbette onda bir yığın çelişki ve tutarsızlık bulurlardı.*
Örneğin Peygamber olarak kusursuz bir meleğin değil de insan'ın gönderilmesinin sorgulandığı isrâ Suresi 95. Ayette şöyle söylenilmektedir: "Onlara de ki: Eğer yeryüzünde salına salına dolaşan melekler olsaydı, elbette Biz'de onlara elçi olarak gökten bir melek indirirdik."

Bu iki örneğin dışında bir çok örnekte daha "Eğer evrende Allah'tan başka ilahlar olsaydı..."*, "Eğer Muhammed Kur-an'dan önce herhangi bir kitap okumuş olsaydı..."* gibi ayetlerde Allah kullarına bizzat kendisi; sorgulamayı, araştırmayı ve akıl fakültesini rantable çalıştırmayı öğretmekte ve yönlendirmektedir!

Bu durumun tam tersi: "Düşünmeyin, inanın! Sorgulamayın, itaat edin!" olurdu! Allah'ın sorgulanmaktan, araştırılmaktan, üzerinde derince düşünülmekten kaçacağı bir durum yoktur. Bu verdiğimiz ayetler de bunu göstermektedir.

2. islam'ın ikinci ana kaynağı olan, peygamberimiz Hz. Muhammed'in sahih hadisleri de, bizzat peygamberimizin ümmetini sorgulamaya, derince düşünüp öylece inanmaya, araştırmaya yönlendirdiğinin ispatıdır!

Şu bir gerçek ki Hz. Muhammed, huzuruna çıkan, soru soran ve sorgulayan hiç kimseyi cevapsız geri döndürmemiştir! Makul ve mantıklı her soruya cevap vermiş, insanın fıtratına yaratılıştan yerleştirilmiş olan sorgulayıcı, araştırıcı ruhu herdaim tatmin etmiştir! Bu gün, islam'ın en gaybî meseleleri bile, hadis-i şerifler'de, gerek o dönem insanlarının, gerekse günümüze ve kıyamete kadar gelecek her dönem insanlarının anlayabileceği tarzda cevaplandırılmıştır!*
3. Günümüzde, gerek matbuat* ile gerekse internet yoluyla müslümanların islam'ı ve imanî meseleleri didik didik araştırması ve sorgulaması da, müslümanlar'ın körü körüne iman etmediğinin bir kanıtı ve ispatıdır!

Dünya'da kendi dinini en ciddi sorgulayan insanlar müslümanlardır! Uzak doğunun mistik öğretilerinden, Batının uyduruk tarikatlarına kadar* hiçbir inanç sistemi, bu anlamda müntesipleri tarafından sorgulanamamaktadır! Bakın, dikkat ediniz sorgulanmaz demiyorum! Sorgulanamamaktadır diyorum! Yani o inanç sisteminin böyle bir sorgulamaya izni yoktur. Bunun için müntesiplerine kapı aralamaz! Sorgusuz bağlılığı ve itaati ister ve bu şekilde mutluluğa erdirmeyi vaat eder!

Müslümanların inançlarını sorguladıklarına dair yani yapılan sorgulamalara dair binlerce örnek bulabileceğiniz linkler:

http://www.cevaplar.org/index.php

http://www.hayrettinkaraman.net/konular/index.htm

http://www.sorularlaislamiyet.com/

http://www.sizinti.com.tr/

http://www.zaferdergisi.com/

http://www.yeniumit.com.tr/
doğrudur.

kişi kendinin aynasıdır. kur'an okuyan ateist başlığındaki entrylere bakarsanız herkes "imana gelecek ateist", "doğru yolu bulacak ateist" gibilerinden entryler girmiş. oysaki koskoca allahı ve binlerce yıldır süre gelen inancı reddetmek kolay iş değildir. ateistlerin çoğu zaten kur'anı okumuş ve bu yüzden ateist olmuştur.

ama kur'an okumadan doğduğunda müslüman dendiği için müslüman olan ve bunu hiç sorgulamadan yaşayan, kulaktan dolma bilgilerle hayatını sürdüren insan sayısı çoktur. sorgulayan müslüman yok mu ? tabii ki de var ama kaç tanedir ?
Doğrudur diyenlerin başlığın ilk entrysini bir kez daha okuması gereken idiadır.

Çünkü:

Bir kısım Ateistler, Kur-an okuyup ateist olmamışlardır! Ateistler, Kur-an'ı Kerim'in yanlış tercümelerini ve kasıtlı olarak çarpıtılmış konularını okuyarak ateist olmuşlardır.

Bir kısım ateistler ise akıllarına zor gelen meselelerde yani sıkıştıkları yerde kenidlerine kolay geleni tercih etmişlerdir.

Ayrıca inanç sorgulanırsa kuvvetlenir!
herkesin kendi tercihidir. isteyen körü körüne inanır, isteyen okur da inanmaz. ben okudum da, sorguladım da, düşündüm de, her yönüyle mantıklı geldi. itiraf etmek gerekirse, 15 yaşında tanrıya küfür eden birisiydim. lise 1'e başlamışken. satanistliğe özeniyordum. daha burada çoğu kişi internetle tanışmamışken, ben harun yahya sitesi okuyordum ve o site bile beni tatmin etmiyordu dini konularda. şimdi sözlüğe bakıyorumda, benim eski halim gibi olan tipler çok var piyasada.

15, 16 yaşında olupta, dini değerlere saldıran kişiler şunu iyi bilsin; yanlış yoldasınız. bende bir ara sizin yolunuzdaydım, eğer yalan söylüyorsam en adi o.ç olayım. nasıl inandım ? körü körüne inanmadım. araştırdım ettim ve doğru yolu buldum. 22 senelik hayatım boyunca, kendimi şanslı hissettiğim tek konu, özentilikten çıkıp doğru yolu bulmamdır. 20 yaş üstü olupta, satanist olan kişiler yok mu ? var. onlarda umarım bir gün doğru yolu bulur.

kısacası bu iddaa, bazı kişiler için geçerlidir. adam doğmuş, büyümüş, okumuş veya okumamış, ''inanıyor musun'' sorusuna, ''evet'' diye cevap verir. ibadeti kısmen vardır, kısmen yoktur. araştırmaya korkmuştur belki. günaha gireceğini düşünür, ama öyle değildir. araştır et ama fazlaya kaçma. ben fazlaya kaçtım, kafayı sıyırıyordum bir aralar.

not: burada ben ateistim deyipte, tanrı'ya ve peygamberlere sataşan çok yazar tanıyorum. dostum sen ateist falan değilsin. ateist adam, varlığı yokluğu tartışır, tutupta peygambere ''neden öyle yapmış, neden böyle yapmış'' diyemez. çünkü peygamberler, allah tarafından gönderilmiştir. allah'a inanmıyorsunki, peygambere inanasın ? o yüzden bu sözlükte toplasan 3 4 tane sağlam ateist vardır. gerisi benim gibi bir zamanlar ateizme ya da satanizme özenen kişilerdir.
(bkz: ataistleriin körü körüne inanmayışı)
(bkz: her boka muhalefet olan adamcıklar)
müslümanların körü körüne inandıkları şey allah değil; kendilerine sornadan öğretilmiş olan allahın varlığının bilgisidir. islam altyapısında düşünürsek; bu bilgi zaten en başta allahtan gelir. allah insanlara ben varım der bunun için kitap gönderir, peygamber denilen insanlara kendi varlığını, varolduğunun bilgisini diğer insanlara alatmalarını ister. bilgiyi de aynı zamanda kendi yazdığı kitabı kanıt olarak göstererek sağlama almaya çalışır. o sebeple sorgulanan da başlangıçta allahın varlığının bilgisi, o bilginin anlatılma şekli, bilginin şekli ve en nihayetinde allahın varlığı ve allah şeklinde değişir. islami felsefe ile gazali ve ibni arabi arasında sıkıştığı yüzyılda gazalinin ve inanaılmaz bağnaz düşüncelerinin kazanması ile son bulmuş, o tarihten bu yana da bilgi sorgulanmamış sadece ve sadece bilgiyi sorgulayıp yeni soru soranlara taklalar atılmak sureti ile cevap verilmeye çalışılmıştır. en basitinden kitabın sadece arapça okunması empoze edilmiş, tek bir ayet okuyup kafası karışana mekki ve medeni ayetler hakkında birşey bilmediği önce onları öğrenmesi gerektiği kendi kafasından kuran okumasının yanlış olduğu vs gibi yanıtlar verilmiş ama bilgiye dair endişe giderilmemiştir.

bugünkü müslümanlarda allahın varlığının bilgisini sorgulayacak cesaret yoktur. çünkü islam artık tanrısının varlığının bilgisinden it gibi korkmayı gerektiren musevilik ile aynı çizgide bir din olmuştur. ve hepsi gazali ile başlamıştır.

küçük not: bir insan 15-16 yaşlarında tanrıya küfrediyor olabilir. ama tanrıya küfretmek tanrı vardır demektir. buna da ateizm denmez. yani bir insan tanrıya küfrettiği anda ateist olduğunu düşünüyor ise ya da tanrıya küfretmenin ateizm olduğunu düşünüyor ise ortada büyük bir sorun vardır.

ateism; tanrıya tahta kılıcı kaldırıp yoksun ulen demek değildir. peygamberi kitabı ve dinle ilgili diğer şeyleri tartışmak ateistin kolpacı olduğuna dalalet değildir. tartışılan allah değildir, ateist için allah zaten yoktur ama allahın varlığının bilgisi ve bu bilgiye inananların kendi yaşamı üzerindeki etkisi elle tutulur ve o sebeple de tartışılabilir bir şeydir.
hakkel yakin ve ilmel yakin şahit olmak gerekir... kiataplar okumak gerekir.. hem körü körünede olsa iman imandır. fakat zayıf bir imandır. şahit olarak ve bilgimizle bilerek onu(rabbimizi) tanırsak o zaman imanımızı kuvvetlendirmiş oluruz. vesselam.

edit: bu şunun gibidir, en cahil ulu sözlük yazarı, yazar olmayan en kültürlü birine göre burda daha çok bilgili sayılır. çünkü onun bu sözlüğe dahil olması dahi yeterldir.ama diğer kültürlü insan isterse prof. olsun bu halkanın içinde olmadıkça yoktur, buraya göre cahildir. * *
kesinlikle , müslümanlar körü körüne inanmaktadırlar.
mesela türkiyenin batısında ateist-agnostik-deist türleri fazladır bunun yanı sıra okuma yazma oranıda yüksektir.ama doğuya gittiğimizde (ki doğu da biliyoruz ki din daha etkin) hadi gerçekçi olalım okuma yazma bilmeyen nineler dedeler daha kuran ı okumadan(okuma-yazma bilmeyen dolayısıyla okuyamıyacağı için)namaz kılarlar oruç tutarlar,dinin gereklerine yerine getirirler ama neye göre??okuma yazma bilmeyenler daha müslamanlığın temel kurallarını okumadan kulakdan duyma kurallarla başkalarından duyduklarına körü körüne inanırlar inanmasalar namaz kılmazlardı, oruç tutmazlardı demek ki kitabını bile okumadan körü körüne inananılıyormuş , böyle bişi varmış.
müslümanlar üzerinde her daim baskı yaratmış iddiadır. yine yeniden bu meseleyi günah çıkartırcasına açmaları,
"biz de sorguluyoruz, biz de akıllıyız, bizim de beynimiz var!" tarzı aciziyet içersindeki haykırışları
hem komik, hem gereksiz, hem de hoş değil. hiç hoş değil.

ilk olarak, biz de sorguluyoruz beyanatı nedendir? niçindir?
günümüzde artık biliniyor ki, zeki insanların tanrı inancı zayıftır. zeka beraberinde sorguyu getirir.
kendilerinde, çağlar öncesindeki gibi 'puta tapan aptal insanlar' yaftasını hisseden müslümanlar,
"bizim sorgulamadan iman ettiğimizi mi sanıyorsunuz" gibi saçma sapan bir öne çıkma isteği sergileler.
ah be aptal manyak salak evladım.

peki, devam edelim. sen inanan adamsın, taraflısın, tarafsın. taraf bir insan nasıl olur da, adil bir
sorgulama gerçekleştirebilir. din senin sadece belli bir yere kadar sorguna izin verir, ve ondan sonraya
gitmeye iznin yoktur. gidersen, dinden çıkarsın. dinden çıkmamak adına, senin için çizilmiş çizginin
içinde kum sahanda oynarsın. "bak anne, ben de abiler gibi oynuyorum" dersin; ama öyle değil işte.
abilerin ata binerek diyarları geçmiş, sen hala diyorsun ki; "ama salıncaktan kaydım!" e siktir git!
git yani. ne bu sidik yarışı.

sorguladın da ne oldu başkan? sorgu ne içindir? yanlışlık var mı yok mu, bunu öğrenmek için. sorgulayıp,
senin kafana yatmadığını anladın da, dinden çıkabildin mi? "saçma lan bu, bokuma benzeyen bir teoriymiş!"
diyenleri aşağılık bulmadın mı? "onları cehenneme atacaz" demediniz mi? lan manyak! o zaman neden sorguluyorsun.
tekrar alnını secdeye koyacaksan, ne diye uğraşıyorsun. sen git, namaz kıl, oruç tut, hacca git.
"ay bende sorguluycam ama!" de siktir. yarışma aklı olan insanlarla.
körü körüne inanmak sıddıkiyet makamıdır. sorgulamadan acabaya düşmeden o söylediyse doğrusunu söylemiştir diyebilmek. zor iştir herkesin harcı değildir.
- allah var mı?
+ var.
- kim söylemiş?
+ muhammed.
- muhammed'e allahın varlığını kim söylemiş?
+ allah.
- allahın, varlığını muhammed'e bildirdiğini kim söylemiş?
+ muhammed.

bu "mantıksal" açıklamadaki muhteşem "mantık" çöküşünü bulana kendimin suratının bir resmisi hediye.
"ben fizik dersinden kaldıydım ortaokulda, evren nasıl oluştu anlamıyorum; biyolojiden de çaktıydım evrimi anlayamıyorum kafam almıyo, demek ki allah var. "

iman yaklaşık olarak böyle bir şeydir.
bir kısmı için doğru olan iddia.
ama islam bu değil tam olarak. o kadar hassas bir nokta ki, aynı düşüncedeki insanlar bile farklı yönden bakabiliyorlar mevzuya.

sıddıkiyet makamı çok farklı bir olay. oraya da kalp ile ikrarla gelinir yalnız. çok ama çok ileri boyutu işin.
bunun birkaç adım öncesi, insanın sorgusudur.
müslümanların bağnaz olduğunu, daha doğrusu islamın bağnaz olduğunu düşünenler; hiç akletmezler mi ilk inen ayet neden "inan" değildir de "oku"dur?
beyin düşünmeden duramaz. mümkün değil. bir temel olmadan bir bina ne kadar sağlam durur?

kuran kursunda hoca sordu.
neden kabeye doğru namaz kılıyoruz?
"allah istediği için" diye cevap verildi.
peki neden kabe, o da bir taş değil mi? diye sordu hoca.
ahali hık mık.
bu soru düşünmeyen, akletmeyen insanı imandan bile edebilir allah muhafaza.
ama böylesine tın tın teneke, bilgisiz, yaptığından bihaber inanç da; ne derece sağlamlığını muhafaza eder?
bilmiyorum.
kemirmez mi insanın içini sorular?
neden yaratıldım, neden burdayım?
insan cevabını bilmeden nasıl yaşar bu sorularla! öğrenmesem ölürdüm ben!
ama yaşayan var dostlar. gözünün önünde cevabı olsa da, öğrenmeye dahi üşenen insanlar var.
bunun suçu islam değildir.

bir berber yoldan geçen uzun saçlı adamdan mesul değildir,
çünkü o adam gelip saçını kestirme lüzmunda bulunmamıştır.
zorla da olmaz ki bu işler?
(bkz: açılın lan kara murat benim)
iman ya varsa üzerine kurulu basit bir algoritmadır. 1 her zaman sıfırdan büyüktür o zaman allah var gibi bir şeydir. (bkz: -1) *
kumarı yasaklanmış olan bir dinin inananlarının, inanmayana; ya varsa diyerek, hayatı boyunca oynayacağı kumarı kullanarak bir şeyler anlatmaya çalışması ise icad edilen allahları, biçimlendirmekte kullanılan en ilginç yollardan biridir.
bir de şu var.
sorgulamaktaki amaç nedir?
birtakım arkadaşlar sorgulamaki amacı "dinden çıkma" olarak görüyormuşmuş.
dinden çıkarsan iki adım ötesi aydınlık!
ne biçim amaç bu?
dinden çıktın şimdi napcan uzaya mı çıkcaksın? e hani hala aynı yerdeyiz aval aval sen de ekrana bakıyosun ben de!
noldu bilimde çığır mı açtın, ölüme çare mi buldun?
hani nerdesin?

müslüman niye sorgular?
neyi sorgular?
önce bunu öğrenin, sonra dinden çıkmayı bir halt sanıp en ulvi amacınız haline getirin.

yaradılış. ben, araştırırken önce burdan başladım.
bir şekilde varolduk bu dünyada, ama niye?
niye? sebep ne?
buna cevabı islamdan başka yerde ben görmedim, çok aradım kitaplarda gözlerde ağızlarda..

sonra, ölüm. ölüm ne? niçin var?
geldiysek neden gidiyoruz? madem niye gidiyoruz?
"sooner or later, they all will be gone
why dont they stay young!" *

ilk iki sorum buydu. devamını herkes getirir kendi çapında..
önce insan kendini bilip öğrenmeli. sen daha kendini bilmeden başkalarının ne olduğuna hüküm verirsen, kaybetmeye mahkumsundur.

elin japonu çizgi filminde bile mizansen yapmış:
"başkasının enerjisini bükebilmen için, önce kendi enerjinin bükülemez olması gerekir." *

evet ben senin koşarak uzaklaştığın dindeyim.
senin gibi monitöre bakıyorum aval aval.
ama büyük bir fark var.
ben kendimi tanıyorum.
sen tanımıyorsun.
''tektanrıcılığın nihai kaderi, sırası geldiğinde bir tanrı daha eksilterek ateizme evrilmektir.'' ibn warraq
allahın islamdan önce araplarca bilinmediğine, muhammed tarafından araplara ilk kez anlatıldığına inanmak olarak ortaya çıkan allah allah durumuna dair yapılan tespittir. hatta cümle içinde şöyle geçer: "allah allah bunlar allahın araplara muhammed tarafından ilk kez anlatıldığını sanıyorlar. körü körüne de inanıyorlar. alla alla. "