bugün

müslümanların allah a körü körüne inandığı iddiası

bir kısmı için doğru olan iddia.
ama islam bu değil tam olarak. o kadar hassas bir nokta ki, aynı düşüncedeki insanlar bile farklı yönden bakabiliyorlar mevzuya.

sıddıkiyet makamı çok farklı bir olay. oraya da kalp ile ikrarla gelinir yalnız. çok ama çok ileri boyutu işin.
bunun birkaç adım öncesi, insanın sorgusudur.
müslümanların bağnaz olduğunu, daha doğrusu islamın bağnaz olduğunu düşünenler; hiç akletmezler mi ilk inen ayet neden "inan" değildir de "oku"dur?
beyin düşünmeden duramaz. mümkün değil. bir temel olmadan bir bina ne kadar sağlam durur?

kuran kursunda hoca sordu.
neden kabeye doğru namaz kılıyoruz?
"allah istediği için" diye cevap verildi.
peki neden kabe, o da bir taş değil mi? diye sordu hoca.
ahali hık mık.
bu soru düşünmeyen, akletmeyen insanı imandan bile edebilir allah muhafaza.
ama böylesine tın tın teneke, bilgisiz, yaptığından bihaber inanç da; ne derece sağlamlığını muhafaza eder?
bilmiyorum.
kemirmez mi insanın içini sorular?
neden yaratıldım, neden burdayım?
insan cevabını bilmeden nasıl yaşar bu sorularla! öğrenmesem ölürdüm ben!
ama yaşayan var dostlar. gözünün önünde cevabı olsa da, öğrenmeye dahi üşenen insanlar var.
bunun suçu islam değildir.

bir berber yoldan geçen uzun saçlı adamdan mesul değildir,
çünkü o adam gelip saçını kestirme lüzmunda bulunmamıştır.
zorla da olmaz ki bu işler?