bugün

ama hayatta hep onlar kazanır.
Burnu 34834834834838 karış havada gezen ve alcakgönüllülükten bir haber olan insan*lardır.
özgüveni yeterinden fazla yerinde olan insandır. filmler de genelde bir olayla bütün karizmayı çizdirir bu kişiler.
nefret edilesi insanlardır.
-SEN KiM OLDUĞUNU SANIYORSUN BE ADAM?
-BEN Bi HALTIM. MERHABA.
onların allah belasını versin
(bkz: kendini bir bok sanan insanlar)
cahilliğin verdiği cesaret, eğitimsizliğin verdiği asalet yoksunluğuyla birleşirse ortaya böyle insanlar çıkıyor efendim. hepsi bu.
(bkz: bir eylem olarak sanamak)
kısaca herkes diye cevaplandırabiliriz. evet kendini herkes bir şey zanneder ve aslında amacımız da bir halt olmaktır.
hemen her yerde olan insan türüdür. işyerinde çalıştığınız ortama girerken yüzünüze bile bakmamasından, toplumsal mekanlarda, çarpma kapıları yüzünüze doğru bırakmasından vs. anlayabilirsiniz bunları.
kendini bir halt sana insanlar.

(bkz: lorik cana)
her bireyin başına gelebilicek anlardır, hoş görülebilir ama bu fikri yaşayış haline getirenler çekilmeyen ve sevilmeyen insan sıralamasını oluşturanlardır. hele ki patron oldular mı vay altındakilerinin haline.
(bkz: ben sana sana sana ölürüm)
Kendi ile halt arasında sıkışıp kalmış insanlardır.
genellikle kısa boyludurlar.*
lan onuncu entry e kadar başlıktaki hatayı farkedip de yazan olmamış hee.

sanan insanlar olacak. he şimdi rahatladım.
ayrıca o insanların da amlarına koyayım çok ayıp ediyorlar. nokta.
Kendini sahip olduğu yetilerden daha yüksekte hisseden insanlardır.
987654089009878. bu sayıyı okumadan geçen insanlardır.
bunların ayar yediği zaman hayata küsen tipleri de vardır.
Gerçekten bir halt olanlara asıl erdemin mütevazilikten geçtiğini öğretmek gerekir. Bir halt olmayıp öyle davrananları ise dövmek gerekir.
dovulesi insan modeli.
toplumdan dışlanmış ama kendini bir ortama kabul ettirmeye çalışan insanlardır. genellikle arsız bela gibi müzikler dinlerler. şapkayı yarım takarak çakma adidaslarıyla ortalıkta tespih çekerek dolaşırlar.
insalıktan çıkma seviyesine getirebilmektedir. Gün geçtikçe o ortamı rezil etmeye, yapamadığı şeyleri öyle güzel yapıyor göstermeye çalışmaları ve konuşmalarında ki kompleks insana insanlığını unutturup; eline alıp çırpma isteği doğuruyor.
Zygmunt Bauman, bu türün evrimini şöyle anlatıyor:

"Eğer başkaları bana saygı gösteriyorsa, o zaman belli ki bende, başkalarına ancak benim sunabileceğim bir şeyler var; ve belli ki bu şeyi onlara sunmamdan hoşnut olacak ve bununla karşılaştıklarında minnet duyacak böyle başkaları var. Ben önemliyim, aynı şekilde ne düşündüğüm, ne söylediğim ve ne yaptığım da önemli. Yerine kolaylıkla başkası geçirilecek, kolayca elden çıkarılacak solda sıfır bir insan değilim. Ben bir fark yaratıyorum ve bunun etkisi yalnızca kendim için geçerli değil. Ne söylediğim, ne olduğum ve ne yaptığım önemli ve bu yalnızca benim hüsnükuruntum değil. Çevremdeki alem, eğer ben birden yok olsaydım çoraklaşırdı, ilginçliğini kaybederdi ve daha az şey vaadeder hale gelirdi."
genellikle hayatta pek bir başarısı olmayıp, başkalarının başarısını üstüne alıp, bide 'ben yaptım' edalarıyla gezen insandır.