bugün

Saymakla bitmeyen ibneliklerdir. Bazen insanlarla dalga geçtiklerini dahi düşünüyorum.
bir anda konteynerin içinden kafanıza atlamaları.
cikardiklari sesler.
Olur olmaz yere işeler, öyle de bir pis kokar ki.. Keçi kemirmek deyimi yanında halt etmiş.
iphone un şarj kablosunu koparmasıdır. iphone diye özellikle belirtiyorum cünkü orjinal iphone şarj kablolarının dışı elastik içi bakırımsı bir koruma altında gene iple koruma ve sonra kablolar vardır. 1 gün oturup onu mu kopardın ben yokken e be hayvan.
En iyi adnan oktar'ın bileceği ibneliklerdir.
a) atılan ekmeği yememek.

b) çöpleri dağıtmak.

c) geceleyin üstüne yürüdüğünüzde yol vermemek.

allah belanızı versin kediler!
taşaklarını araya alıp gezmesi.
tırnaklarını kaşımak için mi nedendir bilinmez halıyı, koltuğu tırmalarlar. onun haricinde candır, ciğerdir, kuzu sarmasıdır.
(bkz: kedi)
(bkz: ibne)

görsel

ibnelik değil de nedir bu şimdi?
siz yemek yiyorsunuz, hanımefendinin de mama tası dolu. ama o yine de gelir mavını, mivini eksik etmeden sizi dürter siz yerken. "ulan" dersiniz, "al şerefsiz kedi hadi tavuk işte, kokmuştur yazık" diye. lakin verdiğiniz ufacık tavuk parçası kesinlikle yenmez, patisiyle vurup oynar bir de şerefsiz. yenmeyip onun yerine halıda iyice leke olsun diye arkadaş tarafından oyun hamuru kıvamına getirilir. yaşlı gözlerle izlersiniz halının milyonuncu kez rezil olmasını.
çok sevilen kedinin sevilmekten bunalıp( ! ) sahibinin çenesini ısırması. * *
http://www.youtube.com/watch?v=GPBIh4ExyxQ
kesinlikle budur.
kediler hakkında kötü bir şey yazınca seri eksiliyor ibneler.
her boka maydonoz olan bir hayvan olması.
dışarıda bir şeyler yerken, yaklaşıp miyavlayıp, bir şey attığımızda koklayıp koklayıp gitmesi.
sodanın içine el atması, uyurken saçımı başımı çekiştirmesi, masamın üstündeki eşyaları yere atması, tüy küpelerimi yemesi, gecenin bir vakti durduk yere bağırarak miyavlaması olabilir. buna rağmen seviyorum kedileri.
Sevmeye yaklastiginda aniden "virrrrrrr" diye tislayarak yada tirmalayarak ufak capli got atmasina neden olmasidir.
*mutfak tezgahına koyduğunuz balığı dişleyip mahvettikten sonra, içeri birisi girince hiçbir şey olmamış gibi aşağı inmesi. sonra da hiç bir şey olamış gibi utanmadan yanınıza gelip miyav demesi.
*bir güzel yeme-içme işlerini hallettirip ısırmaya yeniden başlaması.
*pembe çiçek açan sardunyanın yarısını yemesi.
(bkz: daha sayayım mı)
bi yaz evin önündeki bu sokak kediciklerini aç sandım, hadi arada bi bunlara tavuk ciğeri alım da karınlarını doyursunlar dedim. dedim de pişman oldum, demez olaydım. 1 ay sonraki manzara; lan olum arabadan iniyom mahallede ne kadar kedi varsa ayaklarımın dibinde. kendimi fareli köyün kavalcısı gibi hissediyorum amk. apartman sakinleri illallah dedi kedi kavgasından. zaten günde 4-5 kutuya çıkmıştı ciğer masrafı, almayayım artık da azdırayım dedim bu kedicikleri de, öyle kurtuldum. yalnız aralarında kafası yamalı alacalı bir beyaz kedicik değil artık kedi var diyelim. işte o beyazı karasından fazla kedi var ya hala ibnelik yapmaya devam ediyor bana. ama helal olsun hak ediyor. benim arkadaşım o kedi!
sözlük yazarlarının ibneliklerinden farklı değildir. bi entry yazdık okumadı ibneler.
daha geçen gün iple sardım her tarafını, ipten kurtulmak için debelenip durması çok komik oluyor ve o da bundan çok zevk alıyor.. neyse biraz zaman geçti kitaba dalmışım, su içmek için ayağa kalktım ve bütün ipi benim ayağıma dolamış bir de geçmiş karşı koltuktan sinsi sinsi bakıyor. böyle ibnelik görmedim ben hayatımda.
yolda yürürken yanından geçtiğiniz çöp konteynırının içinden fırlamak.
benim ibneliğimden farklı değildir. entry girdik daha 3 dakka olmadan okumadılar diye hepsini ibne yaptık iyi mi?
3 4 sene evvel kedim vardı.
yavruyken sokaktan buldum, annemin evden seni de atarım tehditlerine aldırmadan eve soktum, besledim büyüttüm. 4 tane yavrusu oldu. kedim beyazlı tekirli olmasına rağmen yavrularının hepsi farklı renkteydi. hiç birini ayırmadan sevdim. yatağıma geliyorlar diye gece uyumuyordum falan. neyse 3 yavru evden gitti. kalan bir tanesini öz çocuğum gibi besledim büyüttüm. bu şırfıntı evden kaçtı. aradım taradım mahallenin çöp konteynerinden buldum. aldım yıkadım, doyurdum, konuştum falan. bir iki gün sonra yine kaçtı. en son mahallenin sokak kedilerinin arasında uygunsuz halde görüldü.
şimdi diyeceğim o ki; ben sana gül gibi bakıyordum sen neden evden kaçtın sefil bir yaşam seçtin. bu ibnelik değil de nedir?