bugün

kedilerin sizle dalga geçtikleri, kafa buldukları aksiyonlardır. şimdi bende bu şerefsizlerden 5 tane var. hepsinin de ayrı ayrı değişik şerefsizlikleri mevcut, lakin toplu halde ortaklaşa yaptıkları şerefsizlik var ki, en beteri. bu ibnelere mamalarını verdikten sonra (takriben 8:00pm) ben de oturur hem televizyon izlerim, hem de yemeğimi yerim. ibnelikleri de bu safhada başlar. malumunuz, kış mevsimi olduğundan mütevellit, evin kapıları kapalı. bu şerefsizler, aralarından birini seçip yollarlar. seçilmiş şerefsiz, bahçeye çıkan arka kapının yanına gider ve başlar miyavlamaya. eyvallah derim, kalkar giderim yanına, o da kalkar kapı koluna uzanıp mesajını verir. kapı açılır, şerefsiz #1 dışarı çıkar. diğer kedileri de isimleriyle çağırırım, gelmezler. kapı kapatılır ve yemeğe geri dönülür. ondan sonra şerefsiz #2 gelir, aynı bürokratik akış gelişir ve böyle 5'e kadar gider. takriben yarım saat sonra, dışarıdan miyavlama sesi duyulur. kalkılır, kapı açılır. şerefsiz #2 içeri dalar. şerefsiz #3 biraz uzaktan size bakıyordur. çağırırsınız, gelmez. iyi diyip, kapıyı kapatır ve aptal kutusunun karşındaki yerimi alırım. kıçım koltuğa değer değmez al sana bir miyav daha. aynı bürokratik işlem, 5 kere... la havle!
masanın üstündeki bardak, kültablası gibi kırılabilecek nesneleri aşağı ittirip, kırılma sesiyle birlikte oda dışına koşup, hemen akabinde sakin bir şekilde olay mahaline gelmeleri, "hayırdır hacım? bir durum mu var?" modunda takılmaları.
sırf kumunu temizlemek istediniz diye bacağınızdan oluk oluk kan akıtması. meraklıydık sanki pezevengin bokuna.
sabahın kör vaktinde -öyle ki karga bile bokunu yememiştir henüz- gırtlaktan gırtlaktan bağırarak sizi uyandırır. mamasını verirsiniz, yerken gözü sizin üzerinizdedir, yatmaya giderseniz sıçarsınız. o mamasını aheste aheste yerken sizin uykunuz çoktan kaçmıştır, tv açarsınız çaresiz. aradan 10-15 dk. geçer-geçmez bir bakarsınız ki puştumuz horul horul uyuyo. godoş uyumak için benim ayakta olmamı mı bekliyosun deseniz de anlamaz. kedi olduğundan değil, şerreffssizz olduğundan.
çöp konteynırının içinden birden bire fırlamaları.
sabahları veyahut diğer zamanlar absürd bir iş yaptığında(masturbasyon, deli taklidi vs.)göz göze kalmanız ve ne yapacağınızı şaşırmanız en ibne olanıdır.
sehpanın üzerinden peyniri tam çalacakken bağrılması üzerine, sehpanın altına saklanıp, patisiyle sehpanın üzerindeki peyniri araması. o sizi görmüyor diye, sizin de onu görmeyeceğinizi sanıp, ibneliğe devam etmesi.
2 erkek kedinin birbirini becermesidir.
(bkz: ibne)
martta ve soğukta ve çatıda iş bitirirler.
bir bakarsınız; saat 03.00 baş ucunuzda miyyykkk miyyykkk konser veriyor. uykunun en tatlı yerinde. kalkarsın, mama kabına ilerlersin. beyfendi hala orada durur. yatağın başucunda; sana bakar bir de salakmısın nereye gittin der gibi. mamayı koyarsın gelmez şerefsizin oğlu. gelir yerine yatarsın, yavaşça kalkar önce öne, sonra arkaya bir güzel esner sefa pezevengi.* gene miyykkykk tekrar kalkış gel oğlum dersin. herif sanki eve yeni gelmiş gibi. koca koridor boyunca, her yere sürtünüp tek tek koklayarak 15 dakikada gelir. bu arada mevcut tatlı uyku modu, felfecir moduna geçmiştir bile. uyku filan yok artık.
lütfeder gelir. ağır ağır mama yenir, su içiler, işenir varsa sıçılır. kumu temizle diye bakılır. bitmediiii durr işkencenin ikincisi. sokak kapsına gidip aç çıkacam dışarı diye en yükseğinden mıyyykkkkk evdekiler uyanmasın diye, üstüne birşey alıp çıkarırsın. araya çıkar, heryeri yine koklar komşunun paspasını tırmıklar. tırnak törpü seansı. bir anlık boşluğundan faydalanıp; merdivenlerden resmen dört nala 11. kata jet hızı ile çıkar. tutabilene aşkolsun. gel oğlum dersin. hayda dört nala en alt kata hay allam ya. şaka gibi, neyse bir yerde kıstırılır. kucağa alınır nefes nefese eve gelinir. bu arada uyku filan hak getire. şerefsizin evladı, doğru sepetine gider; nispet yapar gibi fosur, fosur derin uykuya dalar. sen de ayazda kalmış bekçi ç.kü gibi kalakalırsın. uyku filan allaha emenet. sözlük sağolsun; allahtan varda işte o saatten sonra oyalanıyoruz... veleddalin amiinnnn...
yatağınızın üstünde yeni yıkanıp konmuş çamaşır, işten geldiğinizde atacağınız mont vs görmesin. anında çıkar yatacak yer yapar kendine üstünde. sonra yarın işe gidicem diye montunuzu giyerken bir de bakarsınız ki heryeri kıl tüy içinde. sonra sövmek bedava.
kendi göğsünü ve bacaklarını yalamak. ibne abi bu kediler.
boku çok kıymetlidir hakikaten bunun. kakasını yaptıktan sonra tam bir saat kumuyla örtmeye çalışır ama öyle böyle değil. plastik olan kum kabını, adeta yırtmak istercesine tırmıklar, her taraf çişli boklu kum olur. hızını alamaz, tırnaklarını duvara sürtmeye başlar -kedisi olanlar bilir- gecenin üçüymüş, beşiymiş, farketmez. uykunuzdan bu seslerle uyanır, eziyete son vermek için, kucağınıza alır tuvaletin kapısını kapatırsınız. bu sefer kucağınızda hayali kumunu örtmeye devam eder. aa puştum, aaaa boklum madem o kadar temizsin, niye halıya işiyorsun. o çükünü kopartır kuçulara veririm senin, hıııı!!!
yarım saat geç kaldığınız yere yetişmek için apartmandan koşarak çıkarken * kedinin de aynı şekilde karşı taraftan uçarak üstünüze yapışması. hadi canım acelem var sonra severim demenize rağmen miyavlayarak bacaklarınıza dolanıp yürümenizi engellemesi ve minibüse atlayana kadar peşinizden koşması. ha bir de işşiz işşiz evden çıktığınız vakitlerde ise etrafta gözükmemeleri ve çağırmanıza rağmen gelmemeleri.
bütün masumluğunla çöp kutusuna doğru ağır adımlarla ilerlersin.bütün gücünü elinde bulunan ağır çöpü kaldırıp çöp kutusuna atmak için tek bir noktada toplarsın.çöpün tam çöp kutusuna girmek üzere olduğu sırada içerden cıyaklıyaraak bişey çıkar.arada geçen saniyelerden sonra kaçan şeyin aşağılık bi kedi olduğunu farkedersin.yaşadığın o anlık korkuya güler ve yoluna devam edersin.
bugüne kedilerden gördüğüm en büyük adilik buydu.
bir önceki level: geç yatılmış bir yılbaşı gecesi*
sonraki level: zaten sabah yatmışsın...
sabahın 08.50 sinde, mışıl mışıl uyurken lap diye üzerinize atlaması... sırtınızda yürüyerek kulağınızın dibine gelip mıykkkkkkkkkkkk demesi... tanrım ölmek istiyorum. benden ne istiyorsun lan hain evlat ökkeş...

aslında hayvan da haklı. daha önce, beni o saatte hiç yatarken görmemiş ki. öldüm filan sandı garibim...* *
Sokakta sağdan sağdan yürürken duvara çıkmış bir kedi ile göz göze gelirsiniz.Birden bire aşağı atlar üzerinize atladığını sanırsınız ve irkilirsiniz oysa o sizden kaçıyordur.işte o an küfür dağarcığınızdaki tüm küfürleri sayarsız.Birde bunun çöp tenekesinden çıkanları vardır ki patisine sıkasınız gelir.
heryeri spreyleyip, leş gibi kokutmaları.
genellikle mart aylarında, uykusuzluk çekmeme sebebiyet vermeleridir.
mart ayı dolaylarında beşinci kattan aşağıdaki dişi kedilere doğru atlamalarıdır. * * **
(bkz: mart ayı)
uzanamadığı ciğere mundar demesi.
mutfakta kimsenin olmadığı bir sırada açık bahçe kapısından içeri dalıp masanın üzerinde duran tabaktaki balığı parçalamak, dağıtmak ve yemeden tekrar dışarı kaçmak.

(bkz: hain hayvan)
tam ders çalışmak üzere masanıza yerleşmişken daha yeni hazırladığınız ve bir yudum bile almadığınız kahve fincanına kafasını sokması, sonra çıkartıp sanki siz onun suyundan içmeye kalkışmışsınız gibi bir hava yaratması.
gece acik birakilan laptonun ustune yatmasi , yetmedigi gibi icine isemesi.
bilgisayarin klavyesinin kafayi yemesi. usb klavye ve lcd ekranla laptonun masa ustu bilgisayari olarak kullanilmasi.