bugün

(bkz: eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmek)
yalamanın çeşitli versiyonlarından sadece birisidir.
gelişmiş, demokratik ve inanç özgürlüğünü tam olarak sağlamış bazı memleketlerde yürürlükte olan, bir inanca bağlı olduğunu söyleyen kişilerden o inancın kurumlarına harcanmak üzere alınan vergilere benzer.

türkiye'de olur mu? bak dinle*:

türkiye'de vergiler yalnızca iki biçimde alınır.
1- maaşlılardan.
2- dolaylı vergiler

kapitalistler, kürtler falan zaten vergi vermezler. bunu koyalım bir tarafa.

türkiye cumhuriyeti devleti, türkiye cumhuriyeti anayasası'nda yazdığı gibi laik ve inançlara eşit uzaklıkta bir devlet midir?

diyanet işleri başkanlığı denen ve başbakanlık'a bağlı olarak çalışan ve yalnızca sünni islam temeline oturtulmuş bir kurum var, bildin mi?

11 bakanlıktan fazla bu kurumun türkiye cumhuriyeti bütçesinden aldığı pay. bu bakanlıklara içişleri bakanlığı, dışişleri bakanlığı ve sağlık bakanlığı gibi ciddi yükümlülükleri olan bakanlıklar da dahil. 2013 yılı bütçesinden alacağı pay 4604649000 tl'dir. diyanet işleri başkanlığı'nın bütçeden aldığı 2003 yılındaysa 771267000 tl. yani diyanet işleri başkanlığı'nın, vergilerden oluşan devlet bütçesinden aldığı pay 10 yılda 6 katına (%600) çıkmış.

ateistten, agnostikten, hristiyandan, museviden, budistten, akçağandan, şamandan, şintodan, aleviden, şiiden alınan ve tüm yurttaşlara hizmet götürmek için harcanması gereken vergilerle yalnızca sünnilerin yararlanabilecekleri bir kuruma bu denli kaynak ayırmak nedendir?

tümüyle misyonerlik eylemleri içindir bu kadar para. avrupa birliği dayatmasıyla özgür bırakılmak zorunda kalınan diğer misyonerlik eylemlerine karşı bir önlemdir bu. "benden olan darlık görmesin" demek içindir.

haaa, deniz feneri derneği, kayıp trilyon gibi şeyleri ve bu ülkede müslümanların devletin yani yurttaşların parasıyla ilgili oyunları düşünülünce...