bugün

ya skolastik çağda yaşıyordur ya da Türkiyede.
Saygı duymakta bir yere kadar, aklınızın almadığı birşeye saygıda gösteremezsiniz. peruk-saç paradoksunu anlayabilmiş değilim. Bu giyinmiş olmak için transparan giymek gibi bir saçmalık artı çok komik gözüküyor heleki sarı ve kızıl olunca. Allah akıl fikir versin...
kampuse perukla girebilen kizdir bu kiz. ancak o peruk denen zikkimin da bi sekli bi nizami olur yahu. "ayrica peruk nedir? patlican mi? sac gostermiyosan - o da sac!" dedirtir bu kizlar insana.
(bkz: her seye saygi duyulmasina saygi duymamak)
artık bi sekilde kabul edinilmesi gereken durum..bos yere uzatılan bir konu..perukta sac degilmi ifadesinede tamamen katılıyorum.ortuyu cekip peruk takılabiliniyorsa gayet ortusuz ve peruksuz da dolasılınabilir.
hani demokrasi hani çağdaşlık diye haykıran kızdır.
şimdi burda oturup düştüğümüz bu saçma durumu anlatacak değiliz heralde. herkes malesef özgürlüklerini yaşayamıyor evet, belki inancı belki siyasi görüşü -ki siyasi görüş diye baş kapatmak dünyanın en saçma davranışları arasında ilk onda yerini rahatça alır- sebebiyle kapanıyor. bunlara eyvallah, fakat şöyle bir gerçek var; bu ülkede istediğin yere gelebilmek için bazı saçma şeylere göz yumacaksın. bir üniversite çalışanı olarak şunu söyleyebilirim ki her gün kafasını açmakta direnen genç kız gördüğümde sinirlerim hoplamaya başladı. inancına lafım yok tamam ama girmeye çalıştığın kurumun bazı kuralları var ve sen bu okulu bitirmek istiyorsan o saçını açmak zorundasın. özgürlüğünün elinden alınması çok çirkin, fakat saçını açmadan giremeyeceğini bile bile kapılarda slogan atmak daha da çirkin. malesef şöyle bir gerçek daha var; bu memlekette artık biz gençler geleceğimizi değiştirebileceğimize, özgürlüğümüzü elde edebileceğimize inanamıyoruz sırf bu yüzden savaşmaktan ve politikleşmekten vazgeçtik. seksenler sonrasında anti siyasi olan bir neslin ürünüyüz. uzu lafın kısası aç kızım o başını, okulun bitip işini eline aldığında dilediğince kapatırsın. unutma ilk vahy ne diyor; oku
bir yandan saçını açmadan universiteye giremeyecegini bile bile kapılarda slogan atmaları çirkin bulunan, bir yandan da aahh ahh seksenlerden sonra anti siyasi gencler olduk, özgürlüğümüzü elde edebileceğimize artık inanmıyoruz gibi iki düşünceyi bir bünyede barındıran insanlarca haklarında ahkam kesilen kızlardır. bu ne perhiz bu ne lahana turşusu demekteyim ben..

kendilerinin elbetteki bir siyasi görüşleri vardır, her insanın olduğu gibi.. ama başörtüleri bu siyasi görüşlerinin getirisi değil, genelinin dini inancı, bir kısmının gelenek takıntısı, bir kısmının da aile baskısındandır.. ve olmadık kişilerin de kendileri hakkında ahkam kesmeleri bana hiç anlamlı gelmemekte.. yok şöyle yapsana, bak işte peruk çok komik, hiç anlamıyorum ne farkı var vs.. sizene kardeşim diye haykırasım var ziyadesiyle.. size ne?!? başını nerede kapatıp nerede kapatmaması gerektiğine karar verdiniz, şimdi de açtığı zamanlarda nasıl davranması gerektiğine mi karar vereceksiniz..
Uzun çalışmalar sonunda YÖK tarafından özel dizayn edilmiş ultra niyet ölçer ile, başına geçirdiği örtünün siyasi simge olduğu saptanmış ve ötekileştirilmiş kızdır. Bilime katkılarından dolayı YÖK'e teşekkürler.
kantinde kendileri ve tüm öğrenciler yiyebilsin diye protesto gösterileri yapan solculara ''ahanda şimdi bunlar dayak yiyecekler, allahsız komünist pis solcular'' gözüyle bakan, konu kişisel haklar ve eşitlik olunca yalnız takılmayı seven, bana dokunmaya yalan bin yaşasıncılık oynayan ama başı kapalı halde kampüse yada derse giremediği için olay çıkaran kızdır, merhaba bile denilmemesi gerekir.
(bkz: her koyun kendi bacağından sadece kasaplarda asılır)
hiçbir kimliği, hiçbir kişiyi yok sayamayız. türkiye yasak bölgelerden, kamplardan oluşturulamaz. beğenin ya da beğenmeyin her türlü insan var, birlikte yaşamayı öğrendiğimiz sürece acılar katlanarak büyüyecektir. budur!
yok bir de türbanla girseydi diye düşündüren gereksiz kızdır. tabi bu arada "başörtüsü" diye kakalanmaya çalışılsa da, değildir o türbandır ayrıca. ve de türban ilkelliktir, bağnazlıktır, gereksizdir. türbanla başörtüsü arasındaki farkı bilmeyenler için:

(bkz: türban)
(bkz: başörtüsü) *

5 yıl sonraki düzeltme: hani nerde?
yüksek öğretim kurulu mensubu bazı kişilerin, inançlarımız gereği başını örten vatandaşlarımızı insan yerine koymadığının kanıtıdır.
gereksiz s.ktir edilesi insan gözüyle bakılan kızlardır, ayrıca bu kızlar içten içe merak eder acaba sorun gerçekten örtümüdür diye ? türban diye tanımlanan örtüyle değilde o gün babannesinin başından alıp ta başını örttüğü yemeni ile kampuse gelseler içeri alınırlar mı acaba ....
camiye slip mayoyla giremeyen erkeğin dişi versiyonudur.
zamanında kendisinin hadi kendisi olmadı ailesinin oy vererek destekleyip, iktidara getirdiği kişilerin güttüğü laiklik karşıtı bir takım amaçlar ve yine aynı kişilerin dini siyasete alet ederek türbanı siyasal bir simge haline getirmeleri sonucunda kampüse örtüsüyle giremeyen kızdır. şimdi, yok insan hakları yok özgürlüğüm kısıtlanıyor gibi serzenişlerde bulunmadan önce kendilerini bu hale kimlerin getirdiğini ama özelliklede kimlerin sayesinde getirdiğini hatırlamaları lazım.
(bkz: kampus yan gelip yatma yeri degildir)
haklı bir uygulamanın soncudur, kurallar boyledir ve uyması zorunludur. allahın emrini uygulamaya devam edebilir fakat bunu kampuste gostermek zorunda olmayan kızdır.

(bkz: ortunu de al git)
kadın bedeni mahremiyeti üzerine kurulu siyasetin kadınları ne kadar küçük düşürücü ve zavallı durumlara soktuğunu hatırlatan propaganda aracı.

ilginçtir de. Dişiliklerini kafalarına geçirdikleri bez parçaları ile kamufle ettiklerini sanan bu hatun kişilere (bkz: devekuşunun tiraji-komik saklambaç anıları) sözkonusu propagandayı daha cazip hale getirebilmek için geliştirilmiş modalar bile mevcuttur.

(bkz: türban bağlama yöntemleri)
(bkz: 2007-2008 yaz sezonu haşema kreasyonları muhteşem bir defile ile tanıtıldı)

zihniyet aynıdır; zira beyni yıkanmış cahillerin ne kadar tehlikeli olabileceği gerçeği tüm insanlık tarihi boyunca oyuncuları değişmekle birlikte benzer senaryolar etrafında kurgulanmaktadır..

keşke iran'a gitseler de rahat rahat okusalar, yaşasalar şeklinde iyi dileklerde bulunduğumuz insanlardır.

iki ileri bir geri (bkz: mehter marşı) gitmektedir Türkiye, bir türlü belini doğrultamamaktadır, zira zamanı geçmişe döndürme çabasındaki bu kadar insan varken doğrulması da hiç muhtemel görünmemektedir.
kampüse örtülü giren kızdır aynı zamanda..perukla örtülmüş olarak..ne diyeyim...
iran'a değil ama avrupaya gidip okuyan kızlardır.

örneklemek gerekirse;

"Ayşegül ilhan, viyana'da 6 yıllık tıp fakültesini 4.5 yılda tamamlayıp, diplomasını aldıktan sonra sevinç gözyaşları döktü." linkte kendisinin viyana Üniversitesi rektör yardımcısının elinden diplomasını alırken görebilirsiniz.

http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=252779
laikliğin şiarına göre girmesi gerekir. çünkü laiklik; din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması durumu olduğu kadar, insanların din ve vicdan özgürlüğünün de mevcut olduğunun garantisidir. eğer türkiye de laik bir ülke ise bu kız bu okula başörtüsüyle girebilmelidir.
kampüse rahibe kıyafetiyle giremeyenden farkı olmayandır. kamu binalarında, okullarında her türlü dini sembol laik ülkelerde yasaktır, ayrımcılık yaşanmasını engeller en başta. yalnızca türban için değildir bu yasak. mini etekli giriyor türbanlı giremiyor diyenler için yerinde bir açıklamadır. *
gayet normal bir durumdur ki eğer bu durumu inanç özgürlüğüne aykırı bulursak yarın bir erkek te cübbe ve sarıkla okula girmeye kalkabilir yada inancı gereği çırılçıplak ta girmek isteyebilir...
efendim gördügümüz üzere insanların olmadık yerlerinden yeni kavramlar, yeni tanımlar yapmalarına sebeb olan hanım kızlarımızdır.. türban başkaymış , başörtüsü başkaymışmış.. bu türban dediğimiz şey zaten insanların başörtüleriyle okula girememeleri için çıkarılmış, takribi bi on senedir gündemimizde olan bir terimdir.. bugün annemin taktığına türban diyorlar, ama bundan on sene önce başörtüsü diyorlardı.. ama şimdi insanlarda infiale sebep olmamak için, ne yaptı akıllı insancıklarımız, türban diye bir kavram yarattı ve ardından bakınız efendim biz başörtüsüne değil, türbana karşıyız diye akıllarınca insanları uyuttular.. eh dinle diyanetle, insanların neden başörtüsü (evet efendim basörtüsü) taktığıyla alakası olmayan insanlarda fırsat bilip atıp tutmaya başladılar.. ama şahsen bana fenalıklar gelmiştir..

birde uyduruk feminist lafları dolanmıştır ortada.. yok efendim kocaları zorla taktırıyor, kendi tercihleri değil vs.. hadi bunu da geçtim, ahkam kesme ustaları var aramızda.. neymiş, o başörtüyle, ah pardon türbanla, dişiliğini kamufle ettiğini sanıyormuş, vah zavallıcıkmış!! yaw onlara ne sizin tahrik olmanızdan, ruh fırtınalarınızdan, fantazi dünyanızdan.. sırf siz günaha girmeyin, ya da kızdan etkilenmeyin diye afrika sıcağında başörtüsü takar mı?!? inanmış, okumuş, ve öyle olduğuna kanaat getirmiş.. rabbi istedi diye bağlamış, sen uçkuruna sahip ol diye değil...

bir üçüncü meseleye gelince, oy verdiği adamlar yüzünden böyle olmuşmuş... olmuş efendim evet olmuş..birileri saçma sapan davrandı diye olmuş.. ama bunu öne sürerek, kendin ettin kendin buldun , hakkını arayamazsın, sus otur dersen minik bir kızılcık sopasını hakedersin çok afedersin... o zaman o akıl seviyesinde bir munakaşaya girmek gerekir en basitinden.. işsizlik işsizlik diye oturup ağlama evladım, bunca sene oy verdiğin partiler bu hale getirmedi mi memleketi?!? hak ettin, otur yerinde bakiiim, derler adama.. akıllı olmak lazım..

sadede gelecek olursak, anla ya da anlama karşındaki insan bir dini inanca sahip ve bu inanca uygun yaşaması gerektiğini düşünmekte.. öyle çıplak gezmek istiyorum ben demekle aynı şey değil yani.. ya da okumak için başını açsın demek çözüm yolu değil.. ben demokratım, ben modernim demekle iş bitmiyor.. adam gibi adam olmak lazım..
örtüsünü açmadığı sürece de giremeyecek kızdır. her yerin bir kuralı vardır değil mi? şimdi ben okula bikiniyle gitsem içeri alırlar mı sanıyorsunuz. peh..