bugün

"topluma olan bir borçtan söz ediliyordu. onlara göre bunu ödemek gerekti. ama bu insana bir şey düşündürmüyor. asıl önemli olan şey, bir kaçma olanağı, amansız törenin dışına sıçrayış, alabildiğine umut olanakları veren çılgınca bir koşuştu. tabi umut bir yolun dönemecinde, var hızla koşarken birden yetişen kurşunla serilivermekti. ama işin aslına bakılırsa, her şey bana bu türlü bir lüksü yasak ediyordu. makine beni kıskıvrak içine alıyordu."

albert camus - yabancı
"sonuçta sevilen her kadın güzel bir şarkıdır; bütün sözlerini hatırlayamazsın belki ama melodisi aklında kalır."

emrah serbes - erken kaybedenler
en guclu kalbin bile ne zaman duracagi belli olmaz. -kis bahcesi.
hasan'ın rüyasını düşündüm; şu gölde yüzdüğümüz rüyayı. "canavar falan yok" demişti, "sadece su." oysa yanılmıştı. gölde bir canavar vardı. hasan'ı bileğinden yakalamış,onu çamurlu dibe çekmişti. o canavar bendim.
uykusuzluk hastalığına o gece yakalandım.
(bkz: uçurtma avcısı)
''ellerimi, ellerinle buluşturduğum günü hatırlıyorsun değil mi? Onca kalabalığa rağmen, sana kavuşmuştuk. Herşey o kadar bütün ki seninle, anlamlar, hikayeler, hayaller..ellerim ellerine değince hepsi unutuldu dertlerin, tasaların, kaygıların. Sonra gülüşün gülüşümle bütünleşti. yorgun bedenimin aklı da fikri de sen oldun. Haykırışlarım sustu, sana sevgi yakarışlarım başladı.
Boğazın serin esintisi içimize işledikçe bana sarılışların tutundurdu hayata beni. Kokunu hele ey güzel kadın o kokunu içime her çekişim, yeniden doğmaya eşdeğer oldu bana. Dünya o için sahnemden silinip sadece sen oldu. ''
Söylesene iki gözüm, büyük aşklar nereye gömülür? Çok sevenler de, onlar bile mi ölür?

Nurhan Hanım, Evranos Bey'i yeni yitirdi.Elim varmadı, arayamadım dedim telefonda, Rica ederim, bunlardan bahsetmeyelim, dedi.
Tatlı, zarif sesi, hayatta olanlara hayattan bahsetme terbiyesi ile inceldi. Tanrıdan daha ziyade iyi insanların duasına inanan bir eski hanımefendi olarak, Sen nasılsın, iyi misin? diye sorup durdu.

Gittiğim yerlerden söz ettim biraz, öteden beriden. O uzak ülkede, otel odasına sabaha karşı giren kelebekten bahsetmeyi unuttum, sonra bir türlü gitmediğinden. O da bahsetmedi zaten, Evranos Bey'den veya duvarlara bakıp düşündüklerinden. Sadece, Kitapların arasında resmini buldum, dedi, ne kadar zayıflamış meğer. Nasıl görmedik biz.

Çok büyük, çok uzun aşklar bölündüğünde bir derin uykuyla, kimin rüyası hayra yorulur artık?
Sevmek zor geliyor.Alışmamışım yoruluyorum.Her an sevdiğimi düşünemiyorum.Bazen atlıyorum boşluklar oluyor.Bunları boş sözlerle doldurmaya çalışıyorum.Oysa ben her an sana bakmak, bir sözünü kaçırmamak;bir kıpırdanışını,yüzünün her an değişen bütün gölgelerini izlemek,her an yeni sözler bulup söylemek istiyorum. Her mevsimde ,her gittiğimiz yerde,insanlarla ve insanlarsız,aşkın değişen yansımalarını görmek istiyorum.Bütün bunlar beni yoruyor.Sen orada duruyorsun sadece. Senin için sevmek su içmek gibi rahat bir eylem.Ben her an uyanık olmalıyım.
Oğuz Atay Tutunamayanlar
cennetten mi emdin sütünü bu güzellik nereden? - sevgili huzursuzluğum (bkz: bülent parlak)
''kimi zaman, üstesinden gelemediğimiz bir hüzne gömüldüğümüz izlenimine kaptırırız kendimizi. Yaşadığımız günün büyülü anının geçip gittiğinin, buna karşın hiçbir şey yapmadığımızın farkına varırız. Oysa yaşam, büyüsünü ve güzelliğini kendi içinde gizlemektedir.''

paulo coelho - piedra ırmağının kıyısında oturdum ağladım
şeyh sadi şirazi/bostan
--spoiler--
Aynaya karşı ahh çekilirse ayna dumanlanır,kararır,iyi göstermez olur.fakat gönül aynası böyle değildir, o ahh ettikçe parıltısı artar.

Hayvanlar söylemez insanlar söyler.Fakat saçma söyleyen insanlar hayvanlardan daha aşağıdır.
insan ya akilane söylemeli yada hayvanlar gibi susmalıdır

--spoiler--
"ümit kötülüklerin en kötüsüdür, çünkü işkenceyi uzatır."

"gördüğümüz şeyler görelidir, bildiğimiz şeyler de. yaşadığımız şeyleri biz icat ederiz. dolayısıyla icat ettiğimiz şeyi yok edebiliriz."

irvin d. yalom - nietzsche ağladığında
Palto-Gogol

Küçük bir kitap, muhteşem bir öykü. Dostoyevsky de sevmiş bu kitabı. Hepimiz Gogol'un Palto'sundan çıktık diyor. O yalnızlığı belki yenilmişliği şöyle ya da böyle hepimiz yaşıyoruz.
"kapital iktidarda kaldıkça, değil yalnız toprak, değil yalnız insan emeği, değil yalnız insan kişiliği, değil yalnız vicdan, değil yalnız aşk, değil yalnız bilim, her şey, her şey kaçınılmaz olarak alınıp satılacaktır." *
ne acayip bir dünyada yaşıyoruz? insanlar, cehaletin kalın perderi arkasından, gerçeği göremiyorlar. Katillerine kucak açıp onları alkışlıyorlar. faust
Gerçek olan içimdeki bu boşluk mu? Değil! Birşey var ama eksile eksile var.
Yusuf Atılgan-Aylak Adam
peyami safa - yalnızız

"ey bahtsız! Tarihinin hiçbir devrinde kendine bu kadar yabancı, bu kadar hayran ve düşman olmadın."

"...dal kendi içine, koş kendi kendinin peşinden, bul onu, bul kendini, bul ruhunu, bul, sev, bil, an, gör, kendi içinde gör allah'ını. Kendine dön, kendine bak, kendine gel. Aptalca bir konfor aşkından doğduğu halde herbiri daha korkunç bir dünya harbi hazırlayan teknik ve mucizelerinin yanında, senin iç zıtlıklarını elemeye yarayacak ve seni kendi kendinle boğuşmaktan kurtaracak ruh mucizelerini ara."
''çünkü içten duyulan şeyler hep yanlış anlaşılır.''

sabahaddin ali / değirmen
bir mesafe olmalı.. düşmanınla senin aranda.. yediğin darbeyle iç organlar arasında.. bireyle toplum arasında..anılarla vicdan arasında.. bu hayatta yaptığın ya da hissettiğin herşeyde bir mesafe olmalı.. MESAFE SENi KORUR..

elif şafak /iskender
"neden en mutlu olunabilecek anlarda bile geçmişten çaldığımız bir meşalenin geleceğimizi yakmasına izin veriyoruz? neden yalnızlığımızı kelimelerle büyütebilmek için bu kadar hastalıklı bir hayat yaşıyoruz?"
açık söyleyeyim çok heyecanlıyım. dolaylı anlatayım, heyecanlı olduğumu söylersem yalan söylemiş olmam dersem yalan söylemiş olmam.
yılmaz erdoğan
--spoiler--
sen küfürsün. ben bu küfrü etmeyi reddediyorum. seni sana ediyorum. seni sana bir hançer gibi tam da adresinde, o dolaylarda saplarken parmakizim kalsın istiyorum. yüzünde parmakizim kalsın.

ister bir gözyaşı olarak taşı onu, ister müstehzi bir ifade diye. kalsın. yüzünde parmakizim kalsın.

bu izle git bana şurdan biraz mazi çıkart! kulvar çıkart! cobain çıkart! se7ene eklenecek taptaze bir 8 gibi!
sende zerre kadar hayat kalmamış.
--spoiler--

küçük iskender-kilitli kimlik müsameresi
yaşam varsa umut ta vardır.

samuel beckett-üçleme
uzun zamandır aynalara bakmamaya çalışıyorum, yüzümü görmemeye...
sokaklarda dolaşırken ummadığım bir anda bir pencere camında ya da bir işportacı aynasında yüzümü görmekten korkuyorum.
oysa bir zamanlar gözlerimi severdim. gözlerimdeki ışığı severdim. kaç yıl önceydi onunla ilk karşılaşmamız... o zamanlar kendimden hoşnuttum, tenimden, tenimin yumuşaklığından ve renginden hoşnuttum.
Sen ki ey gül, çayırda kızarıp, kurumlanıyorsun, kıpkırmızı, bürünmüş allara, kır şen ve hoş, ama mutsuz olacaksın, nice güzel olsanda. Juana Cruz, Umberto Eco, Gülün Adı
"Ve Aslan kuzuya aşık oldu..."

alacarakanlık