bugün

vega'nın bir iz bırak burda lafına karşın bir isyan, bir hayalkırıklığı ile söylenmiş sözdür. gördüm efendim, hepsi gidenlerdi; iz bıraktılar.
izleri biz bıraktık, gidenler bahanemiz oldu.
kalmayı sevemedik, çünkü kalamak en büyük korkaklıktı lugatıızda.
(bkz: iz bırakanlar unutulmaz)
(bkz: iz bırakanlar hep gönderdiklerim oldu)
(bkz: bi intikam aldılar ki sorma)
terk edenler, edilenlerin kalplerindeki eksiklikleriyle en büyük izi bırakmış olanlardır.ama şu hep unutulmuştur:

'...
kimdi giden kimdi kalan
aslında giden değil
kalandır terk eden
giden de bu yüzden gitmiştir zaten'

terk edenlere kazınan acıyı nerden bilebilir ki edilen..
ayak izlerine bakarsanız doğru olabilecek önerme.
gidenlerden sadece ayak izi kalır.
(bkz: başka da bi skim kalmaz)
daha gitmeden iz bırakanlar da oldu,olmakta,oluyor...
gitmek mi zordu kalmak mi? iz birakip göçmekti daha iyi yoksa kalip carpe diem yaşamak mi? bu sorularin cevabini bilemiycem. herhalde bilseydim martin luther kalibresinde olurdum.

ama nedense gitgide kahramanlar cagının son demlerini yaşadiğimız şu günlerde aynı tornadan cikmiş ve orjinalliğini kaybetmiş olan insanlarin gölgelerinin arasinda kalmak pek akıl kari değil. hele debu orjinaliğini kaybetmiş olan gölgeler sizi de onlar gibi yapmak istiyorlarsa.

ve şanki bir mezar gibi konusuyorlarsa:

biz de senin gibiydik sen de bizim gibi olacaksin.

bütün bunlar kaçmak ve gitmek. ama nereye?

ölmekten bahsetmiyorum dünya geniştir.

ama nereye gideceğini gitmek bir yerlere.

kader irmağina kendini birakmak ve pusulasiz bir yerlere gitmek.

bütün gereksiz yükleri atmak üzerinden.

akbilsiz, faturasiz, reklamsiz, acabasiz bir yerlere.

ama var midir daha dogrusu kalmişmidir dünya üzerinde böyle bir yer?

kalmişmidir gereksiz mücadelerin olmadigi bir yer hani yangin yeri olmayan?

zannederim pek yoktur. ama muhakak vardir.

mantik bize olamacağini söyler ama ruh oldugunu söyler.

o zaman durmak yok aramaya devam yahut bok içinde kalmaya devam.

evet gidenler bir iz birakir her zaman cogunlukla bir mezar tasidir o.

ama mezartasi olmayan mezarlar ayan beyan karsimizda hep.

üsenmeyin bir camdan disari bakin.

yahut ne bileyim kalabaliklara bodoslama bir dalin.

yahut ne bileyim evler havaya tarzi eglenen tedirgin suretlere bakin.

ama gördüklerinizden dehsete düsmeyin.

belki onlar sizsiniz...

herneyse gidenler er zaman iz birakir.

bir cok giden memnu ki yerinden geri dönen yok seferinden.

durmak yok aramaya devam hadi...

varsin bok içinde debelenenler ah vahlara devam etsin...
gittikten sonra değeri anlaşılmış ama gidene kadar pek de umursanmamış insanlar için söylenmiş sözdür.
gittiklerinde değeri bilinenlerdir. o köşeli jetoncuklarımız geç düşer, gittiklerinden sonra alımlarız değerlerini. halbuki hep gözümüzün önünde olmalı di mi? o, senin verdiğin değeri bilmeden yaşamalı. bir gün gideceği aklına gelse böyle mi davranırdın? söylemek istenilenler içinde kaldığında giden kıymete biner.

farkına varmak için hep kaybetmek mi gerekir?
bizdeki değerlerini göstermek için hep gidişlerini mi bekleyeceğiz?
ya o gidenler? değerli olduklarını öğrenmek için hep gitmeli ya da ölmeli midir? arkasında bıraktıklarında taşıdığı anlamları bilemeden gitmeli, hep bir şeyler bitince mi başlatılma çabasını görmelidir?

evet, iz bırakanlar hep gidenler oldu. yanımızdayken farkına varamadıklarımızı yokluğuyla bedellendirenler bıraktı izlerini..
gitmese niye iz bıraksın ki. gitmese yanında olsa iz falan olmaz ortada. siz gittiyseniz de izi o taşımaktadır.
zaten sende kalan izle senin bıraktığın iz hiçbir zaman aynı olmaz.
iz bırakanlar hep gidenler oldu.
oysa
en güzel çizgileri
çizenler,
kalanlardı.
iz bırakmak mana itibariyle, kalanların gerçekleştiremeyeceği bir eylemdir. dolayısıyla gidenlerin sizdeki etkisini gösterir.
Yukarıdaki aforizmalardan başım döndü.

Eğer gitmezseniz, iziniz belli olmaz.
En çok sevilenler önce gidenlerdi.
Yıllar geçtikçe bu yüzden en çok kendimi sevdim.
(bkz: onur uğur)