bugün

Ara ara sabahlari ikiser ucer verilen selalari duyunca yasadigim durum. Olumun her an yakin oldugunu bir kez daha iliklere kadar hissetmek etkiliyor insani.
Ölüm haberi alındığında ölen kişiden çok kendi haline üzülmelidir. Çünkü ölen kişi ölüm acısını tatmıştır ve azrailin suretini görmüştür.
istemsiz yaptığım şeydir. böyle haberleri duymak her ne kadar üzse de, ölümün varlığını hatırlatıyor insanoğluna.
Vicdan sahibi oldugunuzun gostergesidir.
tanımak ve ya tanımamak önemli değildir.

iki gün önce bi haber aldık, yeni taşınan komşumuz hastaneye kaldırılmış. verem hastası olduğunu duymuştum, hastalığı iyiye gidiyormuş. daha 25 yaşında gencecik bir anne, 5 yaşında dünyalar tatlısı bir kızı var. geçmiş olsun demek için evlerine gittim, olay bildiğimiz gibi değilmiş. hastalığı yüzünden değil, kocası olacak it yüzünden hastaneye kaldırılmış. o şerefsiz kızın boynunun arkasından vurmuş, hemen müdahale olunmuş. buna rağmen felç olmuş, duyuyor ama tepki veremiyor. sadece boş boş bakıyor, teyzesi bunları anlatırken tutamadım kendimi. hastaneye gidip görmek istedim, içeri girince çok daha kötü oldum. boynu sargıda, ağzından burnundan borular girmiş. acı çekiyor ama ağlayamıyor bile, gözleri dolmuş öylece tavana bakıyor ..

dün yeni bir haberini daha aldık, doktorlar yaşamaz diyor. ölüyormuş, bu yüzden hastaneden çıkarıp eve gönderiyorlar. herkes o kadar acımazsız ki! yemeğini suyunu kesmişler, boruları çıkarmışlar. öylece ölmesini bekliyorlar, niye kimse yaşatmak için çaba harcamıyor bu siktiğimin dünyasında? tek derdimiz zarar vermek, o çocuk annesini görmek için bir günlüğüne yani son kez evlerine gidiyor. artık anneannesi ile kalacak, çocukla konuşmak istesem de yapmadım. dayanamayacağımı biliyorum, ne derim ki? üzülme mi? boynunu bükmüş bakıyor etrafa, tek yapmak istediğim şey babası olacak orospu çocuğunu öldürmek. polisler tutuklamış, ama cezasını çekmeyecek tabi. parası neyse verip çıkacak, alkolik köpeğin teki ama parası var işte.

şimdi herkes son haberi bekliyor, bense bi mucize bekliyorum. iki gün önce hiç tanımadığım biri için, şimdi göz yaşı döküyorum. içim acıyor çünkü, yapılanları sindiremiyorum. yeni iyileşiyordu daha, şerefsiz bir herifin yüzünden ölmesini kabullenmek canımı yakıyor hem de çok!!
kedilere ağlamak, kuşlara yas tutmak gibi birşey.
--spoiler--
Hayat bize mutlu olma şansı
vermedi
Biz kendimizden başka
Herkesin üzüntüsünü
Üzüntümüz,
Acısını acımız yaptık.
Çünkü dünya'nın öbür ucunda,
Hiç tanımadığımız bir insanın
Gözyaşı bile içimizi parçaladı....
Kedilere ağladık
Kuşların yasını tuttuk.
Yüreğimizin yufkalığı
Kimi zaman hayat karşısında
Bizi zayıf yaptı.
Aslında ne güzel şeydir
insanın insana yanması
Sevgili...
Ne güzeldir bilmediğin birinin
derdine üzülmek ve çare aramak.
Ben bütün hayatımda hep
Üzüldüm, hep yandım..
Yaşamak ne güzeldir be sevgili
Sevinerek, severek, sevilerek,
Düşünerek...
ve o vazgeçilmez sancılarını
Duyarak hayatın
yılmaz güney
--spoiler--
insanın, yaşadığı hayatın sonunun geleceği gerçeğiyle yüzleşmesi sonucu oluşan bir tepkidir. ölümün gerçek olduğunu ve belki bir çok yakınınızın ölüm haberini alacağınızı düşünürsünüz. doğaldır ve kötüdür.
insanı kendi yakınlarını kaybetme korkusunun sarması yüzündendir. empati kurulur. kişi bir anda kendini ağlarken bulabilir.
yaşı gençse tarafımdan gerçekleştirilen hadise.
mahalle arasinda duyulabilecek üzülme efenkidir.
şöyledir efenm;
+hanife abla falancinin akrabasi motingen ştraze..
-geeett** pekte gençti yavruvak
+56 yı bitirememiş!
-olsun benden genç, harbi birgün hepimiz ölecez dimi lan.

(bkz: durduk yere ölümün geleceğini hatırlayip üzülmek)
(bkz: insan olmak)
(bkz: başka her ölüm sevdiklerini kaybetmenin provasıdır)(#7365947)
bugün burada 2. defa yaşadığım olay.
allah rahmet eylesin.
yanlıştır; direkt olan o üzülünen şey, "o kişi"nin ölümünden ziyade, birinin öldüğü gerçeğidir.
hele ki söz konusu olan senin benim gibi genç biriyse, daha hayatının baharında olan biriyse..
sahtelik kokan bir hareket değildir yani tanımadığın bir insanın ölümüne üzülmek. bilakis bencillikten, insanın kendini düşünmesinden kaynaklanır bu durum aslında.
zira hangimiz bir ölüm haberi duyduğumuzda, "ya o ben olaydım?" deyip kendimizi yoklamıyoruz ki? hangimiz birkaç saniye sonra sona ermesi muhtemel olan hayatımız hakkında ıssız bir endişeye kapılıp, ürpermiyoruz?
evet hiçbir zaman yas tutmuyoruz yakınları gibi, tutamayız da. evet belki gözümüzden tek bir damla yaş dahi gelmiyor. ama insan, ölümün soğukluğunu ve yakınlığını hissedebilmek için bunların hiçbirine ihtiyaç duymaz ki zaten..
insanız her şeyden önce.
an itibariyle bir çok sözlük yazarının hissettiği duygudur. entrylerini okudukça tüylerim diken diken oluyor.
insandır.
o anda kendi yakınlarından birinin öldüğünü düşünerek verilen çok doğal bir tepkidir.
filmde ölen adamlara bile zaman zaman ağlayabildiğimizi düşününce gayet normal karşılanması gereken durumdur.

insan bir şekilde yakınlık beslediği bir canlının solmasına üzülür.

çiçeğiniz, köpeğiniz vs.

ortak bir payda da buluşmanız yetebilir. saddam'ı hiç sevmezdim lakin asıldığı videoyu izlediğimde içim cız etmişti. aslına bakarsan saddam olup olmadığı bile hala şüpheli.

bir şarkıda ağlamak için kürtçe mi bilmek lazım? aforizması milli duygularım nedeniyle sinir bozucu gelse de, genel motto budur sanırım.

birisi öldüğünde üzülmek için tanımak mı lazım?
daha yirmili yaşında gencecik bi kızın ölmesinin kabul edilebilir bi yanını bulamayıp üzülmektir.
ölen insana değil ölümün var olmasına üzülmektir. bir gün zamansız bir şekilde kapıyı çalmadan girip, yaşamla olan bağlantının kesilmesine üzülmektir.
ya çok trajik bir ölüm şeklidir ya da yaşı itibariyle beklenmedik bir zamanda vefat etmiştir kişi.
şu da olabilir yakınlarımızdan birisi için anlamlı birisidr -ki o yakınımız çok etkilenince biz de tanımasak da duyduumuz ölüm haberine üzülebiliriz.
gece gece 20 yasindaki cotton candy ile yasadigim durum...
gecen gun de 23 yasindaki bir baska tanimadigim yazar arkadasim borcu...
olum insanin icini yakiyor...
buradaki yazilari kaldi geriye...
aileleri icin cok zor... bom bos odasini, yatagini gormek...
canlarindan bir parca olan evlatlarinin artik olmamasi, topraga karismasi...
arkadaslarinin eksikliklerini hissetmeleri...
gencecik, hayalleri, istekleri vardi...
hicbirinin gerceklestigini goremediler...
ecel bu, yasa bakmiyor...
hepimizin sonu bu zaten...
zaten bu son yuzunden bu kadar uzuluyoruz. sonumuzu bilmedigimizden...
onemli olan sonsuz mutlulga ulasabilmek...
bu amac ugrunda yasamak...
kendimizden hicbir sekilde emin olamayiz bunun icin ama; allahin rahmeti sonsuzdur, azabini gecmistir.
"allahim bize rahmetinle muamele et. adaletinle degil."
muminlere rahmet et...
amin
bir insanın, bir evladın, gençliğini yaşayamamış, anne olamamış, birçok şeyi yaşayamadan dünyadan koparılmış, belki zamansız bir ölüm haberine, ölümüne üzülmektir.

ölüm her zaman karanlık ve hüzün verici, insanın içini acıtan bir gerçekliktir. hiçbir şey belki de ölüm kadar yüksek dozda bir acıyla hissedilemez şu dünyada. bir şeyleri kaybetmek ve hiçbir zaman geri getiremeyeceğini bilerek kaybetmek ne kadar da acı vericidir. böyle elinde olsa da dünyaları getirsen, mal mülk para saçsan da geri gelse 10 dk yahu... yok işte. öyle menem bir şey ki hiçbir giden geri gelmiyor. bir daha görüp göremeyeceğimiz meçhul.

peki tanımam mı lazım bir insanın ölümüne üzülmem için? insanız nihayetinde. eğer siz bir insan öldüğünde içinizde bir yanma hissetmiyorsanız sizin insaniyetinizden şüphe duyarım. sadece, o kişinin anne babası veya kardeşi, yakınlarının halini düşünerek bile o ölüme üzülebilirim. bundan daha insani, bundan daha normal bir şey yok. ateş düştüğü yeri yakar elbet. kendi aileleri, yakınları kadar üzülemez kimse ama üzülür.

biraz önce o yanıp sönen gelişmeler butonunun bana vermiş olduğu acı haber; 20 yaşındaki bir genç kızın ölümüydü ve ben buna çok üzüldüm, ağladım az önce.
bugün çoğumuzun başına gelen durum. allah rahmet eylesin. mekanı cennet olsun arkadaşımızın.
herşeye rağmen insan olduğunun göstergesidir.