bugün

islam tarihi hocam nurettin tırköz'ün sözü.

bence haklılık payı yok değil. hz. muhammed halifeliği miras bıraksın, dört halife görevini başarıyla yerine getirsin, arkasından emeviler, abbasiler, fatımiler, memlükler, ve yavuz sultan selim ile birlikte osmanlılar iyi-kötü bu kutsal görevi sürdürsün; sen kalk 1924'te anayasaya laiklik maddesi koyacağım ayağına hilafeti kaldır.

olacak iş mi? vereydin ya araplara, ne bileyim endonezyalılara.

edit: "halifeliği miras bırakma"yı yanlış anlaşılmaya sebebiyet verebilecek bir biçimde kullanmışım, gelen uyarılar üzerine fark ettim. elbette halifeliğin miras bırakılmadığını, hatta ebubekir'e hz. muhammed tarafından direkt sorumluluk yüklenmediğini ben de biliyorum.
herşeyi zamanın gerekliliğine göre düşünün. o zamanlar insanlar arasında iletişim yokmuş şimdiki telefon msn gibi. o zaman peygamber efendimiz hz. muhammed halifeliği çıkarmış haklı olarak. neden? daha müslümanlık yeni yeni yayılıyormuş. yani islam dinin dünyanın çoğu bilmiyormuş daha. e 19. yüzyılda artık halifeliğe pek gerek kalmamış teknoloji gelince. ben burada halifeliği kötülemiyorum. aksine yararlı bir şey buluyorum. fakat bunu herkes bilir ki peygamber efendimizin getirdiği halifelik bir yerden sonra kutsal bir görev olarak değil, tam tersine çıkar için kullanılmaya başlanmıştır. e böyle bir durumda da haklı olarak kaldırılmıştır.
halifeliğin 19. yüzyılda msn olmadığı için kaldırıldığı söyleniyor. da benim bildiğim 20. yüzyılın ilk çeyreğinin sonunda kaldırıldı bu halifelik.

ayrıca tepeden mi indi anunakoyim bu teknoloji? televizyon, radyo, telefon, msn falan hepsi bir anda icat oldu da atatürk halifeliği mi kaldırdı? te allaaam, alemsiniz.
belki ilerlemek adına doğruydu. ama yeri ve zamanı değildi.
(bkz: şeyh sait isyanı)
yanlış önerme. sanki çok mu önemli dandik halifelik? kimin ne işine yarıyor halifelik? ne yapıcak halife, efendilik mi yapacak bana? çokta bir tarafımdadır kendileri.
halifeliğin bir halta yaramadığı anlaşıldıktan sonra, öyle bir mevzunun memlekette daha fazla beslenmesi akıl kârı değildi.

şöyle ki; güya halife osmanlıydı ama ne kadar arap, kürt bilmem ne müslüman kardeşimiz dediğimiz adam varsa gavurla bir olup insanlarımızı, askerlerimizi şehit etmişti. tam da osmanlı padişahının velhasıl halifenin ihtiyaç duyduğu anda müslümanlar sırtımızdan hançerlemişti.

ne işe yaramıştı halifelik?

veya ne işe yaramıştır halifelik?

ulan halifelik yüzünden peygamberin soyu katledilmedi mi? hz.osman öldürülmedi mi? bu halifelik müessesini kim sallıyor? daha haçlı seferlerinde araplar birbirlerine karşı hristiyanlarla iş birliği yapmadı mı?

vay efendim halifelikmişte gakguk muş. olay halifelikte değil; osmanlının kudretindeydi, şanındaydı.

bunu en sazan insan dahi görebilir.

diğer taraftan hilafet peygamberin emaneti değildir. onu nerden çıkarttınız? peygamberin emaneti kendi soyudur ve onu hilafet adına sizin zihniyetiniz kırdı zaten. yezidçiler.

götünden element uyduran olay çıkartayım diye ortamlara akıyor. yemezler. git yat.
her şey bitti sıra buna mı geldi? bazıları türk devletini ve bu devletin kurucusunu yargılamak ve küçük düşürmek için ne gerekiyorsa yapıyorlar.
"olay halifelikte değil; osmanlının kudretindeydi, şanındaydı."

yazıktır ki fatih sultan mehmet benim üniversitede dirsek çürüttüğüm şu yaşlarda istanbul'u fethettiğinde osmanlı devleti yeterli kudreti, şanı, gösterişi elde edememişti.

öyle ya, yavuz sultan selim de istanbul'un fethi'nden 65 yıl sonra halifeliği memlüklerden alırken "hazır kutsal toprakları devlete katmışken halifeliği de alayım hacı" mantığıyla hareket etmiştir zaten. nasolsa şanı yürümüş. hey yavrum.
lozan konferansının ön görüşmelerinde konuşulan şartlardan biridir halifeliğin kaldırılması... eğer halifelik kaldırılmayacak olsaydı, lozan antlaşması da imzalanmazdı..

bu kadar basit ve bu kadar objektif... (isteyene çok sağlam kaynaklar verebilirim: özellikle arada laf getirip götüren bir fransız bayan var ki, off, neler yazıyo..)
Üstüne vazife olmayan işleri yapanlar sayesinde bu dünyanın daha yaşanılası bir yer haline geldiğini anlamamızı sağlayan tespit.
halifeliğin kaldırılmasının lozan antlaşmasıyla somut düzlemde bir alakası yoktur; ki off the record düzlemde alakası olduğunu da sanmıyorum.

lozan antlaşması'nın imzalanmasının halifeliğin kaldırılmasından 8 ay öncesine dayandığına hiç değinmesek bile lozan antlaşması'nın tam metnini içeren şu adrese bakarak iki konunun alakasızlığından emin olabiliriz: http://wwi.lib.byu.edu/index.php/Treaty_of_Lausanne

"nasıl emin olacaz lan bissürü şey yazıyor hepsini mi okuyacaz?" diyenler ctrl+f yapıp "caliph" kelimesini aratabilirler. yetmezse "emir" veya "sultan" kelimelerini de aratsınlar.

edit: ayrıca böyle bir şey mevcut olsa, yakın zamanda halifeliğin kaldırılacağı gün gibi piyasadayken milyorlarca maddeye sahip lozan antlaşması'na bu madde de eklenirdi. atınan deve değil ya.
(bkz: eğrisi doğrusuna gelmek)
bu sözü söylemekte nurettin tırköz'ün haddi değil.
Halife oLacak arkadaş, elin haçlısı kapıya dayaNdiginda kalkıp Temsilcisi olduğu Müslümanların onurunu şerefini korumayip, üste bir de Hıristiyanlara ülkenin anahtarını teslim ediyorsA, o müslümanların onurunu, şerefini koruyan adamın Tasarrufuna kimse ses çıkarmayacak.

Kendi ülkesini, milletini koruyamayan adam mi temsil edecek müslümanlığı.
bunun yorumunu yapmak küçük beyinlilerin vazifesi değildi.
emeviler fransızların frank ordusu tarafından neden dağıtıldı?
sebeplerini bir yazsın o islam tarihi hocan...
abbasiler çin ile savaşa girecekken kimler yardım etti de islamiyet yok olmadı?
yazsın hele bir tarih hocan...
kutsal topraklara, ülke savaş içindeyken bile asker gönderen komutan kimdi?
söylesin islam tarihi hocan...

laiklik götüne girmiş, canı yanımış ve canı acıdığı için ne dediğini bilmiyor herhalde!
"neyin atatürk'ün vazifesi olup neyin olmadığını düşünmekte bizim vazifemiz değil" dedirten sözdür.

kaldırmayıp ne yapsaydı? laiklikten haber var mı?
yapılan eleştirinin "halifeliğin kaldırılmaması = halifenin türkiye cumhuriyeti vatandaşı olması" düzleminde anlaşılması hoş değil.

yukarıda "olacak iş mi? vereydin ya araplara, ne bileyim endonezyalılara." denmiş. biraz buraya dikkat etmek lazım bana kalırsa.
(bkz: tut ucundan kaldıralım nurettin)
dört halifenin ömürleri biter bitmez, halifelik makamının asıl sahiplerinin kanla ve zulümle yokedildiği ve halifelik adı altında, saltanata ve tiranlığa kucak açıldığı düşünüldüğünde, aslında sadece atamızın görevi değil, kendine müslüman diyen her er kişinin göreviydi halifeliği kaldırmak.
hakedende olmayan, hakkı olmayanın gasp ettiği bir erişilmez mevkiden bahsediyoruz.
babadan oğula kan yoluyla geçen, kanı akıtanın kanına işlediğini haykırdığı bir zırvadan değil.
vazifesiydi, değildi diyemeyeceğim konudur. konunun lozan ile ilgisi, lozan'dan önce yapılan diplomatik görüşmeler yönündendir. yoksa halifeliğin ve lozan'ın tarihini kim bilmez.

bu diplomatik görüşmelerde, lozan'da imzalanacak türkiye enine boyuna tartışılmış ve netleştirilmiştir. fransız, ingiliz ve italyan hükümetleriyle atatürk arasında aracılık yapan kimseler vardır. bunlar genellikle gölgede kalmış, tarihte çok az yer etmiş veya hiç yer etmemiş kimselerdir.

bunlardan bir tanesi, bir fransız kadın gazetecidir. (ismini vermiyim, siz bulun.) le temps muhabiridir. türkçeye çevrilmiş iki kitabı vardır. atatürk'le fransız hükümeti arasında bilgi alışverişini yürütmüştür.

neyse; demek istediğim, lozan'da türkiye'nin bağımsızlığını imzalayan batılı devletler, onun içerik olarak nasıl bir türkiye olacağını da biliyorlardı. halifeliğin kaldırılacağını da...
laik olacağız diye kıçını yırtan anlayış, bu millet dininden de mi vazgeçsin efendim.
doğru sözdür.
lakin içi dolu değil boş ve cahillik kokmaktadır.
halifeliğin kaldırılması elbette atatürk'ün vazifesi değildi. ama allah ile arasına başka bir kulu sokmaya pek meraklı sersemlerin tarihsel süreç içinde halifelik makamını putlaştırması ve amacından saptırması gazi'yi böyle bir karar almaya mecbur bırakmıştır.
ayrıca halifelik makamını sevenler için özel not. halifelik makamı kaldırılmamış, yetki türkiye büyük millet meclisine devredilmiştir.
mecliste salt çoğunlupa sahip din istismarcıları da bunu çok iyi bilmekte lakin geri getirmeyi büzükleri yememektedir.
halifelik; halife siyasi işlere karıştığı zaman yanlış olan bir mevkidir. 1924te de bu sebeple kaldırılmıştır. Tartışılır, eminim 2 taraf da kendine göre çok mantıklı açıklamalar yapabilir. ancak Eğer hristiyanların "sembolik" de olsa bir papası varsa benim kanaatimce bir halife olması yanlış değildir.
osmanlı'nın yıkılacağını hesaplayanlar, onun yerine neyin geleceğini de hesapladılar.

halifeliğin ölüsünden bile korkuyorlardı.her ne kadar lozan'da şunun için savaştık, mücadele ettik bıdı bıdı dense de, asıl savaş halifelik konusunda verilmiştir. ve batılılar kazanmıştır.

halifeliğin kaldırılmasına o dönemde olsam da karşı çıkardım şimdi de ve şimdiden sonra da onaylamıyorum.