bugün

din işleri ile devlet işlerinin birbirinden ayrı olması durumu.
demoktarik,özgür, belirli bir dine bağlı kalmaksızın yönetilen ülkenin temellerinden biri
sadece dinin devlet işlerinden ayrılması değildir...
en genel tanımıyla "iktidarın gücünü ilahi bir temele dayandırmaması" durumudur...
devlet gerekirse din işlerini kontrol eder denetler... türkiyede olduğu gibi...

(bkz: devlet laik olur birey laik olamaz)
ülkemizin irana dönmemesinin yegane sebebi.Bir diğer sebepte (bkz: TSK).
laiklik din ve vicdan hürriyeti ve din işlerinin devlet işlerinden ayrı yürütülmesidir aynı zamanda irticai kafaların korkulu rüyası olan bir atatürk ilkesidir.
ülkemizin çağdaş çizgisinden ayrılmamasının yegane sebebi.yoksa yobazlar orda ağızlarının salyaları akarak sürekli pusudalar.
tanımının dogru kavranması halinde butun insalığın saadete ereceğini düşündüğüm ataturk ilkelerinden biri
bugün ülkemizin geldiği durum itibariyle delinmeye çalışılan, ama başarmalarına müsade etmeyeceğimiz temel taşımız.
(bkz: tsk)
demokrasinin temel ilkelerinden...
bu ilke gereğince dindarın ve dinsizin devlet karşısında eşit muamele görmesi gerekirken..
bu ilkeyi art niyetli ve provakatif bir şekilde dile dolayanlar itici olmaktadır, o ayrı.

(bkz: islamofobi) (bkz: türbanofobi)
(bkz: laikofobi)
Laiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Bütün yurttaşların vicdan, ibadet ve din hürriyeti demektir.
Din, bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz de dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye karşı değiliz. Biz sadece din işlerini, devlet ve millet işleri ile karıştırmamaya çalışıyoruz. Kaste ve eyleme dayanan tutucu hareketlerden sakınıyoruz.

Laik hükümet kavramından dinsizlik manası çıkarmaya çalışan fesatçılara fırsat vermeyiniz.

Mustafa Kemal ATATÜRK
laiklik temelde sadece bir kavramdır. önemli olan demokrasidir. demokrasi yonetim gucunun halktan alınmasıdır. demokrasinin bircok unsurundan biridir sadece laiklik. birincil kusak insan haklarına giren ınanc ozgurlugunun temelini olusturur. laik bir toplum olmak icin her ne kadar bir guvence olustursada ulke anayasasında tanımlamak gerekli degildir. onemli olan uygulamadaki yeridir. bu gun dunyada bizden istenen laik - musluman devlet olmamızken hicbiryerde hristiyan-laik toplumlara rastlayamıyoruz. bircok batı ülkesinde demokrasinin tanımı laiklige karsı bir durum olusturmasına ragmen resmi nikahlar kilisede yapılmakta ve devlet baskanları incille yemin edip goreve baslamaktadırlar. bizim ülkemizde boyle oldugunu dusundugumuzde neler olabilecegini dusunmek zor degıl. aslında tüm bunlar onlar icin temelde laiklik sorunu olusturması gerekirken hristiyan yobazları bu konudan cok musterihlerdir. acıkcası demokratik ve laik toplum olusturmaya calıstıgımız bu gunlerde onlar gıbı davranmamalı ve Ataturkun bize gosterdigi yolda laikliğe adım atmalıyız. demokrasi dersi verenlerden daha demokrat daha laik bir sekilde...
Kelime anlamı olarak, dini sınıfa ait olmayan (dinsel olmayan düşünce,insan vs)anlamına gelen, Birileri istediği için değil zaten devletin sahip olması gereken özelliklerden biri. Şimdi kullandığımız anlamı sadece, "din ve devlet işlerinin birbirinden ayrı olması" değil, aynı zamada "tüm vatandaşların vicdan, din ve ibadet özgürlüğü"dür.

Avrupa ülkelerinde * (ki bu açıdan en gelişmiş ülkeler olarak kabul edildiğiden örnek veriyorum) ise fransa hariç hiçbir ülkeye tam olarak laik denemez, bu doğrudur. Eğer bizim amacımız avrupa ülkelerine yaranmaksa, onların kıçını yalamaksa, onlara bakıp kendi ülkemize şekil verebiliriz. Fakat eminim amacımız kendi ülkemizi daha iyi yerlere getirebilmek, bu yüzden kendi doğrularımızı belirleyip o yönde ilerlemeliyiz.

Türkiyede ise laikliğin elden gitmesine korkmaya gerek yoktur, çünkü zaten ortada laik bir ülke yok. LAik bir ülkede;

- Zorunlu din eğitimi.
- Devletin yetiştirdiği din adamları.
- Devletin maaş bağladığı din adamları.
- Nüfus cüzdanindaki din ibaresi ve bu ibareye yazılabilecekdinlerin kısıtlı olması.
- inançları yüzünden göz altına alınma. (satanizm de bir inançtır)
- Diyanet işleri adlı bi kurumun varlığı.
- ibaadethanelerin giderlerini karşılayan devlet (üstelik sadece belli bir dininkileri)
- Kutlanan dini bayramlar.
- Milli marşındaki dini öğeler.

Kabul edilemez.

Ek: Avrupa ülkelerini laiklik konusunda daha az sıkıntı çeker. Bunun nedeni ise oradaki baskın dinin hristiyalık olmasıdır. Hristiyanlık dininde islama oranda devletin işleyişine karışabilecek çok daha az kural vardır; islamdaki gibi bir miras hukuku, medeni kanunlar, kölelere yönelik haklar, ticaret hukuku * vs hristiyanlıkta yoktur. Aynı zamanda islamda kendini çekip çevirebilecek kilise gibi bir kurum da yoktur, bu yüzden islam devletle daha iç içedir, olmak zorundadır.
toplulumumuzun gericilige karsı bilinclendirilmesi amasıyla topyekün bir savas verilmektedir. son gunlerde artarak sürdürülen söylemde, laiklik "din ve vicdan özgürlüğü" olarak tanımlanmaktadır. bu tanımla laiklik din ve vicdan özgürlüğüne indirgenmekte ve anlamsız kılınmaya çalışılmaktadır. bu tanımlama aynı zamanda iki önemli sonuc dogurmaktadır. bunlardan birincisine göre, tanımlamayla tesettür amacıyla kullanılan türban bireysel özgürlük kapsamına alınarak, kamusal alanda da bu uygulamanın kaçınılmaz oldugu oldugu vurgulanmak istenmektedir. ikincisine göre ise; bu yaklaşım, toplumu "madem ki laiklik din ve inanç özgürlügüdür, laik düzende herkesin kendi istenciyle sececegi hukuk düzeninde yasama hakkı vardır" sonucuna kadar götürecektir. anayasa'daki tanıma göre laiklik, dinin toplumsal, siyasal ve hukuksal bir güç ve düzenleyici olmasını engelleyen temel ilkedir.

kaynak : milliyet gazetesi

not : ahmet necdet sezer'in harp akademilerinde yaptıgı konusmadan alıntıdır.
tam olarak uygulanması gayet mümkün bir kavramdır çünkü laiklik devletin dini inkar etmesi değildir. laiklik devletin, vatandaşın dinini göz önünde bulundurmaksızın eşit haklar vermesidir. laiklik toplum içinde duvarlar örmez aksine, tüm bireylerin haklarını gözeterek toplumu bir araya getirir. a dinindeki bir grubun b dini mensuplarına baskı kurmasını önler. toplumun tamami a dinine mensup olsa bile devlet bu dinin gereklerini yerine getirmeme özgürlüğünü mümkün kılar ve hatta dinin gereklerinin tartışılmasını mümkün kılar.

türkiye de uygulanan ideal bir laiklik olmasa da yapılması gereken bunun kabahatini laiklik kavramında değil, bu ideale ulaşmamızı engelleyenlerde aramaktır.
din ile devlet işlerinin birbirine karıştırılmaması durumu olarak izah edilebilir. türkiye cumhuriyeti yönetim olarak laiklikle yönetilmesi anayasada yazar lakin uygulanan sistemin laiklikle hiçbir alakası yoktur. ne olduğunuda tarif eden yoktur.
"her birey istediğini düşünmek, kendine mahsus siyasi bir fikre sahip olmak, istediği dinin gereklerini yapmak ya da yapmamak hak ve hürriyetine sahiptir. kimsenin fikrine ve vicdanına hâkim olunamaz." -m. kemal atatürk
atatürk'ün beş ilkesinden biri. Diğerleri için,
(bkz: cumhuriyetçilik)
(bkz: milliyetçilik)
(bkz: devletçilik)
(bkz: halkçılık)
(bkz: inkılapçılık)
şanlıurfa'da öğrencilere bedava dağıtılan sözlükte din düşmanlıgı dinsizlik diye tanıtılan, türkiye'nin bu günlere gelmesini sağlayan, mükemmel icat. din ve devlet işlerinin bir birinden ayrılması.
laiklik bir avrupa ülkesine kolayca uyum sağlayabilir..çünkü 2000 yıldır kilise ve burjuva tarafından birilerinin çıkarına hizmet etme kimliğine bürünmüş dinleri bunu rahatlıkla kaldırabilir..

amma velakin islamla kıyaslarsak bu söz konusu olamaz..islam dini sadece vicdanen yaşanan eve gidip ibadet edilen bir din değildir..islam toplum hayatının nasıl olması gerektiğinide bize söylemiştir..islam toplum hayatında aktif rol oynar..öyle olmasa müşrikler hz muhammed e krallık teklif edince kabul ederdi..yüzlerce yıl islam kültürüyle yoğrulmuş bir coğrafyaya hristiyanlıkla yoğurulmuş bir ilkeyi kabul ettirmeye çalışırsanız halk 85 yıldır olduğu gibi çile çeker..islam ve tahrif edilmiş hristiyanlık mukayese edilemez..

oligarşinin elinde son şekli verilmiş hristiyanlık* toplum hayatından soyutlanmış pazar günü 2 saatliğine yaşanan bir din haline getirilmiştir..oysa islam her saniyede her anda vardır..islam ve laiklik bir arada barınamaz..*
(bkz: sekularizm) *
sahip oldugumuz en guzel sey.ama ne yazik ki iyi uygulayamiyoruz.
devletin, vatandaşına dinsel olarak "şuna inanacaksın" demesinin önüne geçen yönetim ilkesi. eğer bunu diyorsa bu devletin bir dini vardır demektir. böyle durumlarda ise ne demokrasi kalır ne de insan hakları. unutulmaması gereken şey; baskılar insanları inançlarından bile soğutabilirdir.

türkiye ise bu konuda arada kalmış bir devlettir. laiktir çünkü anayasanın değiştirilemez ikinci maddesi öyle diyor. laik değildir çünkü laik olan hiçbir ülkede diyanet işleri gibi bir kurum olmaz, "laiklik yeniden yorumlanmalı" diyen bir meclis başkanı olmaz.

bu ilkenin değerini iyi bilmek gerekir. laiklik "devletin tüm vatandaşlarının inançları için sorgulanmamasının bir güvencesidir" çünkü.
akılsızlar tarafından dinsizlik zannedilen düşünce.