bugün

tan tolga demircinin kapadokyada çekilmiş hala montajı devam etmekte olan film.
ilk sürealist türk filmi olma özelliğini barındırmaktadır.
tan tolga demirci'nin, "Bu film dü$le gerçeklik, sanrıyla hakikat arasındaki çizgiyi altüst eden ilk Türk filmi olacak." dediği çekim a$amadındaki filmi.
ürgüp'teki gomeda vadisi'nde çekiliyormu$ $u sıralarda; ve feride çetin, bahar yanılmaz, bulut köpük, serkan altunorak ve halim ercan ba$rolleri payla$ıyorlarmı$. bakalım.
yapımcılığını selay tozkoparan'ın yaptığı filmdir.
seyrettikten sonra keşke dışarı çıksaydım dediğim izlenirken uykunuzun gelmesini sağlayan film.
5. dakikasında sıkılıp kapattığım film.
çekimlerini yakından takip ettiğim ama izlerken hayali kırıklık yaşadığım film
harcadığım iki saatime en çok üzüldüğüm film olmuştur, ben daha konuşmam.
(bkz: dostum sürrealist demişsin ama bildiğin sıçış bu)
neler döndüğünü bir türlü çözemediğim film.
bildiğin büyü lan bu.
An itibariyla kanal d ekranlarinda yayinlanan film. her boka korkan biri olarak gotumden ter akiriyorum tirsintidan.
imdb'de bol keseciler sayesinde 2.1 puan almis film. o puanlari kim verdiyse ciksin ortaya, zevklerine sicicam. ben telefonun kamerasiyla cakma blair witch ceksem bundan daha guzel olur amk.
Biraz önce Martyrs diye bir film izledim ve hiç alakası olmamasına rağmen bana Gomeda'yı hatırlattı. Sonra düşündüm kendi kendime acaba bu filmi ben mi anlayamadım, aslında yönetmen bize simgesel bir anlatımla bir mesaj mı vermek istiyor, bidaha mı izlesem filmi diye ama yok dedim bu kadar sürrealizmi benim bünyem kaldırmaz.

Bu filmi sinemada izlemek gibi bi hata yapmıştım zamanında, hemde ne organizasyon... Okuldan, yurttan ne kadar arkadaş varsa toplandık sinemaya gideceğiz diye, film de Gomeda yani, Türk sinemasının destekçisiyizya. 14-15 kişi varız rahat, girdik izledik filmi, çıkışta herkes mala bağlamış tabi, bu neydi ya bişey anlamadım sesleri yükseliyo, ama bir arkadaş vardı ki hepimizi susturdu; "Ya o dayı yumurtaları niye gömdü?" diye bir cümle kurarak. Arkadaş herşeyi anlamış da bi yumurtalar takılmış kafasına. Gomeda bu topluluğun sonu oldu tabiki, bi daha kimse birbirini görmek istemedi hatta... Ama sırf bu film hakkında bişeyler yazma isteği yüzünden sözlük yazarı olmaya karar verdim, vesile olabileceği tek iyi şey budur heralde.

Filmin benim hayatımdaki yerini anlattıktan sonra filmle ilgili düşüncelerimi de anlatayım bari: Sanırım yönetmen birgün bir rüya görmüş ve ne anlama geldiğini merak etmiş, rüya tabirleri kitabında rüyasının anlamını ararken okuduğu şeyler kafasında ampül gibi parlamış ben bunlardan film yaparım, birkaç süslü sözle özetler, değişik bi afişle de yuttururum demiş...
an itibariyle kanal d de tekrar yayinlanan film.
Dünden önceki gece kanal d'de yayınlanan filmimsi. daha önce hakkında hiçbir şey duymamıştım. çok sıkıldım izlerken, daraldım. o kadar saçmaydı ki ne olacak acaba daha başka diye diye sonuna kadar izledim.

Ekşi'de hakkında baya konuşulmuş, reklamı yapılmış. yazılanları okuduktan sonra bir daha izlemeye karar verdim. Sonundan ise zerre bir şey anlamadım. Elbette hoşuma giden şeyler yok değil. daha doğrusu hangi uyuşturucuyu kullansam da bu kafaya erişsem dediğim. biberonun içindeki çiviler olsun, muslukla açılan tabut, zincirleme bir türlü bitmeyen rüyalar, horoz sahnesinde camın kırıldıktan sonra tüye dönüşmesi olsun. tekrar izleyip incelemeye değer. (bkz: merhaba ben spoiler)
sanat filmi yapayım derken ortalığı batırmak.