bugün

tragedzanın doğuşı isimli eserinde tragedyanın doğuşunu doğuş süresinden daha uzun ve meşhakkatli olarak anlatan, bayan, kıyan ve fakat dionysos dytrambhosları isimli kitabında unutulmaz şiirleriyle bu kabahatini affettiren felsefe kişisi...
^^god is dead^^(tanrı öldü) diyen düşünür.nitekim buna karşılık tanrı ^^nietzsche is dead^^(nietzsche öldü) diyerek son noktayı koymuştur.
Adolf hitler ile iliskilendirilmemesi gereken filozof . Hitler' in irksal fikirleri okultizm ve idealist felsefeye dayanir . Nietzche Hitler' in hayatinda kucuk bir ayrintidir sadece .
Nietzsche tanrıyı öldürerek batıyı hazin sona bir adım daha yaklaştırmıştır. Tanrının ölümüyle batının ebedi yalnızlığı başlamıştır. Tanrıyı zihinlerinden silmeye ve unutmaya çalışan batıya tanrının cezası onlara nefislerini unutturmak olmuştur...
"boyle buyurdu zerdust"adlikitabinda olumle alay eder;anlasilmasi guc bir kitaptir *fakat saygi duyulasi buyuk bir filizoftur.
ayrica nietzche nazilerin esin kaynagidir.
ünlü alman filozoftur friedrich nietzsche. irvin d. yalom nietzcshe ağladığında'yı yazmış kendisi ise buyurdu zerdüşt'ü kaleme almıştır. 'herkes kolay olanı seçti; inandı! ben ise zoru seçtim ve tanrı'ya inanmaktan vazgeçtim' diyen alman filozofun 'umut tüm kötülüklerin anasıdır zira acıyı arttırır' tarzında karamsar ama bir o kadar kendi tarzında söylevleri de bulunmaktadır.
(bkz: bay migren)
asla belli bir yere bağlı kalmamış, kendini elinde bavuluyla avrupa' yı dolaşan bir dil profesörü olarak tanımlamış, italya' da gerçeğini bulmuş, felsefenin gidişatında, nihilizm ve varoluşçuluğu harmanladığı pesimist ve realist eleştirisi önemli yer tutmuş alman filozof.
albert camus' un yabancısı mersault' a benzer kahramanı zerdüşt. ahlak yasasının kırıklarının arasından sessizce geçip gider, başı önde.
thirteen tales from urban bohemia albümünden bir the dandy warhols eseri.

"i want a god who stays dead, not plays dead. i, even i, can play dead" şeklinde de, sözlere sahiptir. dekadans'a saygılarımı sunarım.
en baba sözlerinden

"sevilmek istiyorsan önce sevmeyi bileceksin."
"ahlaksal olay yoktur, yalnızca olayların ahlaksal yorumu vardır"
"inançlar hakikat düşmanları olarak, yalanlardan daha tehlikelidir"
"kişi, amaçtan yoksun olmaktansa, yoksunluğu amaç olarak seçmeyi yeğler"
"kendinden hiç söz etmemek çok soylu bir ikiyüzlülüktür"
ve
ucma bilmeyenlere yukseldikce kuculmus gorunursun
vecizeleriyle beni benden alan deli!
(bkz: tan kızıllığı)
"intihar düşüncesi güçlü bir avuntudur. Sayesinde bir tek kâbus dolu geceyi geçiştirir insan."
aforizma ları:

-benim arzum, başkalarının bir kitapta anlattıkları şeyi on cümlede anlatmaktır.

-ÖLÜMÜN SON iYiLiĞi BiR DAHA ÖLÜMÜN OLMAMASIDIR.

-BENi ÖLDÜRMEYEN ŞEY BENi GÜÇLENDiRiR.

-KENDi ALEVLERiNiZDE YANMAYA HAZIR OLMALISINIZ: ÖNCE KÜL OLMADAN KENDiNiZi NASIL YENiLEYEBiLiRSiNiZ?

-ÜMiT EN SON KÖTÜLÜKTÜR, ÇÜNKÜ iŞKENCEYi UZATIR.

-iNSAN RUHU YAPTIĞI SEÇiMLERLE BELiRLENiR.

-ÖZDEYiŞLER HÂLiNDE VE KANIYLA YAZAN KiMSE OKUNMAYI DEĞiL, EZBERLENMEYi iSTER.

-BiLGi ERMiŞLERi OLMAK ELiNiZDEN GELMiYORSA, HiÇ DEĞiLSE BiLGi SAVAŞÇILARI OLUN.

-VE CEZA, SALDIRGAN iÇiN AYNI ZAMANDA BiR HAK VE ŞEREF OLMAZSA, CEZANIZ EKSiK OLSUN!

-YELE KARŞI TÜKÜRMEKTEN SAKININIZ!

-PEKi SiZ, DOSTLAR, BEĞENi VE BEĞENME TARTIŞILMAZ MI DiYORSUNUZ? FAKAT BÜTÜN HAYAT BEĞENi VE BEĞENME ÜSTÜNE BiR TARTIŞMADIR!

-KENDiN ALABiLECEĞiN BiR HAKKI, BIRAKMAYACAKSIN SANA VERMELERiNE!

-RUH, HAYATIN BAĞRINA SAPLANAN HAYATTIR.

-HER ŞEY BiRBiRiNDEN DAHA GEREKLiDiR.

-ACI DER: "YIKIL!"

-SENi SEViYORSAM SANA NE BUNDAN?

-iNANÇLAR HAKiKAT DÜŞMANLARI OLARAK, YALANLARDAN DAHA TEHLiKELiDiR.

-iNSANLAR EŞiT DEĞiLDiRLER.

-NE DENLi YÜKSELiRSEK, UÇMAK BiLMEYENLERE O DENLi KÜÇÜK GÖRÜNÜRÜZ.

-KADINI KADININ iÇiNDE ÖZGÜRLÜĞE KAVUŞTURMALI!

-UÇURUMLARI SEVENiN KANATLARI OLMALI.

-EN YÜCE DAĞLARA TIRMANAN GÜLER BÜTÜN ACIKLI OYUNLARA VE ACIKLI GERÇEKLERE
http://www.youtube.com/watch?v=alHu-nGqDHY
bu adamdır yapayalnız bir kale kimsenin alamayacağı.
almayı bırak dokunamayacağı.
''deccal'' isimli kitabıyla inanç olayına noktayı koymuş olan edebiyatçı filozof.
'bir uçurumun dibine uzun uzun ve dikkatlice bakarsan, uçurumda senin içini merak eder, senin gözlerinin arkasında neler olduğunu görmek ister..
ilk hamleyi o yapar ve seni yanına davet eder.'

satırlarının sahibi ubermensch.
gece gelen kuruntular için eğer onlar olmasaydı neler düşünürdünüz reçetesini yazmış filozof.
lou salome ' un karşısında çaresiz bir çocuk gibi kalmış kendi acısıyla beslenen filozof.
20.yüzyılda marx ile birlikte çağa damgasını vurmuş bir filozofdur nietzsche. özünde anlatım aracı olarak aforizmayı seçmiştir, aslında bir kaç kitabı hariç(zerdüşt, vs..). nietzsche belki de anlaması zor olan filozof olarak kabul edilir, doğrudur bu ama şü gerçeği görmek gerek ki kendinizi herhangi bir filozofun yazılarına şartlandırmadığınız sürece-bilhassa nietzsche üzerinde yazılanlar- nietzsche'yi anlamak bir derece mümkündür.(bu konuda ne kadar derrida ya da deleuze açıklayıcı olsa da her birinin farklı şeyler söylemesi mümkün) çünkü ifade yolu olarak aforizmayı seçmiştir ve nietzsche özünde kentaurosçu bir filozofdur. şair-filozoftur, bazen neyi ifade ettiğini çıkarsamak gerçekten zorlaşır, hatta zerdüşt şiirsel dilde yazılmış bir eserdir ve sizi rüzgarı ile alıp götürebilir.

politikaya ve devlete karşıt olmasından dolayı bir çok anarşist tarafından da sahiplenir. nietzsche ve anarşizm arasındaki bağlantıyı kuran ilk anarşist düşünür emma goldman'dır ve kropotkincilik ile nietsche düşüncesini harmanlamaya alışmıştır. ama kropotkin tarafından nietzsche nin yaşadığı yüzyılda sevilmediği bir gerçek.

nietzsche nin felsefesi aslında çok bilinir-derinlemesine değil tabi- daha doğrusu sonsuz dönüş dediğiniz zaman ya da üstinsan kavramları ortaya atıldığında herkes buradna atanıyabilir ama felsefesinin derinlerine inildikçe cevherleri yavaş yavaş ortaya çıkar. ahlaka ve hristiyanlığa olan karşıtlığı da herkes tarafından bilinmektedir, ama daha derinden incelendiğinde kendine göre nedenleri vardır onun için; hatta nietzsche özünde isa'ya çok faza karşıt değildir; nietzsche nin asıl karşıt olduğu geçreklik aziz paulus'un hristiyanlığı yorumlamasıdır ve hristiyanlık da yer alan suçluluk hissi de özellikle buradan gelir(ilk günah ve aynı zamanda isa'nın tüm insanlığın günahları için kendini kurban etmesi-sacrifice). netzsche de nihilizmin belirli kategorileri vardır bunlar, olumsuz nihilizm, tepkisel nihilizm ve edilgen nihilizmdir. edilgen nihilizm noktasında ise budizmi örnek gösterir, bu aşama nihilizmin en üst aşamasıdır. hristiyanlık ise isadan sonra tepkisel nihilizme dönerek daha geri bir aşamaya gitmiştir. bunun için isa'yı bir nevi buda olarak yorumlar.

bununla birlikte; suçluluk, merhamet, din, vs bu tür kavramların yaşamı olumsuzladığına inanır nietzsche. platonden beri var olan görünür dünya ve hakiki dünya karşıtlığını-heidegger'e göre-nietzsche tersine çevirmiştir.(heidegger'e göre diyorum, çünkü heidegger'in nietzsche üzerindeki inceleme ve yorumları başta derrida olmak üzere bazı felsefeciler tarafından kabul edilmez). insan bu dünyada yaşar ve bu dünyada büyür, ama bir bengi amaç için bu söz konusudur. nietzsche, din adamlarının ya da din ensuplarının yaptğının tam tersine, bu dünyayı olumlar ve yaşamı yüceltir. bu noktada nietzsche ''yaşam filozofu'' olarak isimlendirilmiştir.

Tanrının ölümü ise bu noktadadır biraz da, zaten sonsuz dönüşün olabilmesi için de tanrının ölmesi gerekmektedir. çünkü eğer bir tanrıyı varsayıyorsak, bir ötedünya ya da platon'a göre ''hakiki dünya'' kavramını da varsaymamız gerekmektedir ki bu da zaten nietzsche nin felsefesinin temelidir. nihilizmin üç aşamasından bazılarında insan tanrıyı öldürür ve yerine kendisi geçer-tüm bunları gerçekleştiren güç istencidir, güç istencini aslına bakarsanız tüm herşeyi gerçekleştiren bir diferansiyel olarak düşünebiliriz. nihilizmin ilk aşamasını yaratan da, ''hiçlik istenci'' vasıtasıyla, güç istencidir(iktidar istenci, güç iradesi, vs olarak çevrilmiştir). daha sonra edilgin nihilizm aşamasında insan o noktaya gelir ki, artık bir istenç hiçliği olmaya başlar ve insan tiksinti duyar. tüm bu aşamalar; olumsuz nihilizm, tepkisel nihilizm ve edilgen nihilizm tarihin parçalarını ifade eder.

bu anlamda nietzsche'ye göre nihilizm: ''tarihin motorudur''. (yahudilik, hristiyanık, reform, demokrasi, sosyalizm vs..) tüm bunlar güç istenci vasıtası ile gerçekleştirilmiştir; ama güç istenci kavramının karıştırılmamsı gereken bir noktası vardır ki; güç istenci bir iktidarı ele geçirmek değildir, temel değerleri dönüştürmektir. yani köle olan bir toplumun ya da köleleerin bir devleti ele geçirmeleri ile bu istenç ifade edilmez; sadece nietzsche nin belirttiği gibi ayaktakımı ve baldırıçıplaklık başa gelir. bunların belirlediği değerler ise hastlaklıdır. daha doğrusu nietzsche nin sosyalizme ve fransız ihtilaline olan mesafeli duruşu da buradan gelir ve bu noktada aslında kitaplarında bir çok filozofu eleştirir, goethe hariç. bildiğimiz gibi goethe de fransız ihtilaline çok destek vermmiştir. goethe ye göre ise esas olan toplumdaki patlamalar değil de yavaş yavaş gelişim değişim ve dönüşüm vasıtasıyla gerçekleşmesidir.

nietzsche'yi bilenler sokrates'e olan karşıtlığını da bilirler. özellikle tragedyanın doğuşunda ve diğer ktaplarında sokrates sürekli yerilmiştir; ''erdemli olanın doğru ve iyi olması'' aforizmalarından başlayarak eleştirir. yunan tragedyasının asıl ölümünü de sokratese bağlar; çünkü sokrates'in fikirlerinin sanatta uygulayıcısı erupides'tir; erupides'in bu olayını ise kendinden daha önce gelmiş olan sophokles ve aeskhylos'u anlamamasına bağlar. (özellikle bu noktada da adaha gerilere giderek apolloncu(düş, imge ve ölçü-kendini tanı- ve dyonisosçu(kendini aşmak, vs..) sanat yetilerinin özellikle tarihin belirli zamanalarında gün yüzüne çıktığını belirtir. sokrates ile birlikte akıl egemen olmaya başlamıştır ve aynı zamanda dyonisosçu sanat yetisi de artık görünmez olmuştur.

nietzsche'nin kişiliğine gelince, oldukça sarsıntılıdır. iki kadın tarafından rededilmiştir bunlardana birisi ise lou salome'dir ki en fazla tanınanı da o'dur. 24 yaşında profosör olmuş veözellikle bazı kitapları ile tepkiyi üzerine çekmiştir. öldükten sonra ise başına gelenleri bilse eminim ki kızkardeşini boğardı. zerdüş her ne kadar da ''hiçkimse için ve herkes için bir kitap'' olsa da naziler tarafından asıl kullanımı kızkardeşinin özellikle güç istenci ve diğer baız kitap ve mektuplarını çarpıtması ile başlar. daha sonra hitler ve mussolini'nin huzurunda kemik yalayacaktır bu kızkardeş hatta italyanlardan ödenekler alır. hitler döneminde de nazi askerlerinin sırtçantalarında taşınan iki kitaptan biridir diğeri ise yuhanna incilidir. bu konuda nietzsche'yi suçlarsak nedenleri ve sonuçları karıştırıyoruz demektir. yürürken değil oturarak düşünüyoruz demektir.(dahilerin pek de iyi olmayan kaderidir bu; iğrenç bir akrabaya sahip olurlar ve öldükten sonra eserleri sık sık çarpıtılır).

(bkz: yürürken akla gelen düşünceler)
(bkz: gustave flaubert)
"kişi sonunda ancak kendini yaşar" demiş üstün insan.
good will hunting filminde robin wiliams ın senin hiç arkadaşın yok mu gibisinden sorusuna, will hunting in verdiği cevapta geçen isimlerden biridir ayrıca.
1844 te doğdu. beş yaşına kadar papaz babasının mutsuz çevresinde, dokuz yaşına kadar da sofu kadınların denetimindeydi. büyüdüğü çevrenin de etkisiyle, klise kulelerinin yanında bodur kalan, çan seslerinde sağır olan insanları gördü. kimininse dine yaslanmadığını ama onun yerine başka inançları - işi, aşı, aşkı- koyduğunu fark etti. inanç tütününü yakan ateş çok güçlüydü: anlamsızlık, unutulma ve ölüm korkusu.

inançsızlığı stres kaynağı olarak değerlendirdi hep ve ancak güçlülerin bununla başa çıkabileceğine inandı. fakat üç kez hayatına kıyabilecek kadar umutsuzluğa düştü. güçlü olma ve intihar... düşünceleri gibi eylemlerini de çelişkili bulanlara cevabı hazırdı herhalde: 'en bilge insan, çelişkilerle zengin olan kişidir.'.

aldığı nefesteki kasvetin farkındaydı, ama kendisine deliksiz uykular vaat edilmediğini de biliyordu. ölümü koydu o yüzden önüne. yaşamaktan çok 'sırf' ölümü önemseyenlere çevirdi başını, upuzun bıyıklarıyla konuştu, alnını kaplayan dağınık kaşlarını çattı: 'ölüm' dedi'en nihayetinde bir son ve iyi yanı bir daha olmaması!'
ölüm ve yaşam, zamanı hatırlattı ona. öyle ya soluklanmak için etrafına baktığında kimse yoktu zamandan başka. o halde saygı duymalıydı ona ama farkındalıktan ibaret bir saygı olacaktı bu.
başka şeylerin de farkındaydı elbet. bu kusurlu dünyayı o yaratmamıştı ve yanlışların suçunu alamadı üstüne.

'en çok çiy damlasının, en sessiz gecede düştüğüne' inandığından mıdır, yoksa insanlara olan ilgi ve güvenini kaybettiğinden midir bilinmez, yapayalnız yaşadı ve öldü nietzsche. belki kendi seçmişti, belki anlaşılamamıştı, belki de... yalnızlığı deliliğinden, deliliği dehalığından olsa da bir beşeriydi sonuçta, bilinci gelip giderken, onun için ağlayan kız kardeşine soruverdi çaresizce: 'neden ağlıyorsun, mutlu değil miyiz?'.

tanrı ve o! durumları nedir bilinmez şimdi; ama o gün, sahibinden dayak yiyen bir ata sarılarak öldü, friedrich wilhelm nietzsche.
basel' de öğrenci iken, bir cumartesi günü tesadüfen rastlayıp merak ederek satın aldığı, arthur schopenhauer' in istenç ve tasarım olarak dünya adlı yapıtı, kendi deyimiyle ' önünde yeni ufuklar açmıştır '. immanuel kant' ın ahlak yasası ve saf akıl teoremlerinden de etkilenmiş, felsefesinin devamında yozlaşmış ahlak yasasından bahseder hale gelmiş, schopenhauer' e özgü derin karamsarlıktan asla ayrılmamıştır.
"bizi öldürmeyen şey daha güçlü kılar" vecizesinin sahibi. alman bir papaz'ın oğlu.