bugün

filmlerinde gay propagandası yapmaya bayılan yetenekli ve madonna'nın italyan sandığı yönetmen.
(bkz: karşı pencere)
(bkz: yetenek)
hikaye anlatımında üstad olduğunu düşünüyorum mütemadiyen.
ipne sempatizani yönetmen,aynı zamanda ateist olduguda söylenmektedir.
serra yılmaz'ı himayesi altına almıs,himayesinde daha bircok yetenekli oyuncu barındıran,dünyada adını duyuran yetenekli türk yönetmen.diğerleri için (bkz: fatih akın) (bkz: nuri bilge ceylan)
şöyle de osmanlı aileden geliyorum, böyle de babannem vardı demeçleriyle ayşe armana röportaj vermiş yönetmen. benim anlamadığım nedir bu osmanlı merakı, nedir bu 82 yaşındaki babaannelere anlam üstüne anlam yükleme çabaları. allah uzun versin yaşıyorsa, kadıncağız gelincik toplattırırmış da( toplattırmaya dikkat) ellerini çırparak ev çalışanlarını yanına çağırırmış da ( bunların hepsi doğru olabilir. konu o değil; konu, bu tip şeylerin özel ve dahi anlatılmasının ayıp sayıldığı, sonradan görmüşlük olarak algılanacağıdır aynen o şekilde yaşayanlar tarafından) kanyak içermiş de... bu köklü aileden geldim tandansı nedir? daha daha çok kabul görmek mi? soylu sayılmak mı? bir yönetmenin bunlara ihtiyacı olmamalı. bak fatih akın a hiç aman da aman da osmanlı/konak/ röportaj veriyor mu çekiyor filmini beğenen izliyor. değil mi ferzan cım. seni de severiz emin olabilirsin osmanlı olmasan da.
mutlaka serra yılmaz ın oynadığı, farklı konulara ve ayrıntılara temas eden, güzel müzikli filmlerin yönetmeni
madonna nın en sevdiği yönetmenler arasındadır.
almodovar'ın taklidi diye yorumların yapıldığı konu olarak almadovar filmlerine yakın filmler çeken yönetmen ancak severiz sayarız ister imitasyon olsun ister orijnal. son filmi saturno contro cahil periler kadar iyi olmasa da yalın güzel filmdir.
filmlerinde mutlaka homoseksüellik bulunan,ve bu ilişkileri çok başarılı yansıtan yetenekli yönetmen. örnek olarak : hamam, harem suare ,cahil periler,
karşı pencere..
çok sayıda ödül sahibi, hem senaryosunu yazıp, hem de yönettiği filmleri;
Hamam
Harem Suare
Cahil Periler
Karşı Pencere
Kutsal Yürek
Bir Ömür Yetmez'dir.

kendi sinemasını; iç keşif, imkansız aşklar, özlemler, geleceğe ve imkansıza olan özlemler olarak özetler.

kullandığı dil kesinlikle takdire şayandır. öykünün içinde öykü anlatımları muhteşemdir. filmlerinin içinde, herbiri ayrı bir film senaryosu yapılabilecek hikayeler vardır.

serra yılmaz'a projelerinde yer verme ısrarına anlam vermek pek mümkün değildir.

bazı senaryolarında homoseksüel karakterlere rastlanması, kendi cinsel tercihinden dolayı olabilir.

http://www.intersinema.co...a-haberleri/haber_611.asp
muhteşem filmlerine bir yenisini eklemeye hazırlanan yönetmendir ayrıca. bu sefer bir değişiklik yapıp bir roman uyarlamasıyla karşımıza çıkacaktır. Un Giorno Perfetto (mükemmel bir gün) isimli filmin çekimleri bitmiş ancak vizyona girmesi için bir süre daha beklememiz gerekecek gibi gözüküyor.
karşı pencere gibi muhteşem bir filme imza atmış kişi yaptığı işler taktiri hakediyor.
iyi bir sinema izleyicisi değilim amma velakin şunu söyleyebilirim:

eşcinselliği olağanlaştırmaya çalışan yönetmen.

(bkz: olağanlaştırmak) siz buna normalleştirme, sıradanlaştırma falan da diyebilirsiniz. eline fırsat geçen herkesin yapmaya çalıştığı şeydir, içinde bulunduğu durumu normal ve yaygın göstermeye çalışmak.

hırsız:nolmuş olum herkes çalıyor.
orospu: nolmuş kızım herkes beleş veriyor biz parayla.
ibne: aslında bir çok erkek ibne de belli etmiyor.

uzar... gider...
artık kendisinin filmlerini izlerken "dur bakalım bir yerden bi gay çıkıcak ama ne zaman" diye düşünürken filmi izleyememe durumuna yol açan yönetmen. neden bunu yapma gereği duymaktadır bilemiyorum. yoksa iyi yönetmen bi lafımız yok. * *
(bkz: mükemmel bir gün)
yıl 2002, melankoliğim yine, kendimle başbaşa kalmak istediğim günlerden biri.

tek başıma sinemaya gidiyorum. vizyonda hangi filmler olduğunu bile bilmiyorum. giriyorum içeri, bakıyorum film afişlerine ve anında karar veriyorum hangi filmi seyredeceğime.

çıktığımda hayatımda gördüğüm en etkileyici film olduğunu düşünüyorum karşı pencere'nin. kimmiş bu ferzan özpetek diyorum, araştırıyorum eve gidince ve öğreniyorum ki yıllar önce izlediğim hamam filminin de senaristi ve yönetmeniymiş. hamam da hafızamda ve kalbimde yer eden, en sevdiğim filmlerden biri zaten.

sonra diğer filmlerini de izliyorum; senaryolarıyla, görüntüleriyle, oyuncularıyla, müzikleriyle her filmine aşık oluyorum ve hepsinden aynı karmakarışık tadı alıyorum. insan tadı, aşk tadı, dostluk tadı, yaşam tadı, mutluluk tadı, pişmanlık tadı, cesaret tadı, zayıflık tadı, yani gerçekliğin tadı; kimi zaman tatlı, kimi zaman acı...

eğrisiyle, doğrusuyla; insan... yanlış sayılanın içindeki doğru, çirkin sayılanın içindeki güzel, kötü sayılanın içindeki iyi. her türlü önyargıyı çürütecek bir gerçek gözler önüne seriliyor her filminde; mutlak iyi ya da mutlak kötü diye bir şeyin olmadığı ve insana ait olan hiçbir şeyin bizlere yabancı gelmemesi gerektiği gerçeği. insanın hep insan olduğu, sadece koşulların kişiden kişiye, zamandan zamana, hayattan hayata değiştiği gerçeği.

son filmi mükemmel bir gün'de (un giorno perfetto) biraz daha şiddet öğesi ekleniyor alışılagelmiş tada. bu film de beni yanıltmıyor ve ferzan özpetek filmlerinin ruhumdaki yerini pekiştiriyor. her f. ö. filminin olmazsa olmaz parçası serra yılmaz'ı göremeyecek miyiz bu filmde diye endişeleniyorum bir ara, sonlara doğru küçük bir rolde görüp, sesini de duyunca sinema keyfim orgazm seviyesine ulaşıyor, tatmin olmuş şekilde ayrılıyorum sinemadan.
neredeyse bütün filmlerinde eşcinsel vurgusu bulunan yönetmendir. hamam, harem suare, le fate ignoranti, karşı pencere, bir ömür yetmez vs..

bir röportajında "militan bir eşcinsel olmadığını, ideolojik bağı bulunmadığını" söylese de filmlerini izleyenler eşcinsel kimliğinden hiçbir filminde sıyrılamadığını bilir.

gay bir yönetmenin aşktan anladığı tek şey homoseksüel ilişkiler olmamalıdır. iyi bir yönetmen, hissetmediği duyguları da izleyiciye hissettirebilmelidir.
filmlerinde eşcinselliği değil eşcinselleri kullanan yönetmen.

bunu yapmasını da gayet olağan karşılıyorum. her gün yanınızdan geçen onca insandan, akrabalarınızdan, arkadaşlarınızdan biri bu hayatı yaşıyor. tahmin edemeyeceğiniz kadar fazla eşcinsel yaşıyor dünyada.

kadınsı olan eşcinselleri hemen fark ediyorsunuz ama ya olmayanlar? işte onlar size dışarıdan heteroseksüel gibi geliyor. ne sinemada el ele film izleyen eşcinsellerden, ne dört duvar arasında yaşamak zorunda olduğu şeyleri o dört duvar arasında yaşayan eşcinsellerden haberiniz var.

her filmde bir kadın ve erkeğin aşkının anlatılması "heteroseksüellik propagandası" olmuyor da iş eşcinsellere gelince mi propaganda (!) oluyor? güldürmeyin... kaldı ki cinsel kimlikler doğuştan gelir, propaganda, özendirme, örnek alma gibi durumlar kişinin cinsel kimliğini oluşturmasında etkileyici faktörler olamaz.

ben bir eşcinsel olarak eşcinsellerin yaşadıklarını da beyaz perde de görmek istiyorum. ben de kendimden bir şeyler bulmak istiyorum orada. ve ferzan özpetek'e de bunu çok başarılı bir şekilde gerçekleştirdiği için teşekkür ediyorum. kimse bilmese de, görmek istemese de, anlamaya çalışmasa da herkes gibi duygularımızın olduğunu, herkes gibi aşık olduğumuzu, ayrıldığımızı, barıştığımızı, üzüldüğümüzü, eğlendiğimizi, aldattığımızı, seviştiğimizi ve tüm bunlardan dolayı diğer hiçbir insandan bir farkımızın olmadığını insanların kafasına inatla soktuğu için tebrik ediyorum. birilerinin bir şeyleri anlatması gerekiyor artık bilinçsiz insanlara. ben bunu sözlükte yapıyorum, ferzan özpetek sinemada...
cahil perilerden sonra çektidigi karşi pencerede filmlerinin kalitesinin daha çok arttıran ve italya cumhurbaşkanı tarafından kutlanmıştır.bir roportajında kendisini türk asıllı italyan olarak ifade etmiştir.
Türk asıllı, yüzde 100 italyan yönetmen.
son zamanlarda 'ben italyanım' dediğiyle ilgili haberler çıkmıştır. italya'da aylık olarak çıkan fox uomo dergisinde yer alan bir röportaja 'yüzde yüz italyan' başlığı atılmıştır. ferzan özpetek ise bu ifadenin kendisine ait olmadığını ve anne babasının türk olduğunu belitmiştir.
çok kişisel gibi görünen şeylerin, aslında ne kadar da kişisel olmadığını en iyi gösteren yönetmen. italya'da yaşıyor. filmlerini orada çekiyor, genelde oranın oyuncuları ile filmlerini yürütüyor. ama bu beni hiç ilgilendirmiyor. isterse italyan olsun ve hep türk motifler barındırsın, isterse türk olsun ama türk kimliğine dair hiçbir şey yansıtmasın ya da bu iki kutubun ortasında yer alsın. hiçbir önemi yok. bir yerden avuca alma işini bu kadar güzel ve naif bir şekilde yapabilen her kim varsa, o baş tacı edilmelidir.
hamam, harem suare, cahil periler, karşı pencere, kutsal yürek, bir ömür yetmez ve mükemmel bir gün şu ana kadar ki eserleri. diğerlerini beklemekteyiz. o vurulası detaylar, görüntüler, şaşırtmacalar ve o harika soundtrackler için.
Karşı Pencere filmindeki hikayesi, müzikleri, çekimleri ile dört dörtlük bir film yapan ve bu yüzden ayrıca saygı duyduğum yönetmendir.