bugün

genelde çocukluk fotoğrafları yada beş altı yıl önceki fotoğraflara bakarken hissedilen hüzündür. Eskiden neydi be deyip kendi kendinize konuşursunuz. Güzeldir.
Ölenlere bakarsınız fotoğrafların haberi yoktur öldüğünden hala gülümser orada. Hem ölenler hep aynı yaşta kalırmış be.
insana, the butterfly effect filmini düşündürür.

ulan dersin şu fotoğraftaki güne bi dönebilsem bütün keşkeleri hayatımdan siktir etsem.
baktıkça yaşlandığımı hissediyorum.
utanç.
insan o kaşları almadan 17 yıl nasıl yaşar ya.
evet bugünü hatırlıyorum diye bir başlangıçın ardından o günkü bütün hissiyatlar, eski ilişkiler ortaya dökülür. neler değiştiği gözler önüne serilir. hayata selam çakılıp devam edilir.
(bkz: hey gidi günler)
bugununu daha cok begenmek.
Dertsiz adama dert yapan anlardır. " Genelde ne günlerdi be " denilir.
çokta bir fark yokmuş. sanki dün gibi.aynı kilo, aynı yüz .sadece kıyafetler komikmiş... nasıl giymişim bunları.
'' piiii tipe bak tipe'' denilir genelde.
yaww ağıza yüze bak ne güzelmişim yawww. ya şimdiki tipime bak aynı götüme dönmüşüm. denilir.
ben bunu nasıl giymişim.
uzun uzun uğraşlar sonucu maşayla yaptığım neredeyse kusursuz saçlarımla oynar vaziyette, "lan harbiden o buklelerin doğal olabileceğine şu an ben bile inanmıyorum." dedim ben. boya dediğin öyle lanet bir illetmiş. ben bugün bunu gördüm. yarın sabah da saçlarımı boyayacağım.
yıllara göre değişebilen hislerdir. 5'er yıl aralıklarla maddelerle sıralayacak olursam;

5 yaş: yea hep abimi çekmişsiniz. hiç benim bebeklik resmim yok. beni hastaneden mi aldınız doğru söyleyin. ühü zaten çirkinim ben. kumandaya sıçcam işte. çok pis sıçcam.

10 yaş: ehe ne biçim de küçükmüşüm burada. şimdi kocaman oldum o zaman çok küçükmüşüm. ne biçim kısaymış boyum ehe ne biçim küçük ennee şuna bak. abimin pipisine bak ehehe.

15 yaş: uff şu kıyafetlere bak ya. hiç tshirt ile etek uymuş mu? anne yırtıcam ben bunları ya. burnum da kocaman çıkmış zaten. ben odama gidiyorum!

20 yaş: ne çabuk geçti zaman yahu. aa anne baksana bu 15. doğum günüm değil mi? allam kıyafet de bok gibi. teyzemler falan hep gelmiş doğum günüme. vay anasını.

25 yaş: hep gülmüşüz fotoğraflarda. ölümün acısını bile gizlemişiz yapay sıfatlarımızın ardına. anne baksana, babaannem nasıl da sarılmış bana. üşümeyeyim diye sarılırdı hep zaten. üşümüyordur değil mi toprağın altında? hoş, üşümez ki o. dedeme bak hele. nasıl da haşmetli duruyor rahmetli. aaa anne bak halan da var burada. dur sen söyleme, rahmet istedi değil mi? amcam... yine duymuş bir tıngırtı oynuyor salonun ortasında. kimin aklına geldiyse çekmek resmini. zaman ne çabuk geçti, sanki daha dün ölmüş gibi. anne, bu gülen sıfatlar var ya, güldürmüyor artık beni. hem ne önemi var eteğe uymayan bluzun? kim demiş burnum büyük çıkmış diye. ben mi? demişimdir elbet. anne bir tek bu anlar kaldı geriye. öyle bir acı ki bu, öyle zor ki geçmişin bir daha geri gelmeyecek olması. biz hala gülüyoruz fotoğraflarda. iki eksik, bir fazla.
bu ben miyim ya. şu saflığa şu tebessüme, masumiyete bak. amk senin modern dünya yalanı.
yaşlanıyorum.
aynen budur.

http://i.imgur.com/aOarW.gif
yalnızlık.
surattaki masumiyetin yıllar geçtikçe kaybolması.
Zaman bende kesinlikle iyi etki bırakmış.
Eskiden bu kadar güzelken nasıl bu kadar çirkin oldum.
eski zamanların kuytu köşelerinde unutulmuş bir mutluluk gülümsüyor bana ince ince...
(bkz: hey gidi günler)
(bkz: hey gidi günler hey)
(bkz: hey gidi günler heheey)
Sonsuzluga ugurlananlarin, degerini bilmedigimiz zamanlarin, kapris, simariklik vs yuzunden kaybettiklerimizin acisi.
heeeyyy gidi günler heeeyyyy... gibi cümlelerin sarfedildiği anlardır.