bugün

yapıtlarında ısrarla beyazı kullanan ve gerçek hayattada beyaz gömlekten başka bir şey giydiğini göremediğim yaratıcı bir mimardır. sosyete mimarı olarakda bilinir, ama antalyadaki su hillside oteli bodrumdaki evotelev ve son projesi olan adem&havva (adam&eve-dünyanın en seksi oteli) oteliyle kalitesini ortaya koymuştur..
eren talu şu anda türkiye mimarlık camiasının en popüler ismidir. özellikle son zamanlarda antalya'da yaptığı projelerle ismini tüm dünya tanıdı. ayrıca sıkı bir galatasaylıdır. eşi show tv haber spikeri defne samyeli'dir.
yıllar önce ali sami yen için yapılan (mehmet cansun'un yaptırdığı) kutu ali samiyen projesinide eren talu çizmiştir. son dönemlerde antalya'da yaptığı projeler hill side su ve adam&eve (adem ve havva) otelleridir. adem ve havva dünyanın en sexy oteli seçildi.
ayrıca antalya'da yapılması planan 30 bin kişilik stadyum ve 10 bin kişilik kapalı spor salonlarının avam projelerinide bitirmiş durumdadır. ama bu iş sekteye uğradığı için projeler kamuoyuna yansımadı. ayrıca kendi inşaat firmasıda var ve hollandalı mimarlar ordusuna sahip h.o.k. isimli bir şirketle çalışıyor.
en ünlü ve başarılı mimarlardan.son yıllarda çok başarılı ve popüler işlere imza attı. defne samyeli ile evlidir.
concon mimar. bu memlekette mal değil malın ismi satılır niyeyse. eren talu da öyle bir mimardır. adam & eve projesi de sözde balayı oteli konseptli çıkmıştı yola (afedersiniz en iyi gerdeğe girilen yer yani, isminin amacı da buydu), sonra ne olduysa bu vurgu ortadan kaldırıldı. sebebini anlamış değilim. binada da öyle aman aman üstün bir mimari özellik yoktur (bence). eren talu çizgisi taşıdığı için kıymetlidir.
hitman'in başrol oyuncusuna şaşırtıcı biçimde benzemektedir kendisi.

http://arsiv.sabah.com.tr...CA615748BF479E055DD4b.jpg *
görsel *
demir-celik fiyatlarinin yukselmesi uzerine insaat faaliyetlerini durdurdugunu aciklayan kisilik.

seyrantepe projesi icin toki ile imzaladigi sozlesme feshedilmistir.
eski bir boğaz çocuğu, galatasaraylı... hatta bir ara gs nin yönetiminde yer alacaktı olmadı
hakettiği gibi artık "silik" olan bazı troll yazarların bilgisi dahilinde seyrantepe projesi için toki ile olan sözleşmesi iptal edilmiş mimarmış.

oysa kendisi projeyi sürdürmek adına dubai'li yeni ortağı ile şirket kurmuş olup faaliyetlerine son sürat devam etmektedir.

http://www.sabah.com.tr/h...49729F2BA8D619A6258F.html

(bkz: kapak)
kriz ortamında herkes gibi maaşını geç alıp, medyanın konuya ilgisi sebebiyle sürekli durumu suistimal eden işçilere söylenmesi gerekenlerin kendisine söylendiği kişi. zarar edeceğini bile bile sadece galatasaray aşkı için tüm servetini riske atıp stad inşaatına girmiştir.
seyrantepe stadı'nın altından kalkamayan kişi.

insanların paralarını 3 ay ödeyemedikten sonra her gün "şu gün ödeyecez, bugün ödeyecez" deyip zaman geçirdikten sonra insanlar da haklarının peşine düşüp "paramız ödenmiyor" deyince, "paralarını ödeyip işten çıkarma" kararı almıştır.

insanlar 3 ay parasız kalsınlar, seslerini yüskeltince "vay efendim nasıl parasısız dersin?" biat etmelilerdi değil mi? kan kusup "kızılcık şerbeti içtik" demeliler değil mi, sen poh pohlanmalısın. benzer bir davranışı geçtiğimiz sonbaharda da yapmıştı paralarını alamadıkları için şikayet eden 100 kadar işçiyi işten çıkarmıştı bu zat.

emeğin karşılığını 3 ay sonra verip sonra da işten atmak bir emek hırsızlığı değil midir?

değil servetini, gövdeni koysan seyrantepe'ye boş.

ben de inönü stadı'nı yapmak istiyorum ama olmuyor işte, beşiktaş aşkı yetmiyor. bu kadar büyük aşkın var geçmişte ali sami yen için yaptığın maket için ne kadar aldın? açıkla da aşkının büyüklüğünü görsün galatasaraylılar.
türk mimarisinin yüz karası olan, yeşil sermaye ve popülaritenin uşağı olmuş olan, akp ile oldukça sıkı fıkı olan, mimari açıdanda oldukça başarısız olan karektersiz yapıların sözde mimarı olan mütehait zihniyetine sahip, akp nin seçim kampanyasına maddi destek verirken seyrantepe projesinde çalışan işçilere parasını vermeyen kişilik.
seyrentepe stat ihalesi elinden, toki tarafından alınmıştır.
dangalak diye hakaret edilmeyi hak etmeyen bir galatasaray sevdalısı. insanların içinde bulunduğumuz ekonomik şartlarda taşın altına elini koymaya çekindiği bir dönemde taşın altına kafasını koymuştur.

galatasaray sevdası yüzünden dünya üzerinde hiçbir müteahitin üstlenmeyeceği bir projeyi üstlenmiştir.

önce aslantepe stadını yapacaksın sıfırdan, sonra ali sami yen'i yıkacaksın, ali sami yen'i yıktığın yere dev bir kompleks yapacaksın tüm bunlar bittiktan sonra o kompleksden aldığın yüzde ile tüm bu işlerin masrafını çıkartıp kar edeceksin.

bir işadamının böyle bir projeyi üstlenmesindeki tek sebep içindeki galatasaray sevdası olsa gerek.

ha bir de bir şahısa açıkça dangalak diye hakaret edebilmek te canım sözlüğümüze özgü olsa gerek.
zeynep talu kurşunlu nın kardeşi.
röportajın tamamı okunduğunda hakkında çok fazla şey söylenecek ve eleştirilecektir. feminist taife tarafından yerden yere vurulacaktır. amma ve lakin eğer ki defne samyeli hakkında ortaya attığı iddialar gerçekse, defne samyeli sütten çıkmış ak kaşık gözüküp ona buna internette ve sms'le işve yapmışsa, bu da yetmeyip "ruh ikizimi buldum, aşık oldum ben" diyerek, çocuklarına rağmen o'nu ve ailesini aldatmışsa ve başka adamın metresi olmuşsa, bir erkeği en güçsüz anında yumuşak karnından vurmuşsa ve hala insanların gözünün içine baka baka mazlumu oynamışsa ve oynamaya devam ediyorsa kendisinin bu zamana kadar yaptığı tüm ahlaksızlıklar kabulümdür. hatta ağzının orta yerine sıçsa yeridir. belki de defne samyeli'ye en çok ihtiyaç duyduğu anda aldatılmıştır. lakin, yine de keşke özel hayatlarına dair konuları ifşa etmeseydi.
--spoiler--
Kolay dolduruşa geliyormuşsun...
- Sinirlerim laçka olmuştu...

Hala geri istiyor musun karını?
- Yok hayır.

Artık onu da kendini rahat bırakacak mısın?
- Bıraktım. Uğraşmıyorum. Hiçbir şey yapmıyorum. Son üç aydır huzur veriyorum ona. O da mutlu, işinde başarılı olsun. Çocuklarımız var ama o benim eski karım artık. Karşılaşmamaya da özen gösteriyorum.
--spoiler--
ayşe arman'ın karşısındakine dokunmadan röportajını tamamladığı tek insan.
kuyruk acısını karısıyla yaşadığı özel olan her şeyi anlatarak geçirmeye çalışan ezik bir erkektir kendisi.
bir erkek olarak ayşe arman'a verdiği röportajın tamamını okudum ve hissettiğim tek şey mide bulantısı oldu. önceden parası vardı , karısını aldatıyordu ve karısının da kendisini aldattığını biliyordu ama ortalara çıkıp hiçbir şey söylemedi ta ki paralar suyunu çekinceye kadar.
defne samyeli ise kanald ekranlarından tanıdığım birisiydi. ama onun da yediği haltları öğrendiğimde şaşırmadım değil. evet kocanla anlaşamayabilirsin ama boşanmadan ve çocukların varken böyle şeyler yapman doğru değildi .
neyse efendim olan olmuş ama eren talu'ya röportajda verdiği gereksiz ayrıntılardan dolayı bir yuh demek istiyorum.
linç kültürünün kurbanı olmak üzeredir. röportajda okuduğum kadarıyla, aldatıldığını öğrendiği noktada dahi olgun davranmış. hatun aldatmış, kimse bir skim demiyor, erkek bunları açıklayınca tü kaka oluyor. vah yazık. çok yazık. ama ona değil, size.
ayşe arman'a gündeme bomba gibi düşecek bir röportaj vermiş kişi. ilişkilerini, evliliklerini, boşanmalarını, atışmalarını ve kavgalarını medya önünde yapan insanların düştüğü rezilliği görmemizi bir kez daha sağlamıştır.

bu insanlar evlenmişler. 2 ya da 3 (bilmiyorum) çocukları var. anne baba olmuşlar yani. adam, utanmadan "önceden yurtdışında para karşılığı başka kadınlarla oldum ama duygusallık yoktu. sende yapmışsın ama gel unutalım." demiş. olaya gel. "closer" filminden bir sahne izliyormuş gibi hissettim resmen. filmi izlerken, "oha ya bu kadar da laçkalaşma olmaz yani bi ilişkide. bu ne ya? abartı" demiştim ama bu röportajı ve olanları okuyunca -doğru mudur bilemiyorum ama ben doğru olduğunu varsayarak yorum yapıyorum- closer'a taş çıkarttığını düşünüyorum gerçek kişilerin.

sen evliyken karını aldat. bunu, normal bi şeymiş gibi söyle sonra o da seni aldatınca da "olsun napalım. ben de yaptım" moduna gir. evlilik bu mudur? sadakat nasıl bir duygudur? baba olmak, anne olmak büyük sorumluluk değil midir? ben mi yanlış biliyorum acaba?

işte, günümüz ilişkilerinin geldiği nokta:
--spoiler--
Beynimden vurulmuşa döndüm. "Bu ne ya?" dedim. Gerisi, çorap söküğü gibi geldi. Artık inkar edecek hali kalmadı. Zaten ben anlamalıydım, daha güzel olmaya çalışıyordu, memelerine falan bir şeyler yaptırıyordu, "Zaten güzelsin, kimin için daha güzel olmaya çalışıyorsun?" diyorum.
--spoiler--
bence sussunlar. yeteri kadar rezil oldular. hiçbir şeye saygıları yoksa, bilmem kaç yıllık evliliklerine saygıları olsun.

not: olaya bak ya. insan, evlenmeye korkuyor şunları görünce.
Erkek aldatımını jimnastik kadın aldatımını neden ben diye gören dejenere insan yavrusudur.
bize defne samyeli'nin iç yüzünü göstermiş insandır. kadınların çoğu böyledir. hırsları vardır. gücün kölesidirler. erkeklerinin otoriter gücü gittiğinde arkalarına bakmadan tüyerler. kadın kısmı para ve dış görünüşe tapar. hele bir de başkalarına aşık oldular mı atmayacakları takla yoktur.

defne samyeli erkeğini aldatmış. yalanlar söylemiş. ruh ikizimi buldum ayrılmam lazım gibisinden safsatalarla ayrılmaya kalkmış kendi suçluluğunu bir de adamdan tazminat kopararak örtbas etmeye çalışıyor.

röportajı okuyan herkes eren talu'ya suç bulabilir ama suçun yüzde 75'i eren talu da değil. ona kanaat getirdim.

defne'de orada burada masum hanım rollerini oynamaya kalkıyor. el cezire'nin uğur dündar'ı ne lan?
ayşe arman'a öyle bir ropörtaj vermişki okurken ünsan üzülüyo, bu denli mezhep genişliğine hayret ediyo.

akıl sağlığından d şüphe etmedim değil.

okumak isteyenlere gelsin
özel hayatın bu derece rahat bir biçimde medyaya yansıtılması hoş değil. yaşananlardan ziyade, bunu hangi psikoloji ve nasıl bir dille anlattığı beni daha çok etkilemiştir...

bir de olayın diğer şahsı nasıl etkileyeceği var.. bakalım defne bu konuda nasıl yorumlar yapacak.. ama hakaten çoook güzel kadın.
eşiyle ve hayatla olan özel paylaşımlarını ortalığa dökmüş, bu nedenle kadın yazarlar ve okurların büyük bir kısmı tarafından vurun abalıya modunda üzerine gidilen mimardır.

bir kere gerçekten seviyorken aldatılmış veya aldatıldığını hissetmiş birisi değilseniz o empatiyi kurmanız mümkün değil. ben bunu bilir bunu söylerim. hayatta çok acılar vardır elbet ama aldatılmak başka bir şeydir. Cinsel bir aldatmadan eşinin gidip para karşılığı veya bir anlık gaflet ile tensel temas kurmasından bahsetmiyorum. Bunu aşabilirsiniz, bir çıkış kapısı bulabilirsiniz mücadele ederseniz. Ancak, aldatılma beraberinde duygusal bağ da taşımaya başlamışsa bunu hissettiğiniz anı tarif etmek pek de kolay değil bence. içim sızladı diye bir deyim vardır ya işte o sızının anlatılabilir bir tarafı yok. Affetsen o sızıyla yaşamaya ama dışa vurmamaya alışacaksın, kendine saygını zedeleyeceksin ; affetmesen kaybetme acısını içine sindireceksin. Tercihin cesaretinle doğru orantılı. 15 yıldır birlikte aynı evde yaşadığı, çocuklarının annesi tarafından böyle bir duygusal terk yaşadıysa bu adam, ipin ucunu biraz kaçırmasını biraz anlamak lazım.

Neden bu kadar konuşmuş, keşke konuşmasaymış noktasında katılıyorum ancak karşımızdaki insan mantığıyla hareket edemiyor şu anda. Hayatının her cephesinden bir bomba atılıyor üzerine. para, kariyer, evlilik, sevgili herşey gitmiş. Bunlar giderken bir de hepsinde medyaya yansıyan ve adamı boka batıran yansılamalarla gitmiş. Şu anda yaptığı sadece ben de insanım ulan haykırışı gibi sanki.

Eren Talu'ya ve magazinsel bir konuya neden bu kadar taktım da bu saatte buraya bu kadar yazdım bu adam için bilmiyorum tam olarak. Ancak röportajda anlattıklarında galiba içinin sızlamasını fazlaca hissettim, üzüldüm. Tez zamanda kolaylıklar diliyorum kendisine.