bugün

entry'ler (301)

oğlak burcu erkeği

karizmatiktir, sevimlidir, planlıdır, samimidir, tutumludur, duygusaldır, romantiktir.

sevdi mi deli gibi sever, nefret ederse acımasız olabilir...

koklar, koklar, koklar.. 5 duyusu da çok gelişmiştir..

sevimlidirler, bakımlıdırlar, kaliteye önem verirler, düzenlidirler. sevince tam severler, çılgın aşıklardır.

kendinizden soğutmamaya bakın yeter..

ebru vatansever

erkek arkadaşının yasını bir yıla yakın tuttuktan sonra şimdi kutayla yeni bir aşka yelken açmıştır. ama ben onu eski aşkının ardından yas tutan ve onu unutamayan çılgın bir bayan olarak çok sevmiştim.. yeni aşkına alışamadım. sıkı takipçisiyim..

en komik diziler

sıdıka
kaygısızlar
according to jim
mad about you

bir sınavda verilebilecek en sallama cevaplar

ingilizce sınavında herhangi birine mektup yazılacak..... (mektup aynen böyle ve bu kadar)

hello melike. what is your name melike? i love you melike.

gülse birsel li turkcell vınn reklamı

sanki aslı. başka bir karaktere bürünemiyor. aynı ifadeler aynı ses aynı mimikler...

eclipse

her yerde edwırıd resmi, fanları, genç kızların delirmeleri, reklamları,çitosları, dövmeleri derken roman ilk çıktığında sempatim varken şimdi edwırıdın ismini duyunca veya resmini görünce midem kalkıyor. ticari meta olarak, reklam ve gelir olarak bunun da suyunu çıkardılar..

eclipse ye gelince, facebookta "artık vampir konularından gına gelenler" sayfası görürsem hemen kabul edecem. ne sinemaya gidip izlemesi, kireç suratlı dağınık saçlı yamulmuş vampir ve yarı çıplak ateşli bir kurt hikayesi daha duymak veya görmek istemiyorum..

edit: geçen sene tüm romanları bir çırpıda okumuş bir kişi olarak bu kadar gına geldi yani...

aşk ı memnu

kocasını yeğeni ile aldatan, onun parası ile butik satın alacak kadar kıyafetlere boğulup, her saniye boğazı gören kocaman pencereli yalıda kocaman çizmeleri ile koltukta oturup durmadan hizmetçilere çemkiren güzel bir kadını çok sevdik.. hatası çok büyüktü ama sevdik.

toplum eğer bihtere acımaya başladı ise evlilik müessesesinin artık pek bir anlamı kalmamış demektir ülkemizde.sebebi ne olursa olsun o kocasını defalarca aldatan bir kadın.ama erkek gibi bir kadın. şerefsiz behlül le herşeyi geride bırakabilecek derecede yürekli birisi. tek hatası yanlış adama tutulması..

haaa başka birisi olsa o zenginliği o itibarı elinin tersi ile itmezdi.. otururdu kocasının dizinin dibinde.aşk işte böyle birşey..insanı delirtiyor. türk kadınlarını çeken de buydu zaten. bu tutku ve bu kararlılık. herkesin yaşamak isteyip de cesaret edemediği duygular bihter'de canlandı..

eee sonra noldu? bihter dersini aldı. erkeklere güvenilmeyeceğini, onlar için makam, mevki, para ve sırtını dayayacak bir dayı'nın aşktan daha önemli olduğunu öğrendi. o öğrenirken biz kadınlar da "hmmmm.. işte yasak aşkın bedeli bık bık bık..." diyerek yorumlar yaptık. zaten biliyorduk. bildiğimiz bir şeydi bize gösterilen. farklı bir finalle de bitemezdi zaten. türk kadını baştan kaybetmiştir zaten..

nihale gelince... behlülün daha ne neleri çıkardı sen ne sanıyorsun. o zenginlikte o yakışıklılıkta daha 40ına 50sine kadar kimleri sıraya dizerdi herkes senin baban mı???

haaa babası gibi bir adam bu dünyada yok. neydi adı.. ednan bey evet. bu kadar zengin, mal mülk karizma ve bu kadar mallık pes doğrusu.

herkes matmazel olmalı. bak durdu durdu ön koltuğu kaptı sonunda. demek ki akıllı uslu durursak ednan bey eninde sonunda bizim olur. yeter ki sabredelim.. yaş önemli değil tabi ednanın bir bihtere daha aşık olmayacağının garantisi yok.. ama matmazel cepte zaten..

klasik etme bulma dünyası.. firdevsin felç sahnesi bunun bir kanıtı zaten. kanımı donduran beklenmedik en can alıcı sahne bence buydu. ne de olsa anne.. o da bihterin sevgisinin marazi boyuta ulaştığını en son anda farkediyor ve bunu neden farkedemediğini veya engelleyemediğini düşünüyor.. kaçması da cabası.

bülent çok gıcıktı. yaşının ergenliğinden uzakta kıpır kıpır solucan gibi behlülün ayağında dolanıp duran birşeydi. romanda da tüm düğümü o çözüyordu ama behlülün onu hafife alması da olağandışı bir durumdu. tedbirli olamadı.

diziyi sadece son 4-5 bölüm izlemiş biri olarak senaryonun ve resimlerin nete sızması nasıl bir tedbirsizliktir anlamadım. bilerek sızdırılsa amaç ne onu da bulamadım..

eren talu

özel hayatın bu derece rahat bir biçimde medyaya yansıtılması hoş değil. yaşananlardan ziyade, bunu hangi psikoloji ve nasıl bir dille anlattığı beni daha çok etkilemiştir...

bir de olayın diğer şahsı nasıl etkileyeceği var.. bakalım defne bu konuda nasıl yorumlar yapacak.. ama hakaten çoook güzel kadın.

türk malı

daha seviyeli olmasını isterdim. gerçeklikten çok uzak.. baştan sona izlemedim ama baktığım sahnelerde belaltını ima eden espriler havada uçuşuyor.

kızları aşık etmek için yapılması gerekenler

yalan söylemek... anlamayanlar için açıklıyayım. birkaç adet yalanı,kızı kendine aşık etmek için o anda uydurursunuz.. kız sırılsıklam aşık olunca yavaş yavaş gerçekleri söylersiniz.. aşık olduğu için ve gözü birşey görmediği için zamanla kabullenirler.. hele de neden başta yalan söylediğinize dair güzel sosla karışık mazeret süslemesi de yanında cabası....

çok iğrenç biliyorum ama bunu yapan o kadar çok erkek var ki...

ekmek arası makarna yiyebilen zihniyet

patso ile aynı mantıktır; ekmek arası patates kızartması....

klişe yalanlar

"gelmeyi çok isterdim ama ........ oldu gelemedim"
"yoldayım varmak üzereyim" (daha evden çıkılmamıştır)
"sen başla ben devam ederim"

buz gibi havada mini etek giyen kadınlar

bel ve kalça bölgelerine vücudu ısıtan yakı türünde bir bant var, ondan yapıştırıyorlarmış ki soğuğu hissetmesinler. bir arkadaşım bizzat uyguluyor. hatta bunu yapan bayan sayısı azımsanamayacak kadar çokmuş. bu sayede "üşümüyorlar mı bu bayanlar" diye düşünüp dururken, onlar mini etekleri ile sıcacık sıcacık yürüyorlarmış.

ugg giyiyor diye sevgiliden ayrılmak

bir daha giyilmez olur biter...

ellen degeneres

dizisi kaldırılan, harika suflörlük yapan, talk showunda bol bol ünlü çıkartması yapan, hollywoodda bolca arkadaşı bulunan, erkek tarzı güyünen ve kadınların ayılıp bayıldığı bir kadın. kadın diye yazarken duraksadım ama kadın. erkeğimsi görünse de.. önce hafiften yadırgadığım ama izlemeye alıştığım, konuklarını da severek takip ettiğim bir programın sahibi...

sabahın ilk saatlerinde uykusuz şekilde kalkmak

ilk bir saat mide bulanır..

tüm gün berbat geçer. gözler ağrır. eve gider gitmez yatağa koşulur..

aşk ve ceza

"ortaya karışık" bir dizi... ne ararsan var..
ama o karizmatik sevgili, karısı olmayan yengesi olan ama karısı olmuş olan o "çiçek" in kendine deli divane olduğunu anlamayacak kadar saftirik bir senaryo yazmışlar ya helal onlara. 1 km uzaktan bile anlaşılıyor.
ama ben yine de nurgül'ün ayakları yere basan, kendinden emin olan o güçlü kadın karakterini özlemişim...

gerçek yaşamda olsa denilen dizi karakterleri

merlin.. uşağımız olarak tabiki..
desperate housewives kadınları...
heroesdeki hiro.. geçmişe - geleceğe gider dururduk.
türk dizilerinden de ferhunde.. ezilen gelinler için her cadı kaynanaya birer tane lazım. hakını avucuna koymaya..
başlamadı ama gönülçelendeki o çingene kız. yol başlarında birer tane.. bakar bakar dururuz..

mağazanın girişindeki ürünlerin ucuz olması

girişteki kıyafetler de öyle kalitesizdir ki girdiğiniz gibi çıkasınız gelir.. zaman kaybı olduğu için kendinizi enayi gibi hissedersiniz..

göz ile teması halinde bol su ile yıkayınız

çamaşır sularında özellikle.. hep de kaçarlar..