bugün

istanbul'daki suç oranı en yüksek semt. yetiştirdiği zar ustalarıyla meşhurdur.
(bkz: bilgi universitesi dolapdere kampusu)
borsa* oyununda en ucuz ve kıytırık yerlerden birisidir. pek getirisi yoktur. alsanız da olur almasanız da. hatta oyunun para babalarında birisi iseniz;
''almıyorum lan! parasıyla değil mi? paramı verip geçerim!! muhaha!!''
diyebilir ve daha amele oyunculara almaları için bırakabilirsiniz bu mekanı..
geceleri travestilerin, zencilerin, torbacıların beraber halay çektikleri kozmopolit semt.
(bkz: dolapdere big gang)
(bkz: arabada sevisilebilecek sote mekanlar/#1518790)
chp nin zeynep adlı * milletvekilinin çok pis kapkaç gasp karışımı olaylara uğradığı mahalledir.
bir türlü girip dolaşma cesareti gösteremediğim ziyan olmuş bir semt.
önümde bir kaç kez kapkaç olan mekan.
Just Feel adlı yeni albümü olan müzik grubu.
Vitrin mankeni satıcılarının en çok bulunduğu semt.
(bkz: dolapdere den taksim e tek başına yürümek)
er kişinin tek başına sokaklarını arşınlayacağı bir yer değildir efendim. hatta değil tek kişi iki, üçü dört... başınıza da gitmeyin. ha yok ben sağlam adamım, cepte emanet eksik olmaz, burnum boktan çıkmaz diyorsanız gidin ve kaderinize razı olun.
-bilader saat kaç?

diye soru sorup, sonra da

-ne baktın lan!

diyerek dayak atan insanlara sahiptir.
pazar günleri, sıkı pazarlıklarla çok ucuza çok ilginç eşyalar * * alabileceğiniz bir çingene pazarının kurulduğu semttir.
(bkz: 75 kuruşa orjinal film)
(bkz: 1 ytlye kitap)
hiç bir insanın girmek istemeyeceği ama bir gün bütün istanbulluların mutlaka yolunun düşeceği bi acayip semt. şu sıralar pkk sempatizanlarının ini haline geldiği de maalesef bir gerçektir.
tanıdıklarını, eşlerini, dostlarını sonuna kadar sahiplenen; mahalle kültürünü herşeye rağmen yaşamaya çalışan. ve kendilerince geliştirdikleri savunma mekanizmasından ötürü tanımadıklarına karşı sonsuz saldırgan olan * * ve devletin onları cüzzamlı gibi kenara itip umursamaması; istihdam sağlamaması hayata kazandırmaya çalışmaması hep itelemesi ve belki de sadece kader ve alın yazısı yüzünden oluşan mecburiyetten; çoluğuna çocuğuna bakabilmek, iki lokma ekmek yiyebilmek için; nefret ede ede suça alet olan, suç işleyen, çalan çırpan, uyuşturucu satan,gasp eden, insanları zehirleyenlerin yaşadığı, oturduğu; kimilerine göre cehennem kimilerine göre sığınak olan istanbulun kenar semtlerinden bir tanesi. ha merak edenler için açıklayayım ;hayır ben dolapderede oturmuyorum ve hatta şaşırtıcı bir şekilde dolapdere, kasımpaşa ve bunlar gibi semtlerde oturan hırsızların en çok rabet ettiği istanbulun en lüks semtlerinden bir tanesinde gayet lüks bir dairede yaşıyorum * **. ve yaşadığım daireye zamanında hırsız da girdi. kolumdan çekilip çantam da çalındı. bundan iki sene öncesine kadar ben de dolapdere ve civarındaki suç oranının yüksek olduğu semtlerden korkan, nefret eden, burun kıvıran bir insanken; o ortamların tam göbeğinden bir insanı tanıyıp çok da sevince ve de biraz olsun objektif değerlendirebilecek kadar içlerine girince gördüm ki gerçekten de hayat kimilerine gerçekten de fırsat sunmuyo ve bazı insanlar gerçekten şanssız doğuyo ve mecburen ona biçilmiş olan rolu üstlenmek zorunda kalıyo. kimse her gün diken üstünde olmak, korkarak para kazanmaya ailesini geçindirmeye çalışmak istemez. kimse hapishane ortamına bayıldığı ve içeri girmek istediği için suç işlemez. birileri birşeylerin -haklı ya da haksız bir şekilde ki ben onu tartışmıyorum şans ve kader olgusundan bahsediyorum - kaymağını yerken ötekilere posası kalıyo. ve belki de o insanlar bir şekilde buna bu şekilde baş kaldırıyo. düzenin adaletsizliğine karşı kendisi adaletsizlik yaparak savaş açıyo. ha kazanıyo mu . hayır. hep kaybeden oluyo. geri kalanı yine kaymak yemeye devam ediyo. ama olsun, o savaşının ciddi mücadelesini vermiş olmanın hazzıyla belki bir hapishane koğuşundaki ufak yatağında, belki iki el kurşun yedikten sonra bir çöp konteynırının içine atılmış şekilde, belki karıştığı bir kavgada kalbine saplanan bıçak darbesi yüzünden istiklal caddesinin arka sokaklarından bir tanesinde kanlar içinde yerde kıvrana kıvrana ama yine de mutlu bir ruh hali ile hayata gözlerini yumuyo. ve inanın kendileri de o hayatı yaşamak istemiyo. şartlar neyi gerektiriyosa ona uyum sağlıyo onlarda . bizler gibi. ne demiş bu ortamların tam da göbeğinden fırlamış değerli üstad metin kaçan ın aynı adlı romanından * uyarladığı filminde mustafa altıoklarabimiz : `zarlar düşeş gelseydi belki de herşey başka türlü gerçekleşecekti.
`
girdikten sonra çıkmanın pek kolay olmadığı semt.

bi zahmet bu siktimin semti için tez yazılmasın.
girdikten sonra çıkmak oldukça kolaydır.

eğer dolapdere yakınlarında bir okulda okuyorsanız
sike sike gidiyorsunuz la o okula
valla 4 yıl oldu
ne çizen var, ne paramı aldılar
allahtan orta okul bitiyor.
istanbul'da yaşamayan biri için, monopoly'den başka bir şey ifade etmeyen semt.

kahverengi kasımpaşa ve dolapdere ikilisini tamamladın mı, dikeceksin oraya otelleri, gelen geçene vuracaksın kırbacı.
ahanda bizim burası. bırakın bu şehir efsanelerini buyrun gelin için bi çayımızı sonra gezelim biraz; dolapdere, hacı ahmet, hacı hüsrev, tarlabaşı, ömer hayyam, kasımpaşa.. dizilerde ki sıcak mahalleler olur ya huzur veren, gerçeğini görün.
dolapdere big gang dinlenmelidir.
dünyanın en delikanlı semtidir zar atanı hırsızı motorlu kapkacı çoktur polis giremez kavgaları meşhurdur her köşede siyah rugan ayakkabı elinde tesbihi kirli sakallı delikanlı abileri bulunur oranın halkının kendisine saygısı sonsuzdur girişi kolay çıkışı çok zordur çıkarsanız helal olsun çıkamazsanız başınız sagolsun.
metrobüsle geçerken her gün tabelasıyla kesiştiğim semt. esenler, bağcılar tarzı ağır abilerin takıldığı bir yermiş.
grubu vardır (bkz: Dolapdere big gang)