bugün

(bkz: üçüncü nesil silik)
gitmeyi kendi mi istedi, yoksa silindi mi merak konusu olan gerçek yazarlardan biri(idi). umarız bir şekilde geri döner, küsmez..
siliktir bu kişi.

onu yaptklarından sonra çaylak yapmanın işe yaramayacağını anladı nihayet moderatörler.

ama geri gelir cinsten bu. hani yapışır gibi. bakıcaz bakalım. şimdilik hayırlı olsun.

not: polemik yaratmışız, vay anasını sayın seyirciler. * * * * * * * * *

edit: gitmeyi kendi istemedi, silindi.
dokuz koy hikayesi... kovulan kovandir aslinda.
" ne haliniz varsa gorun ulan...!"
araf`ta yer var kardesim, her yere hakim ve denize nazir... yolun acik olsun...
gece vakti çöken o his işte evet o his cennetten kovulanın entrylerini arzuluyordu. o kadar keyifliydi ki burnu sızlıyordu arama butonuna -cennetten kovulan.. ismini yazarken. üçüncü nesil silik yazısıyla beyninden vurulmuşa döndü.

sözlüğün menfaatini düşünen moderatörlerin işi olduğunu sanmıyorum. gerçi hoş, cennetten kovulan zaten ağır geliyordu sözlüğe. artık kitaplarından takip ederiz biz onu.

sikerim böyle aşkın ızdırabını...

uludağsözlük seni asla unutmayacak.
yedekte tuttuğu nicklerden biriyle mutlaka yine buralarda olacak silik.

edit: ne olduğu benim pek şeyimde* değil, hayranları rahat uyusun diye yazdım.
sözlükten uçurulmuş yazar. atılmış uludağ sözlük'ten. cennetten kovulduğu gibi buradan da şutlanmış. uçmuş, bitmiş, kül olmuş. yani yok artık kendisi bu zeminde. bitti. olmadığından kendisine yöneltilen iddiaların gerçek ya da gerçek dışı olduğu konusunda yorum yapamaz artık, bunlara ilişkin bir açıklama getiremez. çünkü adamın cevap verme hakkı yok. adam suskunluğa mahkum, sessizliğe mecbur. dilsiz bu ortamda.

her yazarın gidişi bir eksikliktir. her gidiş bir kayıptır. uçurulan yazarlar elbet bu sözlüğün bir parçasıdır. yüzüne söylemediğimiz, yüreğine haykıramadığınız bir yazarın arkasından asla konuşmayın, ki delillendiremediğiniz iddialar savurmayın. iddia sahibi mutlak iddiasını belgelemekle yükümlüdür. bunu yapmazsa düşeceği çukur hep bellidir. (bkz: müfteri)

öyle de abicim daha ne skime adamın arkasından desteksiz ve mesnetsiz atıp tutuyorsunuz? madem bu kadar kin duyguluydunuz da o halde cennetten kovulan henüz buradayken ve cevap hakkı varken niçin kuyruk acınızı yüzüne karşı yansıtmadınız, ne diye susup sözlükten gönderilmesini sinsice beklediniz?

bu mudur yazarlık etiğiniz, insanlığınız?
bu mudur aq adamlığınız, erdeminiz, faziletiniz, terbiyeniz?
cehennem' den gelen daveti; ancak ateşin en hararetli yerinde yaşamasına izin verilirse kabul edeceğini bildireN;
(bkz: üçüncü nesil yanık)
sırf (#938481) nolu entrysi ile bile silik olmayı haketmeyen yazar.
itü sözlük ' te cennettenkovulan nickiyle döktürmeye devam eden yazar.
* oncelikle; (bkz: cennetten kovulup itu sozluk e entry asirmak).

sozlugumuzden (c)aldigi "yanda oturan bayanin bosalan koltuga gecmesi" gibi tamamen geyik icerikli bi basligi, yine burdan (c)aldigini soyledigi "türkiye'nin eurovision'a kurtce sarkiyla katilmasi" gibi siyasi icerikli bir baslikla bir tutan yazar. izah edeyim. kendisinin dedigine gore nasil ki eurovisionlu baslik uludag sozluk'te tartismaya aciksa, boyle hassas bir konu itu sozluk'te de tartismaya acilmaliymis. ulan eurovisionla senin caldigin basligin ne alakasi var? yanda oturan bayanin nesini tartisacagiz? vay efendim eurovisionlu baslik da mi calintiymis o zaman. bik bik.

velhasil; gerekli yazardan ozur dileyip orda actigi basligin altina "nikim yok benim adli yazarin uludag sozluk'te actigi bir basliktan uyarlanmistir" gibi bir not dusecegine, kendisini kandiran ve komik olan yazar. bir kez daha yazik.
birkac tane yazisini okumaya niyetlenip pisman oldugum yazar. daha 2. paragrafa gelemeden enerjim bitti, hayattan sogudum, acik olan pencereye anlamli anlamli bakmaya basladim. o derece. sonra da cisim geldi. gittim isedim. oyle iste.

edit: (#3466151)
isedim geldim, ustune bir seyler atistirdim, dolandim filan. neyse, bi daha bakayim su herifin entrylerine, belki bende bi mallik vardir, anlayamamisimdir belki dedim. actim silik olmadan once yazdigi son entrylerine baktim. intihar, olum, tanri, ask, sevgili; sonra gene intihar, olum bik bik. yazdiklari bu temalar etrafinda donuyor ve donuyor sonunda tikaniyor. surekli kendini tekrarliyor. boyle bir yazar. yazdiklarini okurken babam aradi, yazarin yazdiklarinin etkisinden kurtulamamis olsam gerek, "ne tarafta cehennemin?" filan demisim. "ne diyorsun lan yavsak dalga mi geciyorsun" dedi. "ha, yok baba estafurullah" dedim. "kafayi yedin pc basinda" dedi.

kisacasi yaziyor yazmasina da bayiyor be anam babam. imdat diye bagirasim, cami pencereyi acip, ustumu basimi paralayasim geliyor anasini satim.

sahi, "ne tarafta cehennemin?"

(#2945321)
demin kendisini keşfettiğim yazar. sözlükte bu kadar öznel ve estetik yazan birisinin olduğunu hiç tahmin etmezdim. kendisiyle tanışmak isterdim ama ne yazık ki silik gözüküyor. uzun zamandır aradağım ilhamı aldım kendisinden. ellerine sağlık...
geçen hafta gördüğümde dövme motifleriyle uğraşan kişilik.
kendisiyle hiç anlaşamama rağmen yazılarını sevdiğim ve özlediğim silik yazar kişisi, ilginç insan.
(bkz: şeytan)
(bkz: #938481) gören yazardır. bakar körlerden değildir.
+ kardeşim bak olay çıkarma. git aşağı arafat var arabistan da o dağa çık dua et tekrar gelirsin buraya
- abicim etme eyleme. vallahi bilmiyodum o elmanın yasak olduğunu
+ yav bak kardeşim beni de zor durumda bırakıyorsun
- yok arkadaş çıkmam ben. bilmiyodum diyorum ya bil mi yo dum
(çıkan kargaşaya daha yetkili bir melek gelir, daha gürbüz, daha iri)
+ ne oluyor burda ?
+ elma meselesi abi.
- bak abi vallahi bilmiyodum yemin ederim bilmiyodum
+ geç o ayakları geç. atın aşağı.
eksi sözlük semalarında uçarken görülmüş yazar. bu durumda cennet uludağ sözlük olsa gerek.
ne de olsa son alımlardan sonra eksi' nin cehennemden farkı yok!
mukaddes tir kanımca.
şu ana kadar uludağ sözlükte gördüğüm en iyi gözlem yapan yazardır, uçmuş olsun yine de entry lerin hepsi orjinaldir.
bir zamanlar şöyle bir şey yazmış(tım); (#2944508)
bir de böyle bir şey; (#938481)

ekşi sözlük'te kaldığı(m) yerden devam ediyor(um) kusmaya. aynı nickle;

-----------------alıntı--------------------

başlık; insanların mide bulandırıcı olması.
entry; tasavvufta ya da felsefede bu durumun bir açıklaması var mıdır bilmem ama bir insanın ruhsal anlamda son durağı.

en son bölüm başkanımın odasında, kendisiyle varlık üzerine konuşurken midem bulanmıştı. ben kendisine ölüm'ün gerçekliğinden ve soğukluğundan bahsederken kendisi söylemişti;

"okulunu bitirmenin derdine düş sen. bunlar çözümsüz teferruatlar."

baktım gözlerinin en dibine. ulaşabileceğim en son noktayı hayal etmeye çalıştım. midemdeki hareketlenmeleri hissetmem saniyenin binde birlik bir zaman dilimine sığdı. kustum. ünvanının yazılı olduğu masasının üzerine.

yüzlere baktım. yaşadığım şehrin ana caddesinde. dik dik baktım herkese. ve her şeye. insanlar aynam oldu. kendimi gördüm. cesaretsizliklerimi, yenilgilerimi, galibiyetlerimi...
ego tatmini için ahını aldıklarım geldi aklıma. gördüğüm her yüz tanrı'yla aramda bir köprü vazifesi gördü. o yüzdendir ki yüzlerine bastım insanların.
gururlarını incittim. kalplerini çaldım. rüyalarına girdim. kendimi astım. biçtim. kestim... kumaşım berbat olduğu için bir şey elde edemedim kendimden.

siyasi ve felsefik ideolojilere girdim. çıktım. girdim. çıktım... her şey bir genelev emektarının kadınlık organı oldu. ben yine de bir şey olamadım.
inanılacak bir şey aradım. tapabileceğim bir şey. mücadele edebileceğim, içerleyebileceğim, kendisini anımsadığımda varoluşuma anlam yükleyebileceğim tek bir şey.
bulamadım. bir gece yarısı yaşadığım şehrin karanlık sokaklarında turlarken bir evsizle karşılaştım. "hayat" dedim. o "bayat" dedi. anlamadım. dalga geçiyor sandım. güldü. tiz kahkahaları geceyi ortadan ikiye ayırdı.

"hayat" dedi tekrar. "fazlasıyla bayat. beş milyon yıllık bir varoluş. küf kokuyor. tanrı gibi."

vazgeçtim anlamlardan. ve anlamdırmalardan. sonsuz bir teslimiyetti hissettiğim. içerimde olan. ama suçum yoktu benim. yine de teslim oldum. kanunlara, insanlara, inançlara... ellerimi ensemde birleştirip rica ettim;

"bana biraz zaman verin. elbet ben de varlığıma somut bir kanıt bulabilirim."

yoktum ben. hiç varolmadım. varolamadım. o yüzdendir ki insanların yüzlerinin mide bulandırıcı olması da benim beynimin ürünüydü. o yüzden onlar da yoktu. ama acılar vardı. sokaklar, hayatın hayasızlığı ile yüzlerini boyayan kadınlarla doluydu. yetiştirme yurtları. huzurevleri...
kimdi bunların sorumlusu? o insanlar da mı yoktu? tanrı neredeydi peki? o da mı yoktu yoksa? bu kadar yokluğu ruhum kaldıramazdı. o yüzden de aynalara geçirdim sol elimi. yüzümü toprağa çevirdim. kafamı toprağa gömüp de kustum, son kez.

(cennetten kovulan, 24.12.2008 22:29 ~ 08.01.2009 01:00)

----------------alıntı---------------------------
anathema'nın anlamıydı yanlış hatırlamıyorsam eğer.
sözlükten de kovulmuştur. keşke gitmeseydi dedirtir.

efsane de bir entry bırakmıştır herkesin okuması gereken:

(#938481)