bugün

-erik dalmaya gitmek.
-körebe oynarken yalandan yere kızların memelerini mıncıklamak.
-tüm aileyle beraber yanan soba eşliğinde sabah kahvaltısı yapmak.
-okulda ışıkları kapatıp kızların memelerini mıncıklamak
-oyuncak arabayı raptiyelerle süsleyip hava atmak
-yakalambaç oynarken kızların memelerini mıncıklamak.
-yılbaşında tombala diye bağırmak.
-o piti piti diye sayarken her 'piti' deyiş de parmağı kızın memesine dokundurmak.
-1 tur istenilen bisikleti kaçırıp akşama geri vermek
-doktorculuk oyunu oynarken kızın meme( tamam lan tuhaftım ben )

vs vs. unutulmayan anılardır.

edit; bayrak yarışında bayrak yerine kızın memesini avuçlamak. ( bu da asla yaşanmaz bu da. )
Memleketim olan izmir'e gittiğim de farkına vardığım durumdur.

10 sene önce çevre binalar dan onlarca çocuk toplanır, maçlar yapardık.Bir protesto gibi yapardık bunu hemde, arabalar park etmeye cesaret edemezdi.Edenlerin ya aynasını kırılırdı, yada kaputları zarar görürdü.Onca afacandan hangisinin yaptığını kimse bulamazdı, çünkü ispiyon etmezdik.

Mahallemizin kızlarıyla bakışa bakışa aşk yaşardık.Kimse cesaret edemezdi gidip de konuşmaya, fakat bilirdik ki herkesin bir kız arkadaşı vardı.

Bilgisayar değil, playstation vardı bizim zamanımız da.Onlarca kişi fifa 99 lar oynanırdı.

Bunlar gibi yüzlerce anılarımız vardı.Nesil olarak çok güzel zamanlar yaşadık.Şimdiyse çocuklar yapay arkadaşlıklarla büyüyorlar.

2 hafta önce izmir'e gittim.Ağlamaklı bir şekilde mahallemde eski evin karşısında oturdum.
Top oynadığımız alanda ise onlarca araba park etmiş, ne bir çocuk sesi vardı, nede bir tane bile insan.

Bir saniye bile duramadım.Anılarımı aldım ve gittim.
geçen cuma en önden takip ettiğim duman konseri.
şimdi dersiniz bi daha gelir bi daha gidersin konsere. ama öyle değil işte *
benim gittiğim ilk duman konseriydi ve inanılmaz süper geçti... konser anları aklıma geldikçe bile içim ürperiyor, çok süperdi çok...
birçok konsere daha giderim belki ama bunun yeri hep ayrı kalacak bende...
insanın hatırladıkça içinin burkulduğu anılardır. buna en iyi örnek (bkz: 90lı yıllar) olabilir.
senin ona güldüğün zaman onun da sana gülmesi. yaşanmaz bir daha.
üniversite sınavında ilk tercihini kazandıgını ögrendigin an.
-turbo sakızların içinden çıkan araba resimlerini biriktirmek. 5 numaralı suzuki swift'i bulana kadar götüm çıkmıştı lan.
-bmx bisikletlerle akrobasi yapıcam deyü ağızüstü çakılmalar.
-at arabalarında karpuz satan amcalar ve o atların mahalleyi kokutan bokları.
-bayramlarda mahalle mahalle dolaşan seyyar atlıkarıncalar.
-yaz tatillerinde, namaz sürelerini öğrenmek için gidilen cami imamı seansları.
-dedenin tertemiz ve bembeyaz sakalı.
-almancıların alamanya'dan getirdiği kameralara salak salak pozlar vermek.
-uçan kaz nils.
-yakari bittikten sonra çocuğunu zorla uyutmaya çalışan anne ve baba. o saatte uyuduğumu hiç hatırlamıyorum.
-bayramlarda tüm mahallenin kapısını çalıp, 5 kilo şeker toplamak.
-nike spor ayakkabısı alabilmek için babaya yapılan beyhude yalaklanmalar. şimdi kaç kuruş ki amk?
-istisnasız her mahallede bulunan ve çocukların cin atına bindirdiği mahallenin delisi.
-anne ve anane ile kadınlar hamamına gitmek. bak, bunu hayal meyal hatırlıyorum, çok küçüktüm çünkü. biraz büyüyünce kadınlar yaygarayı basıyorlarmış herhal.
-ayı oynatan cinganlar**.
-kışın pazar günleri, dışarıya çıkamamaktan dolayı tv seyretmek zorunda kalmak ve o günkü yayınları kendinden geçerek seyreden aile efradının zekası hakkında aşağılayıcı yorumlar yapmak**.
-yakılan sobadan mütevellit cehennem sıcağına dönen banyoda bir güzel keselenmek. saatlerce dayak yesen daha iyi. o derece amk.
-köye gidip eşşeğe binmek ve her defasında üstünden düşmek.
-hakemin ve ofsaytın olmadığı maç yapmak. tabi ki, taşlardan oluşturulmuş kalelerle.
-o neşeli ve haşarı günlerin değerini bilemeyip, bir an önce büyümek istemek. bok vardı sanki.
Kucukken daha Babanin seni omzuna alip lunaparka,hayvabat bahcesine vb. Goturmesi.
Araba kullanmak için oturduğun baba gibi kucaklar.
oruç aruoba'nın da dediği gibi; hayatın geriye kalan çölünü yeşertmeye yetecek anlardır.
(bkz: ilk öpücük)
(bkz: meğer gülüp geçmişim)
2011-12 sezonu,
deron williams'ın gelişi
adam morrison'ın gelişi
pops mensah-bonsu'nun gelişi
zoran erceg'in gelisi
carlos arroyo'nun gelişi ve
beşiktaş erkek basketbol takımının 3 kupalı şampiyonluğu.
Onun uyumasi. Sabaha kadar izledigimi bilirim. Cenemdeki elim uyusurdu lakin uyanmasin diye saatlerce o halde kalmistim ve o uyuma pozisyonunu degistirirken bende o an hizli sekilde durus pozisyonumu degistirirdim. Simdi o yok..
-mario oynamak. fakat geçemediğim bölüm olunca, reset atmaktan makinenin power düğmesini aşındırsam da, akşam annemin eve gelip beni kolunun altına alıp, benim geçemediğim bölümleri kadının takır takır geçerken salonun ortasında mutluluktan gebermem.

-magnum yemek babamın her hafta sonu sektirmeden bizi görmeye gelip cebinden 500 lira* çıkarıp git aileye magnum al bakalım deyip totomo vurması. tabi o 500 liradan fazla fazla artınca hadi mahalledeki arkadaşlarına da magnum ısmarla o parayla, koca adam oldun * deyip paranın üstünü bana bırakması. foça nın son durağında arkadaşlarımla kaldırımda oturup etraftan gelip geçenleri incelerken magnum yemek.

-çarpım tablosu ezberlemek 2lerden 9a kadar ezberleyince annemin beni ve tüm arkadaşlarımı yemeğe götürmesi, benim çarpım tablosu ile hoşlandığım kıza hava atmam.

-sokakta top oynamak servisten inildiği anda üstümde ki önlüğü çıkartıp içimde ki tshortle kalıp, eve çıkma zahmeti göstermeyip, anne gelene kadar geberene kadar arkadaşlarla top oynamak. bizden azıcık büyük abilere "abanmayın" diye sitem etmek. aylık oynarken adam gibi sektiremeyenlerle işkence etmek. fakat annemin işten gelip arabadan indiği görünce hemen oyunu bırakıp eve çıkmak, uyuyana kadar ders çalışmak.

yılan oynamak babamın 3300 da yardıra yardıra telefonun tuşlarını kız kardeş ile aşındırmak. sonra yüksek skoru kız kardeşimin yapması 2 hafta sonra tekrar babanın bizi alıp gezmeye götürdüğü gün kardeşimin skor tablosunu açması ve kendisinin yaptığı skorun geçildiğini görünce, babanın gizli bir yılancı olduğunu öğrenmemiz. bunu yıllarca babanın kafasına kakarak prim yapmamız.

eve ilk bilgisayar gelişi 94 yılında, monitörün kasanın üstünde duran bilgisayarım geldi. ben evinde mutluluktan koşarak turlarken 3 yaşında olan kardeşimin hiç bir şey algılamayıp dilini disket yerine sokması...

hiç birini bir daha yaşıyamıyacağım eheuheue
'99 yılında adapazarı'nda ikamet ederken babam dedem ve ben tozlu camii'ne cuma namazına gitmiştik.
o benim ilk kez cumaya gidişimdir. fakat bir daha yaşanmayacak olmasının sebebi dedemin ve ya babamın ölmesi değil koca tozlu camiinin 17 ağustos 1999 depreminde yıkılmasıdır.

kader beni yeniden adapazarına getirdi tozlu camiinin yerine yenisini yapmışlar ama eskisi gibi olmamış. insanlar ne çabuk unutuyor ve zaman ne çabuk geçiyor.
Eski sevgiliyle saatlerce telefonda konusmak, kitap almak icin alinan parayi atari salonlarinda harcamak, mac yaparken patlayan plastik topun parcalarini kafaya gecirmek, bisiklet aldirmak icin babaya haftalarca yalvarmak, bayramlarda catir cutur torpil patlatmak ve sergen atti sampiyonluk geldi..
hiçbir sorumluluk taşımadığım ve akşama kadar sokakta istediğimi yaptığım çocukluğumdur.
Her saniye ...
ilkokulda statü kazandıran kırmızı kalem ve ışıklı spor ayakkabılar.
pet şişenın ıcıne kum koyup oynamak.
kozalakla bile maç yapmak.
eski toprak sahalar da olmayacak her yer inşaat oldu. cocukların oynayacak yerleri yok.
eski komşu ilişkileri.
eski dostluklar.
http://www.youtube.com/watch?v=c9_9y9zBRVQ
Niğde - Bursa arası yolculuklarda arkadan çalan arabesk müzik ve benim anne diye yanımda oturan kadına sarılmam. Başımı okşarken elleri buz gibiydi.
çocukken yaşanılanlardır.
Ilk sevisme ilk öpüsme ve ilk asktIr.
yıllarca aynı yastığa baş koyduğun eşinle geçirdiğin anılardır.

boşandığın zaman, o anıları bir daha yaşayamayacak olmak gerçekten yıkar insanı.
hele tek taraflı devam eden bir aşk söz konusu ise, intihar sebebi bile olabilir.

bir kadın için çok zor olsa da, bir erkek için daha zordur.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar