babayla girilen komik diyaloglar

-babaaaa.
+efendim oğlum.
-büyüksün.

baba:b ben:a
b- kızım bak ikinci kara kaplı deftere başlıyorum.
a- o ne yaa ? kara kaplı defter derken günlük falan mı tutuyosun anlamadımki.
b- bir nevi günlük de denebilir. her gün bir harcama yaptığın için.
a- efendim ? baba anlamadım ne diyorsun ?
b- ne diycem sıpa. okula başladığından beri sanin masraflarının hesabı bu defter. işe başlar başlamaz taksitlere başlarsın. bak bu kıyağımı da unutma, taksit yapıyorum sana.
a- ahahahha baba ya devlet bile verdiği kredileri okul bittikten 2 yıl sonra geri almaya başlıyor, naptın sen? * *

-baba araba lazım.
+niye oğlum ?
-baba lazım işte..
+ne yapacan arabayı oğlum ?
- baba istemiyorum tamam.

istanbulda uzun suredir yaşamama rağmen babama surekli yolları sorarak geçen bir yolculuğun ardından babamdan gelen bomba yorum:
- oğlum hani sen şu tv de izliyorsun ya neydi adı heh formula mı ne ..
-evet baba formula 1
-heh işte her ne zıkkımsa sen git orda sür!
yıllardır ilk defa bu konuda bir övgü alan ve g*tü tavan yapan ben , babamın olaya koyduğu son noktayla yerin dibine giriyorum.
- hani pist belli ya kaybolmazsın orda !

babayla birlikte temizlikvari bir iş yapıyorsanız, aranızda geçmesi muhtemel diyaloglardır. ahanda bunun gibi: (#12144245)

babacığım buyur çay,
burada da bisküvi var,
dur arkana da yastık,
bir de şuraya bi imza...

dedikodunun sıkca oldugu bir apartmanda oturulmaktadır o zamanlar daha lise çagı kanımız kaynıyor eve kız arkadas getırılır sonradan komsuların anneye durumu anlatırlar oda haylice babaya anlatır ve babanın salondan sesı duyulur huzuruna cagırmaktadır

b- oglum bugun naptın kim geldi bize ?

f- (durum cakılır ve aileninde tanıdıgı en yakın 2 arkadas solenır) kami ve eti geldi nolduki

b- dogru sole olm annene solemısler annende bana dikkat et biraz hareketlerine ve arkadaslarına sole evden cıkarken ne unuttuklarına dıkkat etsınler

f- baba cidden onlar geldi nolduki hem ne unutcaklar

b- ya oglum yalan soleme genc adamsın olur bole seyler

her nedesede babaya durum ınkar edılır ve üste cıkmaya calısılır ve babanın canı ıyıce sıkılmıstır ve kızmaya baslamıstır ve susup kalmama neden olan cumleler dokulu verırı agzından

b- o zaman sole bakalım eti mi kami mi hangisi sutyen takıyo ne ayaksınız olum siz ? demesi üzerine hersey kabul edılır ve özür dilenir .

b-lan yatağın altındaki peçeteler ne lan sert sert!
a-baba bilmiyomuş gibide soruyon bide
b-lan oraya konurmu anan temizliyo bunlar ne diye bana soruyo
a-hadi ya
b-amına korum topla şunları
a-tamam baba ya kızma

evde beslenen tarantula için sinek bulunmuştur. yalnız sineği yakalayabilmesi için bir kanadını kırıp tarantulanın kavanozuna atmak gerekir. fakat sinek içinde bulunduğu kutuda epey hareketli olduğundan ve kaçabilme olasılığından dolayı kutudan çıkarılamaz.

ben: e kıramıyoruz ki sineğin kanadını. yakalayamaz tarantula bunu. nasıl atıcaz kavanoza?
baba: tarantulayı sineğin olduğu kutuya atalım?
ben: saygılar.

adam dâhi arkadaş.

babam - oğlum kusura bakma ama bu kayısıları yemek zorundasın.
ben - yemek zorunda mıyım ? o nedenmiş ?
babam - çünkü bunlar malatya kayısısı.
ben - !!?**?

akşam yemeğinden sonra herkes evin farklı yerlerine kafasına göre dağılmıştır. evin evladı çorabının tekini aramaktadır. babasının bulunduğu odaya girer. sessizce, arama işlemini sürdürürken, baba birden konuşmaya başlar:

-sen bi baltaya sap olamazsın senden adam olmaz oolum
+...?(şaşkın iç ses: ne, ne oldu bea??)
-bak aamet abinin oğluna, afferim çocuğa nası çalışıyo, ışık var o çocukta
+ya o baltaya sap olmak için uğraşsın dursun, önemli olan bir sapa balta olabilmek!
-... (ne dedi bu çocuk şimdi) boş boş konuşma, geri cevap verme bana.
+gidip kumda da oynim mi
-ver şu kumandayı s*ktir git.

ah siz yetişkin insanlar hep aynısız.

-baba ya annemle ablam bu saatte dışarı yürüyüşe çıkacağız dediler. sinirlendim bağırdım çağırdım yine de çıktılar.
-oğlum bağırma onlar senin atan iyi davran onlara.
-ya baba tamamda bu saatte dışarı mı çıkılırmış. kendi kafalarına göre iş yapıyorlar.
-olum amı olanın dini olmazmış. bunlar böyle kafalarına ne eserse yapıyorlar. ben göstericem onlara neymiş dışarı çıkmak...

evimi değiştirecektim memleketime dönmeden önce son 4 günde arkadaşımda kalacaktım.

babam bana hali hazırda sinirlenmiş. niye bu vakitte evden çıkıyorsun diye atar yapmaktadır.

- ya baba ben bu evde kalmaya devam edersem bu çocuğu kesin dövücem sonra mahkemelik olacağız. niye kızıyorsun şimdi. hem arkadaşımda kalacağım son 4 gün. eşyalarımı da onlara bırakacağım.

-olum sevmiyorum ben böyle işleri ne o öyle elin sikiyle gerdeğe girmek gibi. kal evinde adam gibi beni sinir etme.
-!!%&

ben gülmekten kopuyorum tabi babamda anladı dediğini oda gülmeye başladı tabi. sonra tamam oğlum sen iyice bir düşün taşın dedi sonra.

yaz okuluna kalıcağım belli olunca biraz çıtlatayım demiştim babama;

u: baba ben bu yıl bitirmem için ortalamam 80 olması lazım ya sanıırm benim 78 filan olucak
b: ee?! 80 yap ozaman

---
u: baba ; ben 80 alamadım
b: neden ?

öğrenci evinin azizliğini yaşayan öğrencilerin babalarıyla girdiği diyalogların çoğu buna dahildir. yaşanan bir olayı aynen aktarıyorum.
(çamaşır makinesi bozulan bir öğrenci bir bavul dolusu kirli çamaşırla eve gitmektedir.)
-baba çok büyük bir bavulum var, beni otobüsten almaya gelir misin?
-ne bavulu hayırdır, geri mi taşınıyorsun?
-yok baba, çamaşır makinemiz bozuk ya.
-çamaşır makinesini mi getiriyorsun?
-.................
-baba çamaşırlarımı getiriyorum!

babayı komik bir diyalogun ortasına atmak daha güzelidir.

--spoiler--
sevgili babamız evladının isteği üzerine gazete bayiine bir dergi almak için yaklaşır ve:
-siz de hayvan var mı? der
-anlamadım abi
-siz de hayvan dergisi var mı?
- yok , bizde hiçbir hayvan yok abi.

devamında eve gelen babanın ağzından şu sözler dökülür:
'git hayvan'ını kendin al.'
not: ama baba yüreği dayanamamış başka bir yerden bulup almıştır. tabiki bir daha mevzubahis dahi olmamıştır böyle bir şey.*
--spoiler--

evlilik yıldönümlerinde hediye olarak su sebili seçmem üzerine;

babam - yavrum sen ne biçim kızsın, duygularını nerde bıraktın? evlilik yıldönümünde hayrattan başka alınacak hediye kalmadı mı şu memlekette?

gamer - bu sıcak yaz günlerinde serin serin sular gırtlağımızdan akarken, biz de mutluluğu buluruz diye şeyettim ben baba. hem ne demişler; "bir çeşme yaptırdım su içmeye tası yok, kırma kimsenin kalbini yapacak ustası yok." yaaa...

babam - doğru söylüyorsun kızım. zaten, doğum gününde odasının kapısına "akşam eve girdiğimde aniden ışıkları açıp, 'süpriiiz!' diye g.tünüzü yırtarsanız, g.tünüzü keserim." şeklinde bir not yapıştırıp giden bir insandan kuryeyle çiçek göndermesini beklemek hata. buna rağmen, ben bir çılgınlık ettim ve bekledim. çok hata ettim.

gamer - ya baba fena mı ettik? evladiyelik hediye işte, soğutur soğutur içeriz. çiçek alıcaz da n'olacak? iki gün sonra solacak, çöpe atılacak. masrafa yazık. hadi masrafı geçtim, biliyorsun çevreye zarar verecek her türlü eylemden kaçınan duyarlı bir insanım. hem çok klişe değil mi ya?

babam - klişe mi? e ben orkide aldıydım!?

gamer - valla baba hata etmişsin. onlar çok pahalı. iki-üç güne kalmaz lapır lapır dökülecek yaprakları, sende onca para döktüğünle kalacaksın. yazık günah, bari saksıda alaydın sulardım ben onu.

babam - he kızım hee.

gamer - öyle geçiştirme baba. hem ne demiş yılmaz güney; "bizde bilirdik sevgiliye karanfil almasını, lâkin açtık yedik karanfil parasını." teheeey kime konuşuyorum ben burda.

babam - bi' dakika, bi' dakika... sen tatavayı bırak da hangi parayla aldın bunu, onu söyle.

gamer - sen bilmiyor musun baba? bizim helada darphane var, para basıyorum ben orda. te allah'ım kredi kartıyla aldık heralde, bende para ne gezer.

babam - peki kim ödeyecek evladım o kartın borcunu.

gamer - seni sıcak çarptı heralde, beyne sinyal gitmiyor, saçma sapan sorular soruyorsun. para basmıyoruz dedik ya baba, sen ödeyeceksin tabii ki.

babam - öhömmm... ben akşam yemeği için rezervasyon yaptırmıştım, her yıl aynı şey. iptal ettireyim en iyisi evde yeriz değişiklik olur hı?

gamer - bence de. zaten bizi götürmüyorsunuz acayip kıl oluyorum. mangal neyin yaparız, hep birlikte yeriz. oh mis.

babam - hığhım!?!

1. kktk: baba para lazım,
baba: ne oldu lan,
kktk:bilgisayara overclock yaparken işlemci yandı,
baba: ha, maaşı alınca hatırlat.

2. arkadaşlara da baba deyip dalga geçilmesi an meselesi olan durum.

- bu ne? sözlük?
+ öyle bişeyler yazıyosun baba.
- yani sözlük derken, bilmediğin kelimeleri mi öğreniyosun?
+ yani öyle gibi.
-bi de ekşi sözlük var o ne?
+ o en iyisi gibi.
- onda niye yazmıyosun?
+ ya kaydoldum, iki senedir yazar yapmadılar.
- vay şerefsizler ne anlıyolarsa ondan.

babam yaa internet alemine dahi üslubunu değiştirmiyo.

bir sohbet esnasında sözlük mizanseni olan '' buralar eskiden dutluğudu '' esprisini babamın ciddiye alışı sonucu yaşanan diyalogdur.
+ eskiden olsa buralar böyle miydi ki, hey gidi?
- eheh buralar eskiden dutluğudu.
+ yok yaw lahana tarlasıydı burası.
- hönk. yaw baba şaka yaptım.
+ ???

ailecek terasta * oturmaktayız. biz masada, babamsa 3 yaşındaki yeğenimi dizine oturtmuş kenarda oturuyor.

ablam: baba bak dikkat et düşebilir çocuk
babam: *hehehe biz bunun gibi 3 çocuk büyüttük bana mı diyorsun hehehe
ablam: kenarları tutuyor, kıçımı düzeltim derken bi doğrulcak düşecek aşağı
babam: olsun, çocuklar düşe kalka büyür.
ben: hö?! valla kolayca düşebilir tamam ona bir şey demiyorum da, geri kalkabilir mi bak onun hakkında ciddi şüphelerim var. *

+baba ya bana istediğim telefonu alırsın ya da yarın eskişehire giderim.
-seni özlicez.
+:S

+ oğlum napıyosun sen orda?

- bilgisayar oynuyorum baba.

+ tamam da napıyosun?

- basketbol oynuyorum baba.

+ orlando'yu seç, dwight howard çok iyi oynar.

- höööö?

çok şey yazmak istediğim bir başlık ancak babam olmadığından ötürü boş bıraktığım, daha doğrusu boş kalmasın diye yazdığım bir yazı bu. ihya edin beni bugünlük.

+kızım ali sana arkadaşlık mı teklif etti?
-arkadaşlık mı? ya öyle dışarı çıkalım dedi, ben bir şey demedim zaten daha. arkadaşız yani.
+arkadaş mısınız!?
-ya baba normal arkadaşız işte yea.
+konuşma mı teklif etti diyorum kızım?
-konuşuyoruz zaten baba!?
+dışarı yalnız mı çıkacaksınız diyorum?
-yok yea irem de olacak ehehehehee

ilköğretim, 8. sınıf

(bkz: futbola ilgisiz baba/#12770533)