bugün

(bkz: botenanna)
(bkz: anna kournikova)
(bkz: anna nicole smith)
(bkz: anna babkova) *
(ara: anna)
(bkz: anna nın yedi ana günahı)
hayatımda tanıdığım en beyaz kadındır..kocası vardı , mutsuzdu , ayrıldı..bir de sevgilisi vardı , bu sevgili daha sonra kocası oldu , anna intihar etti..

(bkz: anna karenina)
bir beatles şarkısı.

Anna
You come and ask me, girl,
To set you free, girl,
You say he loves you more than me,
So I will set you free,
Go with him.
Go with him.
Anna,
Girl, before you go now,
I want you to know, now,
That I still love you so,
But if he loves you more,
Go with him.
All of my life,
I've been searchin' for a girl
To love me like I love you.
Oh, now.. But every girl I've ever had,
Breaks my heart and leaves my sad.
What am I, what am I supposed to do.
Anna,
Just one more thing, girl.
You give back your ring to me, and I will set you free,
Go with him.
All of my life,
I've been searchin' for a girl
To love me like I love you.
Oh, now.. But every girl I've ever had,
Breaks my heart and leaves my sad.
What am I, what am I supposed to do.
Anna,
Just one more thing, girl.
You give back your ring to me, and I will set you free,
Go with him.
Go with him.
You Can go with him Girl
go with him.
bir uludağ sözlük yazarının * adı. *
okunuş dolayısıyla oluşan çağrışımlar için:

(bkz: anne)
(bkz: ana)

bazı isimler vardır sahibini şekillendirir; bu isim de sahibini şekillendirenlerdenmiş. * * * * ** *
(bkz: anna molly)
Sevdadan yana kim olursa olsun,
Yaşça başca ileri
Geçemezlerdi bizi
Ne yedi kat gökteki melekler,
Ne deniz dibi cinleri,
Hiçbiri ayıramaz beni senden
Güzelim Annabel Lee.

demek istediğim anna'dir kendisi. *
quenya "elfce" dilinde hediye.
ekonomiden sorumlu devlet bakani mehmet simsek'in esinin adi. (bkz: anna simsek)
(bkz: anna williams)
the beatles'ın ilk albümü please please me'de kendine yer bulan güzide bir şarkıdır. bir diğer ismi de go to him olarak belirlenmiştir. şarkıyı john lennon domine eder.
konya ve yöresinde "anna a*ına koyum" cümlesi içinde geçen şaşırma ünlemi.
meryem ana'nın annesinin adıdır. tüm hristiyanların kullandığı bir isimdir. bunun yanı sıra kadın bir peygamberdir.

Anna adında çok yaşlı bir kadın peygamber vardı. Aşer oymağından Fanuel`in kızıydı. Genç kız olarak evlenip kocasıyla yedi yıl yaşadıktan sonra dul kalmıştı. Şimdi seksen dört yaşındaydı. Tapınaktan ayrılmaz, oruç tutup dua ederek gece gündüz Tanrı'ya tapınırdı. incil, luka 2:36-37
Bir elma çeşididir. Ağaçları zayıf ve sarkık gelişir. Meyvesi orta iri, sulu ve tatlıdır. Meyve eti kremdir. Meyve kabuk rengi sarı zemin üzerine soluk sıvama kırmızıdır. Hasadı Ağustosun 3-4. haftasıdır ancak Akdeniz bölgesinde yeşil olarak toplanmaktadır Tam çiçeklenmeden 125-135 gün sonra hasat edilir. Soğuklama süresi 150-200 saattir. Kendine verimlidir ancak kendi zamanında çiçek açan yazlık Jerseymac, William's Pride çeşitleri tozlayıcı olarak kullanılır. M. 9 anacı üzerinde MM.106 anacına göre daha çok verim vermektedir.
bir selahattin yusuf şiiri.

orada bir şey oldu
kontrol noktasında, son anda
bir sessizlik, onu not etmeliyim
bunu yapamam, not etmeliyim, yapamam

yürümesi eğri yaratılmış yengeçler gibi kalakaldık
her dakika yaralar sonuncusu öldürür, bekledik
oklardan biri aldı götürdü sonra sonsuza
bantlar, sıralı alaylar gibi korudu yürüyüşünü
kalabalık yuttu onu dev bir sürüngen gibi
titiz ve ciddi; saçlarına kadar
ve seğirtti 216 nolu kapıya doğru
elini dudaklarına götürdü, açtı
ama sonuncusunda çok geçti artık
dudakları karşılık veremeyeli çok oluyor olan bir heykeldi
bir heykel; tören örtüsü henüz alınmış, mermer bakışları üzerinden

zamanı çıplak gözlerle görebilenin
dünyadan dışarılara ilk kez bakması gibi; biraz şeydi
turnikelerde eridi kalabalık tören bitti
aramızda iki yüz metre var-yok, bir tenhalık
bitti! dedim sırtına bakarken bitti artık
oradaydı hala, döndü
dişleri yürümesi ürkünç yaratılmış mermerler gibi bir şeydi
(bkz: anna çetesi)
(bkz: hanımağa)
olmuyormuş,
her şey tamam bir şey eksikmiş bu mevzuda.
yok sevgili anna, o haklıymış;
olmuyormuş bir gönülde iki sevda.

önce öptüğün haç dokunuyor,
sonra parmaklarım boynuna.
görmüyorsun damarlarımda gezeni,
bilmiyorsun güzel anna.

memleketinin toprağında gezen nehirleri anlatıyorsun,
ve çiçeklerini, nasıl kokuyor baharda.
kokuların en güzeli bende,
ama sen bilmiyorsun,

bilmiyorsun güzel anna.
biz sigaramızı bile sağlığa yakan adamlarız anna.
craig russell in romanlarında kullandığı bayan polis karekterinin adı.
Morena Baccarin in v the visitors adlı dizide canlandırdığı karakterin adı.
bir tarık tufan şiiri.

anna

"Biz her şeye, esirgeyen ve bağışlayan, çokça esirgeyen ve çokça bağışlayan, hep esirgeyen ve hep bağışlayan Rabbin adıyla başlayan adamlarız Anna.

Büyücülerin, haramilerin, borsacıların, reklamcıların, korsanların, işgalcilerin, bankacıların elinden kurtulmamız da bundan.
Sanayi devriminde bile, karanlık, rutubetli, çok bağırışlı, çok nefessiz, çok sabahsız, çok aşksız, çok çiçeksiz, çok neşesiz, çok kitapsız bir fabrikada hayatta kaldık sırf bu yüzden.
Piyasaların hınçla dolu iniş çıkışlarına kalbimiz dayanıyor bir şekilde. Kalbimiz derken, ilk gençliğimiz, sakalımız, bir kasetin iki yüzüne de ardarda kaydedip dinlediğimiz şarkımız diyorum aslında.
işte böyle yaşıyoruz ve yaşamak da sana dair uzayıp giden bir özleme dönüşüyor.
insaf et Anna! Gidelim buradan.

Senin masumiyetini, bilgelik zamanlarından kalma sırları, dünyanın bütün sabahlarını yanımıza alıp da gidelim.
Hesap etmeden, haritaya bakmadan gidelim.
Ölelim diyecektim az kalsın. Ölmeyelim. Hiç ölmeyelim Anna.
Sarılalım diyecektim az kalsın. içimden böyle şeyler de geçiyor işte. Sarılalım, dudakların...
Tamam, sustum.

Gitmek istemezsen bir şiir miktarı kadar otursak diyorum. Şiir kalsın istersen, sadece otursak. Oturmasan da olur benimle, sadece ellerimi tut. Ellerimi tutma dilersen sadece yüzüme bak.
Yüzüme bak ama Anna, yüzüme bak. Gözlerime bak, gözlerimin içine bak.
Gözlerim biraz karanlık. içinde cenkler, ayinler, kesik damarlar, kapıları yumruklayışlar, cipralexler, Turgutlar, Edipler, Sezailer, siyahlar, beyazlar, uykusuzluklar, bitmeyen baş ağrıları, bildirilerin öfkesi, duvarlara uzun dalmışlıklar var.gözlerim biraz yorgun. içinde bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler...
Bekleyişler Anna.

Köylü çocukların parasız yatılı sonuçları mesela. Nişanlısı askerde kızlar, kızı ölüm orucundaki baba, babası tersanede oğul, oğlu şizofren anne.

Hepsini sayamam gerçi, utançlarım da var. Ama geçecek hepsi, geçecek. Şifalı gözlerin her şeyi iyi edecek.
Gözlerimin içine bakmaktan korkma Anna.
Sen adımını attığın andan itibaren Hira dinginliğine dönüşecek ortalık.

Tanrı bizimle de konuşur belki"
tarık tufan'ın güzel bir yazısı, güzel bir seslenişidir..

ayrıca,

jp. öyle, onun gibi, o kadar.