bugün

ankaranın bağları
büklüm büklüm yolları
ne zaman sarhoş olsam
kaldıramıyom kolları.
bayram geçirmek için pek de uygun olmayan şehir. herkes memur öğrenci bu şehirde, haliyle tatilde kimse kalmıyor. anca benim gibi mecburiler...
kuru havasına kurban olunan şehir. mersinin neminde insan nefes aldığını bile hissedemiyor.
bayramdan dolayı şu an bomboş olan şehir. dün bir buçuk saatlik yolu yarım saatte gittim. bi de egolar ücretsizdi, mutlu oldum bir an. *
yakın zamanda kargo göndereceğim şehir. *; türkiye'nin başkenti.
istanbul'un esenler, gaziosmanpaşa, çekmeköy, ümraniye gibi yerlerinde oturup da sonra "ıyy ankara mı, ben istanbulsuz yapamam, iyot kokusu lazım bana" diyenlerce beğenilmeyen başkent.
bayram sebebiyle ücretsiz olan otobüsler göstermiştir ki arkadaş bu şehrin yüzde 20 si fakir yüzde 70 i varoş...
inceden başlayan akşam soğukları göstermiştir ki bu şehirde içmeden yaşayamazsın müdür.
ülkemizin başkenti.
kilometre kilometre yaklasmanin bile mutluluk verdigi sehir. Kuru havasina kurban oldugum.
yıllardır yaşadığım için artık bana fenalıklar getiren, bunaltan, uzaklaşılmak istenen şehirdir.
biz hep şehir merkezinde olduğumuzdan köylerini pek bilmediğimiz şehir. aslında çok köhne yerler varmış ayaş'ta falan.*
bir egeli için soğuğu herşeyinden beter olan şehir.
Türkiyenin başkentidir.
son kayıtlara göre nüfusu 4.890.893 olan şehir. 5 milyon de gitsin yani.
haftaya her haliyle daha da anlamlı olacak şehir.
sen hep güzelsin ankara.
10 yıldır yaşadığım ve içindeki dostlarım haricinde hiç bir şeynini sevmediğim ve bulduğum ilk fırsatta kaçmaya, uzaklaşmaya çalıştığım şehir.
hala seni bazıları lojman duvarlarının griliği gibi parçalı bulutlu ve boğuk zannediyor ya, olsun diyorum. herkes seni sevseydi, benim değerimi bilmezdin..

güncel bir espri yapmak gerekirse, aşk bazıları için altı harflidir derim..
gitmesek de görmesek de orada duruyor. elbet bir gün göreceğiz yani inanç konukçu aşkına!!
hiç bir özelliği olmayan paranız olsa bile yapabileceğiniz aktivitenin az olduğu yok güvenparkta simit çay ne bileyim tunalı da salak salak gezmeler bunlar fakir adamların işi yani boş hatta bomboş bir şehir meclis, anıtkabir sil geriye hiç bir şeyin kalmadığı betonarme şehir yığını.
il sınırında bekleyip "olm deniz yok burda yeaa" diyenlerin ağzına terlikle vuruyolarmış.
(bkz: göt donduran soğuklar)
Ilk kez bir otogarda elektronik müzik caldigina sahit oldugum sehir. Daha önceden bir arkadasimin anlatimina göre kasvet demistim. Simdilik öyle bir sey sezmedim. Ha bir de evler güzel. Giristeki atlantik city miydi neydi. O manyak olmus.
Doktorlar tarafından Kalp hastalarına uzun senelerdir yaşanılması tavsiye edilmeyen, hatta ankaradan hızla uzaklaşmaları salık verilen şehir.

kötü havası insanı yorar. oksijen bakımından türkiyenin en kıt yerlerinden biridir. hatta en kıt yeridir.

sağlam adamı hasta eder havası. hayatımda bir defa gittim. ve resmen akşamına otobüsle geri, istanbuluma kaçtım.

allahım kabus gibiydi. kızılay çöplerle dolu. deniz yok birdefa. deniz olmayan şehirde yaşanılmaz be arkadaş. (gitmeden biliyordum tabii ki deniz olmadığını, öyle bir yazmışım ki, sanki gidince öğrenmişim sanmayın)

ne ağır karbonmonoksit havası olan biryerdir orası yahu.

sonra şehirlerin şehri istanbuluma geldim. kadıköy sahilindeki(otobüs duraklarının orası, haydarpaşa garının orda)çay bahçesinde bir ince belli çay keyfi satın aldım.

daha sonrasında moda çay bahçeleri(yine denize nazır)

o devasa maltepe sahili - yenikapı sahili.

eğer imkanınız varsa, sağlığınız için başka biryere taşının. zira havası çok ama çok kötü ve sağlıksız. bunu ben söylemiyorum, düzinelerce kalp doktoru söylüyor.

misal; canımdan çok sevdiğim (ne kadar sevdiğimi anlamanız için ya tanrı olmanız, yada ben olmanız gerekir) attila ilhan'ım; kalp hastası olduğu için doktor tavsiyesiyle izmire taşınmıştı.

birçok(başka şairlerin) şiir'de de havasının kötülüğünden bahsedilir. kurşun gibi ağır ve oksijen fakiri bir havası var.

boğuluyorum sandım gerçekten. ayrıca benim gittiğim gün; kızılay ve etrafı diz boyu çöptü. yemin ederim. hiç böyle bir olayla karşılaşmadım.

belediye sanırım hiç çalışmıyor.

gerçi imkanım olsa istanbulda da durmam. giderim izmir karaburun'a. sadece türkiyenin değil, dünyanın en temiz havasının olduğu söyleniyor (çoğu)uzmanlarca.

bodruma gitmem. amele dolu. sinirlerim kaldırmıyor.

yoksa istanbulda da yeşillik bırakmamaya and içti sanırım yöneticiler. burasıda çok çok parlak değil. ama ankara'dan güzel.

edit = imla
28 ağustos 2012 saat 12.30 da türk jetlerinin uçuşunu izlemiş şehirdir. o değil de savaş çıktı zannettim lan, nasıl bir psikolojiye giriyor insan, hemen mutfağa gidip bıçağımı aldım kendimi korumak baabında.
güncel Önemli Başlıklar