bugün
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- vatandaşlık farkı alan otel24
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- erkeğe ne hediye alınır34
- icardi190525
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız19
- anın görüntüsü14
- icardi1905 silik olsun kampanyası19
- şehirler arası aşk yaşamak9
- hamas bir terör örgütüdür14
- true'nin porno arşivi kaç gb8
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- sözlük kızından gelin olmaz21
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- futbolcu ismiyle nick almak12
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- ideal duş alma sıklığı14
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi13
- artificialintelligence9
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız11
- uzağı göremeyen insan8
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım16
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
entry'ler (588)
Mario forever 3. *
Kuşların ve evsiz çocukların yuvasıydı, şimdi onlara mezar oldu.
Bir ankaralı olarak hiçbir zaman insanların istanbul sevdasını anlayamamışımdır. Hep derdim ki istanbul çok büyük, çok kalabalık, bana hiç samimi ve güvenli gelmiyor. Şimdiyse evim dediğim yerde, yuvamda bombalar dinmez oluyor. Ben bu grinin içinde renkleri gördüm, siz bize kırmızıyı yaşatıyorsunuz. içimiz yanıyor.
Yalnız olmadığımızı unutmayın. Kötü günlerden geçiyoruz, uykusuzluk hepimizin başında. Ne olur unutmayın, yalnız değiliz.
Kaçmak. izole bir hayat. Kimse olmasın, yalnız başıma belki bir orman, belki bir mağara...
Bugün birazcık sözlük formatının içine etmiş olabilirim. Tanım girmeye çırpınmaktansa içimdekileri kusmak daha iyi oluyor sanırım. Rahatsızlık verdiklerim için de özür dilerim. ÜlkeCe yeterince kötüyüz zaten.
Tek derdi başkent olmasıydı zaten. Hah iyice.
Kan kırmızısı. Gri şehrin içindeki renkleri görebildiğimi sanırdım, şimdiyse tek renk kırmızı olmuş.
Bu da bir çeşit faşizm.
Trolldür, umursamayındır.
Beyinleri yıkanmış insan topluluğudur. Ortalama bir insan kadar bilişsel becerilerinin gelişmiş olduğunu düşünmüyorum. Bu nedenle belki gelişmemiş, aşağılık varlıklar olarak görülerek masum addedilebilirler. Hümanizmin lüzumu yok. Hiç kimseye onun da ailesi var diye üzülmeyeceğim, anaları babaları doğru yetiştirseymiş. Öte yandan asıl suçlu onlar değildir. Onlara bunu yaptıran, geri plandakilere ne demeli?
Atmasın, atmasın. Uyusun iyice de dinlensin. O da yoruldu, biz de yorulduk. Milletçe hep birlikte yorulduk, bari o Uyusun.
Az önce ankarada patlama sonrasında çekilmiş fotoğrafları gördüm facebook ana sayfamda. Fotoğraflara baktıktan sonra facebook otomatik olarak aşağıda öneriler çıkardı: "arkadaşlarının kızılayda çekilmiş fotoğrafları" gibisinden bir şey.
içime öyle oturdu ki fotoğraflar. Lise yıllarım boyunca her gün geçmişim o yoldan -öyle ya da böyle geçmeyen ankaralı var mı ki-. Arkadaşlarımın fotoğrafları, benim fotoğraflarım... o kadar masumane ki hepsi, fotoğrafçı bir arkadaşım fotoğraf çekmek için inmiş Kızılaya; birileri arkadaşlarıyla buluşmuş; bazıları dershanede çekilmiş. içlerinde bir de benim gezi olaylarından kalma fotoğrafım... bunları görünce zaten acıyan yüreğim kan ağlamaya başladı. Yaşadığımıza sevinemiyoruz utancımızdan. Dün orada herhangi birimiz olabilirdik. Şans eseri şehir dışında olmam kurtarmış olabilir beni, yarın okuldan dönerken ben olabilirim orada. Kızılaya gitmemek, metroya binmemek çare mi? Değil, ne yazık ki değil. Elden bir şey gelmiyor, en acıtanı da bu işte.
Çok uzun oldu ama 2 gündür içimde tuttuklarımı döktüm, iyi oldu sanırım. Paranoyak olduk milletçe. Şöyle bir haber yayılmış, şu yolda arama varmış, bu siteler şöyleymiş, yok bu plakalar olabilirmiş, kızılaya gitmeyinmiş... terörün amacı tam da bu işte, halk olarak dehşet içindeyiz, elimiz kolumuz bağlı. Gencecik yavrular ölüyor, canlar kaybediliyor her gün. Korkuyoruz artık. Hiçbir şey yapamıyoruz.
içime öyle oturdu ki fotoğraflar. Lise yıllarım boyunca her gün geçmişim o yoldan -öyle ya da böyle geçmeyen ankaralı var mı ki-. Arkadaşlarımın fotoğrafları, benim fotoğraflarım... o kadar masumane ki hepsi, fotoğrafçı bir arkadaşım fotoğraf çekmek için inmiş Kızılaya; birileri arkadaşlarıyla buluşmuş; bazıları dershanede çekilmiş. içlerinde bir de benim gezi olaylarından kalma fotoğrafım... bunları görünce zaten acıyan yüreğim kan ağlamaya başladı. Yaşadığımıza sevinemiyoruz utancımızdan. Dün orada herhangi birimiz olabilirdik. Şans eseri şehir dışında olmam kurtarmış olabilir beni, yarın okuldan dönerken ben olabilirim orada. Kızılaya gitmemek, metroya binmemek çare mi? Değil, ne yazık ki değil. Elden bir şey gelmiyor, en acıtanı da bu işte.
Çok uzun oldu ama 2 gündür içimde tuttuklarımı döktüm, iyi oldu sanırım. Paranoyak olduk milletçe. Şöyle bir haber yayılmış, şu yolda arama varmış, bu siteler şöyleymiş, yok bu plakalar olabilirmiş, kızılaya gitmeyinmiş... terörün amacı tam da bu işte, halk olarak dehşet içindeyiz, elimiz kolumuz bağlı. Gencecik yavrular ölüyor, canlar kaybediliyor her gün. Korkuyoruz artık. Hiçbir şey yapamıyoruz.
Toplumsal Cinsiyet ve bilim.
Bokunun çıktığının kanıtıdır.
işe yaramayandır.
Lanetliyoruz, kınıyoruz da ne oluyor.
Lanetliyoruz, kınıyoruz da ne oluyor.
Ankaradaki patlamada, güneydoğudaki olaylarda, mültecilerin arasında, çocukların arasında ölüm var. Evet, her yerde.
Evet trol başlığı, evet gereksiz ama kendimi tutmayacağım.
Yarasaların beyinlerinin incelenmesini gerektiren sorudur. Beynin ahlak gelişimi ile ilgili olan bölgesini ve yarasalardaki süper ego gelişimini diğer canlılara (primatlarla olabilir) kıyaslayarak incelersek belirli ahlak kurallarına inanıp inanmadıklarına bakabiliriz.
Ayrıca her türde toplumsal inançlar, normlar ve Değerler vardır. Özellikle yarasaların sürü halinde yaşadıklarını düşünürsek belirli normlara sahip olmaları gerektiğini varsayabiliriz. Ancak büyük ihtimalle bu normlar, sürünün devamlılığını sağlamaya yönelik bazı mekanizmalar olacaktır. Bunları da incelemek gerekecektir.
Edit: bir de tabi din ve ahlak arasındaki farkın diğer türlerde nasıl çalıştığına bakarak (beyin bölgeleri incelenebilir), yarasalardakinin din mi toplumsal değerler mi olduğuna karar verilebilir.
Yarasaların beyinlerinin incelenmesini gerektiren sorudur. Beynin ahlak gelişimi ile ilgili olan bölgesini ve yarasalardaki süper ego gelişimini diğer canlılara (primatlarla olabilir) kıyaslayarak incelersek belirli ahlak kurallarına inanıp inanmadıklarına bakabiliriz.
Ayrıca her türde toplumsal inançlar, normlar ve Değerler vardır. Özellikle yarasaların sürü halinde yaşadıklarını düşünürsek belirli normlara sahip olmaları gerektiğini varsayabiliriz. Ancak büyük ihtimalle bu normlar, sürünün devamlılığını sağlamaya yönelik bazı mekanizmalar olacaktır. Bunları da incelemek gerekecektir.
Edit: bir de tabi din ve ahlak arasındaki farkın diğer türlerde nasıl çalıştığına bakarak (beyin bölgeleri incelenebilir), yarasalardakinin din mi toplumsal değerler mi olduğuna karar verilebilir.
(bkz: dinozorların yok oluşu)
Meteor çarpmasıyla gerçekleşmesine dair kanıtlar olsa da tek nedeninin göktaşı düşmesi değildir. Dinozorların değişen doğaya ve çevre koşullarına uyum sağlayamaması, soylarının tükenmesinde başlıca etken olarak görülür. Diğer türler gibi evrimleşmişlerdir ve günümüzdeki hindi gibi bazı hayvanlar, dinozorlarla ortak atadan gelmektedirler.
Edit: ayrıca bilim adamı değil, bilim insanı.
Meteor çarpmasıyla gerçekleşmesine dair kanıtlar olsa da tek nedeninin göktaşı düşmesi değildir. Dinozorların değişen doğaya ve çevre koşullarına uyum sağlayamaması, soylarının tükenmesinde başlıca etken olarak görülür. Diğer türler gibi evrimleşmişlerdir ve günümüzdeki hindi gibi bazı hayvanlar, dinozorlarla ortak atadan gelmektedirler.
Edit: ayrıca bilim adamı değil, bilim insanı.