bugün

harvard'da okurken tommy lee jones ile aynı odayı paylaşmış olan eski başkan yardımcısı.
1993 ve 2001 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri'nin başkan yardımcılığı yapmış,2000 yılındaki seçimlerde başkanlık koltuğunu kıl payı george w. bush'a kaptırmıştır. son 6 yıldır enerjisinin büyük kısmını küresel ısınma konusuna harcamış ve kendisine nobel barış ödülü adaylığıda getiren " an inconvenient truth" belgeselini ortaya çkarmıştır. gore'un dünya meseleleriyle ilgilenmeye başlaması oğlunun geçirdiği kazadan sonra kaybetme endişesini yaşadığımız dünya için daha fazla duyması ile ortaya çıkmıştır. günümüzde kyoto protokolü'nü imzalamayı şiddetle red eden abd 2000 başkanlık seçimleriyle dünya'ya çok daha faydası olacak bir başkanı elinin tersiyle itmiştir.
south park'dan nasibini almış bir siyaset adamı.
19 kasımda "onursal emmy ödülü " nü alacak olan eski abd başkan yardımcısı .*
an inconvenient truth filmini izledikten sonra, egitimini ve kariyerini de okuduktan sonra, amerikalilarin bushu secerek bir kez daha salak oldugunu anlamamiza yarayan adam. en iyi belgesel dalinda oscar sahibi.
o ya$ina ragmen yaki$iklidir, karizmatiktir. akici bi ingilizcesi vardir. *
aday olarak bush'un karşısına çıkmıştır, yazıktır ki clinton destekli bu adam kaybetmiştir.
sözde ermeni soykırımına gönülden inanan siyasetçiydi. gelseydi amerika türkiye'ye yaptırımlar uygulayarak sözde ermeni soykırımını kabul ettirecekti.
hakkında şu $ekilde okuduğum ;

"çevre sorunlarına karşı dünya çapında kampanya yürüten, küresel ısınmaya dikkat çektiği uygunsuz gerçek adlı belgeselle Oscar alan Amerika eski başkan yardımcısı, bir yemekte soyu tükenmekte olan Şili Levreği yerken yakalandı. Al gore daha önce de 20 odalı ve 8 banyolu evinde yıllık ortalama 30 bin dolar doğalgaz faturası ödediği ve ortalama bir Amerikan ailesinin 20 katı elektrik harcadığı ortaya çıkınca eleştirilmişti."
normal bir abd li ailenin 20 katı elektrik tüketen ve geçenlerde de soyu tükenmek üzere olan şili levreğini bir aile yemeğinde konuklarıyla birlikte afiyetle yiyen küresel ısınma sömürücüsü; tam kendine müslüman bir adam.

2000 seçimlerinde bush tan daha fazla oy almasına rağmen başkanlığı kaptırmıştır mahkeme kararı ile.
albert arnold gore jr.
abd baskan yardimciligi yapmis ve 2000 yili genel secimlerinde demokratik parti' yi baskan adayi olarak temsil etmis amerikali bir siyasetci.
bush' a karsi kucuk bir farkla baskanligi kacirmistir. bu olay kamuoyunu epey oyalamis ve al gore yenilgiyi kabul etmistir.
ayni zamanda uygunsuz gercek adli belgeselin yonetmenidir.
cevrecilikten prim kazanmaya calısan bir adam. samimi oldugunu sanmıyorum.
uygunsuz gerçek belgeseli sayesinde bir oscar, ardından da nobel barış ödülü almış adam.
2007 nobel barış ödülünün sahibi eski başkan yardımcısı.
nobel barış ödülünü kazanmak için nasıl kastığı belli olmayan adam. kendisine nobel yanında oynadığı rolden ötürü oscar da verilmeli.

buna benzer bir entry girilmiş. özür dileyip kuyruğumu bacağımın arasına sıkıştırıyorum.
şeyimin kenarı.

demokrasi, iklim diye diye ünlü etti kendini.
-abi çok kıymetli bir taş var elimde
-neymiş o
-al gore bak, 10 gram hemen hemen
-bu kadar büyüğü hiç bir yerde yok nerden buldun
-gördüysen geri ver.
-tekrar bakabilirmiyim
-bakma gör. al gore.
300 yıl sonra bir üniversitedeki tarih dersinde şu şekilde anlatılacak kişidir;

"2001 abd seçimlerinde abd aristokrasisinin iki kuklası al gore ve g.w. bush başkanlığa aday gösterildi. aristokrasinin planlarına göre bu seçimi g.w.bush kazanmalıydı. al gore da george bush'un kazanmasını bekliyordu. hatta seçimleri kaybettikten sonraki yapıcağı açıklamıyı seçim sonuçları açıklanmadan hazırlamış bulunuyordu. lakin aristokrasinin seçim senaryosu hesapları tam tutmamıştı. aristokrasi son anda bir müdahalede bulunurak al gore'un seçimden çekilmesini sağlamıştır. böylece epey önceden belirlenen g.w.bush başkanlık koltuğuna yerleşti. "

al gore'un gerçek bir aktivist olmasına inanmak gerçekten biraz ahmaklıktır. yani diyelim ki al gore başkan seçilmiş olsun. abd bütün savaşlardan çekilip bütün fabrikalarını kapatıp küresel ısınmayımı durduracaktı. düşünün al gore başkan oluyor 3 dakika sonra bütün haber kanalları pardon yanlış söyledik o değilmiş diyor. hadi onu bush en fazla yuzde 1 al gore un onunde olmuş olsun dünyanın bütün düzeni o yüzde 1 kişinin eline mi geçti bir anda?

diyeceğim şudur ki al gore hala abd aristokrasisi için çalışmaktadır. live earth filan yalan. başkan seçilmeden live earth ü organize edebiliyorsa başkan seçilince küresel ısınmayı kökünden mi çözücekti?

bu son nobel barış ödülünü alması ise gerçekten komik. artık nobelin kabak tadı vermeye başladığı bu dönemde nobel komitesininde kendi amacını belirlemiş olduğunu görüyoruz.
ilginç bir adam. bir oskar aldı, bir de nobel, ama hala sözlük yazarlarımıza yaranamadı. küresel geberme istiyoruz acilen.
interneti ben icat ettim diyerek vakti zamanında mizahseverlerin de oylarını hedeflemişti, olmadı. her işte bir hayır var, bu sayede kendini küresel ısınmaya verdi, oscar kazandı.
(bkz: algör)
ayrıca; http://www.tennesseepolic...rticle.php?article_id=367

ingilizce bilmeyenler için kısaca özetliyim; al gore sadece bir ayda 22,619 kWh elektrik tüketmiş. (normal bir amerikan ailesi yılda 10,656 kWh yakıyor.) yıldada $30.000 veriyormuş sırf elektriğe.
michael moorea göre;bush'un seçimlerde şike yapması üzerine seçimi kaybetmiştir.
kuresel isinmaya dunyanin dikkatini cekmeye calisan amerikali eski siyasetcidir.
kuresel isinmaya dikkat cekmeye calisirken, kendi fabrikasinin cevreyi ne kadar kirlettigi hakkinda hicbir aciklama yapma geregi duymamistir. gectigimiz aylarda gazetelerde bu konuyla ilgili yazilip cizilmisti. *
dee snider'dan tarihi bir ayar alan adam.
2000 yılında ABD başkanlık seçimlerini kaybettikten sonra çevre konusunu kendisine çalışma alanı olarak seçti. Küresel iklim değişikliğinin ne kadar hassas bir konu olduğunu geniş kitlelere aktarmayı misyon edindi. An Inconvenient Truth filmi bunun ilk büyük adımıydı, ona Nobel barış ödülünü de getirdi. Gore, halen Allaince for Climate Protection'un başkanı ve son yazdığı Our Choice adlı kitapla gündemde.

Elbette yaptığı saygı duyulacak işler de var. Ama ben samimi bulmuyorum. Üstelik Expo izmir'e değil de Milano'ya gitsin diye büyük uğraşlarını da bir türlü unutmuyorum. Doğa, küresel ısınma derken çevreyi en çok kirleten şirketlerin hisselerinin de elinde olması ayrı bir dengesizlik.