bugün

parti kapatmak cehaletin resmidir.
hukuk beni dövmesin başkalarını dövsün, hukukta ben kadrolaşayım başkası kadrolaşmasın, sadece benim adamlarım yesin başkası açlıktan ölsün, sadece ben özgür olayım başkası havasını alsın, demokrasi sadece benim leyhime çalışsın elimde oyuncak olsun başkası adını bile edemesin, ben her boku yiyim kimse bana karışmasın sansür ve yasaklar başkalarına işlesin insanlarının doğal olarak kınadığı davadır.
kötü niyeti görün artık.
nasıl kapatılacağı merak konusu olan, her tarafa sızmış işbirlikçileri varken, bizi korumakla görevli olan mavi üniformalıların * pek çoğunun savunduğu partidir.
~ ~sadece yüzde 47 yi ilgilendirecek derecede subjektif partiler kapatılır.~ ~
-serbest çağrışım-
*AKP. usa dosyasını kapatmak istediğinizden eminmisiniz?
[ben bi düşüneyim] x[eminim] [ya öyle değil de] [kapat ulan] [boşver]

*AKP.usa dosyayı kapatırsınız, yolsuzluklar silinecek, özelleştirmeler kalkacak eminmisiniz?
x[eminim demek ne demek] [öyleyse boşver]

*eror:47 AKP.usa dosyası silinemedi.
iyice kendine buyruk olmaya ba$layan akp'ye dur denilen davadır.
son zamanlar da aldığım en güzel haber şeklinde, birçok yazardan tepki alınabilir.
ergenekon gibi şerefli türk milletinin tarihi bir destanın adını dezenformasyonla, kendilerin uydurduğu, nurcuların mal bulmuş mağribi gibi saldırdıkları sms darbecisi 15 kişiden oluşan "çete"nin intikam davasıdır.
(bkz: yersen)
(bkz: bunu yiyen b k da yer)
akp'nin mini anayasa paketi çıkartma girişimiyle aklanmaya çalıştığı davadır aynı zamanda. iddiaların kabul edildiğinin göstergesi olan bu eylem neticesinde, akp'nin demokrasi ve hukuk'u nasıl kafasına göre işletmeye çalıştığı görülebilir. muhteremler sıkışınca anayasanın ilgili maddelerini değiştirirler, daha evvel de çokça oldu bu dandik kaçış hamleleri.

neyse ki ülkenin en saygın hukukçuları vermiş gerekli ayar modifikasyonlarını.

--spoiler--
soru 1:
AKP, kapatma davasının sonucunu etkileyebilecek bir anayasa değişikliği yapabilir mi?

cevap:
Prof. Dr. Ülkü Azrak: Davaya müdahale anlamına gelir. Hukuk devleti prensibine aykırı. Yargıtay Başsavcılığı'nın ek iddianame hazırlamasına neden olabilir.
Prof. Dr. ibrahim Kaboğlu: Anayasanın yargıya yönelik telkini bile yasaklayan 138. maddesine aykırılık oluşturur. Tasavvuru bile mümkün değil. Partinin iddiaları kabul ettiğini gösterir.
Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu: Hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmaz. Anayasaya saldırı nedeniyle, ek iddianameye konu olabilir.
Prof. Dr. Ergun Özbudun: Anayasa Mahkemesi'nin yapısıyla bu aşamada oynanması rövanşist bir hava yaratır. Ancak parti kapatma kriterlerinin değiştirilmesi, anayasaya aykırılık oluşturmaz.
Prof. Dr. Yılmaz Aliefendioğlu: Yapsalar da iptal edilir. Ek iddianame düzenlenmesine neden olabilir.

soru 2:
Üniversitelerdeki türban yasağını kaldırmaya yönelik anayasa değişikliğiyle ilgili davanın sonucu kapatma davasını etkiler mi?

cevap:
Prof. Dr. Ülkü Azrak: Bir kanaat oluşturur. Laiklikle ilgili yapılacak bir yorum, diğer dosyayı etkiler. Farklı deliller de olduğundan aksi yöndeki kararın kapatma davasına etkisi olmaz.
Prof. Dr. ibrahim Kaboğlu: Türban dosyasında yapılacak bir laiklik vurgusu diğer dava açısından önem taşır.
Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu: Türban dosyasında verilecek yorumlu ret ya da iptal gibi bir karar, diğer davaya etki edebilir. Ancak sadece bir unsur olabilir. AKP iddianamesinde çok sayıda delil var.
Prof. Dr. Ergun Özbudun: iki dosya birbirini doğrudan etkilemez. Ancak eğilimi göstermesi bakımından önem taşıyabilir.

soru 3:
AKP aleyhindeki iddianamenin iadesine karar verilebilir mi?

cevap:
Prof. Dr. Ülkü Azrak: iddianamenin iadesi yolu ceza davalarının konusudur. Parti kapatma davaları ceza davası değil. iade kararı bu davada alınamaz.
Prof. Dr. ibrahim Kaboğlu: iddianamenin iadesi yolu Anayasa Mahkemesi'nin yetkisindedir.
Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu: Bu bir ceza yargılaması değil. Anayasa Mahkemesi, "iddianamedeki deliller dosyada var mı?" buna bakar. iade söz konusu olamaz.
Prof. Dr. Ergun Özbudun: Anayasa Mahkemesi daha önce bu davaları "şahsına münhasır" olarak nitelemiştir. Ama CMK’nın bazı hükümlerinin uygulandığı da aşikar.
--spoiler--

http://www.milliyet.com.t...ate=20.03.2008&ver=79

yandaşları ağlamasın, kıyamam ben onlara.
*
süreci işlemekte olan davanın yargıçları ve savcılarına tavsiye yahut telkinde bulunmak dahi kesinlikle yasakken, savcıları ikaz eden bülent arınç'tan sonra, yargılanmalarını engellemek için anayasayı değiştirmeye niyetlenen diğer üyelerin de katılımı ile komediye dönmüştür.
dava haklı haksızı bir kenara bırak, bir dava var, sanık gidip yargılanmasına sebep olan kanunlarla oynuyor dava sürerken, komik.
(bkz: ikinci kurtuluş savaşı)
Halkın iradesine ambargo koyulamaz , durmak yok yola devam diyor akpliler. paki bu akpliler dtp için ne dediler hafızamızı yoklayalım " Hizmet için seçilenler , kavga çıkması, gerginlik olması için olaylara adeta çanak tutuyorlar. Çok net ifade ediyorum; partinin kapatılmasını en çok siyasiler istiyor, yoksa bu kadar çok ahmakça politika güdülemezdi " akp nin yamaya dayalı ekonomisinin önünü kesmek için , siyasi platformda mücadele gerekir elbette ancak halkın büyük çoğunluğu akptyi mağdur olarak görse de onlara sorulacak birçok soru geliyor gündeme . hımmm hangisinden başlasak halkın iradesi ; peki seçimlerdeki yüzde onluk baraj halkın iredesini yok saymak , hem de dalga geçer gibi bu oyların tamamiyle karşı oldukları siyaseti güden partilere yaraması halkın iradesini yok saymak değil mi? peki türkiye komunist partisine kapatma davası açılırken nerdeydi demokrat akpli kurmaylar. bu arada da emekli sen hakkında kapatma kararı verildi ama yok durmak yok yola devam. o kadar özgürlükçü ki akp hükümeti 301 dururken türban diye tutturdu , sonra yine anayasa mahkemesi hedef oldu. tebrikler türkiye durmak yok yola devam.
ampul ya bu tabi (a)çın (k)a(p)atın. *
Türkiye'yi bekleyen 2 TEHLiKE !
Bu sınavdan eğer çakarsak, emin olun, Türkiye'yi çok büyük bir kaosun içine iteriz.O zaman ne mi olur? Hasan Cemal sorunun cevabını yazdı.

Bir tek sorun var: Türkün demokrasiyle imtihanı!

Bu satırları uzaklardan yazıyorum. Bir düşünce kuruluşundaki "Türkiye, Kürt sorunu ve Kuzey Irak" konulu toplantıya katılmak ve iki konuşma yapmak için Amerika'nın başkentine geldim.

Gazeteci olarak öncelikli görev herhalde Türkiye'deki son siyasal gelişmelere ilişkin Washington'un havasını yansıtmaya çalışmak olmalıydı.

Bunu biliyorum.

Ama sabahın köründe kalkıp internetten basınımızı gözden geçirmeye başlayınca, Washington'daki değil, bizdeki hava doğrusu daha ilginç geldi. "Askeri ve hukuki darbeler çözüm değil!" dizisini bir gün daha uzattım.

Kaç gündür izliyorum.

Kimileri memnun, AKP kapatılacak diye...

Kimileri açık vermek istemiyor. Parti kapatmanın doğru olmadığını, yarım ağız şöyle bir belirtip, yan cebime havası atıyorlar.

Kimileri, bugünden timsah gözyaşı dökmeye hazır. Kapatma davasından dolayı -CHP lideri Baykal gibi- üzüntü beyan ederken, 'Yargıya saygı!' klişesiyle asıl arzularını saklamıyorlar.

Kimileri, nedense "Yargıyı yıpratmayalım!" klişesini çok sevmiş; anlaşılan böylece 'hukukun üstünlüğü'nü savunduklarını sanıyorlar.
Kimileri, parti kapatılmasından yana gözükmek istemiyor, ama "Hırsızın hiç mi kabahati yok?" diyerek vicdanlarını rahatlatırken, bilerek ya da bilmeyerek siyasal oportünizmin oyununa geliyorlar.

Kimileri de, "Hay Allah, yine seçim sandığında AKP'ye yarayacak!" diye bakıyorlar meseleye; demokrasi hiç akıllarına gelmiyor.

Oysa, bir tek sorun var:

Türkün demokrasiyle imtihanı!

Bu sınavdan geçecek miyiz?

Türkiye'yi siyasal partiler mezarlığı olmaktan kurtarıp gerçek demokrasi ve hukuk devleti rayına oturtacak mıyız?

Gerçek sorun budur.

Türkün demokrasiyle imtihanı!

Bu sınavdan eğer çakarsak, emin olun, Türkiye'yi çok büyük bir kaosun içine iteriz.

O zaman ne mi olur?

Yazın bir kenara:

(1) Demokrasi sınavından çakan bir Türkiye, çok daha beter biçimde bölünme tehlikesiyle karşı karşıya kalır.

(2)Demokrasi sınavından çakan bir Türkiye, çok daha beter biçimde radikal islam'ın oyun alanı içine girer.
Farkında mısınız bu tehlikelerin?

Bu iki tehlikenin, yani bölücü ve radikal islamcı akımların Türkiye'de güçlenmesini gerçekten istemiyorsanız, demokrasi ve hukuk devletinin ipine sıkı sıkıya sarılın.

Ve AB yolunu kapatmayın!

Türkün demokrasiyle imtihanı budur.

'Yargıya, hukuka saygı'dan söz edenlere seslenmek istiyorum.

Hangi yargı?..

Hangi hukuk?..

Bu iki soruyu iyi düşünün. Kendi ezberlerinizin dışına çıkmaya çalışarak düşünmeye çalışın, hangi yargı, hangi hukuk diye...

Hukuk değil siyaset var.

Hukuktan çok siyaset yapılıyor.

Yargı siyasallaşıyor.

Hukuk değil ideoloji ağır basıyor.

Şunu da bir kenara not edin:

Yargının içinde de demokrasi ve hukuk kavgası var.

Nahif olmayın sakın.

AKP'yi kapatma davasının öyle tek başına bir girişim olduğunu mu sanıyorsunuz?

Ben buna ihtimal vermiyorum.

Türkiye bir kez daha '28 Şubat süreci'nin içine itilmek isteniyor.
Bunun ilk denemeleri 2002 seçimleri sonrasında, AKP'nin iktidara gelmesiyle birlikte yapılmıştı.

Şöyle deniyordu askerin tepelerinde:

"AKP, Kıbrıs'ı satacak! AKP, AB yolunu açarak, demokrasi falan derken Türkiye'yi bölmenin ve şeriatlaşmanın kapısını açacak!"
Zamanın Kara Kuvvetleri Komutanları, Jandarma Komutanları Aytaç Yalman Paşalar, Şener Eruygur Paşalar bu yüzden hareketlenmişlerdi.

Zamanın Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök Paşa bu nedenle sıkıştırılmıştı. Yeni bir 28 Şubat için 'büyük medya'nın desteği bu yüzden aranmıştı. Ama ne var ki, Özkök Paşa'dan da, 'büyük medya'dan da umduklarını bulamamışlardı.

Zamanın Deniz Kuvvetleri Komutanı Örnek Paşa'nın günlüklerine kadar yansıyan -ve Hilmi Özkök Paşa tarafından da reddedilmeyen- darbe tertipleri (Nokta dergisinin kapatılmasına ve hakkında dava açılmasına yol açan tertipler) daha sonra Sarıkız, Ayışığı operasyonları diye basına yansımıştı.

Ertesi yıl, 2007'de ise Çankaya Savaşları başlatıldı. Cumhuriyet mitingleri, Anayasa Mahkemesi'nin tam bir hukuk skandalı olan 367'si, 27 Nisan muhtırası...

Hepsi aynı zincirin halkalarıydı.

Belki de bu zincirin adı, -demokrasi adına halen aydınlanmayı bekleyen- Ergenekon'du, kim bilir.

Evet, hukuka saygı...

Evet, yargı yıpranmasın... iyi güzel!

Ama hangi hukuk, hangi yargı?

Bunu iyi düşünün.

Siyasallaşan, siyasete alet edilen, hukuktan çok ideolojiye itibar eden, demokrasiye müdahalenin altyapılarını oluşturan yargı ve hukuk mu?..

Türkiye'de çok yaşandı bu.

Bakın, bu ülkenin yeni bir 28 Şubat'a değil, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve özgürlükler düzenine ihtiyacı var.

Cumhuriyet Başsavcısı'nın davasını kabul ederek ve AKP'yi kapatarak Türkiye'de yeni bir 28 Şubat'ı başlatmak isteyenler şunu çok iyi bilmek zorundalar:

Bu yolla Türkiye siyasal kaosa itilir; bu yolla Türkiye daha beter bölünme tehlikesi içine atılır; bu yolla Türkiye radikal islamcılar için çok daha kolay bir oyun alanı haline gelir.

Bu tehlikelerin farkında mısınız? Türkün demokrasiyle sınavı işte bu tehlikelere karşıdır.

Bu demokrasi sınavından geçemeyen Türkiye'de ne ekonomi dikiş tutar, ne de aş ve iş sorunu çözülür.

Bunu da hiç unutmayın.

HASAN CEMAL/MiLLiYET
gariptir ki; yargıya intikal eden olay sonrasında ak parti yöneticileri, odacısından tutun, başbakanına kadar: "yargıya gideriz!" "halk oylaması yapalım" "başsavcı yalan söylüyor" gibi onlarca söylemde bulunmuştur.

yahu güzel kardeşlerim, bir iktidar bu kadar mı göstermelik olur?
neden biriniz çıkıp: "yargı sonunda aklanacağız" diyemiyorsunuz?

anayasayı deldiyseniz çekeceksiniz cezanızı, yok eğer delmediğinizi iddia ediyorsanız, buyrun davada belli olacak her şey.

yeni modellemeler getirmeyi düşünüyorsunuz; "venedik modeli!" "japonya modeli!"

maksat parti nasıl kapanmaz.

Türban modelinin başlama yeri dahi bir başka model meselesiydi; modeli nasıl olsundu Türkiye'nin?

iran modeli...

Ilımlı islam modeli...

Dubai modeli...

işte o zaman birisi "Malezya modeli" dedi ve bizim medya nasıl koşmuştu Malezya'ya.

Nasıl unutursunuz?

*

Şimdi başları dertte.

Tüm bu olanlar model aramanın günahıdır.

Dünyanın gıpta ettiği, hiç yoktan bir vatan, bir ulus, bir devlet yaratan Mustafa Kemal'in laik Cumhuriyet modelini tekmeleyip, karanlık niyetlerle model aramanın vebalidir bu.

Neyi uymadı size laik cumhuriyet modelinin?..

Çağdaş Türk kadını modeli niye battı size?..

Uygar yaşam modeli niçin rahatsız etti sizi?..

Neden?..
Ah Turkiyem dedigim milenyumu yasadigimiz halde hala 60 lardaki 80 lerdeki zihniyetin yokolmadigi gercegidir.
neden bu kadar yaygara çıkarıldığını anlamadığım hadisedir. zira burası bir hukuk devletidir ve başsavcı görevini ifa etmektedir. zaten akp nin bir suçu yoksa beraat edecektir. başsavcıya neden dava açıyorsun diye kızılması bir suçtur, başsavcının görevini yapmaması ayrı bir suçtur. zamana bırakıldığı takdirde herşey yoluna girecektir.
yargıtay başsavcısı'nın mevcut yasaların öngördüğü şekilde görevini yaptığı davadır.

ben 90 km ile gidilecek yerde 140 ile gidip radara yakalandığımda "yahu memur bey, bak ben kaza yapmadım, direksiyonum da sağlam" gibi bir sebeple savunamam. zira trafik kuralları bellidir, cezası da bellidir, bu davada da "tamam akp yasalara aykırı davranmış olabilir ama dava açılamaz" denmesi, en basitinden dangalaklıktır.

"parti kapatma davası türkiye için bir utançtır" diyenler acaba söylemlerine ve eylemlerine bir baksınlar. eğer mevcut anayasada, siyasi partilar yasasında akp'nin eylemleri suç olarak öngörülmüşse, bunun için hukuk süreci işler.
(bkz: sansur/#3173205)
bir siyasi darbe girişimidir zira yargıç bi takım çevrelerin gazıyla bu davayı açmıştır.ülkeyi karıştıracak bi girişimdir ama ak parti de kaşınmıştır.bu olayda en komik rolü deniz baykal üstlenmektedir.
ayrıca iddianamenin 121 sayfalık indirilebilir sürümü
http://www.yetmisikincikisi.com/iddianame.pdf adresinden okunabilir/indirilebilir.
ergenekon davası ile savuşturulmaya çalışılan hadisedir.
haklı ve gerekli bi dava olmakla birlikte geç kalınmış bi davadır. zira taraflarından siyasal ve bilinçsel örgütlenme çoktan yapılmıştır. *
gerekcelerin cok guzel anlatildigi bir link icin;

http://www.haber10.com/haber/117041/

-guluyoruz aglanacak halimize-
an itibariyle anayasa mahkemesi tarafından akp yi kapatma davası hakkındaki iddianameyi kabul etmesiyle resmen baslayan davadır.

artık hem ulkemiz hem de avrupa basını tarafından gerilecegimiz gunler baslamıstır. hayırlı olsun.
güncel Önemli Başlıklar