bugün

14 milyar yıllık evrende son 3 bin yıla peygamber göndererek kendini tanıtan tanrı. Öncesi malum herşey serbestti.
Zaman boyutunu bile kavrayamamış aciz velet söylemi.

Ortamlarda, "boloyo mosonoz bon otoostom" deyip kızlara hava yaptığını sanar.
"neden ateistsin" sorusunun cevabıdır.
inandığımız değil inanmak istediğimiz tanrıdır.
3bin yıl mı? aynen olmaz olsun öyle tanrı. arkadaşım ateist görüşü benimsemişseniz bari tarafı olduğunuz görüşün diğer mensuplarını böyle saçma basliklar açarak zan altinda bırakmayın. 3bin yıllık tanrı'ya inanıyorsan veya böyle saçma şey mı olur deyip bu sebepten ötürü ateist olmuşsan en iyimser ihtimalle saf olduğunu düşünüyorum.
ateistlere neden aptal dendiğini ispatlayan bakış açısı.
be adam 14 milyarlık evrende ki ilk modern insan 50 bin yıl önce görüldü...uranüse mi inicekti peygamber ? diyerecek cevaplanması gerekendir.
dindarların 'modern insan bilmen kaç bin yıl önce ortaya çıktı' gibi ahmakça argümanlarla karşılamaya çalıştığı söylem.

adem modern değil mi yani? ya da şu tersane sahibi nuh?

siz var ya siz.. ah ah. o modern insan söylemine sarılmasanız iyi olurdu. aslında biraz daha vurabilirim ama yapmıyorum. hadi yine iyisiniz.
http://i.hizliresim.com/04NoVL.jpg
(bkz: ateist olacaksan da okumuş ateist ol)
o ne ki...

insan için bir evren...

iyi insanlar için cennet, kötü insanlar için cehennem, insanları kollayan melekler, insana kötülük yaptırmak için uygun anı bekleyen şeytanlar, insan için peygamberler, insan için kitaplar.

tanrı insan için var, tanrının var ettiği her şey insan için var. sanki insan tanrıya değil, tanrı insana bağıl bir varlık.

tanrının tüm varlığı insan etrafında şekillenmiş...
ölüm, kader, amel melekleri; 4 büyük melek, mikail, israfil, cebrail, azrail v.s. bunlar hep insanoğlunun hayatının etrafında şekillenmiş. neden insan?

sanki tanrıyı yaratan biziz de, bu yüzden dinleri çok seviyoruz gibi görünüyor! acaba neden? *

(bkz: insanın ne olduğunu görmeyip dinlere kafayı takmak)

bu dinler, tanrılar neden insanları kendi bulundukları zaman, toplumlar içinde mutlu ediyor? zaten insanların duygularının, isteklerinin, hayali, doyumsuz ihtiyaçlarının bir bir ürünü olduğu için olmasın?
tanrı var olmak için insana muhtaçtır, bana, size muhtaç. insanoğluna muhtaç.

içi bağırsaklarla dolu, içi bok, sidik dolu, et, kan, irin, kemik yığını; ayakları, bacakları olan, koşmak için kalçası olan, sıçmak için anüsü olan, işemek için ve üremek için cinsel organı olan bir varlığa ihtiyaç duyuyordu tanrı; varlığını tanıtmak için.

insan tanrıya muhtaçtı, ihtiyacı vardı... şu an bile tanrıya ihtiyacı olan milyarlar var.

çünkü benciller, kibirliler. doymuyorlar. arzuları, hayalleri, istekleri, korkuları hiç bitmiyor.

insanların elinde gereken güç olsaydı gerçekten cenneti, cehennemi, tanrıyı, sonsuz hayatı yaratırdı. *

içlerinde kendi arzularını, isteklerini karşılayan bir bilinç yaratıp ona tapmayı insanlar çok sever.
(bkz: ve insan tanrıyı yarattı)
dinsizlik dinlerin karşısında zor durumdadır. çünkü siz insanların ihtiyaçlarına, arzu ve isteklerine kafa tutamazsınız... dinler bunun ürünüdür. tabii ki her insan dinlerle ilk karşılaşınca dinin ne kadar da mükemmel, huzur veren bir şey olduğunu görecek. çünkü insan elinden, istek ve arzularından, bunun üzerine yapılan uzun bir düşünüşten çıkma.
yanlıştır. kur'anda geçtiği kadarıyla 124 bin peygamber gelmiş geçmiştir. bunlardan çok azı (tam rakam veremicem maalesef şuan) kur'anda ismen geçmekte. bu 124 bin peygamber allah tarafından dönem dönem tebliğ için gelmiştir. ilk peygamber hz. adem'in ne zaman geldiğini bilmek meçhul. he siz ilk insan 3000 yıl önce vardı derseniz o zaman size tarih dersi vermeden mantık dersi vereceğim. 14 milyar yıllık evrende acaba ilk günden beri mi canlı varmış. ya da tanrı 3 bin yıl önce insanoğluyla birlikte mi doğmuş.

olum allah aşkına diyorum sorgulayacaksanız mantıklı sorgulayın. sonra atayizler neden alay konusu oluyor diyorsunuz. kızlara hava atmak için böyle sorularla gelirseniz şamar oğlanı olursunuz. he aq tanrı insana muhtaçmış. şunu diyen canlılardaki organizma ile beyninizi yarıştırmayın lütfen.
bu konuda epey önce izlediğim yalanın icadı filmini herkese tavsiye ederim. din ile yalan arasında fark yoktur. çünkü yalan insanları tatmin eder. dünyada hiçbir işe yaramayan, engelli, işsiz, fakir milyarları dinden başka neyle zapt edeceksiniz ki?

ona diyeceksiniz ki sen dünyanın en değerli varlığısın, tanrı seni çok seviyor...

evet, bunu diyeceğiniz kişi gecekondu mahallesindeyse dinsizlik ile pek alakası olmaz zaten.

fakir, işsiz, ilkokul mezunu, çirkin, kısa boylu, sakat bir insana "allah yok " deme cesaretini gösterebilir misiniz?

gerçeklere katlanabilir misiniz?

ya da bunu herkese olgunlaşmamış, dinsizliği moda zanneden bir çocuk gibi rahatça diyebilir misiniz? bu, bu kadar kolay mıdır?

tanrı ya da din olmazsa şu an yaşayan anlamsız milyarların da yaşama direnci adına hiçbir kuvveti kalmaz...
şöyle demiş tanrı dünyanın bütün düşünürleri bi araya gelip beni düşünsün bulamazsınız.sadece bi kişi hissetsin bulabilir.sorgulamak ama eşeğin amına su kaçırıp devreleri yakmamak lazım.
düşüp sorgulamaz mısınız marx neden afyon demiştir dine? kin güdüp nefret ettiği için mi? yoksa üzerine uzun uzun düşündüğü için mi?

hayatını buna verdiği için mi?

afyon, rahatlatır, gevşetir, huzur verir, mutlu kılar, dünyayı toz pembe görürsünüz; cennet var, doğdunuz ülkedeki din genellikle en doğru dindir, çünkü o kültürün iyi noktalarıyla da fazlasıyla karşılaşır ve neden-sonuç ilişkisi kurarsınız...

din, bir uykudur. tatlı bir uyku.

tanrınız yanınız da olmasa, ölse, ve evrenin büyüklüğünü, yaşadığınız öznel matrix dünyasının dışını görmüş olsanız bu kadar rahat ve huzurlu olamazsınız elbette.

evrende yapayalnız kalmaktır tanrısızlık, dinsizlik. gerçeklerle yüz yüzesinizdir. görünmeyen, sizi motive eden dost ya da yardımcılarınız yoktur.

hayatın içindeki tüm gerçekleri aniden buz kesen bir gezegende tek başına kalan biri gibi gören birisinizdir, eğer bu seviyeye aklen, sürekli düşünerek ulaştıysanız.
insanın içindeki yalnızlık korkusunun yarattığı dış dünyadan şüphe etme hissinin adı tanrıdır. bir evrimci, bir darwinci müslüman ya da hristiyan; yahudi, musevi, budist vb. insanlar açısından bakarsak tanımı özneldir ve sonsuz şekilde varlığa bürünür zihinde.

evrenin ve kendi varlığının acı gerçekliğini kabullenmeyen, kabullenemeyen insanların kaderidir inanç sahibi bir dindar olmak. ateist, deist v.s. ne olurlarsa olsunlar hayatları dinle biter, bitecektir de.
din, tanrı bir hapistir. insanların kendilerine söylenen sınırların dışında kötü şeylerin olduğuna inandırıldığı ütopik film gibi.
Tüm tanrı tanımları aynı gerçeklik payına sahiptir. Eğer sonsuz tanımda tanrı varsa inandığın tanrının doğru tanrı olma ihtimali o kadar düşük demektir. Yeryüzünde 33 milyondan fazla tanrı tanımı varsa 33 milyondan daha yüksek bir ihtimaldir onun Allah olmama ihtimali. Buysa milli piyangoyu tek seferde oynayıp bilmediğin bir sayıyı tutturmak gibidir, başka hiçbir şansın yok. Eğer şans oyunlarını tekrar tekrar oynadıkça şansın artıyorsa hiçbir şekilde kazanma ihtimalin yok demektir. Yüzde 99 ihtimalle kaybedeceğin bir oyunu hangi diyalektiğe dayanarak oynuyorsun. Allah'ın tanrı olma ihtimali, olmama ihtimalinden çok çok az. Ve bu diğer her bir tanrı için geçerli, o halde bir tanrı yoktur. Tanrı, insan ürünü bir bilinemezdir. Yokluğu ispatlanan şeyler tanrı değil, insanların zihinlerinden tasarladığı sonsuz tanımlardır. Bu bakıma pekala diyebiliriz ki tanrı bir hayal ürünüdür.

varlığı öznel inançlara bağıldır. tanımı onun varlığıdır. mesela evrimle yaratan, yaratılış ile yaratan; sadece cenneti yaratan, cennet cehennemi bir arada yaratan; tanrı tanımları dinlere, mezheplere, itikatlara, görüşlere, isteklere, arzulara göre çeşit çeşittir.

misal müslümanlara bakarsak hepsinin de kendi paradigması vardır. hepsinin de kendi dini, yolu en gerçek islam, en doğrusudur. hepsinin de adı allah olan tanrısı vardır, ama aynı tanrıya inanmazlar. çünkü bir tanrı bir tanımdır, onun varlığı da tanımı olduğundan, ve inanlar da çeşit çeşit inançta olduğundan allah'ın varlığı bile tamamen değişkendir. hangi allah, yehova, elohim v.s. doğru, hakiki tanrı?

bunu sadece tanrıya sorabilirsiniz. insanlar size cevap veremez, cevap verdiğini iddia eder samimi inançlarıyla, bağlılığıyla, ciddiyetiyle.
her iki rakamı da bulan/ortaya çıkaran/icat eden/farkeden, her iki rakamı da mukayese eden, her iki rakama da anlamlar yükleyen insandır. ince görmek istersek ne evren tam 14 milyar yaşındadır, ne de tanrı fikri tam 3000 seneliktir. ama konu bu değil.
(bkz: 1400 senedir islam a küfretmek)
Bazı insanların kendi tanrılarını zihninde oluşturduğu ve günümüzde de oluşturmakta olduğu kısmen ve maalesef doğrudur. Aslında Tanrı Bir'dir, insanlardan istediği de ilk insanı yarattığı günden beri hep aynıdır.

Fakat bazı insanlar, çıkarlarını ve arzularını dizginleyen ne varsa zaman içinde istedikleri ile değiştirme yoluna gitmiştir ve hala da bunu yapmakta olanlar vardır. Böylece insanlar kendi tanrı ve dinlerini meydana getirmiş oldular. Bu nedenle insanlık tarihi çok sayıda din ve tanrı anlayışı gördü, görmeye de devam ediyor.

insanlar gerçekten uzaklaştıkça Allah sürekli yeni bir peygamber göndererek, insanları doğruyu tekrar tekrar göstermiştir. Fakat bazı insanlar maalesef tahrif etme sevdasından bir türlü vazgeçmemiş ve bu yolla kendini yaratıcısının yetkilerine ortak görmeye çalışmıştır.

Allah son peygamberi ile son kitabı olan Kuran'ı 1.400 yıl önce göndermiş ve Kuran'ı kıyamete kadar koruyacağını açıkça beyan etmiştir. Yani tahrif çabaları yine olacaktır, kendini Müslüman sayan ama aslında Müslüman olmayan gruplar olabilecektir. Fakat kıyamete kadar mutlaka Kuran değişmeden kalacak ve mutlaka Allah'ın istediği gibi gerçekten Müslüman olan insanlar var olmaya devam edecektir.
zamanın ne olduğunu bilmeyenlere garip gelir.

bilmemek ayıp değil. kibir ayıp.
Dünya insanın imtihan yeridir.imtihan edilecek canlıda insandır.Ki ilk insanda peygamber olarak dünyaya gönderilmiştir.