entry'ler (97)

yazarların şu an dinlediği şarkılar

gülden karaböcek- kır çiçekleri

gecenin şarkısı

candan erçetin- ben kimim

mimar sinan güzel sanatlar üniversitesi

otomasyon sorunu sinir bozan üniversite.

aşık olamamak

Kendini sevememeyle alakalıdır. birini sevebilmek için insan önce kendini sevebilmelidir sonra başkası için yer açılmaktadır.

ilk kez sevgilisi olan insanın yapacakları

Sürekli sevgilisini arayıp soracaktır. yasaklar falan kıskançlıktan gelen kurallar olacaktır. bütün arkadaşlara büyük aşk anlatılacaktır. yapmayın. hiç hoş hareketler değil bunlar. ilişkinin ömrünü kısaltır.

tüm mutsuzluğu bir anda unutturan şeyler

Kesinlikle spordur. 20 dakikalık basit bir egzersiz bile insanı mutlu etmeye yeterlidir.

kezban

Erkeklerin elde edemedikleri kızlar için kullandığı söylemdir. Bu erkekler için (bkz: mahmut)

sözlük yazarlarından şiirler

Bütün bunlar bitince geriye biz kalırız.
Sisli yağmurlar ardından, ağlarız.
Sevinçten süzülen o yaşların asilliğinde,
Kendimize uçan hayaller ısmarlarız.
Korkma...
O gün geldiğinde ikimizde anlarız
Ve susmaz herkese anlatırız.
Biz el ele tutuştuk mu,
Hem yanar hem yakarız.

kumralım

Nostalji yapmak için bire bir şarkıdır. Şıkır şıkır oynamalık müziği sözleriyle öyle bir tezat içerisindedir ki gülmekle ağlamak arasında kalır insan. Hem eski çocukluk hatırlanır hem anılar.

üniversiteye yeni başlayacaklara tavsiyeler

küçük şehirlerden istanbul'a gelmiş arkadaşlarımıza,istanbul kültür üniversitesine kayıt olanlara ya da inşaat mühendisliği seçiminde bulunmuş arkadaşlara yardımcı olabilirim. mesaj atmanız yeterlidir.

ha biz istanbul'u iyi biliriz, kültür üniversitesini de çok iyi biliriz, inşaat mühendisliğini sizden öğrenecek değiliz diyorsanız amenna.

ramazan ayında gece vakti ortaya çıkan davulcular

(bkz: ramazan davulcusu/#20618032)

ramazan davulcusu

modern zaman, çalar saat gibi geyiklerin dışında aslında daha da büyük problemlere sebeb olan iş kolunda çalışan ayrıca sırf dini alet ederek hiçbir yetenek, özel bir kabiliyet gerektirmeden 1 ayda zengin olan mafyalar topluluğu.

ramazan davulcuları yasaklanmalı. sırf "geleneğimiz" diye karşı çıkan güruhun bilmesi gerekir ki ; özellikle istanbul gibi, dip dibe bitişik binalarda, binlerce insanın uyuduğu bu daracık sokaklarda kimsenin rızasını almadan 1 kişiyi bile rahatsız etmek vicdan hürriyetine saygısızlıktır.

nasıl zamanında tüp gaz satıcıları, seyyar satıcıları sokaklarda megafon ile bağırması yasaklanmışsa, bu çağ dışı uygulumanın da bir an önce yasaklanması gerekir.

hasta insanlar, yaşlılar davul sesiyle, zorla uykusundan uyandırılmamalı, ülkemizde yaşayan gayri müslümanlara saygısızlık yapılmamalı geyiğine girmeye gerek kalmadan oruç tutmayan ya da sahura kalkmayan 1 kişi bile olsa "özgürlükçü (!)" ülkemizde rahatsız edilmemeli, uykusunun ırzına geçilmemelidir.

Kişinin özgürlüğü, başkasının özgürlüğünün başladığı yerde biter. yani 'benim davul sesi zevkim başkalarının uykularını kaçırırsa kaçırsın.' düşüncesi insan haklarıyla dolayısıylada islam inancıyla tezat düşer. o iş sizin özgürlüğünüzden çıkıp başkalarının özgürlüğünü kısıtlama noktasına ulaşmamalıdır.

ama ben bunları neden yazıyorum ? boş yere yazıyorum. bu ülkede din faşizmi, dini alet ederek rant peşinde olan insanlar var olduğu sürece yasaklanmasının gündeme gelmesi bile söz konusu olmayacaktır.

bizim ülkemizde tencere tava çalmak suç ama davul çalmak gelenektir. böyle bir ülkede yaşıyoruz. bize her şey müstehak.

(bkz: ülkeyi terk etme sebebleri)

eyeliner

bakışları inanılmaz derecede manalı yapan makyaj malzemesidir.

volkan demirel in götüne çarpan top

türkiye'nin en büyük takımlarından birinin senelerce kaptanlığını yapmış bir futbolcunun verdiği beyanat, barzo mu deseydim ?

çocukken yapılan salaklıklar

9-10 yaşlarındayım. ilk orucumu tutacağım. çizgi filmimi izlemek için sabah erkenden kalktım. ilk oruç olduğunda endişelerim var ya bozulursa orucum diye. bu nedenle de tükürüğümü yutmak istemiyorum sanıyorum ki orucu bozacak. ağzım tükürükle doluyor gidiyorum lavaboya tükürüyorum tekrar geliyor. durmuyorum tekrar gidiyorum lavaboya, televizyonun karşına geçiyorum tekrar geliyor, kalkıp lavaboya gidiyorum. abartısız 1 saat boyunca bunu yaptım artık çizgi film zaten çoktan hiç oldu, bende de hal kalmadı ne yapacağım bütün gün lavaboda mı kalacağım diye düşünürken annem uyandı ve bu halime epey bir güldü, tükürük yutmakla bir şey olmayacağını söyledi de rahatladım.

a thousand splendid suns

3 sene kadar önce okumuş olmama rağmen net hatırladığım nadir kitaplardandır. derinden insanın içine dokunabilen hüzün ve mutluluğu yaşatabilen güzel eserdir. bu kitabı sevenlere aynı yazarın 'uçurtma avcısı' kitabı önerilmektedir.
(bkz: uçurtma avcısı)

yaprağın kaderi

'gözbebeklerinden martılar uçuyor' diyor şarkı. bu nasıl bir anlatım bu nasıl bir duruluk ve aynı zamanda bir çok duyguyu anlatan bir şarkı ki hep beni benden alabiliyor? bu sözlerden sonra yaşar'ın başka bir şarkısına dalar düşüncelerim. o şarkıda da 'ellerin eskisi gibi beyaz mı bana bunları o ellerle mi yazdın?' diyor yaşar.
bazı şarkılar çok farklıdır,anlamlıdır. o şarkılar sizi başka yerlere sürekli götürüp getirir. bu şarkı da onlardan biridir.
(bkz: onun vedası)

güç kablosu olmadan çalışmayan laptop

laptop özelliği kalmamıştır. o artık bir masaüstü bilgisayarıdır.

orucunu ayranla açan tip

içkiyle oruç mu açılır diye düşündürür.
(bkz: milli içkimiz ayran)

günün sözü

gezi parkında dolaşın ama bekleme yapmayın.
(bkz: hüseyin avni mutlu)