bugün

entry'ler (47)

bangkok

Asil adi Melekler sehri olmasina ragmen, soylenisi zor oldugu icin, ismi yabancilar tarafindan degistirilip Bangkok olan bir sehirdir. Taylandin baskentidir. Ayni zamanda turismin merkezi olup, buyuk sarayi tapinaklari, mukemmel thai yiyecekleriyle buyuk sayida turisti kendisine ceker. Bu guzel yemeklerin varligindan bir haber turistler de patates kizartmasi ve birayla karinlarini doyurmaktadir.
Trafigin en cekilmez oldugu sehirlerin basinda gelir, ayni zamanda klima kullaniminin da en yaygin oldugu sehirdir. Ama bun un yaninda cok yaygin olan takatukalarla ulasim daha da kolaylasir. Bir cok zorluga gunluk strese ragmen, insanlar guleryuzlu, ve musafirperverdirler.

tosun paşa

tum turk halkinin, dialoglarini bile ezbere bildigi filmdir. Her ne kadar 50 kez izlense de yine yeniden bikmadan izlenecek olan esprileri eskimeyen, turk sinemasinin en basarili filmlerindendir.

les parents les plus strictes du monde

Dunyanin en siki aileleri adli fransiz televizyon programi. Yaramaz fransiz gençlerini (13-17 yas arasi),secip farki bir ulkeye fransizca konusulan bir ailenin yanina gondriyorlar. Giden iki genç, bulunduklari ulkeyi hic bilmiyor (mesela ,lubnan, canada, turkiye vb.) ve yeni ailelerinin yaninda bir haftada ailelerinin onlara veremedigi sorumlulugu terbiyeyi vermeye calisiyor. tabi bunun bir program olgudunu unutmamakla beraber reyting amacli senaryolarda yazilmiyor degil. 1 hafta sonra cocuklar fransaya geri donuyor ve artik kotu huylarindan vaz geciyorlar. tabii bir haftad adegismeleri nasil mumkunse, ozellikle kameralarla birlikte.....

nice

Tamamiyle akdeniz kulturunu tasiyan, bir yani masmavi deniz diger yani yemyesil orman, Fransiz sehri, italya sinirina 1 saatlik uzaklikta, sehir her nekadar emekli parislilerin yazlik mekani gibi gozukse de ayni zamanda bir ogrenci sehridir.

egina adasi

Yunan adasi, atinaya en yakin mesafedeki adalardan biri. sevimli sakin yasil fistigin bolca bulundugu, sirin mi sirin sevimli konuksever insanlariyla hos bir ada. atinadan gidis donus gemiye 18 euro,atinaya gitmisken gorulmeye deger bir yer ve gormeden donmek de yazik.

caddede yiyişen sevgililere baskı uygulanmalıdır

baski uygulanmamali insanlar bilinçlendirilmeli, unutmamak gerekir ki istanbulda koyluk bir yer degil gayet kozmopolit avrupali bir sehir. insanlarin gorus acilariyla dunyaya nereden baktiklariyla alakali bir durumdur.

draje dergi

Marmara universitesi Fransizca kamu yonetimi bolumunde okuyan bir kaç arkadasimizin cikarmis oldugu, ilk sayfasindan emek kokan sevimli okunasi bir dergi. tavsiye edilir

artı değer

Iscinin kendini yeniden uretebilmesi icin 6 saat calismasi gerekmektedir. Bu 6 saatin degeri 3 dolardir bu durumda, isci butum hafta calisir da sadece pazar gunu calismazsa elde edecegi gelir haftada 18 dolardir. Bu iscinin kendini yeniden uretebilmesi icin yeterlidir. Yalniz bu durumda kapitalist yani sevgili patron, makinain bakiminin giderleri, depo kirais vb giderler ve iscilere odedigi massin toplami kendisini uretim sonrasi kazandigi parayla ayni, o halde hemen devreye girer ve zekilik yapar der ki: ben bu isciyi gunde 9 saat calistirayim ve ayni gunde 3 dolar vereyim hazir gelmisken, teri sogumamisken, bende boylelikle batmamis olurum.iste kapitalist sistemin temel sorunu budur.
Burada kapitalist kiraladigi emek gucunu istedigi gibi kullanir, cunku burada kapitalist emek gucunu istedigi gibi kullanma hakkini satin alir. emek gun=cunun kullanimi kullanilan emek gucunun verdigi enerjiyle sinirlidir. Emegi degil emek gucunu kiralayip emegin degerini oder ama unutur ki emek gcu emegin kendisinde daha degerlidir.

elif şafak ın çakma yazar olması

Elif safagin cogu kez verdigi seminerlerde sorulan klasik bir sorudur bu neden ingilizce yaziyorsunuz? ve her seferinde verilen cevap soyle olmustur:
"Diller arasi gecis yapmayi seviyorum, ve kitaplarimin turkceye cevrilmesinde her zaman buyuk katkim oluyor, osmanlica kelimeleri severek kullaniyorum, bu acidan tdk'ya da biraz karsiyim, omurleri bizden cok olan kelimeleri dilden silemeyiz". ve bunun uzerine bu soruya karsilik kendisi her zaman gocebe bir hayat yasadigini da uzerine basarak belirtmistir.

ditty

allah rahmet eylesim, allah yakınlarına sabır versin hepimizin başı sağolsun...

selena ile nana yi oldurme hissiyati

bütün çocukaların ve özellikle kardeşlerimin müptelası olduğu dizi, nefret ettim!!haftalık böşümler yetmiyormuş gibi tekrarları var birde, onu da izliyorlar sonrada garip sorularla karşılaşabiliyorsunuz.gerçekten oyuncaklar dünyası varmı?

nicolas cage

şimdiye kadar en başarılı bulduğum amerikalı oyuncu, özellikle savaş tanrısı filmi görülmeye değer-dünya ülkelerinin inanılmaz gerçeği ile yüzleşeceğiniz belgesel niteliğindeki film- aynı zamanda melekler şehri de romantik alandaki başarısını ortaya koyuyor.

diyanetin alevilere hizmet vermemesi

hala daha cem evlerinin ibadethane yapılmamasıyla-sayılmaması daha doğru- beraber, hiç bir şekilde maddi katkı sağlanmıyor diyanet işleri tarafından ama gayet de vergi alınmaya devam ediliyor.

bir okuze bir bebek

2006 yapımı mükemmel bir etiopya belgeseli, türk bir yönetmen tarafından etiyopyada çekilen belgeselde, kadınların yakalandığı ilginç bir hastalıktan ve bu hastalık nedeniyle toplumdan dışlanmasından bahsediyor. gayet başarılı belgeselde bahsedilen hastalık kadınların çok küçük yaşlarda evlendirilmesi ve temiz koşullarda yaşanılmamasından kaynaklanıyor. kadınlar erken yaşta hamile kaldıkları için, kürek kemikleri fazla gelişmediğinden doğumu taşıyamıyorlar doğan çocuk erkek olmakla birlikte ilginç bir hastalıkta ortaya çıkıyor, böyle kadınlar çişini tutamaz hale geliyorlar ve sürekli akıntı halindeler , bir daha çocuklarının olması mümkün değil ve tedavi olmak çok pahalı ve hastahane uzak.bu sebeple kocaları kadınlarını boşuyor ve tedavi için herhangi bir uğraşta bulunmuyorlar , toplumda da dışlanan kadınlar psikolojik bir tramva yaşıyorlar.yönetmenin tesadüfen bulduğu bu küçük etiopyalı aile, daha televizyonun ne demek olduğunu bilmeden-ki sadece radyoyu tanıyorlar - böyle bir belgeselin öyküsü oluyor.öykü 8 yaşında evlendirilen ve (kağıt üzerinde deniyor) ve ergenlik çağına erdiği zamanda hamile kalan sonra bu hastalığa yakalanıp tekrar başkasıyla evlendirilen ve 2. kocası tarafında da terkedilen 3. kocasıyla evlendiğinde tedavisi bitmiş olan ama hala doğum yapması imkansız olan , buna rağmen cehalet yüzünden tekrar hamile kalıp bu hastalığa yakalanan bir kadını anlatıyor,ama bu sefer kocası onu terk etmiyor aksine onun için tek malı olan öküzünü satıp (45 euroya)-ki bu etiopyada milyonda bir görülen bir davranıştır-karısını tedavi ettiriyor, yardımseverlerin bağışlarıyla kurulan hastahanede bir çok akdın gibi o da tedavi görüyor ve sonunda bir erkek çocuk dünyaya getiriyor.yönetmen bu hastalığın etiopyada bir tabu gibi saklandığını, ve kimsenin konuşmak istemediğini de belirtti.belgeselde hastalığın yanı sıra, etiopya halkının kültürünü ve yaşayış tarzlarını görebilirsiniz.

durzi

dürzi inancı:
genel olarak inançlarının içeriği gizli olan dürzilik ,hristiyanlık ve müslümanlık ,yahudilik gibi tek tanrı inanç sistemine dayanır.realkarnsayona inanırlar,Dürzi inancının ilkeleri: diline sahip olma (dürüstlük), kardeşini koruma (kardeşlik), yaşlıya saygı, diğerlerine yardım, vatanı koruma ve bir Tanrı'ya inanmaktır.Dürziler çok eşli evliliği, tütün ve alkol kullanımını, domuz eti tüketimini yasak sayarlar. Ayrıca Dürzilik Müslümanlar, Yahudiler veya diğer dinlere mensup olanlarla evlenmeyi yasaklar. Fakat bu modern topluluklarda çoğunlukla göz ardı edilmektedir.dürzilik sembolu 5 renkli bir yıldızdır-dürzi yıldızı-, bu yıldızın her rengi ayrı bir sembolü ifade eder:zeka (yeşil), ruh (kırmızı), kelime (sarı), gelenek (mavi) ve içkinlik (beyaz).birçoğu lübnanda yaşamaktadır(batı kesimde)

beyrut

istanbula benzeyen bir zamanlar orta doğu'nun kültür şehri olan lübnan şehridir.nüfusunun çoğunluğunu müslümanlar oluşturur.Aslında iç savaş öncesinde hristiyan ve müslüman nüfusu eşit olmasına rağmen bugün batıda durziler dahil olmak üzere çoğunlukta müslümanlar yaşamaktadır.Yine sunniler çoğunluktayken göç sebebiyle şiilikte yaygınlaşmıştır.aynı zamanda fransız dili ve kültürüne aşık olan lübnan, farnsız kolonisi olmamasına rağmen ülkede çoğunluğun fransızca konuştuğu bir ülkedir.ve beyrutta bulunan Saint Joseph Üniversitesi, buna örnektir.Saint joseph gibi Beyrut Amerikan Üniversitesi,Lübnan Üniversitesi ve Beyrut Arap Üniversitesi de arap ülkelerinden bir çok öğrenciyi beyruta çeken faktörler arasında.ama çıkan iç savaşlar beyrutun bu cazibesini kaybetmesine neden olmuştur.

adieu ma concubine

fransızca "elveda kraliçem" anlamına gelen bu film, 1945 komünizm devrimi öncesi, 1960 kültür devrimi ve modernleşme çabalarına kadar geniş üç kuşağı anlatıyor. film 10 yıl boyunca çinde yasak olmasına rağmen bugün serbest bir şekilde izlenebiliniyor.filmde konu edilen pekin tiyatrosu ülkedeki geniş çaplı köklü değişimi anlatabilecek güçte ve filmi zilerken aynı zamanda da çin kültürünü, tarihini çok daha iyi anlıyorsunuz , ve eğer ilgileneniz varsa kültür devriminin tüm inceliklerine varıncaya kadar bu filmde birçok şey bulabilirsiniz.

les choristes

izlediğim en güzel filmler arasında olan koro bir yatılı okul hikayesi:
1949 yılı savaş sonrası Fransa'da işsiz müzik öğretmeni clément mathieu gelen bir teklif üzerine yatılı erkek öğrencilerden oluşan bir okulda işe başlar.Yerin dibi adı verilen okulda tamamen birbirlerinden farklı karakterlerden oluşan ve oldukça asi tavırlar sergileyen öğrenciler bulunmaktadır. okulun müdürü ise öğrencilere karşı oldukça sert davranmakta ,acımasız cezlar vererek disiplini sağlamaya çalışmaktadır.Clament bu gibi cezalar ile hiçbir sonuca varılamayacağını,cezaların caydırıcı olmak bir yana öğrencileri ispiyonculuğa özendireceğini ve aralarındaki çatışmayı arttıracağını düşünmektedir.aklına gelen en iyi çözüm ,en iyi bildiği iş olan müzik sayesinde öğrencilere ulaşarak onlara farklı bir dünyanın kapılarını aralayabilmek olur...

lord of war

gerçek bir silah satıcısının (aslında satıcılarının )hayatından esinlenerek yapılmış belgesel niteliğinde toplumsal bir mesaj veren film, film hikaye olmamakla beraber sonunda, akan ekrandaki silah satış oranlarının dünya ülkeleri üzerindeki sıralaması da dikkat çekiyor:hatırlatalım,
amerika birleşik devletleri, rusya, ukrayna, fransa ve çin...

persepolis

okuduğum en iyi çizgi roman.persepolis iranı küçük ve zeki bir kızın gözünden eğlenceli bir şekilde anlatıyor.