bugün

kaybetmişliğin hasıdır..

yaşamı boyunca üstüne yüklenmiş veya yüklendiği zannedilen o misyonu yerine getirmeye çalışmış kişinin son feryadıdır aslında.. ya zayıf insanların başına gelir yada insanların zayıf olduğu noktaya düşer.. bir istek vardır insanın içinde birine karşı veya bir işe karşı.. hedefleri vardır yaşadığı hayatta, ileride mutlu olabileceğini düşünerek.. yada mutlu olmamak adına sadece bir takım şeyleri etrafındaki kişilere inat başarmayı isteyerek..

bu yol engebeli mi, düz mü kimse bilmez.. sağına baksan düz gözükür devam etmek için çabalarsın, soluna baksan engebelerin hasıdır.. siktir et diye söylenip gidebilirsin de.. olacaklar aslında daha önce olmuşların veya olanların bir göstergesi olsa da bu üstüne yüklenen yada üstüne kendin yüklediğin misyon.. her neyse işte.. işte o sana yol göstereceğine engebe de oluyor bu hayatta.. kafa bulmak gibi hayat, dalga geçer gibi.. sen kalk bir şeyler için çabala et, emek ver.. en nihayetinde zamanını harca.. zaten önemli olan zaman para değil ki her şey geri gelir zaman asla.. sen kalk zamanını harca ancak bir yanıt bulama.. madem yanıt bulamayacaktık, madem tutunacak son dal aslında tutunduğumuz ilk dal olacaktı ve biz yine başa dönecektik neden yaşıyorduk ki. nedeni neydi? sevmek mi.. karşılıksız sevmek mi.. neden?

hayvan değiliz ki et avlayıp çiftleşip üreyelim.. düşünüyoruz en nihayetinde dostum karar veriyoruz biz.. oturup kafa patlatıyoruz ve ağlıyoruz.. ağlıyoruz ulan işte zayıfız lan.. neden sonu belli değil ki neden yani.. veya neden hiç bir zaman sonu bizim istediğimiz gibi değil ki..

velhasıl kelam böyle masa başında arkada bir fon müziği eşliğinde kafayı bulduğun şarabıyla dertleşiyor insan..

ee güzel renklim söyle bana.. şimdi ne olacak?
Üniversiteyi okudun, askerliği yaptın, hatırı sayılır bir işte çalışıyorsun, iade eden maaşın var. Yaş otuza dayandı. Peki sırada ne var? Herkesin malumu; evlilik mi? Ama durun bir dakika daha büyümedin yapacakların var aslında. istemiyorsun ya da ne istediğini bilmiyorsun. Bazen kötü ama idare ediyorsun işte. Aslında korkuyorsun. Hayat elini korkak alıştırmış. Yıldıkça, küstükçe içine kaçak kat çıkmışsın.

işi gücü bırakıp kendini yollara mı atsan? Yine kitaba müziğe mi gömülsen? Tat alamayışının, duyamayışının sebebi ne ola? Hep ertelenmek istenen bir varoluş kasveti mi bu yaşadığın?

Söyle şimdi ne olacak? Ne yapacaksın?

Sıradanlığınla yüzleş. Herkes ne yapıyorsa onu.. çok düşüneceksin ama kar etmediğini göreceksin. Canın sıkıldıkça böyle saçmalayarak deşarj olacaksın.
Hala beyni olduğunu ve o beynin hala işlediğini gösterir.
Yap gitsin yaşa bitsin denilerek sineye çekilen her insanın en az bir kere kendine sorduğu sorudur.
sıra evlenip ikinci evi alıp 30uma kadar kredi ödeyip 30dan sonra arabayı yenileyip 40ıma kadar kredi ödemeyi düşünüyorum bu evre arasında bi yerede çocugu sıkıştırıcam inşallah.
Sürekli, dönüp dolaşıp bu noktaya geliyorum. *
son yudum efesi aldığında akla gelen şey. yeni bi tane mi açılacak yoksa ara mı verilecek?