bugün

orjinal adı De Helaasheid Der Dingen olan 2009 belçika hollanda ortak yapımı filmdir. yönetmenlik koltuğunda oturan Felix Van Groeningen aynı zamanda senaristidir filmin . film bu gün itibariyle (17.04.2010) istanbul film festivalinde altın lale en iyi film ödülünü de almış bulunmaktadır. film Küçük bir kasabada fakir ve cahil babası ile üç amcasıyla yaşayan on üç yaşındaki guntherin ıstıraplı ergenliğe geçiş hikâyesini anlatmaktadır.
çok.çok iyi bi film.aldığı ödülü fazlasıyla hakediyor.teknik,senaryo,oyunculuklar..vasat diyebileceğim hiçbir yanı yok.bu seneki en iyi festival filmi.
"hayatımın içinden akıp giden tren, yoluna devam ediyordu.
ancak trenleri birçok nedenden dolayı affedebiliriz. en basiti, o bir trendir.
arabaların tersine, trenler dünyanın arka tarafında ilerler.
istasyona yakın kenar mahalle evleri diğerlerinden biraz daha iyi haldedir.
ama raylarda yol alırken yalnızca kötü halde olanları görebilirsiniz.
hiçbir araba yolculuğu, bir memleket hakkında tren yolculuğu kadar fikir veremez.
bahçelerimize, çatı katlarımıza ve barakalarımıza bakarsınız.
iplerde kuruyan iç çamaşırlarımızı görürsünüz.
bahçe süslerimize, kerevizlerimize, pırasalarımıza, verandalarımıza ve tuğladan yapılma barbekülerimize bakarsınız.
flaman topraklarında boy gösteren, mahkeme kararınca onaylanmış ama tadı olmayan otları ağır ağır yiyen inekleri görürsünüz.
rayların kenarındaki, yere sabitlenmiş tozlu mermer ve granitlerin, sevdiklerimizin son durağı olan yeri simgelediklerini görmek istiyorsanız, trene binin."

the misfortunates
2010 iF istanbulda altın lale en iyi film ödülünü aldığındaki ismi 2011 yılında çölde kutup ayısı olarak değiştirilen filmdir . şeylerin boktanlığı adıyla en iyi film ödülü verilen filmi 1 sene sonra çölde kutup ayısı adıyla gösterime sokmak nasıl bir mantığın ve zihnin ürünüdür merak konusu. fakat çok açık birşey var ki oda ülkenin sinema yapımcıları ve dağıtımcılarının sinema sanatının değerleriyle çok kolay oynayabildiği.
insanda tren yolculuğu özlemi yaratan trajikomik film.

"Arabaların tersine, trenler dünyanın arka tarafında ilerler.
istasyona yakın kenar mahalle evleri diğerlerinden biraz daha iyi haldedir.
Ama raylarda yol alırken yalnızca kötü halde olanları görebilirsiniz.
Hiçbir araba yolculuğu, bir memleket hakkında tren yolculuğu kadar fikir veremez."