bugün

yıllardan beri akıl erdiremediğim, böyle olmasın dediğim, bu düzenin değişmesi için kimseden bir kıvılcım gelmemesini de hayretle takip ettiğim olay.

yolculuk boyunca yolu izleyip sıkılmayan, en öndekiler. gökdelen camı gibi bir ön cam sayesinde dünya onlara güzel. kek-kola servisinden ilk faydalananlar, en öndekiler. arkadakiler "benim kaffeye de sıcak su gelsin de öyle yiyim kekimi" diye düşünürken en öndekiler çoktan gıdaları tüketmiş oluyor. asitli içecekler bu kişilerin önünde açılıyor, en asitli halini bu kişiler içiyor. arkadaki adama asitsiz kola kalıyor; şekerli su resmen. arkadakiler "muavin burdan geçerken isteriz" çekingenliği yaşarken muavine yakınlığı sayesinde istediği an su talep edebilme olanağı, öndekilerde. molalarda tuvalete ilk ulaşma şansı, öndekilerde. önündeki denyonun koltuğunu senin kucağına kadar yatırmasın istiyorsan en önde olman lazım. daha bunlar saymakla bitmez...

en anlayamadığım nokta ise arkada 2. sınıf insan muamelesi gören yolcuyla en öndeki torpilli kişiler aynı parayı veriyor. bunca farka sahip olmanın tek sebebi bileti erken almak olmamalı; arkadaki yolcuları itin götüne sokmanın tek sebebi bu olmamalı; dönüyor bir kumpas; yemezler!

imza: "feministlik kocayı, komünistlik parayı bulana kadardır." sözüne günden güne hak veren; geçmişin arka koltuk insanı, günümüzün ön koltuk eliti; geldiği yeri unutmayan, ama öne geçtikten sonra bu rahatlığı da kaybetmeyi göze alamayan... şaka lan şaka; imza: cemsultan