bugün

Suskunluğun kayıtsız sessizliğine bürünen şair kelimelerini içsel söyleşisinden bile saklar, ruhundaki derin gölün dibinde bulunan hazinesine inci mercan misali sözcükler koyar. Gel git dalgaları ninni misali şakaklarında uğuldar, o ise susar, sustukça sessizliğinin derinliği artar.

Katlanıp dürülen beyaz bir mendil gibi temizdir kelimeleri, gözyaşlarını o mendille kurular. Avuntusuz koylarda gezen bir yengeç misali yan yan gelir yanına umutlar. Ey şair, sessizliğinde bir serzeniş mi var?
fırtına öncesi sessizliktir. yeniden, bir süre sonra rüzgarla birlikte sırımsıklam bir coşkun bir aşk veya sırılsıklam bir hüzün olarak mısra mısra tekrar yağar.

şairdim vuruldum,
şiirdim savruldum.
yorgundum duruldum,
sabırla kuruldum.
ardından dizelerle patlayacak olan bir fırtınadır.
istanbul'u dinliyorum olma durumudur.